Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2006-06-13 18:32:55
Mesaj konusu: KEMAL...
|
|
|
Türk futbolunun Kemal’lerine dair…
Çocukluk yillarimda, Ankara Kurtulus'ta oturdugumuz apartmanda bir Kemal yasardi...
Bu Kemal, yasli annesi ile birlikte oturur, hiç bir isle mesgul olmaz, bütün gün aylak aylak gezer, yasamini babadan kalma mirasi yemekle geçirirdi. Çocuktum, bilemem, ama konu komsu, ona kalan mirasin hayli yüklü oldugunu, Kemal’in rahmetli babasinin çaliskan, saygi duyulan bir beyefendi oldugunu söylerdi.
Tek tük arabalarin park ettigi apartmanin önünde, Anadol marka arabalarin matah sayildigi mütevazi zamanlarda, Kemal’in lüks arabasi hemen göze çarpar, o yillarda sira disi sayilan yurt disi gezileri, pahalli tatiller, kendi gibi sik dostlari, gelip gideni, onun yasamindan hiç eksik olmazdi.
Beni gördügü zaman “N’aber ufaklik, yine mi okula gidiyorsun, okuyup da ne olacaksin…” tadinda konusmalar yapar, yüzünden gülümseme hiç eksik olmazdi. Alayci edasi, yukarlardan bakar tavirlari vardi. Pek yukarlardan. Mirasyedi halleri herhalde, ben küçüktüm, bilemem…
Kemal, uzun bir zaman, kendisine kalan yüklü mirasi, babadan kalma hanlari, hamamlari, evleri, arsalari velhasil elde para eden ne varsa satarak yedi. Yasamini tam bir mirasyedi olarak sürdürdü.
Ben çocukken, Kemal hiç çalismadi, hep yatti, hep gezdi, hep yedi.
Ta ki ben büyüyene kadar…
***
Üniversite imtahanlarina hazirlandigim zamanlarda, Kemal babadan kalma mirasi tüketmis, eski satafatli görüntüsünden uzak bir yasam sürmekteydi. Artik geleni, gideni de pek yoktu. Apartmanin önünde görmeye alistigimiz lüks arabasinin yerinde yeller esmekteydi. Yurt disini da, artik yalnizca TRT’de ki belgesellerden görür olmustu. Velhasil, hazira dag dayanmadi.
Bir gün, Kemal'in dairesinden, yasli anneciginin;
"Kemal oglum, bari ütüyü satma, ben ütüsüz ne yaparim..."
diye sizlanisini duydum. Ama Kemal, yasli kadinin yalvarmalarina hiç aldirmadan, evden elinde ütüyle çikip gitti. Sanki, yüzündeki gülüseme de gitmis gibiydi.
O zaman anlamistim, bu yasamda Kemal'in para ugruna satmayacagi hiç bir sey yoktu.
Mirasyedi Kemal, elde kalan ne varsa, satti ve yedi, son demine kadar…
O apartmandan tasindiktan sonra, bir daha hiç görmedim Kemal’i, hiç haberini almadim.
Kemal’e ve yasli annesine ne oldu, hiç bilmedim…
***
Kemal ve yasli annesinin bu hazin hikayesi, günümüzde Türk futbolunun “Padisah” konumunda ki mirasyedi külüp baskanlarinin görüntüsünü hatirlatiyor nedense...
Gelecege dair yatirim yapmayan, amaçsiz, hedefsiz, vizyonsuz kulüplerimiz geliyor aklima. Pazarda görsek tezgahindan meyve almayacagimiz adamlarin cenderesinde sürünen, yasli, yorgun, kötü yönetilmekten bitap düsmüs futbol kulüplerimiz. Atalardan kalma mirasi yemekle simdilik bitiremeyenler. Ama nereye kadar. Bozuk bir mehter marsinin cizirtilari esliginde yol almaya çalisan, bir ileri iki geri. Kapilip bahtinin rüzgarina…
Her transfer sezonunda, miyadi geçmis yabancilara çuvallar dolusu paralar saçan, adi sani duyulmamis üçüncü sinif yabancilari ülkemize getirip, yaptiklari göstermelik transferleri ‘Bomba transfer’ diye yutturanlar. Sahip olduklari koltugun hakkini veremeyenler. Kulüpleri borç batagina saplanmis iken, üzerine sorumluluk almayanlar. Piskin tavirli adamlar.
“Baskan” sifatli adamlarin, iki dudaginin agzindan dökülecek kelimelere bakiyor Türk futbolu. Kongre salonlarinda, “bugün sünnet yarin deniz” havasinda sipsak gerçeklestirilen yalan seçimler belirliyor kulüplerimizin kaderini. Yönetmelikler, baskanlarin istekleri dogrultusunda belirleniyor, oy kullanacak kongre üyeleri de. Bir gecede kaç kongre üyesi peydahlaniyor, seçimi kazanma adina, koltuk adina…
Bir kez yapisan, o koltugu birakmak istemiyor, zira kokusmus bir sistemde baskanlik güç haline geliyor. Beter düzenin çocuklari, ülkelerinde Basbakan yardimcisinin adini bilmezken, kendi takimlarinin baskanlari hakkinda herseyi biliyorlar. Baskanlik, en degerli hazine…
Modern futbol kulübü isletmeciliginden nasibini alamamislarla dolu Türk futbolu, ve kanimca üzerinde düsünülmesi gereken budur. Yabana atmayin. Avrupa’da, medeni ülkeler futbolunda, “Baskanlik” denen, ve Padisahligi çagristiran ortaçag müessesesi yikilali çok olmustur. Onlarda, kulüpler, birer isletme olarak yönetilir, yönetim kurullari, transfer komiteleri, kulüp üyeleri, alt yapilari, ve belki de en önemlisi, ‘denetleyenleri’ vardir. Taraftara hesap vermekle yükümlüdürler.
Hiçbir ilerlemis külüp, “Ben aldim Ben sattim” siarinda, keyfe keder, beyaz çorapli bir baskanin, tekeline birakilmamistir…
Hiçbiri, padisahlik düzeni ile yönetilmemektedir…
***
Yeri gelmisken;
bir kulüp baskaninin, baska bir kulübe üye olmasininin mesrulugunu anlayamiyorum. Bu yalniz, bizim cografyamiza özgü bir durum olsa gerek. ‘Made in Turkey’ patenti. Üzerinde düsünülmesi gereken bir konu…
Keyif veren Dünya Kupasi maçlarinin oynandigi, ve bizim disaridan gazel okudugumuz bu iç sizlatan kötü kivamli zamanlarda, “Biz nerede yanlis yapiyoruz” sorusunu kendimize tez vakit sormak gerekir. Futbolumuzun yönetilis biçimine dair özelestiri gerekir.
Türk futbolunun ilerlemesi adina, gelecekte ki Dünya kupalarina yine disardan bakmama adina, futbolu sevilen bir spor olarak algilama adina, içimize nicedir yer etmis “Kemal” ler den bir an önce kurtulmak, kulüplerimizin birer isletme olarak sevdali ve bilgili ellerde yönetilmelerini saglamak gerekir.
Türk futbolun yarinlari adina;
Umut’lar satilmamali, yesermelidir…
Ziya Adnan
|
|
Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2006-06-15 12:33:29
Mesaj konusu:
|
|
|
Aksit abi,
Her ne kadar, yaziyi, "Kir Sacli Adama" ithafen yazdiysam da, tum futbol kuluplerimiz agalik duzenin tekelciliginde can cekismektedir, bu devran boyle dondukce, Turk futbolunun ilerlemesi mumkun degildir...
Aksit abi, senin gibi yuregi ve vizyonu buyuk, etrafina her daim pozitif enerji veren, bilgili, futbol sevdalilari yonetimlerde yer almalidir. Aksit Ozkural, Tanil Bora, Necdet Ozkazanci, bu yasama baska bir pencereden bakmayi ogrenmis olanlar, sizler bu isin kalbinde olmalisiniz. Turk futbolunun sizler gibi guzel insanlara ihtiyaci vardir...
Zira, beyaz corapli, paragoz adamlarin Turk futbolu getirdigi nokta ortadadir...
Saygilar
Ziya
PS - Dennis Bergkamp'in jubile macina bekliyorum abi...
|
|