Alkaralar Dinlenme Tesisları Forum Ana Sayfası
 
bir futbol stad'ndan futbola genel bak (tanl bora)
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
mehmet_galip
Site Admin

Kayıt: Aug 05, 2002

Mesaj Tarih: 2006-08-11 09:04:19      Mesaj konusu: bir futbol üstad'indan futbola genel bakis (tanil bora) Alıntıyla Cevap Ver

tanil bey'in asagidaki detay röportaji zaman'in bu haftaki sporvizyon(çarsambalari çikan ve her spora yukaridan degil asagidan bakarak detayi veren bir döküman) ekinde yer aldi. yazi bana göre öylesine degerli ki, basindan haberler bölümüne sikismasina izin veremezdim. tanil beyin her cevabi ve bakis açisi ayri bir topik konusu zaten... ******************************************************************************************** 'sike ve oligarsi, 5. sampiyona izin vermez' MEHMET YILMAZ-ANKARA / ZAMAN Ülkemizde futbol kitaplari denince akla ilk gelen birkaç isimden biri olan Tanil Bora, Türk futbolunun en büyük düsmaninin sike ve istanbul oligarsisi oldugunu söylüyor. Sporvizyon’a konusan Bora, böyle bir ortamda 5. sampiyonun çikmasinin neredeyse imkansiz oldugunu belirtiyor. Ankara’nin yogun trafiginde ilerlerken telefonum çaliyor. Samsun’dan bir arkadas ariyor ve ‘Neredesin?’ diyor. Ona Ankara’da oldugumu ve Tanil Bora ile bir mülakat yapacagimi söylüyorum. ‘Tanil Bora kim?’ diyor bu sefer... Sahi, kim bu Tanil Bora? Siyaset bilimci, yazar, editör ve daha bir sürü sey! Ama bizi asil ilgilendiren kismi, onun önce bir futbolsever, sonra da bir futbol yazari olmasi... iletisim Yayinlari’nin futbol serisinin editörü olan Bora, çesitli yayin organlarinda hem politika hem de futbol yazmaya devam ediyor. Tanil Bora ile istanbul oligarsisi, spor medyasi, Türk futbolu, taraftarlik yapisi ve son kitabi üzerine konustuk. Süper Lig basladi. Sizde bir heyecan uyandi mi? Bu sene heyecanim daha düsük. Sebepleri tahmin edilebilir. Geçen seneden kalan G.Saray-F.Bahçe didismesi hâlâ sürüyor. Genel olarak ‘üç büyükler bikkinligi’ denilebilecek bir sikinti var. italya’daki sike skandalina göre çok daha bariz duyumlarin Türkiye’de de çikmasina ragmen herhangi bir umut isigi görünmüyor. Dünya Kupasi’nin izi çok taze, dolayisiyla bize sunulacak futbolu kolay begenmez bir haldeyiz. Yine de birçok futbolseverin yaptigi gibi yönümü ingiliz ya da ispanyol ligine çevirmis degilim! Ama dedigim gibi, bu sezon basinda gayet tatsizim. Madem italya dediniz, o halde size hem italya’daki sike cezalarini hem de Türkiye’deki iddialari soralim. italya’daki keskin dönüse ragmen verilen cezalari olumlu buluyorum. Zira Milan, Juve gibi takimlar italya’da ciddi siyasi ve medya lobisi olan, bizdeki istanbullular’a tekabül eden takimlar. Karar yumusatildi, tamam; ama bizdeki gibi geçistirilmis de degil. Bu kadar bile olmasi, hiç olmamasindan iyidir. Bize gelince, aslinda herkes olup bitenleri biliyor; hissediyor. Ancak bizdeki mantik su: Herkes yapiyor, o halde neden ben? Bu nedenle ben bu tartismalardan somut hiçbir sey çikmayacagini düsünüyorum. Ümitli degilim maalesef! Buraya gelmisken, size baskent futbolunu da sormamiz lazim. Ankara TSYD Kupasi pek tat vermedi; katiliyor musunuz? G.Birligi ikinci maçta biraz toparlandi. Bütün maçlarda, tribünlerin eskiye nazaran bile bos olmasi üzücüydü. A.Gücü’ndeki genel keyifsizlik tribünlere de yansimis gibi. Maç saatleri de futbolun keyifsiz olmasinin sebeplerinden biri. Bence Türkiye Ligi çok erken basliyor. Agustos boyunca takimlar hâlâ hazirlik asamasinda oluyor; ilk haftalar öylesine oynaniyor sanki. Etimesgut sekerspor için neler düsünüyorsunuz? sekerspor marka ve gelenek olarak memleket futbolunun renklerinden biridir. Sanirim ‘Etimesgut’ ilavesiyle sirtlarini bir beldeye de dayamayi planliyorlar. Lig B’nin çok üstünde olduklari kesin. Ama bence diger üçünün de ligde kaldigini farz edersek Ankara’ya 1. Lig’de 4 takim çok fazla ve gereksiz. Peki, Ankaraspor ve yeni hocasi Aykut Kocaman? Ankaraspor hiç sempatik degil. “Melih Gökçek’in takimi” kimligi çok açik. Aykut Kocaman’in Ankaraspor macerasi nasil olur bilemiyorum ama Malatya ve Konya’da daha iyi seyler yapmasini beklemistik. Kocaman, her ne yaparsa yapsin, sadece futbol üzerine söyledikleriyle bile çok gerekli bir adam. Yeni nesil hocalardan Ertugrul Saglam da Kayseri’de çok iyi isler yapti. Saglam’dan, futbol felsefesi üzerine kendi kelimeleriyle bir iki söz isitmeyi de isterdim dogrusu. Klisesiz bir sözünü duymadim.. Sizin siki bir Gençlerli oldugunuzu biliyoruz. Üstelik G.Saray’i en iyi zamaninda birakarak ciddi bir degisim yaptiniz. Anadolu takimlarini tutanlar çok mu duygusal? Gidenler hakkinda genelde tepkiler olmasini nasil açikliyorsunuz? Anadolu takimlarinin taraftarlari, ‘gidenlerde’ kendi hayal kirikliklarini, kendi hülyalarinin yari yolda kalmisligini görüyor. Giden her oyuncu, ‘ne uzayip ne kisalan güdük var olus’un bir teyidi gibi algilaniyor. Bu hayal kirikligindan dogan hinç da giden futbolcuya yansitiliyor. Hele bir de giden topçu asiri mesut bir görüntü verip ‘Oh, yirttim!’ havalarina girerse, ‘terk edilenler’ iyice yaralanmis hissediyor kendini. Size göre 5. sampiyon çikacak mi? Çikarsa kim olabilir bu? Gerçekten de çok isterim 5. sampiyonun çikmasini. Eskisehir, Samsun, Kocaeli, G.Antep, G.Birligi yaklasmisti buna ama sonunu getiremediler. Tabii çok zor bu. Çünkü Türkiye’de futbolun yapisini tamamen istanbul oligarsisi belirliyor. Bu oligarsi terimini habire kullanmam, komiklik olsun diye degil; cidden bir oligarsik yapi var! Onun için, 5. sampiyon, devrimci bir dönüsümün önünü açacaktir. Bursaspor yapabilir mi bunu diye konusuluyor. Bursa’nin bu potansiyeli var ama en büyük gücü olan seyircisi ayni zamanda prangasi da olabiliyor. Peki, 2002-03’te inandiniz mi Gençler’in sampiyon olabilecegine? inanamiyordum. Çok isterdim ama pek olacak gibi görünmüyordu. Bunun bir sebebi, takimin kritik esikleri asamayacagina dair bir sezgiydi. Ama 2. olup sampiyonlar Ligi’ne aday olmak bile yeterince büyük bir hamle olacakti ve o mümkündü aslinda. Ben, o iki yillik basarili dönemde, Ersun Yanal’in konsantrasyon kaymalari yüzünden iki Türkiye Kupasi finalinden de maglup ayrildigimiza hayiflaniyorum. Halbuki iki harika yari final kazanmistik. Dünya Kupasi’na dönersek... Sevdiniz mi bu kupayi? Genelde sönük ve zevksiz geçtigi söyleniyor. Son anda Zidane bir seyler yapti da bir iz kaldi kupadan! Ben bu görüse katilmiyorum; sevdim bu kupayi! 1974, 1982 ve 1998’in yeri çok özeldir. Ama bu seferki de fena degildi. Zidane’in hareketi? ‘Dogru’ demekte zorlanabiliriz; ama pekala anlayabiliriz. Fransizlar stat ekraninin kullanildigi yönünde itirazlarda bulundu. Sizce teknolojinin futbolun içine bu kadar girmesi dogru mu? Teknoloji, anlik acil karara katki saglamak üzere kullanilabilir bence. Ama maçtan sonra karar degistirmek üzere kullanilmasi futbolun dogasina aykiri. Gelelim iletisim’in futbol kitaplari serisine. Bir okur ve bir futbolsever kimligiyle size tesekkür etmeliyim bu kitaplar için. Peki, bu seri kimin fikriydi? Aslinda kendiliginden gelisti. Önce Can Kozanoglu’nun ‘Bu Maçi Alicaz’i, sonra benim iki Avusturyali editörle birlikte derlenen ‘Futbol ve Kültürü’, münferit yayinlar olarak çikti. Futbola baska türlü bakmayi örnekleyen… Sonra bu isler hosumuza gitti, devam ettirelim, bir küçük futbol kitapligi olusturalim dedik. En son Göztepe kitabini yayinladik. Sirada Karsiyaka, Bursaspor ve Adana futbolu kitaplari var. Muhtemelen 2007’de çikacak bunlar da… iyi de ticari bir getirisi var mi bu kitaplarin? Zarar etmedigimizi söyleyebilirim. Belki baski üstüne baski yapmiyoruz ama yayinevini zorda da birakmiyoruz. Bu ülkede hem okumayi hem de futbolu seven kisilerin sayisi mahdut. Bu noktada mutlaka vermek istedigim bir örnek var. F.Bahçe yönetimi çok sik bir karar aldi ve Saracoglu Stadi’nin basin tribününe islam Çupi’nin adini verdi. Biz de iletisim Yayinevi olarak kulüp ve stat yetkililerine ulasmaya çalisip stadin uygun bir yerinde islam Çupi’nin kitaplarinin bulundurulmasini önerdik. ‘100 tane alin’ falan demedik, bulunsun, ilgilenen olursa alir; teklif bu. Kabul etmekten geçtim, dogru dürüst dinlemediler bile. Bence gayet tipik bir örnek. Çok fazla popüler degilsiniz; bu sizin bilinçli bir tercihiniz mi? Kastiniz ekran ise özelikle kaçindigimi söyleyebilirim. Çünkü, televizyon çok fazla söz tüketiyor. Ben de o hizda ve pratiklikte sözümü toparlamayi beceremiyorum. Genel anlamda medya da çok fazla güven vermiyor tabii. Spor programlari kiskirtici ve çogu zaman kahvehane sohbetlerinin bile asagisinda kalan bir düzeyde. Yazili basin da bundan çok farkli bir görünüm sergilemiyor. Ama yine de düzgünlük ve akil-fikir adina surda önemli gedikler açildigini görmek lazim. Sporvizyon bunu saglamaya çalisanlardan biri. Futbola fazla mesai ayirdiginizi düsünen futbol harici bir okur kitleniz de var ve bundan sikayetçiler. Siz ne diyorsunuz? Futbol yazilari daha kolay okunur ve popüler olduklari için göze batiyor. Oysa futbol disi yazdiklarim futbolla ilgili yazdiklarimin takriben dört mislidir. ‘Yazi’ deyince sadece gazete yazisina bakanlar, öyle zannediyor olabilir! Türkiye’de futbolun endüstrilesmesine nasil bakiyorsunuz? Olmali mi yoksa zorla mi olduruluyor? Dünyadaki genel temayül bu yönde. Seyircilerin müsterilesmesi, statlarin burjuvalasmasi... Türkiye’de tabii bu degisim ‘lümpen burjuvazi’nin idaresinde yürüyor! Taraftar siteleri bir futbol kültürü olusmasinda pay sahibi olabilir mi? Buna G.Birligi taraftarlarinin Alkaralar sitesi örnegiyle cevap verebilirim. Kimi futbolcularin bu siteyi izledigini, oradan bir seyler alabildigini biliyorum. Çok köklü degisimler olmayabilir ama usul usul etkili oluyor bu siteler. simdi gelelim son kitabiniza… Belli bir periyottaki yazilarinizi derlemis ve çok da iyi yapmissiniz. Kitabin ismi bence gayet anlamliydi! Kitabin isim babasi Hakan Kulaçoglu’na tesekkür edeyim yine! Bütün bu bahsettigimiz rezilliklere ragmen futbolu sevebilme, onu romantize edebilme inadini anlatiyor Karhanede Romantizm. Son olarak, hâlâ ‘Tanil’ diye bir topçu adi olmaz diye mi düsünüyorsunuz? (Gülerek) Evet, öyle bir topçu ismi olmaz! Sayi: 145 Bölüm: Taraftar
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
necdet_ozkazanci
Site Admin

Kayıt: Apr 22, 2003

Mesaj Tarih: 2006-08-11 11:12:49      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bu söylesiyi siteye aktararak bizlerle paylastigin için tesekkürler Mehmetçigim. Bazi ön yargilarla bazi gazeteleri izlemedigimiz için böyle güzel yazi ve söylesileri kaçiriyoruz. Oysa Mehmet Yilmaz, Zaman Sporvizyonda iyi isler yapiyor. Kendisini tanimiyorum ama yasadigim bir örnekten yola çikarak takipçi bir yapiya sahip, saf futboldan yana iyi bir futbolsever oldugunu düsünüyorum. Tanil Bora'nin "KARHANEDE ROMANTiZM" kitabi çiktiginda, Tanil Bora'ya ulasabilmek için benim alkaralar.com uzantili e-posta adresimi bulup mesaj atmisti. Zaman Sporvizyonu da izlemekte yarar var bence...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
haydar_gerlevik
Site Admin

Kayıt: Apr 03, 2003

Mesaj Tarih: 2006-08-11 12:01:11      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Daha önce okumustum.. Güzel yazi. Artik Anadoluyu yazan pek bir yazar kalmadi.. Bir mehmet Demirkol vardi aylardir Anadolu'nun A sini agzina almadi sanirim uyarildi birileri tarafindan
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
senolakdemir
Site Admin

Kayıt: Apr 24, 2006

Mesaj Tarih: 2006-08-11 13:16:09      Mesaj konusu: bir futbol üstadi Alıntıyla Cevap Ver

Harikasin Mehmet ,çok yerinde bir aktarim. Adini koymussun zaten ÜSTAD, baska ne diyelim ki Tanil abinin önemli bir özelligi gözden kaçmis, diger tribünlerden dahi duyulan o gür sesi , bir an kulaklarimda çinladi. Yalniz su 5. sampiyon meselesinde ki umutsuzlugu ve istanbul oligarsisinin nasil yikilabilecegine dair açilimlar yapmasinida heyecanla bekliyoruz, gerçi bir yerlerde mutlaka yazmis yada söylemistir ama gözden kaçirmayacagimiz biçimde görebilsek . Stadlarin burjuvalasmasini Fenerbahçe stadin da çok rahat gözlemleyebilirsiniz, her gittigim de Fenerium magazasin da o yüksek fiyatlara ragmen uzayan siralari sadece taraftarlarinin takimina sahip çikma bilinciyle açiklamak mümkün degil, alt katttaki deposuna sürekli takviye yapildigini hayretle izlemistim.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
FiratAycik
Site Admin

Kayıt: Jul 26, 2006

Mesaj Tarih: 2006-08-11 14:38:25      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Tanil Bora'nin 5. sampiyon konusundaki görüsleri bence umutsuzluktan çok varolan gerçekleri yansitiyor. Türk futbolunda artik demokratik ve adil bir lig görmek gerçekten güzel bir hayal sanirim. Futbol dünyasindaki bu hegamonyanin, bu tekelin boyutu gitgide daha da artiyor. Hatta benim fikrime göre bu tekel o kadar büyüdü ki artik, bu ranttan pay saglama çabalari o kadar artti ki, bence degil 5. sampiyon, Galatasaray ve Fenerbahçe'den birinin disinda bir sampiyona bile çok sicak bakmiyor futbol kamuoyu. Bundan 10-15 sene öncesine kadar bu kadar fazla boyutta olmayan "derbi ruhu", "ikili rekabet", "dünyanin en büyük derbisi" yakistirmalari", sirf bu rekabeti arttirip bu 2 kulüp özelinde ve Besiktas ve Trabzonspor'un rant paylarini arttirmak için ortaya konan bir oyun benim kanimca. sampiyonluga çok yaklastigimiz 02-03 sezonunda Galatasaray, Besiktas ve bizim çekistigimiz yarista en istenmeyen olay olacakti Gençlerbirligi'nin sampiyonlugu. (Fenerbahçe camiasi açisindan bile) Komplo teorisyenligi degildir yapmak istedigim fakat Tanil Bora'nin bahsettigi Ersun Yanal'daki konsantrasyon bozuklugunun tam da sampiyonluga giderken son haftalarda Fenerbahçe'nin transfer tekliflerinden dolayi gerçeklesmesi beni ister istemez bu düsüncelere sevk ediyor. 5. sampiyonun çikmasinin, Türk futbolunda bir devrim yaratacagini ben de düsünüyorum ve tam da bu sebepten dolayi bu mücadele bence hiç kimse için kolay olmayacak. Ama elbet bir gün sonuç verecek.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
anil_akalp
Site Admin

Kayıt: Aug 07, 2006

Mesaj Tarih: 2006-08-11 21:05:36      Mesaj konusu: Anadolu Alıntıyla Cevap Ver

Bir ülkenin futbolu aslinda o ülkenin yasam biçimini yansitir… Bugün, yalnizca paranin hakli oldugu, güçlünün her zaman kazandigi, herkesin güçlüyü sevdigi ülkemizde, ne yazik ki futbol da yalnizca istanbul takimlari tarafindan domine edilmektedir… Bir Anadolu takimi UEFA kupasinda 4. tura çikarken, serefli ve bagimsiz Türk medyasi, sayfalarca istanbul takimlarindan bahseder, televizyon kanallarinda hep onlar vardir, spor programlarinda hep onlar tartisilir.. Sözüm ona ulema spor yorumculari, tarafsiz yorum yapmak yerine kendi tuttuklari takimlarinin çigirtkanliklarini yaparlar, onlar sadece medya amigolaridir istanbul takimlarinin… Hatta onlarin antrenman görüntüleri bile Anadolu takimlarinin maç görüntülerinden daha fazla gösterilir… Pazar gecesi spor programlarinda onlarin maçlari saatlerce tartisilirken, Anadolu takimlarinin maçlari Pazar eglencesinden sonra, geceyarisina dogru, ikiser, üçer dakika gösterilir, hani onlar da kim dercesine… Yurdum insani ise, belki de hayatinda degil Kadiköy’ü yada inönü’yü, istanbul’u görmedigi halde, istanbul takimlarini desteklemekle övünür, icap ederse ugruna adam bile vurur… Çünkü yasam hep güçlüden yanadir yurdum cografyasinda… Anadolu takimlarinin ise sesi hiç duyulmaz… Onlar yalnizca yasam mücadelesi verirler… *** Bugün gelismis ülkelerin liglerine baktiginiz zaman, hiç bir ligde, yalnizca bir sehrin takimlarinin her sene sampiyon oldugunu göremezsiniz… Mesela, futbolun besigi sayilan ingiltere ligi, kurulusundan bu yana 28 tane degisik sampiyon görmüstür. Bu takimlardan bazilari (Nottingham Forest ve Leeds United gibi) simdi ikinci ligde top kosturmaktadir… Geçtigimiz on sene içersinde sampiyon olan Blackburn Rovers ise Premier Ligde tutunma mücadelesi vermektedir… ingiltere ligini örnek verdim çünkü ingiltere liginde rekabet vardir, hani su bizim ligimizde olmayan rekabet… Onlarin spor programlarinda, her takimin maçlari esit derecede gösterilir, havuz sistemi adil isler, taraftar bilinçlidir, genelde dogup, büyüdükleri, ekmegini yedikleri sehrin takimini tutarlar… Spor yorumculari objektiftir, her takima esit mesafede uzak dururlar, koru koruna bir takimi savunmazlar… Çünkü orada rekabet vardir ve o yüzden biz nenemizin liginde sandalci kavgasi yaparken, onlar üç takimla dolu dizgin sampiyonlar liginde oynarlar… *** Görünen o ki, ülkemizde oynanan futbol aslinda bir kurtlar sofrasidir, her sezon sergilenen bildik senaryolar hep istanbul takimlari lehine isler ve gariban Anadolu takimlari minicik bir yem kapabilmek için, hayatta kalabilmek için, çirpinir, didinirler bu kurtlar sofrasinda… Aslinda Fenerbahçe ya da Galatasaray sampiyon olmus ne fark eder ki ? Bir Anadolu takimi sampiyon olamadikça, hep istanbul'un borusu öttügü sürece, kazanilan sampiyonluklar sadece kisir bir döngünün isaretleridir, baska hiç bir sey degil… iste bu yüzden ANADOLU LiGi diyorum, iste bu yüzden yikalim bu istanbul hegamonyasini, VE isTE BU YÜZDEN TÜM ANADOLU EL ELE DiYORUM
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:    
Forum kilitlenmiştir Forum kilitlenmiştir