Önceki başlık :: Sonraki başlık
|
Yazar |
Mesaj |
Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2006-08-14 21:06:50
Mesaj konusu: Ege ...
|
|
|
Henüz on iki yasinda Ege, dünya tatlisi, konuskan, sirin mi sirin, pek yakisikli. Benim neslimin en iyilerinden Ankarali bir anne babanin tek oglu. Yillar önce okudugum ders siralarinda, TED Ankara Kolejinde okuyor, ortaokula gidecek bu sene. Yasitlarinin doktor, mühendis olma hayalleri kurdugu, günün büyük bölümünü bilgisayar basinda geçirdigi tatil zamanlarinda, Ege hep tenis kortlarinda. ileride çok iyi bir tenisçi olma adina. Fotokopi makinesinden çikmisçasina benzer hayalleri olan, dershaneleri mesken tutmus, Amerika’da veya Avrupa’da mastir rüyasi ile kavrulan ‘klonlanmis’ çocuklar diyarinda, yasitlarinda farkli Ege. Serdar Ortaç yerine Pink Floyd’u dinliyor, ‘Bir zamanlar Amerika’ filmini izliyor, soruyor, sorguluyor, günlük tutuyor, velhasil hayati diger çocuklardan daha hizli ögreniyor. Kendi kaderini kendi tayin etmek istiyor, zira hayat ders siralarinda ögrenilmiyor.
***
Futbolu izleyici olarak seviyor Ege, belki bu yüzden, ‘Maça gidelim mi’ diye sordugum zaman gözlerinin içi gülüyor, seviniyor. Ancak, anneden ve babadan da izin almak sartiyla. Sevgili Tanil Bora’nin deyisi ile ‘Çocuklari Maça Götürmek’ gerek, sevdalari asilamak dedikleri. iste bu yüzden, geçtigimiz Cumartesi günü Ankara 19 Mayis stadinin yollarina düsüyoruz, kendi sehrimizin takiminin yaninda, üzerimizde kirmizi siyah formalar. O gün Gençlerbirligi, Fenerbahçe karsisinda. Stada gitmeden önce, kendi sehrine sevdali taraftarlar ile bulusuyoruz Sakarya caddesinde bir yerlerde, futboldan konusuyor, sarkilar söylüyoruz, Ankara’da yasayan Avusturalya’li dostlarimizla muhabbet ediyoruz. Velhasil, yalnizca üç takimdan birinin taraftari olmanin norm sayildigi yazik döngüde, bizi ancak biz anliyoruz…
Sonra, maçin baslamasina bir saat kadar kala, maraton tribününde yerimizi aliyoruz, neredeyse herkes birbirini taniyor, selamlasiyor. Tribünün bir yani, deplasman takimi taraftarlarina ayrilmis. Misafir taraftarlar. Ankara’da dogmus, büyümüs, Ankara’nin okullarinda okumus, muhtemel Ankara’da aile olmus, Ankarali istanbullular. Zafer avcilari. Kendi sehrinin stadini ancak senede bir veya iki kez, o da deplasman takimi tribününde izleyenler, aslinda ne kadar garip, kendi evinde misafir olma durumu…
‘Bunlar Ankarali degil mi ?’ diye soruyor Ege, gülümsüyorum…
***
Sonra, maç bitiminde bir çocuk görüyorum kalabalik dagilirken, ancak yedi, sekiz yaslarinda, babasinin elinden tutmus, üzerinde babasi gibi Fenerbahçe formasi. 06 plakali arabasina binerken, pek sevinçli, pek mutlu, Fenerbahçe galip geldi ya. sampiyon olunacak ya. Formaya bir yildiz daha. Güce ve güçlüye tapma halleri. Aslinda sasirmamak gerek. Geçenlerde bir yerlerde okumustum, geçtigimiz Temmuz ayinda, Türk medyasinda Fenerbahçe ile ilgili yaklasik olarak 185 tane haber yer almis, onlara dair seyler, günde ortalama 1.7 saat boyunca televizyon kanallarindan izlenmis. Kulüple ilgili gazete, dergi ve TV kanallarinda toplam 5 bin 522 haber yapilmis ve kulüp, ekranlarda 53 saat süreyle yer almis. Fenerbahçe’yi, 4 bin 504 haberle Galatasaray ve 3 bin 738 adet haberle Besiktas izlemis. Çocuk, ne görürse onunla büyüyor, onunla özdesliyor. Beter düzenin çocuklari giderek çogaliyor.
***
Muhtemel az sonra, 19 Mayis stadina çok da uzak olmayan bir yerde ki evlerine gidecek o çocuk ve babasi. Sandiklara kalkacak üzerlerinde ki Fenerbahçe formalari, bayraklar. Bir daha ki deplasman maçina kadar, taraftari olduklari takimi ancak televizyon ekranlarindan izleyecekler, kendilerine çok uzak bir sehrin takiminin basarilari ile gurur duyacaklar. Kendisi gibi Ankarali okul arkadaslarina anlatacak Fenerbahçe’nin zaferini küçük çocuk, pek sevinecekler.
Sonra, o çocuk ve babasi, baska bir deplasman maçinda, yine ziyaret edecekler kendi sehirlerinin stadini, müze ziyaret eder gibi, senede bir kez. Deplasman takimi tribünde oturacaklar. Maç esnasinda kendi sehirlerine küfür edeceklerdir muhtemel, attiklari gollere pek sevinecekler, kendileri gibi olanlar ile kucaklasacaklar, yedi tepeli sehrin sarkilarini söyleyecekler. Zafer avciligi, bir kez daha sehir sevdasini bir çirpida silip süpürecek...
***
simdi ben derim ki, o gün yenildik diye üzülme küçük arkadasim, yüreginde ki Ankara sevdasi hiç tükenmesin. Ve simdiden bil ki, muhtemel bu kisir döngüde biz hiçbir zaman sampiyon olamayacagiz, formamizda yildizlar olmayacak. Ama farkli olmak gerek, hayata baska bir pencereden bakmayi ögrenmek, sürülere ait zevklerin herkese göre olmadigini anlamak gerek. Tenise sevdali isen tenisçi olmak, yeri geldiginde kendi sehrine selam durmak, degerlerine sahip çikmak gerek.
Daha gidecek çok maçlarimiz olacak seninle, yürünecek yollarimiz, söylenecek sarkilarimiz, anlatacak hikayelerimiz olacak, yensek de yenilsek de mutlaka olacak.
Daha nice maç bitimlerinde ‘Arkadaslar, sayenizde çok güzel bir gün geçirdim, hepinize tesekkür ederim…’ diyeceksin,
ve biz seni her zaman çok sevecegiz …
Ziya Adnan
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
hakan_kurt
Site Admin
Kayıt: Feb 22, 2006
|
Tarih: 2006-08-14 21:15:14
Mesaj konusu:
|
|
|
super bir yazi tesekkürler.
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
enderbediz
Site Admin
Kayıt: Jul 23, 2005
|
Tarih: 2006-08-14 21:59:49
Mesaj konusu:
|
|
|
Ege'nin kalbinde bi Gençlerbirligi sevgisinin olustuguna inaniyorum.. Sakarya'da bulusmalar ve sonra sohbetlerle stada giris.. Ne güzel bi gündü.. Fbyi yenemesekte sonuçta bi spor musabakasi.. Olur böyle seyler..
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
necdet_ozkazanci
Site Admin
Kayıt: Apr 22, 2003
|
Tarih: 2006-08-14 22:57:07
Mesaj konusu:
|
|
|
Eline saglik Ziya... Öyle güzel bir gün yasadik ki, benim yazdiklarim da bir korsan bildiri gibi biraz uzun olacak...
Ne güzel bir gündü degil mi? Günün sürprizi de Ege… Aksit Bey, Ziya ve ben daha neredeyse sabah saatlerinde tesislara gittik. Senin kombine biletini aldiktan sonra tesislari dolastik, futbol okulu ögrencisi minikleri izledik. Yirmiser kisilik gruplar halinde kenetlenip bir kirmizi-siyah çekisleri, bir “En Büyük Gençler” deyisleri vardi. Sonra, saat 14.00’de gelecek olan Emre’nin Babasi’ni beklemek için tesislardan çikip bir kahve aramaya basladik ve kisa sürede senyuva Mahallesinde bir kahve bulduk: Buse Kiraathanesi... içeri girip birer ayran söyledik. Bu sirada Aksit Bey’in gözü duvarda asili Türk bayragina takildi ve merakla: “Bu bayragin öbür yüzünde ne var acaba?” diye sordu. Ben de “Çevirelim, bakalim” dedim. Gittim, bayragi çevirdim. Ne rastlanti! Bayragin öbür yüzünde Gençlerbirligi logosu vardi. Meger kahvecinin kardesi koyu Gençlerliymis; Hasan sengel’in baskanligindan beri… Eski günlerden konustuk. Sonra bizim Emre’nin Babasi geldi. Arkasindan Asuman ve sonra da Dirim. Ve köfte yemek için hep birlikte dogru Çiftlige… Köfteleri mideye indirdigimizde Ege geldi. Ben yeni tanistigimiz için mesafeli davranacagini düsünerek yalnizca tokalasmak için elimi uzattim; ama Ege sicakkanli bir çocuktu ve hepimizi birer birer yanaklarimizdan öptü. Ege’ye de son yaptirdigimiz formalardan birini giydirip, Sakarya’ya dogru yola çiktik. Sakarya’ya vardigimizda, Chris ve arkadaslari ile bizim çocuklar sohbeti iyice koyulastirmislardi. Biz birden bire “KIRMIZIII” diye bagirinca, dogal bir aliskanlikla hemen “SiYAAH” diye bagirip cevap verdiler. Kirmizi-Siyah çekerek yanlarina vardik ve biz de oraya çöktük. Sonra sitemizin eylemcileri göründüler uzaktan. Bir Kirmizi-Siyah da onlarla çektik. Sohbet de iyice koyulasmisti ama maç saati de yaklasmisti.
Sonra da baska bir topikte yazdigim gibi maça toplu gidiyoruz diye Gençlerbirligi formalarimizla Sakarya'dan yürüyerek yola çiktik: Ben, Emre'nin Babasi, Aksit Bey, Ziya, Ender Bediz ve Ege...
Evren, Tunç, Serkan, Erdem, Bülent Atlas, Zeynep, Panter Erkan, Hagi Çetin, Asuman, Dirim, Umut, Demirkan, Arda, Deniz ve arkadaslari, Chris ve arkadaslari oturuyorlardi.
Evren dedi ki ne: "Abi siz yavas yavas gidin; biz arkanizdan yetisiriz."
Biz de Evren'in dedigini yapip Sihhiye üzerinden yavas yavas yürüyerek, diger arkadaslar da bize yetistiklerinde nasil dev bir taraftar toplulugu olusturup tezahüratlarla Kizilay, Sihhiye ve Gençlik Parki çevresini nasil inletecegimizi hayal ederek, arada bir de kendi kendimize sloganlar atarak stada ulastik. Hatta bu arada bir futbolsevere de kombine aldirdik.
Evren böyle dedi ama heyhat! Ne gelen var ne de giden...
Stada varana kadar dönüp dönüp arkamiza baktik, gelen var mi diye...
Stada girdigimizde bir de ne göreyim Evren bizden önce stada girmis bile. Evren'e: "Evren, hani arkamizdan yetisecektiniz. Ne oldu?" diye sordum.
Gülerek, "Taksiyle geldik abi!" dedi... :wink:
Zaten Sakarya’da: "Siz gidin abi, biz size yetisiriz, siz gidin" derken, ince ince gülümsüyordu. Bize yetiseceginden, hatta bizi geçip stada bizden önce geleceginden çok emindi. Yani daha o zaman planlamis bunu. Alacagin olsun Evren... :wink:
Stada girince, uzun zamandan beri görmedigimiz dostlarimizla, arkadaslarimizla hasret giderdik. Sevgili Tanil Bora da oglu Isik’i getirmisti. Ege ile Isik öyle müthis ve heyecanli bir ikili olusturdular ki, öyle tezahüratlar yaptilar ki, hayran kaldik.
Sonra maç bitti. Yenildik. Ege ile Isik üzgünlerdi. Tribünde ellerinden geleni yapmislardi ama maçi kaybetmistik. Olsun… Futbol böyle iste… Yenmek de var yenilmek de…
Aksam Aksit Bey’i, Ziya’yi ve Ege’yi birakirken son sözü Ege söyledi: “Arkadaslar, sayenizde çok güzel bir gün geçirdim. Hepinize tesekkür ederim!”
Tabii bizim de Ege’ye, Isik’a ve diger çocuklara bir tesekkür borcumuz vardi. Ege’nin kisiliginde biz de bütün çocuklara tesekkür ettik. Bize yasattiklari ve bizimle yasadiklari bu güzel gün için…
Tekrar tesekkürler Ege. Önümüzdeki maçlara da bekliyoruz. Seni getirmesi için babani da ikna et olur mu? Ziya, sen de biraz bastir ama...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
Deniz_Ozbilgin
Site Admin
Kayıt: Jul 30, 2006
|
Tarih: 2006-08-15 03:00:38
Mesaj konusu:
|
|
|
Ege; bir haftasonu maçtan önce çiftlikte köfte / ayran + dondurma yapiyoruz. Bendensin... :wink:
Nerde var Ankara'nin köfte / ayran üzeri dondurmasi... :wink:
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
onur_aydogan
Site Admin
Kayıt: Dec 13, 2002
|
Tarih: 2006-08-15 10:09:12
Mesaj konusu: Re: Ege ...
|
|
|
"Ziya Adnan"] Tribünün bir yani, deplasman takimi taraftarlarina ayrilmis. Misafir taraftarlar. Ankara’da dogmus, büyümüs, Ankara’nin okullarinda okumus, muhtemel Ankara’da aile olmus, Ankarali istanbullular. Zafer avcilari. Kendi sehrinin stadini ancak senede bir veya iki kez, o da deplasman takimi tribününde izleyenler, aslinda ne kadar garip, kendi evinde misafir olma durumu…
istanbul'da yasayan bir Gençlerbirligi taraftari olarak bu garipligi bilirim.
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
cansoyer
Site Admin
Kayıt: Jan 13, 2005
|
Tarih: 2006-08-15 15:04:09
Mesaj konusu:
|
|
|
haftasonu is için istanbulda oldugumdan maça gelemedim,
ve dün ofiste ege'nin maça gittigini ögrenince çok sasirdim açikcasi,
ofiste sik sik karsilamamiza ragmen ege'nin futbola merakli oldugunu hele hele gençlerbirligi'ne ilgi duyabilecegini sanmamistim,
yanismisim demek ki,
en yakin zamanda bir forma da benden ege'ye...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
ozan_guler
Site Admin
Kayıt: Oct 22, 2003
|
Tarih: 2006-08-15 15:11:21
Mesaj konusu:
|
|
|
Oguzhan'lar, Ege'ler, Ece'ler, Isik'lar artmali tribünde.
mavi hap mi, yoksa kirmizi mi :?:
What is matrix :?:
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
serkan_gungordu
Site Admin
Kayıt: Aug 08, 2002
|
Tarih: 2006-08-15 15:19:55
Mesaj konusu:
|
|
|
"ozan_guler"]Oguzhan'lar, Ege'ler, Ece'ler, Isik'lar artmali tribünde.
mavi hap mi, yoksa kirmizi mi :?:
What is matrix :?:
Kesinlikle artmali... Apayri bir tad veriyorlar...
Tabi egitim sart, bu çocuklardan bilet isteyen yöneticiler için...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
chris_wade
Site Admin
Kayıt: May 12, 2006
|
Tarih: 2006-08-15 16:38:58
Mesaj konusu:
|
|
|
Great post Ziya and please send my love on to Ege. It was great to meet so many of you before the match.
|
|
Başa dön
|
|
|
|
|