Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2006-11-01 15:42:10
Mesaj konusu: Bos Tribünlere Dair ...
|
|
|
Televizyon ekranlarinda ne zaman o reklâm görünse gülümsüyorum. Hani, futbol topuna siki sikiya sarilmis, ne potansiyel isini, ne sevimli kiz arkadasini kiymetlisine degismeyen, topundan asla vazgeçmeyen gencin oynadigi reklâm. Futbol aski budur dedirten. Çocukluk günlerimizde ki futbol sevdamizi hatirlatan. Keske herkes sevdigine bu denli bir tutku ile sarilsa. Bir de “Türkcell Süper Lig Hiç Bitmesin” hadisesi var tabi, yalan oldugunu bile bile inanmak istedigimiz…
O reklâmda ki futbol delisi gibi bir arkadasim var benim, kucaginda futbol topu olmasa da yüreginde ki futbol sevdasi gürül gürül. Takimi ile tüm maçlara gider, hiç bir antrenmani kaçirmaz, velhasil takim sevdasini her seyin üstünde tutardi. Nicedir görüsememistik, ayri cografyalarda yasamanin bedeli. Yaz günesinin Ankara’yi kavurdugu mavi günlerin birinde karsilastik, pek degismemisti, hala deli dolu, hep neseli. “Nasil gidiyor futbol sevdasi…” diye sordum, “Artik gitmiyorum maçlara” dedi. “Eskisi gibi keyif vermiyor, uzaktan bile izlemiyorum artik “ diye devam etti. Sevdasini yüregine gömmüs, unutmustu. Havada sudan konustuk futbola hiç dokunmadan, belli ki bir zamanlar gürül gürül yanan ates sönmüstü, belli ki yormustu onu bu karsiliksiz sevda…
Muhtemel, baskalari da vardi, onun gibi bu sevdadan yorulmus, tüm olup biteni nicedir yalnizca uzaktan izleyen…
Kanimca, ‘baskalari’na dairdir tribünlerde ki bosluk manzaralari, onlarin eksikligidir bana bu satirlari yazdiran. Tipki, küçük bir çocugu uykuya yatirmadan önce söylenen ninniler tadinda futbol masallari anlatilirken yurdun dört bir yaninda, çark her sekilde mutlaka dönerken reyting adina, biraz derine inince, gördüklerinden, ortaya çikan hazin fotograftan utananlardir tribünleri bos birakan…
iste onlara dairdir bu satirlar…
Bu yazi, sevdasini geçmiste birakmis, futbolumuza dair toz dumani uzaktan izleyenler için…
***
Geçtigimiz günlerde bir tablo yayinlandi Zaman gazetesinde, futbolumuz adina biraz karamsar. Tablo da ki veriler, futbol taraftarinin tribünlerden yavas yavas çekildigini gösteriyordu. Okurken, aklima arkadasimin buruk sözleri geldi;
“Artik keyif vermiyor, nicedir futbol izlemekten, tribünlerde olmaktan zevk almiyorum”…
Tabloya göre, Türkcell Süper Ligin üç istanbullusu bile tribünlerini doldurmayi basaramiyordu. Ligin zirvesinde ki Fenerbahçe, bu sezon ilk sekiz haftada ortalama 38400 taraftara oynuyor ve stadinin doluluk orani %68 idi.
Fenerbahçe’yi, 25000 ortalama ve %77 doluluk orani ile Besiktas izliyor, Galatasaray ise ancak 16775 ortalamayi tutturuyordu.
Anadolu takimlarinda ise manzara hiç de iç açici degildi. Trabzonspor 12500 (%57 doluluk orani), Konyaspor 9885 (%40), G.Birligi 8775 (%45) , Kayserispor 11380 (%50), G.Antepspor 9155 (%53), Ankaragücü 6125 (%32), Rizespor 3507 (%33).
Futbolun besigi ingiltere’de ise, geçtigimiz hafta Coca Cola Birinci Liginde oynanan Coventry City- Birmingham City maçini 27,212 taraftar izlemisti, her iki takimda Premier ligde yer almiyor olmasina ragmen…
***
Son yillarda, Türk futbolunda yasanan büyüklü küçüklü depremleri, kötü kivamli maçlari, sandalci kavgalarini, sike söylentilerini, tatsiz tutsuz tribün manzaralarini, rekabetsizlikle lanetlenmis bir ligde ki ayrimciligi gördükçe, Avrupa arenalarinda her sezon yasanilan hüsranlari izledikçe, pazarda görsek tezgâhindan meyve almayacagimiz yönetici sifatli adamlarin cümlelerini dinledikçe futbol programlarinda;
tribünlerin bosalmasina, futbol küskünlerinin statlardan uzak durmasina pek de sasirmamak lazimdi, biz buyduk, eldeki malzeme ancak bu kadardi nasilsa.
Bir de zaman içersinde her seyin çarçabuk unutulup gitmesi var tabi. Zamanla, ne sike dosyalari, ne hakem skandallari, ne bahis çalkantilari, sanki hiç olmamis gibi, hiç yasanmamisçasina.
***
Sonra, bu yazi yazilirken, bir haber yankilandi televizyon kanallarinda. Ankara Cumhuriyet Bassavciligi’nin, Futbol Federasyonu Baskani Haluk Ulusoy, eski Baskan vekilleri Ata Aksu ve Orhan Saka, eski Mali isler Koordinatörü Haldun Kozakoglu hakkinda, 11 yil 3'er aya kadar hapis istemiyle dava açtigini duyuruyordu.
Haberi dinledim bir süre, öylece. Acaba küskün arkadasim da dinliyor muydu bu haberi. Aklima, bir söylesi esnasinda, Türk futbolunun duayenlerinden birinin söyledikleri geldi. “Türk futbolunda gördügün her seyin altinda çok baska seyler yatar” demisti. “Herhalde bir bildigi vardir” diye düsünmüstüm, ne de olsa neredeyse tüm yasamini futbola adamisti.
Sonra gözlerimi kapadim. Keske her seye yeniden baslamak, sifirlamak mümkün olsaydi. Keske o reklâmda ki genç gibi hepimiz sarilsaydik futbol toplarina, sevdamizi yasasaydik kavgasiz, gürültüsüz. Tribünleri doldursak, sarkilarimizi söyleseydik, yensek de yenilsek de söyleseydik.
Keske, gerçekten “Hiç Bitmesin” diyebilecegimiz futbolumuz olsaydi…
Ziya Adnan
|
|