Alkaralar

serkan_gungordu · Site Admin Kayıt: Aug 08, 2002

Eskiden stad önünde yatan taraftarlar vardi. Hiç bir zaman grup olusturmazlardi, hiç bir zaman kimsenin yeri belli degildi. Maça girmek için, geceden stadin önüne gelirler, orada yatarlardi. Sabah kapilar açilinca da stada girerlerdi. Bu nedenle maça piknige gider gibi gelirlerdi. Hepsinin yaninda mutlaka beslenme çantasi vardi. Dediklerim çok önce degil, yasi 25'in üstünde olan herkesin bildigi bir zamandan bahsediyorum. Geçtigimiz yillarda ise taraftarlik degisti. Endüstriyel futbol geldi. Endüstriyel futbolun ilk sarti, paraydi. Baskanlara taraftar, taraftarlarin gözü açik olanlarina, para gerekiyordu. Baskanlar bir yolunu bulup taraftarlari makamlarinda kabul etmeye basladilar. Bu hem taraftara -sözde- deger vermenin göstergesiydi, hem de taraftari yönetimin bir kolu, bir araci olarak kullanmanin basit bir numarasiydi. Taraftarlarin arasindan temsilciler belirlendi, bu adamlara bazi güçler ve imtiyazlar verildi. Bilet verildi, para verildi, söz verildi vs. Taraftarlari çikari pesinde kosan adamlara, birer profesyonele çevirdiler. Besiktas takimi ise, bir süreligine bu konuda saygin kimligini korudu. Zaten farkliydi siyah-beyazlilar. Her Anadolu takimi taraftarinin bile biraz sempatisi olurdu onlara. "istanbul takimlarindan biri sampiyon olacaksa, Besiktas olsun" sözünü duymuslugum çoktur o siralarda. (daha Sinan Engin ve Serdar Bilgili facialari yoktu o zamanlar) Baskan Süleyman Seba'ydi. Bir istanbul beyefendisiydi ve çikarci taraftarla asla isi olmazdi. Halbuki FB ve GS, hatta anadolunun belli basli kulüpleri taraftarlarinin bir kismina ayari vermisti. Besiktas'ta ise muhalefet bu konuda daha atik davrandi. Muhalefetten söz alan bir grup, haftalarca "yönetim istifa" diye bagirdi. "11 sene oldu, senin süren doldu, yeter artik Seba, artik istifa" diye bagirdi. "Ahmet Dursun, Seba gitsin" diye bagirdi. Hiç susmaldilar, her galibiyetten sonra, her maglubiyetten sonra bagirdilar, ta ki Seba'yi gönderene dek... Neredeyse bütün takimlarin bir kisim profesyonel taraftari var artik. Ben Ankara'da yasadigim için Ankara'dan örnekler verecegim. Ankaragücü maçlarindan önce, boynunda Ankaragücü atkisiyla, hem de bilet gisesi önünde, yönetimden ya da muhalefetten aldigi beles biletleri satmaya çalisanlari her maçtan önce göreceksiniz. (söz konusu biletler muhtemelen gise fiyatinin yarisina satilir. ) Ligin yeni takimi Büyüksehir Belediyespor -diger adiyla -i.Melihspor- taraftari yokken çiktigi Süper Lig'de, baya bir taraftar edinmis. Hatta o öyle taraftari olmus ki, hepsinin birer adet formasi var. B.Belediyesporlu taraftarlari görüyorsunuz her maçtan önce, ellerinde bilet gisesinin yari fiyatina satilan biletleriyle ve sirtlarinda "Ahmet Gökçek" yazan tek tip formalariyla. Geçen sezon onca transfere ragmen, küme düsme hattina çok yaklastiklari Trabzonspor maçindan sonra bile, "büyük baskan" diye bagiran bir taraftar grubu düsünün... Bedava bilet bedava forma ve satmalari için aldiklari fazla biletler karsiliginda... Sonuç ne olursa olsun, Baskan'in büyüklügü degismez tabi... Sadece Ankara'da degil, tüm Türkiye'de çok kereler örnek tribün olarak gösterilen Gençlerbirligi tribünleri bile, yönetim ile taraftarin bir kismi yakinlastiktan sonra karisti. Hatta öyle ki, kendi evinde 5 yedigi bir maçtan sonra, sinirle "yönetim istifa" diye bagiran maratonculara (sadece alkaralar degildir, içlerinde hiç bir gruba bagli olmayan bir çok insan da vardir) kale arkasindan bir grup saldirdi. Belki yarin baska bir sehirde, baska bir yerde buna benzer seyler duyacagiz. Sakin sasirmayalim, bunu da yasamamiz gerekiyormus. Tam da bundan bahsetmisken, aklima 10 sene önce, bir sezonluguna birinci lige çikan sekerspor geldi. Taraftar bulmakta zorlanan köklü sekerspor... Bir Altay maçina gitmistim, bilet gisesinin önünde yaslica, bastan asagi yesil beyazlari giymis, temiz yüzlü bir adam vardi. "Gelin gelin sekerspor'u destekleyin, bilet sadece X lira" diye bagiriyordu. Ben maça girmek üzere kuzenimi beklerken bir yandan da onu izliyordum. Kosa kosa içeri giriyor, (o zamanlar bilet gisesi turnikelerin yanindaydi) etraftakilerin ilgisizligine kizmis bir ifade ile "hadi gelin artik, bilet X/2 oldu, yapmayin ilgi gösterin artik, sekerspor'a destek olalim" diyordu. Kosa kosa nereye gidiyor diye merak etmistim, tam da bilet alacakken gördüm, gidip bilet gisesindeki sorumluya "hocam hadi bilet bedava olsun, kimse yok içerde, takima destek gerek" diye yalvariyordu. -Bugün bazi kulüplerin taraftarlari bilet 1 YTL oldu diye kulüp baskanlarina ana avrat saydiriyorlar, neden acaba?- Bilet satilmasi, takima destek olunmasi için çabalarken, eline tek bilet bile almiyordu. Belli ki tek kurus para girmiyordu cebine bu isten, gönül isiydi bu bir zamanlar. Nerede acaba o amca simdi bilemiyorum ama takiminin bir sermaye takimi olmasina en fazla o üzülüyordur. iste endüstriyel futbol böyle bisey, ne idügü belirsiz Ankara B.Belediyespor ve yönetimi için 90 dakika bagiran taraftar yaratiyor. sekerspor'un o temiz yüzlü amigo amcasi ise, kendi kendine yirtinsin dursun 1 kisi daha gelsin diye...

MehmetGUNER · Site Admin Kayıt: Aug 08, 2002

hepsini okudum.. uzun omus ama okudum, kabul ettim..

mehmet_galip · Site Admin Kayıt: Aug 05, 2002

ben de okudum ama bunu serkan mi yazmis yoksa baskasimi onu anlayamadim. geldigimiz noktada "kaliteli taraftar" hizla uzaklasiyor tribünlerden ama ben orta vadede ümitsiz degilim. tribünlerden çikar saglayan insanlar gün gelip kendilerine destek olanlarin elinde patlayacagindan ne zaman olur bilmem ama bizim tribünlerimiz de bir ispanya, bir almanya, bir ingiltere gibi olacaktir diye ümitliyim. tabii bu süreçte stadlarimizin standarti da çok önemli. bu konuda en fazla yol almis kulüp benim için fenerbahçedir. hala ideal taraftar kalitesinde degiller ama eski taraftar kalitesinin 10 gömlek üstüne çiktilar. besiktas ise hizla onlarin yerini aldi.

fatih_salman · Site Admin Kayıt: Jul 14, 2006

"mehmet_galip"] bu konuda en fazla yol almis kulüp benim için fenerbahçedir. hala ideal taraftar kalitesinde degiller ama eski taraftar kalitesinin 10 gömlek üstüne çiktilar. besiktas ise hizla onlarin yerini aldi. inönüde oturarak maç seyredilmez oldu kadiköyde bu mümkün.... inönüde bayan seyirci sayisi hizla azaliyor kadiköyde artiyor.... inönüde küfür artarken kadiköyde azaliyor.... inönüde baskanin parali askerlerinin menfaatleri artarken kadiköyde azaliyor.... inönüde bilet numarasina oturmak zor kadiköyde görevliler buna çok önem veriyor... en önemlisi kadiköyde insanlar vahsi turnikelerden geçmiyor.... ali samiyende can güvenligi yok...allah korusun 5.8 lik deprem olsa stad mtad kalmayacak ankarada seyirciye insan muamelesi yapilmiyor belki de en acisi bu...

Deniz_Ozbilgin · Site Admin Kayıt: Jul 30, 2006

Benim anlamadigim da taraftar örgütlülügünün, daha dogrusu örgütlülügün bir fikir etrafinda bir araya gelmis 3-5 kisi tarafindan topluma mal edilerek, benzer fikirdeki insanlarin da katilimi ile olusturulmasi tanimi göz önüne alinmadan degerlendirilmesi... Saginiza solunuza bakarsiniz, sizin gibi düsünen birilerinin bir araya geldigi bir olusum görür, gidip dahil olmak istersiniz. HEPSi BU. Örnek vermek gerekirse kardesim, ben ve bir kaç arkadasimiz Ankarali bir müzik grubu için 2002 yilinda tamamen kendi insiyatifimiz ile bir fan kulüp kurmuslugumuz var. Bunun ucuz ve bayagi bir fan kulüp olmamasi için de üye olmayi kimi sartlara bagladik. Bunlardan en en en önemlisi üyeligin ücretli olmasiydi. Evet, bu grubun gerçekten fan'i iseniz ve bu olusuma üye olmak istiyorsaniz para ödemek zorundasiniz. Haaa ama bu para 10 ytl idi ve karsiliginda size maliyeti 9,8 ytl olan armaganlar veriliyordu. Gelmek istedigim nokta su: Biz bir olusum kurduk, bakarsin kimse gelmez, bakarsin yüzler ile ifade edilir olmusuz. Dernekçiligin de, sivil örgütlülügün de temelinde bu vardir. Kimseyi zorla üye yapmazsiniz ve hatta hemen her gelen üye olamasin diye kimi kistaslar da getirebilirsiniz. Bu noktada mesleki örgütleri ayri tutmak gerek, onlara üyelik zorunludur ve sizinle ayni fikirde olmadiklari zaman sikayet etme hakkiniz vardir. Örnegin, Türk Mühendis ve Mimar Odalari Birligi sol, demokrat, devrimci kimlikli bir meslek kurulusudur, odalarin bir araya gelisi ile hayat bulur. Odalara ise üyelik zorunludur mesleki etkinlik gösterebilmek için. Bu olusumun fikirlerine katilmayabilirsiniz. Neden? Çünkü seçim ile iktidara gelen mevcut yönetim bu fikirde. sikayetçiysen, çikarsin rakip olarak, gelirsin iktidara... Ya da sikayet etmeye devam edersin. ÇARsI taraftar grubunu sever ya da sevmezsiniz. Bu Besiktaslilar için de geçerli. BJK taraftari olmak için Çarsili olmaya gerek yok, Pençe, KaleArkasi gibi baska taraftar gruplari da var. Hatta fasizan siyasal fikirlere sahip bir taraftar örgütlülügü de basliyormus duydugum kadari ile. Satilmis Çarsi taraftari lafini çok çirkin buluyorum. Siteye, hele de Serkan'a yakistiramadim. ÇARsI grubunun lider kadrosu her kim ise - ki liderlik yadirganacak bir sey degildir, birileri elini tasin altina sokup bir örgütlülük baslatmis ise o kisilerin bu olusumu yönetmeleri bir hak'tir kendileri için - onun fikirleri etrafinda fikirler degisir, yeri gelir 180 derece farklilik bile olur. iste o noktada da bundan memnun olmayan kisiler olusumdan kendi iradeleri ile ayrilabilirler. Buna da bir engel yoktur. Meslek örgütü degil ne de olsa... Begenmeyen üye olmaz, dahil olmaz, katilmaz... Katiliyor, üye oluyor ise de bu fikrin savunuculari ile ayni bakisa sahip demektir. simdi, bu fikirleri savunuyorlar diye onlari nasil SATILMIs olarak niteleyebilirsiniz. Küçük takim taraftarlari açisindan, ve ayrica bir küçük taraftari olmaktan en büyük rahatsizligim EZiKLiK !!! Küçük olmanin da ayri bir tadi oldugunu anlayamadan çamur ve hatta tabiri oldukça da caiz olarak bok atmak çok kolay. Bizans demek çok kolay. Gavur demek çok kolay (izmir). Ankaragücü de büyük takim olsa cuntanin takimi diyecekti Antep, Adana, Rize ya da belki de Gençler taraftari. Neden olmasin. Bizans diyen zihniyetten ne farki var. Bu sekilde ifade etmememizin tek nedeni büyük olmamalari mi... (lütfen Bizans oyunu demeyelim, ligin alt tarafi kat kat daha fazla Bizans oyunu, bunu da hepimiz biliyoruz) Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültelilerce (Mülkiyelilerce) çikartilan ve piyasada 2 ytl'ye satilan Yarinlar Dergisi'nin 2. saysinda (Kasim 2006) Ankaragücünün iLKEL taraftarinin Kizilay'da sopalar ile giristikleri hayvanlik ile ilgili bir yazi var. Baska da bir yayin organinda çikti mi bilemiyorum. (En kisa zamanda yaziyi buraya geçirecegim)... Fasistlerce satin mi alindi bu taraftarlar... Hayir... Bizzat fasist ve ilkel insanlar kendileri. Kimilerinde Bursa atkisi da oldugu söylendi dayak yiyenler tarafindan, bu nedenle Bursali "oglanlari" da (orada olanlari kastediyorum) bu kapsama almam mümkün. Dolayisiyla bir fikri savunmak ve dahasinda eyleme dökmek satilmislik degildir. Bugün Gençlerliler bu siteden dese ki gidip Kizilay'daki uzun saçlilari dövelim, ben de orada elimde sopa ile sizi bekliyor olurum, kasi gözü patlayacak Gençlerliler kusura bakmasin... Böyle bir eyleme katilan Gençlerliler satilmis da, katilmayanlar namuslu mudur... Aytek'in bir fotosunda senol Abi'yi görmüstüm yaninda ve fotonun altinda Alternatif Yönetim yaziyordu. Eee simdi senol Abi'nin gazini, coskusunu biliriz hepimiz. Heyecanlidir. Onun bu heyecanina ortak olup (kaldi ki olmamak mümkün mü) tezahüratlara katilanlar için, katilmayanlarin ya da karsi tribündekilerin "satilmis" nitelemesi ne kadar yerindedir... Son olarak... "Fikirlerinize katilmiyorum, ancak özgürce ifade edebilmeniz için hayatimi ortaya koymaya hazirim" Voltaire.

serkan_gungordu · Site Admin Kayıt: Aug 08, 2002

Denizcim, yanlis anlasilma olmasin... Satilmis Çarsi sözünü tirnak içinde kullandim. Bunu ben söylemiyorum, geçen hafta böyle söylendi, onu buraya tasiyorum. Yoksa ben bilmem kim çarsi kim degil... Sadece tribünden gelen sesleri duyuyorum. O seslerin de Çars'ya mi yoksa baska gruba mi oldugunu bilemem... Zaten yazinin içinde Çarsi'ya yönelik bir ifade de yok. "Muhalefetten söz alan bir grup" demisim bak... Her hafta Süleyman Seba'nin isitifasi için bagirildigini kulaklarimla duydum ama kimler ypati bunu bilemem... Sadece duydugumu, gördügümü ve tahmin ettigimi yazdim. Bütün taraftarlarin ya da bir gruba üye olan bütün taraftarlarin parali asker oldugunu iddia etmiyorum. Fakat gözüken o ki, birileri bu isten ekmek yiyor. Ekmek yiyenlerde daha saldirgan oluyor, böylece tribünde istemeyen görüntüler çikiyor. Bütün özeti bu...

Deniz_Ozbilgin · Site Admin Kayıt: Jul 30, 2006

Yok canim zaten Gökçekspor örnegi de çok yerinde olmus. Beles bilet ve forma çok iyi bir saptama konu ile ilgili olarak. Yalniz, o ibare yakisiksiz olmus sadece... Gökçekspor satilmistir, Orhangazi Belediyespor ya da Maliyespor taraftari satilmistir, olabilir. Mümkündür de. Yalniz bunu bu sekilde ifade etmek yakisiksiz kaçmis :( Abicim tribünde konusulanlari yazacak olursak, bir girerim Malatya maçini Malatya tribününde seyretmis biri olarak, bir daha sitede bayan göremezsiniz valla :lol: Ben hayatimda bu kadar yaratici küfürler duymamistim. Bir ara büyük ekspres yaparsak bir iki örnek vereyim :lol:

haydar_gerlevik · Site Admin Kayıt: Apr 03, 2003

Her kulüpte parali askerler de var bu isi rant haline getiren reisler de.. Bunun sebebi de yönetimlerin kendilerini saglamam almak için tribün öde gelenleine verilen sus payi olarak görüyorum.. Sonuçta tribün liderlerine verilen bir görev yönetime tepkiyi baska yere yönlendirmek.Herseye lkarsi sloganiyla ortaya çikan çarsi içinden yönetime tek laf yok.Tepki kasitli olarak futbolculara yönlendiriliyor yada hocaya teknik ekibe v.s. Onlari getiren yönetime tisss.. Geçen yil Ankarada hoolign tabir edilen bir kaç çarsici ile tanistim. Adamlar okadar kizgin ki Youlaya yakalasam öldürürüm valla diyor.. Sebep diyorum takimi bitirdi diyor.. Gençleri sürükleyen futbolcu sizde oynayamiyorsa ya yönetim sorumlu diyorum ya taraftar baskisi ..cevap yok Hiç bir is yapmayan ama altindaki jeep sürekli degisen reisler var..Lailalar reynalar :wink: Ama bundan nemalanan sirf tibünden birileri degil medya içinde yok mu? Kisaca demek istedigim taraftar yönetime engaje olmamali dogrularda yönetimin yaninda yanlislarda karsisinda olmalidir..Taraftarla yönetim arasinda belli bir mesafe olmali ban göre Ahmeti destekle baskan olsun sonra isler yolunda gitmeyince Çarsinin durumuna düsülür hangi takimda olursa olsun.. Alkaralar bu duruma düsmedi düsmemeli..

Mehmet_Doruk · Site Admin Kayıt: Sep 17, 2003

Fenerbahçeli taraftarlardan ezeli rakibe gönderme... Futbolcular gibi, taraftarlar da derbiye özel sekilde hazirlaniyor. Kimisi haril haril pankart yaziyor, kimisi yeni sloganlar belirliyor. Hazirlanan pankartlarda Besiktas’a ve Baskan Yildirim Demirören’e göndermeler yapiliyor. Bunlardan birisinde, Demirören’in sirketinin reklamina gönderme yapilarak, “Ezik ve darbeli tüplerden sakininiz'' yaziyor. Bir digerinde ise Siyah-Beyazlilar’a yönelik, “Fener diye bagirin, parasi neyse veririz'' var. Bir grup taraftar da, yarin takimi Samandira Tesisleri’nden topluca ugurlamaya hazirlaniyor. Saat 16:30’da Samandira’da bulunacak olan Sari-Lacivertliler, daha önce yaptiklari gibi takimi alkislar, tezahüratlar arasinda sükrü Saracoglu’na ugurlayacak. Bizde malum parali askerlere hakettiklerinde “maraton diye bagirin, parasi neyse veririz , mi desek?

Deniz_Ozbilgin · Site Admin Kayıt: Jul 30, 2006

Haci abi, ben de bu reisler, sanal liderler, komutanlar, kraldan kralci amigolardan sikayetçiyim. Hay agzina saglik, eline saglik... Ama unuttugumuz nokta, yukarida da dedigim gibi bu insanlar ellerini tasin altina sokup bir örgüt kurmuslar ise, taraftarlar da bu örgütü kendilerine yakin bulup etrafinda birlesip, örgütlülügü saglamislasrsa, o zaman bu adamlarin tribünde bir güç olmasi kaçinilmaz. (Erbakan'in "2000'li yillarda radyo ve televizyonlariniz yoksa devrim yapamazsiniz" sözünü hatirlatayim) Bir sekilde insanlari bir araya getirip güç olusturdular, daha dogrusu bunu basarabildiler ise elestirileri yöneltirken saygi da duymak gerek. Fikir ve eylemlerine olmasa da basarabildikeri bu binlerle ifade edilen örgütlülüge. Bu birlesme zaman içerisinde bir dernek halini alip, gayet efendi adam akilli bir destek de verebilir (Beykoz Galatasaraylilar Dernegi atiyorum ya da Bilkentli Gençler gibi mesela). Böylesi bir örgütlülük ile neler yapilmaz ki, önce tek tip tribün formalari bastirilir görsel bir ziyafet saglanir tribünde (bkz Ankaragücü, Fenerbahçe, Besiktas, Galatasaray tribünleri) ve sana katilmak isteyenler artar. Sayica güçlenmen bir süre sonra yaninda maddi bir güç de getirir. Kendi atkilarini bastir sat mesela... 1000 kisisin, herkes 5 ytl bagislasa örgütlülüge 5.000 ytl eder... Davul mu almazsin, dev bayraklar mi yaptirmazsin, paneller ya da partiler mi organize etmezsin... Bakin Bilkentli Fenerlilerin kendilerine ait bir o403'leri var. Üzerinde BilkentFB yaziyor. Her Kadiköy (kendi tabirleri ile "mabed") maçina gidiyorlar bu araç ile. Konya, Sivas gibi Ankara'ya yakin maçlara da gidiyorlar hatta. Daha saglam bir örgütlülük olabilir mi... Haaa ama tam tersi olup bu liderler ellerindeki bu örgütlülügü bir güç olarak kullanadabilirler. Çarsi ya da UltrAslan gibi... GençFB ya da Texas gibi... ser, emsal olmaz der büyüklerimiz ama buz gibi de olur... Demem o ki taraftar gruplari kötü degildir, idarecileri kötüdür. Dahasi bu tarz olusumlarda kisiler gelip geçici, kurumsallik kalici olmustur. Örnekleri saymakla bitmez. Bu yüzden elestiriler temelinde taraftar örgütlerine degil, bunlari kendi çikarlari için kullanan tribün liderlerine (Hamdullah Abi'yi ayri tutuyorum, saygim sonsuz) ve de ayni mantikla bu defa da tribün liderlerini masa olarak kullanan yönetici ya da muhalefetlere yöneltilmelidir.