Alkaralar

irfanakalp · Site Admin Kayıt: Jul 28, 2005

ANADOLU KAPLANLARI: Bizim çocuklugumuzda hep Japon mucizesinden söz edilir, büyük bir hayranlik ve saygi ile “helal olsun sen 1945’de yanip yakilacaksin tas tas üstünde kalmayacak ve 25–30 yil sonra da seni bombalayan ABD’nin ardindan ikinci sirada geleceksin”derlerdi. Japonya artik bir ekol olmustu. Komsulari ile yanindaki, yöresindekiler,”acaba bizde bir gün Japonya gibi olabilirmiyiz “diyorlardi. Çocuklugumuzda televizyon ve bilgisayar olmadigindan tek eglencemiz “sinema” idi önce bir Amerikan Kovboy filmleri modasi vardi.1970’lere gelindiginde ise artik bütün sinemalarda uzak dogu filmleri oynuyordu. Bu dönemde futboldan hiç söz edilmezdi o zamanlar sadece Avrupa da ve Latin Amerika da popülerdi futbol. 1990’lara dogru, ”Asya Kaplanlari” sifatiyla ortaya çikan Tayland, Güney Kore gibi ülkeler, azgelismislikten gelismis kapitalist ülkeler ligine terfi ediyor ve sadece uzak Asya ya degil, dünyanin birçok ülkesine ve Türkiye yede örnek oluyorlardi. Ülkemizde Gaziantep, Denizli, Kayseri, Eskisehir gibi sehirlerde de artik “Anadolu Kaplanlari “ortaya çikiyordu. Ekonomide oldugu gibi futbolda da yeni “Anadolu Kaplanlari”ortaya çikmisti. Bunlar; Kocaelispor, Gaziantepspor, Denizlispor ve Gençlerbirligi idi.1997’li yillara gelindiginde artik bu takimlardan biri ligi üçüncü bitiriyor bir digeri ise Federasyon Kupasini kaldiriyordu. sansal bile,”…Erman hocam bu sezon Galatasaray’i Antep mi zorlar yoksa Denizli mi?”diyebiliyordu. Ancak 1990’larin son çeyreginde dalga dalga yayilan küresel kriz ve buna bagli olarak gelisen 1997 Asya Krizi, bu Uzakdogu kaplanlarini birdenbire “kâgittan bir kaplan” dönüstürüverdi. Sadece uzak Asya degil, Asya’nin ortalari, Güney Amerika da ve Anadolu’daki kaplanlarin durumuda iç açici degildi. Dönemin Denizli Sanayi Odasi Baskani içinde bulunduklari ortami “Ne kaplani, bizden olsa olsa Anadolu esegi olur” sözüyle ifade etmekteydi. Bugün dünya da ulusal sermayelerin yerini,”Uluslar arasi sermaye” almis ulusal bankalar yerini Dünya Bankasi ve iMF ye birakmis dünya ticaretini de,”Dünya Ticaret Örgütü belirler olmustur. Sermaye ulusal olmaktan çikmis ve “Uluslar arasilasmistir” ingiltere’de 7–8 kulüp dünyanin zengin isadamlari tarafindan satin alinmistir. Bu durum ingiliz futbol otoritelerini endiseye sevk etmis ve”… Birgün gelir bu zenginler futbolun kurallarini da kendilerine göre belirlerler bu gidisat iyi bir gidis degildir” demislerdir. Türkiye yakin zamana kadar kendi kendini besleyen 7 ülkeden biri iken bugün birçok tarim ürününü disaridan ithal eder duruma gelmistir. Bunun nedeni Türkiye Hükümeti’ne AB ve ABD tarafindan söylenen: “Bizim stoklarimizda ihtiyacimiz olan bütün tarim ürünleri mevcut. Bu ürünleri sizin ülkenize satabilmemiz için ülkenizi bir pazar haline getirmeniz gerekiyor.” Demesi ve hükümetlerin de ülke tarimini desteklemeyerek ülkeyi yabanci sermayenin mallarina açip bir pazar haline getirmeleridir. Sadece tarimda degil baska sektörlerde de bu devam edecektir. Burada düsünülmesi gereken sey futbol endüstrisinde de ayni sey olacak midir? “Benim elimde yeterince yetismis futbolcu var. Bunlari size ihraç edecegim.” Sözünü acaba ilerde duyar miyiz? Bunun gibi kafalari mesgul eden birçok soru var. Sebebi de büyük futbol pastasindan Türkiye’nin yeterince pay alamamasi. Bugün bahse konu bu Anadolu takimlari da birer “kâgittan kaplan”a dönüsmüs durumdalar. Bunun sebepleri konusunda burada herkes görüslerini bildirirse çok sevinirim.

ercumenttuncalp · Site Admin Kayıt: Oct 05, 2004

Sayin irfan Akalp yine hassas bir konuyu incelemis. Katki bekliyor, bende görüslerimi sunuyorum. Asya kaplanlarida, Anadolu kaplanlarida 'çift pasaportlular' tarafindan 'kagittan kaplan haline getirilmistir, yoksa gelismis ülkeler bunu kendi baslarina beceremezlerdi. Dogdugu ülkeden çok, doydugu ülkeyi benimseyenler yüzünden esas ait olduklari topraklarin kaynaklari ikinci vatana feda edilmistir. Örnegin dünyanin bir numarali findik üreticisi iken kendi ürünümüzün fiyatini biz degil onlar belirlemis. En verimli arazilerimiz, sanayi tesisleri için feda edilmis, hatta birde "Burasi 10 yil önce patates tarlasiydi, simdi Toyoto fabrikasi" diye teselli etmisler bizi. Oysa "Sakarya nehrinin milli topraginda yetisen patatesmi önemli, yoksa Toyoto fabrikasimi " diye sormaliydik. Bu fabrikalari ot bitmeyen arazilere kaydiramadi toplumsal bilincimiz. simdi bu konunun bir benzeride profesyonel futbolumuzda yasaniyor. Türkiye 3 kulüpten ibaret sayiliyor. Saymayanlar olarak kendi camiamizda bile azinligiz. Dün aksam 'Maraton programi' dekoru olarak sehba üzerinde 3 adet atki dikkatinizi çektimi? Gerekçesi Polis Teskilatinin 162. kurulus yil dönümü imis. Onlarda 3 kulüpten ibaret saymislar. Bu kafalar degismedikçe "figüran kaplanlar" da göreve devam edecek demektir.