Alkaralar

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Sevgili [color=red:1315048465]al[/color:1315048465]kara[color=red:1315048465]lar[/color:1315048465] camiasi; Bilen bilir biz bilmeyenler için anlatalim bir haftadir makedonyanin altini üstüne getirdik 1500 km yol yaptik ve nihayet aradigimiz golcüyü bulduk. Dikkat ederseniz "biz" diyorum, demekki tek basima degilim. 3 yildir Sofya'da yasayan Aksit abi, ben ve tercümanimiz Muammer Güler (istanbul valisi degil kendileri babam olur) istanbul'un sisli semtinden 42 derece sicaklikta yolculugumuza basladik. Amacimiz Makedonyanin baskenti Üsküp'e ve diger sehirlere kisa ziyaretler yapip hem atamizin - dedemizin zamaninda yurt edindigi yerleri görmek hem de Gençlerbirliginin ihtiyaci olan golcüyü bulmak ve kaçirma yöntemini kullanarak transfer etmekti. Teleferik ile Eyüp sitlarina tirmanip Piyer Loti kahvesinden haliç'i seyrettikten sonra ver elini Edirne. Saat 16 sularinda köfte molasi verdigimiz Edirnede sicaklik 48 dereceyi buldu. Köfteci Osman'in kilimali salonunda yedigimiz 1.5 porsiyon köfte ve piyaz kombinasyonu üstüne içilen soguk ayranlardan sonra Kapikule gümrük ve pasaport kontrol kapisinda ben harç pulu almaya kostururkene Aksit abi de 12 yil aradan sonra oy kullanmaya segirtti. Bir saat süren islemlerden sonra Bulgaristan sinirindan da geçtik ve ilk gördügümüz benzin istasyonunda soguma molasi verdik. Bu arada Aksit abinin cillop kilima arizasi yapmasin mi. söförümüz Ömer hararet müsürüne elle temas ediyor ve kilimayi düzeltiyor. Avrupa Birligi fonlari ile yapilan otoyoldan hizla ilerleyerek saat 22.00 de Sofya'ya giriyor ve dogruca Aksit abinin evinde solugu aliyoruz. OH BEEE ! Devam Edecek. _____________________________________________________________________ Bayira Karsi

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Dedigim gibi sicak bir günün ardindan nihayet hava biraz olsun serinledi ve bizler Aksit abinin 5 inci kattaki püfür püfür esen dairesinden Sofya'nin isiklarina bakarak hayallere daliyoruz. Bu arada Aksit abi [color=red:eda7fa4666]al[/color:eda7fa4666]kara[color=red:eda7fa4666]lar[/color:eda7fa4666] nokta com'a girip bati cephesinde yeni bir sey olmadigini ögreniyor. Kisa bir tartismadan sonra televizyon manzarali yatak benim oluyor. Derin bir uykudan sonra sabahin ilk isiklariyla uyaniyor ve sessizce çay suyunu koyuyorum. Ama o da ne ! Evde ekmek yok. Saat 10.00 oldu, babami ve Aksit abiyi uyandiriyorum, derken siparis ettigimiz tüm kahvaltiliklar ve avro cinsinden dövizlerimiz geliyor. inanmayacaksiniz ama Bulgaristanda evlere sicak para servisi bile var. Sofyanin hemen güneyindeki yüksekçe daga telesiye ile tirmanma girisimimiz sonuçsuz kaliyor ve rotayi sehir merkezindeki ünlü bir Türk Bankasina çeviriyoruz. Daha önce Üsküp'te görev yapan banka müdürü Sezgin beyin engin deneyimlerinden yararlanarak Makedonyadaki temas noktalarimizi not ediyoruz. Bu derin ve tatli sohbetimiz aksam yemeginde de devam ediyor saatler 24.00 ü gösterdiginde evlere dagiliyoruz. Çarsamba sabahi kahvalti sonrasi Makedonya'ya dogru yola çikiyoruz. Direksiyonda Aksit abi, hemen yaninda bendeniz kopilot Ozan ve arka koltukta babam olmak üzere ufak ufak yola koyuluyoruz. Yerlesim bölgelerinden geçerkene hiimizi 40 Km ye düsürüyor daha sonra azami 90 la giderek kurallara kaidelere uygun davraniyor Bulgar polisi ile muhatap olmamaya çalisiyoruz. Yol boyunca yesile ve ormana doyuyoruz. Devam Edecek. _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Öglen sicaginda Bulgaristan - Makedonya sinirina geldik. Hani dagin tepesi derler ya iste öyle bir yere kurulmus gümrük kapisi, nispeten serin sayilir. Arabadan inmeden torpido gözünde ne kadar resmi evrak varsa hepsini Bulgar polisine gösterdikten ve gümrüge tabi herhangi bir esyamizin olmadigini belirttikten sonra arabamizin altina ilaçli su sikiyorlar yani bizim cillobu dezenfekte ediyorlar. Böylece sinirin Makedonya tarafina geçiyoruz. Alisik olmadigimiz ölçüde sempatik ve güleryüzlü bir polis memuru pasaportlarimizi kontrol ediyor. Her sey yolunda mi ? EVEEEEEEET Nihayet Makedonya topraklarindayiz. Gümrük kapisini geçer geçmez hemen sag taraftaki döviz bürosundan Makedonya Dinarlarimizi alir almaz yola devam, ilk hedef Kumanova sehri, heyecan dorukta. 4 gün boyunca atalarimizin - dedelerimizin yasadigi topraklarda bir yandan onlarin izini sürüp diger taraftan Gençlerbirligine golcü bulacagiz. Kisacasi dogu Makedonya dan giris yaptik agir agir dagdan asagiya süzülüyoruz. Devam Edecek ______________________________________________________________________ Bayira Karsi

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

Bu arada sayin Gulerios'un alt yazi olarak cikan parolasi ( bayira karsi ) gibi veciz bir sozle degismis. Ilgimi cekti. Sevgili Alkaralar, cok onceden beri sevgili Ozan bey ve aziz dostum Polatez'e bir sozum vardi. Gelin bizde kalin, 1 hafta bu guzel ulkeyi beraber gezelim demistim. Kismet sevgili Ozan bey ile degerli pederleri Muammer agabeyimize imis. Aziz Polatez uzun sure canla basla yaptigi ustun evlatlik nedeniyle aramizda olamadiysa da, anilari ile hep yanimizda oldu yolculuk boyunca. Hatta bir ara menejer Gulerios, kasla goz arasinda Polatez'i tam 1.000.000 Makedonya denarina Uskup'un kirmizi siyahli Vardar takimina pazaradi. Bu olay camiamiz ve tum Alkaralar icin buyuk bir yuz karasidir. Artik koca Polatez ( teyyo pehlivan buyugumuzun de icazetiyle ) Uskup-Vardar formasi giyecek :cry: Bu arada bilmiyenler icin soyliyeyim. Muammer agabeyimizin dogdugu ve 7 yasinda terkettigi Uskup ve Uskup'e bagli Nikistan koyunde cok duygusal anlar yasadik. Dile kolay, tam 7 yildir ilk kez gorulen bu ata yadigari topraklar hepimizi duygu seline bogdu. Bu arada 1994 yili 5 Haziran tarihinde golge olan aziz babam Serce Munir'in anne ve babasinin dogup buyudugu bu topraklar benim de ata memleketim, akrabalarimin hatiri sayilir bir bolumu bu ulkede yasiyorlar ( Debre ). Bu nedenle isin duygusallik boyutu aslinda ucumuzu de sarmisti, ama Muammer agabeyimizin durumu cok daha bir baska idi. Bunlari sizlerle bu baslik altinda paylasacagiz. Inanin cok degisik ve renkli anilarimiz var. Sizlerin de ilgisini cekecegini saniyorum. Su anda esimle beraber Bulgaristan gezisindeyiz, bana biraz izin. Keza Ozan bey de birkac gun Ankara disinda olacak. O da donunce bu baslik altinda herseyi kendi usluplarimizla sizinle paylasacagiz. Umarim bu yaz sezonunda spor disi bir konu size ilginc gelecektir. Ayde Priatna.[size=18:a9e58788c2][/size:a9e58788c2][size=24:a9e58788c2][/size:a9e58788c2]

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"aksitozkural"]Bu arada sayin Gulerios'un alt yazi olarak cikan parolasi ( bayira karsi ) gibi veciz bir sozle degismis. Ilgimi cekti. Dedemden babama, ondan da bana aktarilan bu veciz sözü bir süre imza olarak kullanacagim. Sizlere manasiz gelebilir ama benim için anlami büyük. Gelelim seyahatimizin üçüncü günü ögleden sonrasina. Kumanovayi teget geçtikten sonra Üsküp'e 30 Km mesafede mola verdik. Motel - lokanta - benzinci - market kombinasyonundan olusan bu yerde önce makedonca sonra ingilizce menüye baktik ama ne yiyecegimize bir türlü karar veremedik. Bu arada basimizda bekleyen garsonun sikilmaya basladigini farkedince babam bombayi patlatti ve garsona Türkçe " Türkçe biliyor musun" diye sordu. Garson kisa ve öz bir cümle kurarak " no " dedi ve içeri gitti. Biraz sonra yanimiza lokantanin ahçisi geldi ve Türkçe " buyrun abi ne istemistiniz " dedi. 8O Babam, Türkçe konusan birini bulmanin sevinciyle " ayran var mi " demesin mi. Bizim ahçi gülerek "yok abi cola ve spirit var" dedi. Adinin sayip oldugunu söyleyen ve Türkçe bilen bu sevimli Arnavut gencine, senin adin sayip degil suayip dedikse de kendisini inandiramadik. Sportmen bir fizigin var futbolla aran nasil dedik, abi bu sene tatilimi Alanya'da geçirmeyi düsünüyorum demesin mi. Cola ve spiritimizi içtikten sonra marketten kapsamli bir Makedonya haritasi alip masanin üzerine serdik ve Üsküp'e dogru hareket etmeden Babamin babasinin köyü olan Nikistan köyünü harita üzerinde bulduk. Gerçi suayip israrla Nikustak köyünü gösterse de babamin inatçi kisiligine teslim olup sonunda o da Nikistan köyünün varligini kabul etti. Devam Edecek ______________________________________________________________________ Bayira Karsi

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Balkanlar'in batisinda yeralan Makedonya Cumhuriyeti'nin baskenti Üsküp (Skopje) deyiz. Ortasindan Vardar nehri geçen Üsküp'e dogu tarafindan giris yapiyoruz. Aleksandar Makedonski bulvarindan ilerleyerek Vardar nehrinin kuzeyinde kalan mobilya ve hali ticaretinin yogun oldugu bölgeden oldukça yavas bir sekilde adres sorarak geçiyoruz. ilk adres sordugumuz delikanli tesadüf Türk çikiyor ve " Abi bu yolun sonuna dogru isiklardan sola dönün Otel Vergina hemen sagda " diyor. Üsküp'e girer girmez karsimiza çikan ilk kisinin Türk olmasi üçümüzü de mutlu ediyor. 1940 yilinda henüz 7 yasindayken Üsküpten Bursa'ya göç eden babamin duydugu heyecani anlamaya çalisiyoruz. Aksit abinin 3 ay önce de konakladigi Otel Vergina'ya ulasiyoruz. Otel kayit islemlerimizi yapan esmer güzeli Makedon kizi bütün sirinligi ile oda numaralarimizi söylüyor ve anahtarlarimizi teslim ediyor. Üsküp deki ilk günümüz, saat 15.00 ve sicaklik 30 derece. Çantalari odamiza atar atmaz yolda bir kaç kez telefonla görüstügümüz Erol beyle bulusmaya gidiyoruz. Erol bey, Ram Stor (bizdeki Migros) alisveris merkezinde küçük bir dönerci dükkani olan Üsküp'lü bir Türk. Aksit abi ile daha önceden tanistiklari için karsilasir karsilazmaz sarilip kucaklasiyorlar, ayni sicak ve samimi karsilama bize de yapiliyor. Masada bizi bekleyen baskalarinin da oldugunu fark ediyoruz. Erol beyin disinda, Erol beyin abisi Selahaddin bey, Türkiye Büyükelçiliginden Tevfik bey ve Mehmet bey bizim için gelmisler. Koyu bir sohbet basliyor, sanki uzun zamandir birbirini gömeyen dostlarin kavusmasi gibi sicak ve içten bir sohbet. Bu koyu sohbeti ince belli çay bardaklarinda içilen Türk usulü demleme çaylarla takviye ediyoruz. Daha sonra Erol beyin dükkanindan dönerlerimizi ve yaninda ayranlarimizi da söyleyip bir yandan etrafimiza bakiyor bir yandan da bize yöneltilen sorulara cevap vermeye çalisiyoruz. Ayrica rumeli aksani ile yapilan konusmalar giderek bize de sirayet ediyor. Tam bu sirada anlatilanlara biraz cani sikilan babam usturuplu bir küfür salliyor. Erol bey ve Selahaddin bey kendi babalarindan yüzlerce kez duyduklari bu Üsküp Türklerine has küfür nedeniyle babami kendilerine daha bir yakin hissetmeye basliyorlar veeeeeee Erol bey ve abisi Selahaddin bey, babama " baba " diye hitap etmeye basliyorlar. Bu durum babamin hosuna gidiyor. :D NOT: Döner + ayran kombinezonunun Üsküp'de Türkiyeden ucuz oldugunu belirtmek isterim. Pazar aksamina kadar ormanda kamptayim, 48 saat sonra Devam Edecek. _____________________________________________________________________ Bayira Karsi

zeki_ugurlu · Site Admin Kayıt: Aug 23, 2002

Ozan bey, Piyerlotiye kadar gelipte Sütlüceye ugramamak olurmu. Gücendim walla. Gezi izlenimleri degme öykücülere tas çikartarak aktariyorsun. Devamini sabirsizlikla bekliyorum. Sizin hikayeyi okuyunca Yugoslavya bölünmeden önce 89 da yaptigim gezi gözümün önüne geldi.

necdet_ozkazanci · Site Admin Kayıt: Apr 22, 2003

Bizim babadostu ve Aksit Bey Abimiz'in yazdiklarini okuyunca çok imrendim dogrusu. Keske ben de gidebilseydim dedim içimden. Anlat gardasim, devamini bekliyoruz. Tabii bu arada Polatez'i Vardar takimina 1.000.000 dinara nasil kakaladigini, pardon nasil pazarladigini da daha ayrintili olarak anlatirsan ve gerekli tüyolari da verirsen makbule geçer. Biz de kendimizi yeni sezona ona göre hazirlariz. simdiden fazla kilolarimi verip form tutmaya basladim bile... :wink:

serkan_gungordu · Site Admin Kayıt: Aug 08, 2002

"ozan_guler"]NOT: Döner + ayran kombinezonunun Üsküp'de Türkiyeden ucuz oldugunu belirtmek isterim. Ozan Abi, döner + ayran kombinezonunun net fiyatini açiklarsan (dinar cinsinden), belki biz de Polatez'in kaç döner+ayran fiyatina transfer oldugunu bulabiliriz ve bizdeki köfte+piyaz kombinezonu ile karsilastirarak transferin pahali mi yoksa ucuz mu oldugu hakkinda yorum yapabiliriz.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"zeki_ugurlu"]Ozan bey, Piyerlotiye kadar gelipte Sütlüceye ugramamak olurmu. Gücendim walla.... Haklisiniz Zeki bey, fakat seyahat planlarimizda o kadar hizli degisiklikler yasadik ki, ben bile su anda yazarkene ne zaman ne oldu sasirabilirim. Güya Aksit abi ile Bulgar gümrügünü geçtikten sonraki ilk benzin istasyonunda bulusacaktik ama bir de baktik Aksit abi solugu sisli de almis. Aksit abi, beni ve babami arabasina atar atmaz istikamet Edirne dedi ama nasil olduysa kendimizi Piyer Loti kahvesine çikan teleferigin içinde bulduk. 8O O nedenle size ugrayamadik, bir dahaki yolculugumuzda söz bulusuruz.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"necdet_ozkazanci"]Bizim babadostu ve Aksit Bey Abimiz'in yazdiklarini okuyunca çok imrendim dogrusu. Keske ben de gidebilseydim dedim içimden. Gardasim, annenin hastaligi olmasaydi ekipte sen de olacaktin ama önce saglik parolamiz nedeniyle sensiz gitmek zorunda kaldik. Umarim seneye ayni yerleri, hatta Bosna yi birlikte gezer kekleyecegimiz yeni takimlar buluruz. :wink: Malum Vardar olmaz artik.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"serkan_gungordu"] Ozan Abi, döner + ayran kombinezonunun net fiyatini açiklarsan (dinar cinsinden), belki biz de Polatez'in kaç döner+ayran fiyatina transfer oldugunu bulabiliriz ve bizdeki köfte+piyaz kombinezonu ile karsilastirarak transferin pahali mi yoksa ucuz mu oldugu hakkinda yorum yapabiliriz. Sevgili Serkan, Üsküp parasiyla 3 döner ekmek + 3 ayrana 350 Makedonya Dinari ödedik. Demekkiiiii Polates için teklif edilen 1.000.000 Dinarla 84.745 döner ekmek +ayran kombinezonu götürebilirdik. Nasil, iyi fiyat degil mi ? Ama, küçük bir ayrinti yüzünden anlasma son anda bozuldu iste. Meger Makedonya Futbol Federasyonu yabanci oyuncu sayisindaki sinirlamalari kaldirmis ama bu arada yabanci oyuncularin yasina sinirlama getirmis. Anlayacagin biz yas haddinden kaybettik. :? Biz bu uygulamaya tabiiki itiraz ettik. Dedik ki ne; " kardesim, biz sizin Boliç'inizi 34 yasinda aldik, 35 inden gün alinca bedelsiz serbest biraktik, a be siz niye böyle yaparsiniz, epten aykiri gidersiniz " dedik ama dinletemedik. Yaaaa.

Ozgur_Dirim_Ozkan · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

Ohri gölü kiyisinda hangi otelde kalmistiniz abi? Bir de ugramadiniz mi Resne'ye, Tarkan Çapkun'a?

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"Ozgur_Dirim_Ozkan"]Ohri gölü kiyisinda hangi otelde kalmistiniz abi? Bir de ugramadiniz mi Resne'ye, Tarkan Çapkun'a? Yahu kardesim biraz sabirli olun lütfen. Epsini anlatagiz be ya. su anda islerim biraz yogun. malum izinden döndüm. Aksam kaldigim yerden devam edecegim.

Ertugrul_Eryigit · Site Admin Kayıt: May 27, 2005

Valla Ozan abi yazdiklarinizi zevkle okuyorum. Sanki bende ordaymisim gibi. Yalniz biraz daha ayrintiya girin. Bizim buralarda bir laf vardir. Yedigin içtigin senin olsun ne yaptin ne gördün ne yasadin onu anlat abi. Oralarin havasini anlat abi. insanlari sehirleri ne bileyim iste gördüklerinizi yasadiklarinizi biraz daha ayrintili anlatmani bekliyorum. Gerçi senin dükkana gelir çayini içeriz abi ama burda anlatman daha güzel. Gerçi Dirim hep oralarda ama ona bazi seyler normal geliyordur. Bu konulardan hiç bahsettigini duymadim. Sen anlat yani yaz abi. Bu arada Aksit abiye ve babana selam söyle.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"Ertugrul_Eryigit"] Yalniz biraz daha ayrintiya girin. Bizim buralarda bir laf vardir. Yedigin içtigin senin olsun ne yaptin ne gördün ne yasadin onu anlat abi. Tamam Ertugrul ayrintiya gireyim ama sonra sikildim demek yok. Bu arada ne yiyip ne içtigimizi de anlatacagim. Hatirlarsaniz Üsküpteki ilk günümüzde Ramstorda hummali bir sohbetin göbegindeydik. Karsilikli sorulardan ve içilen Türk usulü demli çaylardan sonra Babam ufaktan sadede geliyor ve hava kararmadan Selo Nikistan'a ( Nikistan Köyü'ne ) gidip gidemeyecegimizi soruyor. Babamin babasinin akrabalarinin yasadigi bu köyü harita üzerinde tespit ediyor ve arabayla Üsküp'e 20 dakika mesafedeki bu köye hemen gitmeye karar veriyoruz. Rehberimiz Selahaddin bey önde ben ve babam arkada Aksit abinin cillop'a yerlesiyoruz. sehir disina dogru hareket halindeyiz, 1inci isiklar, 2 inci isiklar, 3 üncü isiklar derken babam müdahale ediyor. - Selahaddin bey ters yöne gidiyoruz, bizim köy öbür tarafta kaldi. - Nasil olur Babacigim mümkün degil, Nikustak bu tarafta. - iyi de bizim köyün adi Nikustak degilki, Nikistan. Arabanin içinde kisa bir sessizlik oluyor ve Aksit abi ani bir hareketle saga yanasiyor, harita tekrar açiliyor ve babamin babasinin akrabalarinin yasadigi, babamin çoculkluk anilari ile dolu Nikistan köyü yeniden tespit ediliyor ve arabanin burnunu tam ters istikamete çeviriyoruz. Kisacasi babam hakli çikiyor, istikamet Partizanski Bulvari, oradan da Selo Nikistan. Yolda babamin anlatimlari ile köyü gözümüzde canlandiriyoruz. - Köyün hemen girisinde küçük bir dere olacak diyor babam ve hakikaten oldukça ince akan bir derenin 67 yil sonra varligini korudugunu görüyoruz. - Köyün tam ortasinda dügünlerin yapildigi hatta at yarislarinin düzenlendigi genis bir meydan olacak diyor babam ama o genislikte bir meydan bulamiyoruz. Çünkü yeni evler yapilmis o meydana. - Köye girdikten sonra sol tarafta küçük bir tepe, tepenin üstünde ise büyükçe bir kaya olacak diyor babam, bütün hasmetiyle kaya yerli yerinde duruyor. lagim sularinin açiktan aktigi köyde ilk olarak yol kenarinda oynayan kizli erkekli çocuklara rasliyoruz , soruyoruz " Türk müsünüz " hiç bir yanit alamayinca olmadiklarini anliyoruz. Derken nihayet köyün camisini görüyor ve arabadan iniyoruz. Caminin hemen yanindaki köy bakkalinin önünde sohbet eden 4-5 kisiye selam verip lafa daliyoruz. Uzun lafin kisasi, 1960 yilina kadar dedemin ve babaannemin mektuplastigi akrabalarindan kimsenin kalmadigini hatta köyde artik bir tane bile Türk ailenin yasamadigini, köyde yasayanlarin tamaminin Arnavut oldugunu Selahaddin beyin tercümanligi araciligi ile ögreniyoruz. Babamin ses tonu giderek düsüyor, buruk bir ruh hali içinde oldugu her halinden belli ama onu tekrar eski nesesine kavusturmak için elimizden bir sey gelmiyor. Aksit abinin cillop'a atladigimiz gibi oyalanmadan Üsküp'e geri dönüyoruz. - Hava henüz kararmadigina göre sizi kaleye götüreyim diyor Selahaddin bey. Tüm sehri kusbakisi gören yüksekçe bir tepenin üzerindeki yarisi yikik yarisi ayakta kalmis surlariyla kaleye çikiyoruz. Roma ve Osmanli imparatorluklari tarafindan kullanilan kalede 4-5 poz resim çekip ortasindaki çesmeden susuzlugumuzu gideriyoruz. Selahaddin beyi evine birakmak üzere tekrar yola koyuluyoruz, tam oturdugu yüksekçe apartmanin önüne geldigimizde bizi kahve içmek üzere evine davet ediyor. Israrlara dayanamayip yukari çikiyoruz ve Selahhaddin beyin nazik ve konuksever esi Ten hanim ile tanisiyoruz. Önce kallavi tarafindan birer Türk kahvesi ardindan buzdolabindan yeni çikmis karpuzlari götürüyoruz. Vardar ovasinda yetisen bu sulu ve oldukça tatli karpuzlarin tadi damagimizda kaliyor. Selahaddin bey ile ertesi günün programini yaptiktan sonra sabah 10.00 da bulusmak üzere vedalasiyoruz. Hizlica Otel Vergina'ya gelip kisa bir mola verdikten sonra aksam yemegimizi nerede yiyecegimizi konusuyoruz. Sofyada tanistigimiz Sezgin beyin önerisi dogrultusunda kaldigimiz otele yürüme mesafesinde olan " Meyane B " isimli bahçe içindeki restoranti tercih ediyoruz. 1 kilo 250 gram yagnesko'yu (kuzu tandiri) üç kisiden olusan dev taraftar toplulugumuz ile afiyetle yiyoruz. Aksit abi formunun zirvesinde ve yedikçe açiliyor. :wink: Babamin Üsküp anilarindan bir kaçini dinledikten sonra laf dönüp dolasip Gençlerbirligine geliyor ve Aksit abi ile benim aramda gelisen bu koyu sohbeti hayretle dinleyen babam gecenin lafini söylüyor. - Beyler, bos topun pesinden kosmayin.

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

Sevgili Ozan beyimizin anlatim tarzindan cikardigim sonuc su: Polatez'e ciddi bir rakip cikiyor yazin alaninda. Her neyse Ozan bey oykusunu bitirsin, ben de bir seyler ekliyecegim. Ama bastan soyliyeyim, duygu yuklu bir ( re-union ) yani bir araya gelisin ( vuslatin ) oykusu olacak bu. Soyunda sopunda rumeli gocmeni olanlar mendillerini simdiden hazirlasinlar.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"aksitozkural"]Sevgili Ozan beyimizin anlatim tarzindan cikardigim sonuc su: Polatez'e ciddi bir rakip cikiyor yazin alaninda... Aman Aksit abi, ne diyorsun, ben kiiiiiim Polates' rakip olmak kim. Biz ancak pirimizin saçtigi isiktan yansimalar sunmaya çalisiyoruz. Makedonya anilarimizi [color=red:1c6d375a1f]Al[/color:1c6d375a1f]kara[color=red:1c6d375a1f]lar[/color:1c6d375a1f]'in begeni ile takip ettigini bilmek beni ziyadesiyle memnun ve motive etmektedir. Sikilmadan okudugunu söyleyen herkese tesekkür ederim. Üsküpteki ilk aksam yemegimizi henüz bitirmiskene sohbetin Gençlerbirligine gelmesi nedeniyle devre disi kalan babam, - Beyler, bos topun pesinden kosmayin. diyerek mevzuyu degistirmeye kalkti ama nafile. Yol yorgunu olmamiza ragmen Aksit abi ile bir yandan yeni transferler, yeni teknik kadro, yeni sezon hakkindaki görüslerimizi paylasiyor diger yandan ise 74 yasindaki babamin uykusunun gelip gelmedigini kontrol ediyoruz. Babam, bizdeki heyecani gördükçe daha da sasiriyor ve bu muhabbetin sonunun gelmiyecegini hissedip ani bir hareketle ayaga kalkarak, - hayde, hayde. diyerek niyetini belli ediyor. Agir adimlarla otelimize dönüyoruz. Lobiye geldigimizde gündüz gördügümüz reception görevlisi esmer güzelinin yerine sarisin bir afetin nöbeti devraldigini hemen farkediyoruz. Ama içimizden ilk kim farketti onu tam animsamiyorum. Babamin agirlasan göz kapaklari niyeyse aninda açiliyor ve aynen su sekilde oluyor 8O Kalk saatini 09.00 olarak belirliyor ve tatli rüyalar görmek üzere yatiyoruz. Isigi söndürür söndürmez odada bir veya birkaç tane Üsküp sivri sinegi oldugunu gecenin sessizliginde rahatça duyulan viziltidan anliyor ve isigi tekrar açip imha harekatina girisiyoruz. Hakli mücadelemiz sonuç veriyor ve küçük otel odamizda huzur ortaminin saglanmasini takiben uyuyoruz. OH BEEEEEEEE ! Devam Edecek _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

Ziya Adnan · Site Admin Kayıt: May 06, 2003

Aksit abi, Oralara kadar uzanmisken, Arsenal - Gençlerbirligi hazirlik maçini da izleseydin... Bugunlerde oynanacak olmasi lazim, siki maç olur... Yeni sezonda Ankara'da görüsmek üzere... Ziya

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Sabah saat 09.00 da uyanir uyanmaz kahvalti için lobiye geçiyorum. Vergina oldukça küçük bir otel oldugu için lobinin bir bölümü kahvalti için ayrilmis durumda. Masalarin tamami bos, sanki otelde bizden baska müsteri yok. Açik büfeye en yakin masaya oturuyorum. Bir gün önce gördüklerimizin disinda yeni bir Makedon güzeli süzek bakislarla yanima geliyor ve ingilizce çay mi kahve mi diye soruyor. Demleme çay olmadigi için kahve istiyorum, tam o sirada babam da geliyor ama henüz Aksit abiden ses yok. Saat 09.30 olunca Aksit abiyi cepten ariyor ve uyandiriyorum. 5 dakika içinde lobiye geliyor ve ben hazirim diyor. Bilmeyenlar için belirtmis olalim Aksit abi kahvalti yapmiyor. Sözlestigimiz gibi saat 10.00 da Selahaddin bey ile bulusuyoruz. ilk olarak babaminda 1940 yilinda bir hafta kadar gittigi Tefeyyüz ilk Ögretim Okuluna gidiyoruz. Tefeyyüz, Üsküplü Türk çocuklarin devam ettigi bir okul. Tefeyyüz sözcügü Arapça kökenli ve yükselme, ilerleme anlamina geliyor. Bazi kaynaklarda bu okulun ilk kez 1880 yilinda faliye geçtigi belirtiliyor. Okul müdürünü bir gün önceden telefonla arayip haber verdigimiz için bizi bekler buluyoruz. Babam, Aksit abi, Selahaddin bey ve ben okul müdürünün odasinda Tefeyyüz hakkinda bilgi aliyoruz. 760 Türk, 12 Arnavut ögrencisi olan okulun kisa adi TiKA olan Türk isbirligi ve Kalkinma idaresi Baskanligi tarafindan yapilan desteklerle varligini sürdürdügünü ögreniyoruz. Çam sakizi çoban armagani, Türkiyeden getirdigimiz kitap ve cd leri okul müdürüne teslim ediyoruz. Devam Edecek _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Okulun içinde kisa bir tur attiktan sonra giris kapisina geliyoruz ve hatira fotografi çektirdikten sonra Tefeyyüz ilk Ögretim Okulundan ayriliyoruz. istikamet Kapan ( kapali )Han. Tahmin edeceginiz üzere, geçirdigi restarasyonlar sayesinde günümüze ulasan bu han, Osmanli'dan kalma önemli bir kültür mirasi. içeride lokanta, terzi, berber, kahvehane esnafi çogunlugu Türk olan müsterilerine hizmet veriyor. Avludaki bos masalardan birinin etrafina oturuyoruz. Biri uzun zamandir Makedonyada is yapan Rizeli isadami digeri Türk Büyükelçiliginin tercümani Mehmet bey olmak üzere iki kisi daha bize katiliyor. Sohbet giderek koyulasiyor, bir yandan Kapan Han hakkinda bir yandan da Makedonya ve Üsküp hakkinda bilgiler aliyoruz. Bu arada Mehmet bey, babama eski Üsküp fotograflari ile Üsküp türkülerinden olusan cd leri hediye ediyor. Babam mest oluyor, çaylarimizi içerkene Mehmet bey soruyor, - Boza da içmek ister misiniz ? Babam bu teklifi kabul ediyor ama gelen bozanin kivamini fazla sulu bularak bana devrediyor. Afiyetle içiyorum. OHHH yarasin. Yarim saat kadar dinlendigimiz Kapan Han'dan dostlarimizla vedalasarak ayriliyoruz. Sirada yine Osmanli dan kalma Kursunlu Han var. Türk Büyükelçiliginin verdigi davetler disinda kapali tutulan Kursunlu Han'i disardan inceliyor ve Arnavut katolik papaz Pyetar Bogdanî adiyla kültür merkezine dönüstürülmesi girisimlerini üzüntüyle dinliyoruz. Makedonyada, yerel yönetimlerin bu türden degistirme- dönüstürme faaliyetlerinin özellikle 1997 den sonra giderek arttigini, bundan da en çok Osmanli eserlerinin zarar gördügünü ögreniyoruz. Devam Edecek ______________________________________________________________________ Bayira Karsi

silinmis_kullanici · Site Admin Kayıt: Aug 01, 2002

[img:68b1afe384]http://img184.imageshack.us/img184/7532/makadenyola1.jpg[/img:68b1afe384]

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Hemen hepsi ayni bölgede yapilmis Osmanli dönemine ait han, hamam ve camileri hizli bir sekilde gezdikten sonra iki gündür bize rehberlik eden Selahaddin beyin babasindan kalan eski çarsidaki dükkana ugruyoruz. Babasinin zamaninda kunduracilik yaptigi bu küçük dükkanda simdi Selahaddin beyin en küçük kardesi konfeksiyon ürünleri satiyor. Soruyoruz, - isler nasil ? - Görüyorsunuz, isler durgun, yazin hep böyle olur. - Sattiginiz ürünleri nereden aliyorsunuz ? - istanbuldan. Bol kazançli günler dedikten sonra çarsidan da ayriliyoruz. Vakit öglen oldu, karnimizin aciktigini hissediyoruz. Vardar'in karsi yakasinda, iyi köfte yapan bir lokanta oldugunu hem Sezgin hem de Selahaddin beyden duymustuk, hayde diyoruz oraya gidelim. Adi Akif olan bir torbes ( islam dinini kabul eden Makedon) tarafindan isletilen " Destan " lokantasindayiz. Masaya oturur oturmaz garson geliyor, Selahaddin bey siparislerimizi veriyor. Köfteleri, pörpülenmis sivri biber ve ayran esliginde servis ediyorlar. Ekmekler, firindan yeni çikmis küçük pide gibi ama üzerinde susam yok. Afiyetle yiyor, Ankaradan Barbaros Muratoglu'nun kulaklarini çinlatiyoruz. Bu leziz köftelerin üstüne demli birer çay da içtikten sonra bütün hasmetiyle hemen önümüzde duran Tas Köprü'ye çikiyoruz. sehrin iki yakasini bir araya getiren bu taihi köprü Fatih Sultan Mehmet tarafindan yaptirilmis.

Ozgur_Dirim_Ozkan · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

"aksitozkural"] Soyunda sopunda rumeli gocmeni olanlar mendillerini simdiden hazirlasinlar. Hazir, sadece biraz kurumasi için bahçeye astim.

senolakdemir · Site Admin Kayıt: Apr 24, 2006

Abimin ifadeleri de çok anlamli ve alimli, Esmer güzeli, Sarisin afet, Bakalim kumrali da çikacakmi karsidan

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

Ben hala sevgili Ozan bey kardesimin oykusunu bitirmesini bekliyorum. Dedim ya ben baska acidan bu topraklari yazacagim. Simdi araya girip gercekten bu keyifli yazi dizisini bozmak istemiyorum. Yukarida Allah var sevgili Gulerios'ta iyi yaziyor hani.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"aksitozkural"]Ben hala sevgili Ozan bey kardesimin oykusunu bitirmesini bekliyorum. Sevgili Aksit abi, biliyorum bitse de biz de yazsak diyorsunuz ama elim agir ne yapayim.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Fotografini gördügünüz bu köprünün üzerinden Bursa'da yasayan halalarima öpücük gönderdikten ve bolca fotograf çektirdikten sonra bu defa sehrin diger yakasindaki gezimize basladik. Önce Bulgar topçu bataryasi tarafindan yikilan Burmali Cami'nin yerini tespit ettik. Daha sonra, 1940 yilina kadar dedemin ve akrabalarinin oturduklari yanyana iki, sirtsirta dört evin bulundugu sokaga geldik. Babamin fink attigi bu sokakta simdi birbirine yapisik nizamda 3 yüksek apartman yeraliyordu. Bahçe duvarlarindaki kapicik (küçük kapi) lar sayesinde sokaga çikmadan birbirlerine gidip geldikleri bu dört eski Osmanli mimarisindeki ev artik yoktu. Babam neredeyse "yanlis sokaga girdik" diyecekti ama vazgeçti ve gerçegi kabullendi. Hüzünlü atmosferi dagitmak için donurmaciya gitmeyi teklif ettik ama o bir süre daha o sokakta kala kaldi. Sonra aniden bize rehberlik eden Selahaddin beye dönerek, "buralarda bir ayazma vardi, adi eksi su ayazmasiydi, biz oraya mahallenin tüm çocuklariyla oynamaya giderdik" dedi. Bu arada ben anlamini bilmedigim için "baba, ayazma nedir?" dedim. Babam, ortodoks hiristiyanlarin kutsal saydiklari su kaynagi seklinde açikladi. Selahaddin bey, bulundugumuz noktaya uzakça bir yerde ayazma oldugunu ama belediye tarafindan kapatildigini söyledi, bunun üzerine rotayi dondurmaciya çevirdik. Dondurmaciya dogru ilerlerkene tas köprünün tam karsisina denk gelen kösebasindaki büyükçe bir bina dikkatimizi çekti. Bu binanin tam önüne geldigimizde babam, -Burasi eskiden Nebi beyin Vardar Otel'iydi dedi. Nebi bey, oglunu trenle askere gönderirken muhasebecisi tarafindan ketenpereye getirilerek okumadan attigi bir imza nedeniyle otelinden olmus ve üzüntüsünden çildirmisti. Zaten cani sikkin olan babam, bu hüzünlü hikayeyi anlatarak bizi de ayni havaya soktu. Suratlar bes karis vaziyette dondurmaciya geldik. Durumu farkeden garson kiz alel acele siparisleri aldi ve uçtu. Devam Edecek ---------------------------------------------------------------------------------------------------------- Bayira Karsi

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Dondurmalari yerkene babamin cani limonata çekti, garson kiza bakiniyoruz ama ortalarda gözükmüyor. Masanin en küçügü sifatiyla yerimden kalkiyor ve pastanenin kapali kismina geçiyorum. Dondurma tezgahinin basinda duran delikanliyla gözgöze geliyoruz. Babamin taktigini uygulayip kafadan Türkçe daliyorum, - Limonata var mi ? - Var abi, em de buz gibi. - iyi, bizim masaya 4 tane göndersene. - Tamamdir. Abi siz nerelisiniz? - Angara ... Farkettiyseniz seyahatimizin buraya kadar olan bölümünde Nikistan köyü hariç nereye gitsek bir Türk bulduk. Az sonra garson kizin getirdigi limonatalardan ilk yudumu aldigimizda içtigimiz seyin limonata degil, bildigimiz eksi limon suyu oldugunu farkediyoruz. Olsun, o sicakta soguk limon suyu içimizi ferahlatiyor. Bu arada nereye gidecegimize karar veriyoruz. istikamet, babamin ilk kez 7 yasinda gördügü Matka hidroelektrik santrali. Üsküp'e 12 kilometre mesafedeki bu santral'e giderkene yolda baraj sularinda kano parkuru olusturuldugunu görüyoruz. Baraj gölü kiyisindaki restoranta ait masalarda mola veriyor ve biraz olsun soluklaniyoruz. Tam asagida arabayi parkettigimiz yere dönmek üzereykene sert ve tok bir siren sesi (hani su 10 kasim günü saat dokuzu bes geçe çalanlardan) Kendi aramizda bu neydi simdi diye yorum yaparkene duydugumuz siddetli bir patlama sesi ile irkiliyoruz. Meger o siren sesi dinamit patlatmadan önceki son uyari imis. Kontrollü ve hizli adimlarla bayir asagi inise geçiyor ve dinamit patlatilan noktaya yukaridan sööle br bakip arabamizi biraktigimiz yere geliyoruz. sehre 15 dakika mesafedeki dogal güzellikleri ile bizde iz birakan Matka hidroelektrik santralinden ayriliyoruz. Yolda yine babamin 7 yasina dair Üsküp anilarini dinliyoruz. Hava kararmak üzere, Selahaddin beyi evine birakmak üzere suyun (Vardar'in) öbür tarafina geçiyoruz. Bu arada babam, Üsküp'e has simit - pogaça ikilisinin muhtesem lezzeti konulu doktora tezini sözlü olarak veriyor.Babam öyle bir anlatiyor ki, Selahaddin beye simit-pogaça yapan firin var mi diye soruyoruz. - Var ama siz bulamazsiniz, iyisi mi yarin sabah 08.00 de kahvaltiya bizim eve gelin, ben o firindan simit-pogaçayi sicak sicak alir gelirim. Hep birlikte jahvalti yapmis oluruz. Bu teklifi kabul ediyor ve Selahaddin beyi evine biraktiktan sonra otele dönüyor, kisa bir moladan sonra sehrin gece hayatina akiyoruz. Aksit abi, arabayi Parlamento binasinin önüne park etmeye kalkinca bayan polis memurunun nazik uyarisi ile karsilasiyor, "pordon bacim" deyip hemen yolun karsisindaki parali otopark alanina geçiyoruz. Yürüyerek Tas Köprünün tam karsisindaki büyük meydanda geliyoruz. seyyar saticilar, sokak çalgicilari, kaykaylariyla artistik hareketler yapan gençlere bakip sehrin insan dokusu hakkinda fikir edinmeye çalisiyoruz. Devam Edecek ----------------------------------------------------------------------------------------------------------- Bayira Karsi

Ozgur_Dirim_Ozkan · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

"Ertugrul_Eryigit"] Gerçi Dirim hep oralarda ama ona bazi seyler normal geliyordur. Bu konulardan hiç bahsettigini duymadim. Vallahi Ozan abinin anlattiklarindan sonra gaza geldim hafiften. Ben de geçen seneki 9 günlük kisa Balkan yolculugumu (Makedonya-Kosova-Sirbistan-Bulgaristan) anlatayim biraz. Yalniz yazacaklarimi fotograflarla süslemek istiyorum. internette en kolay fotograf albümü nerede yapiliyor? Bilen var mi?

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

Tamam Dirim'cigim. Iyi olur. Boylece arkadaslarimiza Balkan cografyasini tam olarak anlatmis oluruz. Eh artik ben de burada 15-20 gun daha kaliciyim. Sonra ver elini Turkiye. Nihayet.

ercumenttuncalp · Site Admin Kayıt: Oct 05, 2004

Aksit agabey, laf arasinda "15-20 gün sonra ver elini Türkiye" demissiniz. Biraz daha teferruat bekliyoruz. istanbulami, Ankarayami ? istanbula ise, tarihi bilelim ve karsilama yapalim. Açiklama bekliyoruz.

Ozgur_Dirim_Ozkan · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

"aksitozkural"] Eh artik ben de burada 15-20 gun daha kaliciyim. Sonra ver elini Turkiye. Nihayet. Görüsseydik de bayragi devralsaydim. Biz de buralarda kalici gibiyiz.

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

Cok guzel bir yerde kalicisin Dirim'cigim. Bayragi sana devretmenin tek yolu ya senin buraya, ya da benim oraya gelmendir. Hangisi kismetse.

necdet_ozkazanci · Site Admin Kayıt: Apr 22, 2003

"Önce Mülkiye, sonra Türkiye" deyip, Mülkiye'nin oldugu Ankara'ya gelecekmis gibi bir his var içimde. Acaba yaniliyor muyum? :wink:

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

"ercumenttuncalp"]Aksit agabey, laf arasinda "15-20 gün sonra ver elini Türkiye" demissiniz. Biraz daha teferruat bekliyoruz. istanbulami, Ankarayami ? istanbula ise, tarihi bilelim ve karsilama yapalim. Açiklama bekliyoruz. Sevgili Ercument bey kardesim. Ilk etapta Istanbul. Sonrasi muhterem zevcem ile aramizdaki pazarliga bagli. Ama ne olursa olsun bu yil maclara tam gaz gidecegim kesin.

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

"necdet_ozkazanci"]"Önce Mülkiye, sonra Türkiye" deyip, Mülkiye'nin oldugu Ankara'ya gelecekmis gibi bir his var içimde. Acaba yaniliyor muyum? :wink: Aziz Polatlili ustadim. Gerci benim okul ( Mekteb-i adliye ) ve bizdeki slogan ( once Turkiye, en son mekteb-i adliye ) ama dedim ya ic isleri bakanimiza iyi bir presantasyon yapar isek benim de gonlumdeki yer olan Angara'ya gelebiliriz. Ama her halukarda Bizans'in anadolu cenahinda 3-5 ay soluklanacagiz galiba.

necdet_ozkazanci · Site Admin Kayıt: Apr 22, 2003

Sonuçta Angara çeker insani. Hele sayin içisleri Bakanina da güzel bir tanitim yapilirsa... insallah diyelim...:wink:

ercumenttuncalp · Site Admin Kayıt: Oct 05, 2004

Aksit agabey o zaman Agustos toplantimizin tarihini siz belirleyin. Önceden belirleyince Ankaradanda katilim oluyor.

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

"ercumenttuncalp"]Aksit agabey o zaman Agustos toplantimizin tarihini siz belirleyin. Önceden belirleyince Ankaradanda katilim oluyor.. Temmuz sonunda bir haberlesiriz dostum. Hepinizi cok ozledim bilesiniz.

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

"necdet_ozkazanci"]Sonuçta Angara çeker insani. Hele sayin içisleri Bakanina da güzel bir tanitim yapilirsa... insallah diyelim...:wink: Su secim sath-i mailinde ailemizde %25 olan bayan orani, % 75 cogunluk oylari ile karar alma hakina kavusmustur. Angara'ya intikal icin sehrimizin tarihi ve turistik yerlerinin iyice bir tanitimi icin esi-dostu simdiden goreve davet ediyorum.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Agir yazdigim için araya epey kaynak olmus, biliyorum sabirsizlaniyorsunuz ama kaldi 3 gün, biraz sabir. "ozan_guler"] Yürüyerek Tas Köprünün tam karsisindaki büyük meydanda geliyoruz. seyyar saticilar, sokak çalgicilari, kaykaylariyla artistik hareketler yapan gençlere bakip sehrin insan dokusu hakkinda fikir edinmeye çalisiyoruz. Seyyar saticilar arasinda atki - bayrak- forma satan var mi diye araniyoruz ama nafile, gida maddeleri disinda herhangi bir sey satana raslamiyoruz. Ortalikta üniformali zabita da yok ama burada adet böyle demekki. insanlar genellikle çekirdek çitlayarak piyasa yapiyorlar. Bu görüntüye yabanci sayilmayiz. Ama bütün sezon tuzlu ayçekirdegi çitlamaktan dilimiz yara oldugu için biz dondurmayi tercih ediyoruz. Saatler 24.00 ü gösterdiginde oteldeki odamizda sivri sinek avindan zaferle çikmis komutan edasiyla yatagimiza uzandik. Yorulmusuz. Bir gün önceden sözverdigimiz üzere saat 8.30 da Selahaddin beylerin kapisini çaldik. Ten hanim bütün nezaketi ile bizi kahvalti sofrasina buyur etti. Masanin tam ortasinda büyükçe bir servis tabagi ve içinde 7-8 tane simit -pogaça. Üsküp pogaçasi, bizdeki sandöviç ekmegine benziyor. Simit, bizim bildigimiz simit degil. Yagli lavas ekmegi gibi. Kisacasi Üsküp usulü simit-pogaça = ekmek arasi ekmek gibi birsey ama afiyetle yedik. Bu arada, renkleri [color=red:3178de539d]kirmizi[/color:3178de539d]-siyah olan Üsküp'ün ünlü Vardar takimina ait atki, forma gibi ürünleri nereden bulabilecegimizi soruyoruz ama selahhaddin beyin futbola olan ilgisi neredeyse sifir düzeyinde. Türkiye'ye geldiklerinde görüsmek dilegiyle adres ve telefonlarimizi verip Ayvaz ailesinin evinden ayriliyoruz. Bize iki gün boyunca rehberlik eden Selahaddin beye bir kez daha tesekkür ederiz. Tetova (Kalkandelen) ve Gostivar üzerinden Aksit abinin akrabalarinin yasadigi Debreyi teget geçip Struga'ya dogru yolumuza devam ediyoruz. Oldukça daglik ve ormanlik alanlardan geçerek 2,5 saat sonra Makedonya'nin güney ucunda bulunan Ohrid gölü kiyisindaki Sturuga'ya variyoruz. Kalacagimz otelin adi "Drim" evet yanlis duymadiniz geceyi Drim otelde geçirecegiz. Durumu mesajla Dirim'e bildiriyorum. - Ohri gölü kiyisinda Strugadayiz stop.Adini tasiyan otele yerlestik stop. Hava açik ve günesli, gölde kiprasma yok stop. Çok geçmeden Dirimden cevap geliyor. - Otelin adini gösteren tabelasinin fotografini çekmeyi unutmayin. 5. katta bulunan göl manzarali odalarimiza yerlestikten sonra lobide bulusuyoruz. Öglen yemegini yiyebilecegimiz bir yer bulmak için sehir turu atiyoruz. sehir dedimse siz ona Erdek'in 10 sene önceki hali deyin. Babam tutturuyor börek yiyelim diye. Her taraf birahane ama gündüz oldugu için fazla müsteri yok. Nihayet "Bürek" çiyi buluyoruz. Devam Edecek _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Kisa boylu, sevimli bir Arnavut kizi na siparisleri verip bahçedeki 3 masadan birine kuruluyoruz. Biraz sonra yarisi kiymali, yarisi peynirli büreklerimiz ayran esliginde geliyor. Ayran sisesinin üzerinde "yogurt" yaziyor ama olsun bildigimiz ayran iste. Yine tadina asina oldugumuz kol böregini kaynaginda yemenin mutlulugunu yasiyoruz. Babam ilk defa, "Himmm, bunun tadi eskiden daha güzeldi" demiyor. Karnimizi doyurunca Struga'yi gezmeye çikiyoruz. Önceligimiz babaannemin 100 yillik bordo veya mor kadife üzerine sari sim islemeli cepkeninden bulmak, hemi de eski yani ikinci, üçüncü el olacak. Kime sorduysak, burada bulmaniz imkansiz, olsa olsa Gostivar ve Tetova'da bulursunuz cevabini aliyoruz. Gerekçesini de söyle açikliyorlar; Türk nüfusun en fazla oldugu sehirler bu ikisidir, dolayisiyla Türk kültürünü yansitan esyalarin satildigi antikacilar da buradadir. Gölün seviyesi daha yüksek oldugu için sehrin içinden geçen kanala gölden su vermisler ve Struga ile uzaktaki daglar arasinda kalan ovaya su götürmüsler. Dagdan gelen suyun göle karismasi gibi kilasik bir görüntü yerine tam tersini olusturup suya girmek, yüzmek için göl kiyisina kadar gitmeye üsenenlere evlerinin önünden geçen nehre girme olanagi sunmuslar. Nehrin kiyisindaki yürüme bandindan göle dogru ilerlerkene Dr. ibrahim Temo* nun büstüne rasliyoruz. Suya giren, köprülerin üzerinden spektaküler hareketlerle atlayan gençlere baka baka nehri takip ederek göl kiyisina geliyoruz. Gölün nehre dönüstügü noktadaki köprüye çikiyor altimizdaki tahta kapaklarin olusturdugu küçük çaglayana bakarak bir süre düsüncelere daliyoruz. Göl kiyisina dogru mayo, havlu, terlik ve hediyelik esya satan seyyar saticilarin konuslandigi bir yerin varligini farkediyoruz. Bazi tezgahlarda satilanlarin tamami [color=red:cef33a5e69]kirmizi[/color:cef33a5e69] siyah. Çünkü, Arnavutlugun bayrak renkleri kirmizi siyah. Aksit abi ile aramizda " ne güzel, burada her kes Gençlerli " diye espiri yapiyoruz. Bu tezgahlardan birinin önünde duruyor ve hediyelik esyalara bakiyoruz. Aramizdaki konusmalari duyan tezgahtar kiz - abi Türk müsünüz diyor. - evet, ya sen ? (genellikle Arnavutlar da Türkçe bildigi için bu soruyu sormak zorundayiz) - ben de Türk'üm - adin ne ? - Fatima. - burada çok Türk var mi ? -%10 civarindayiz. Gezmeye mi geldiniz ? - hem ziyaret, hem de futbolcu bakiyoruz. -Strugadan pek futbolcu çikmaz abi, daha çok politikaci çikar. Ah Fatima ah, hayallerimizi alt üst etmeye hiç hakkin yok ama ettin bir kere. Koca Makedonya'da henüz ugramadigimiz 4 sehir kaldi (Ohri, Resne, Manastir ve Tetova) Ya buralarda da aradigimiz golcüyü bulamazsak. Türkiye'ye eli bos dönülür mü yahu. Adami defe koyarlar vallahi. * ibrahim Temo : ( 1865)- (1939) Siyaset adami ve hekim. Asil adi ibrahim Ethem'dir. 1865 yili Mart ayinda Struga-Yugoslavya'da dogdu. ittihat ve Terakki Cemiyeti'nin çekirdegini olusturan ittihat-i Osmani Cemiyeti isimli gizli teskilatin kurucusudur. Devam Edecek _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

orcanyigit · Site Admin Kayıt: Oct 08, 2003

ozan abi ile bu gidisle akraba çikacagiz anne tarafindan... dedem komanova'li. zaten anne tarafindan soyadimiz da kumova'dir. babama ayip olacagini düsünmesem zaten çoktan annemin soyadini almistim. anneannem ise özbeöz üsküp'lü. orada dogmus. baba tarafi tamamen arnavut ama kendileri ile hiç alakamiz olmadigindan bilemiyorum. babamin tek anlattigi arnavutluk'ta köyleri varmis. girisinde de bir köprü. geçenden para aliyorlarmis, geçmemek zaten mevzubahis degilmis. tabii babam da görmemis hiç oralari. ben de almanya'dan bir dönüsümüzde 6 yasindayken üsküp üzerinden döndügümüzü hatirliyorum ama o yolculuktan Belgrad haricinde aklimda kalan bir fotograf yok. otoyoldan Belgrad'a giriste iki adet yüksek bina vardi onu hatirliyorum sadece.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"orcanyigit"]ozan abi ile bu gidisle akraba çikacagiz anne tarafindan... dedem komanova'li. zaten anne tarafindan soyadimiz da kumova'dir. babama ayip olacagini düsünmesem zaten çoktan annemin soyadini almistim. anneannem ise özbeöz üsküp'lü. orada dogmus. Sevgili Orcan, Bizimkiler malum Üsküp'lü, Aksit abiler Debre'li, Dirimlerin Struga'da oteli bile var, Umut Kuruç Bosna'li, sizinkiler Kumanova-Üsküp lü ... iste Dirimlerin otelinin kubakisi fotografi [img:b2d6c400ec]http://img253.imageshack.us/img253/320/drimcu4.jpg[/img:b2d6c400ec] ilgini çeker mi bilmem ama seneye Balkanlara 4-5 günlük bir otobüs turu düzenleyelim diyoruz. söööle ucuz tarafindan.

orcanyigit · Site Admin Kayıt: Oct 08, 2003

maç izlenecekse gelirim. futbol yoksa ben de yokum. (hani geçen sezon da yoktum ya tribünde o bakimdan)

Ozgur_Dirim_Ozkan · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

"ozan_guler"]"orcanyigit"] babama ayip olacagini düsünmesem zaten çoktan annemin soyadini almistim. Sevgili Orcan, Bizimkiler malum Üsküp'lü, Aksit abiler Debre'li, Dirimlerin Struga'da oteli bile var, Umut Kuruç Bosna'li, sizinkiler Kumanova-Üsküp lü ... ilgini çeker mi bilmem ama seneye Balkanlara 4-5 günlük bir otobüs turu düzenleyelim diyoruz. söööle ucuz tarafindan. Orcan'a benzer bir durum bende de var. islamla tanismadan önceki anasoyluluk (matrilineal) ve anayerlesimcilik (matrilocal) gelenegi bizde devam eder. Ana tarafi daha yakindir. Bizimkiler Manastirli, ama Manastir'in "Kayalar" köyünden. "Kayalar" su an Yunanistan'da, ismi de "Ptolemaida". Meshur haritaci "Ptolemy" (Batlamyus diye de bilinir) ile hemsehriyiz yani. Yakinda geliyor benim de Balkan anilari... Önce büyükleri dinleyelim Ozan abi...bu arada "Drim" Arnavutlkuk'un kuzeyinde bir nehrin ismidir. "Beli Drim" (beyaz Drim) Kosova'dan akar, Crni Drim (Tsirni diye okunur; Kara Drim)'in kaynagi ise Ohri gölüdür. Ozan abinin anlattigi nehir (ya da çay diyelim) bu olsa gerek. Crni Drim Debre'den geçip Arnavavutluk'a girer girmez Beli Drim'le bulusur. "Dirim" ise 1936 yilinda Türk Dil Kurumu'nun eski Türkçe'den türettigi ve "Hayat" anlamina gelen bir sözcük. Dolayisiyla "Drim Otel"le bir bagim olmadigini söyleyeyim.

Ozgur_Dirim_Ozkan · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

"orcanyigit"]maç izlenecekse gelirim. futbol yoksa ben de yokum. (hani geçen sezon da yoktum ya tribünde o bakimdan) Baskan da Kosovali degil miydi? Onu da çagiririz :)

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

"Ozgur_Dirim_Ozkan"]"ozan_guler"]"orcanyigit"] babama ayip olacagini düsünmesem zaten çoktan annemin soyadini almistim. Sevgili Orcan, Bizimkiler malum Üsküp'lü, Aksit abiler Debre'li, Dirimlerin Struga'da oteli bile var, Umut Kuruç Bosna'li, sizinkiler Kumanova-Üsküp lü ... ilgini çeker mi bilmem ama seneye Balkanlara 4-5 günlük bir otobüs turu düzenleyelim diyoruz. söööle ucuz tarafindan. Orcan'a benzer bir durum bende de var. islamla tanismadan önceki anasoyluluk (matrilineal) ve anayerlesimcilik (matrilocal) gelenegi bizde devam eder. Ana tarafi daha yakindir. Bizimkiler Manastirli, ama Manastir'in "Kayalar" köyünden. "Kayalar" su an Yunanistan'da, ismi de "Ptolemaida". Meshur haritaci "Ptolemy" (Batlamyus diye de bilinir) ile hemsehriyiz yani. Yakinda geliyor benim de Balkan anilari... Önce büyükleri dinleyelim Ozan abi...bu arada "Drim" Arnavutlkuk'un kuzeyinde bir nehrin ismidir. "Beli Drim" (beyaz Drim) Kosova'dan akar, Crni Drim (Tsirni diye okunur; Kara Drim)'in kaynagi ise Ohri gölüdür. Ozan abinin anlattigi nehir (ya da çay diyelim) bu olsa gerek. Crni Drim Debre'den geçip Arnavavutluk'a girer girmez Beli Drim'le bulusur. "Dirim" ise 1936 yilinda Türk Dil Kurumu'nun eski Türkçe'den türettigi ve "Hayat" anlamina gelen bir sözcük. Dolayisiyla "Drim Otel"le bir bagim olmadigini söyleyeyim. Dirim kardesim; Benim dedem Manastirli, babaannem ise Debre'ye yakin Kocacik koyunden. Acaba isin Manastir tarafindan bir akrabalik filan olabilirmi?

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"ozan_guler"] Ah Fatima ah, hayallerimizi alt üst etmeye hiç hakkin yok ama ettin bir kere. Koca Makedonya'da henüz ugramadigimiz 4 sehir kaldi (Ohri, Resne, Manastir ve Tetova) Ya buralarda da aradigimiz golcüyü bulamazsak. Türkiye'ye eli bos dönülür mü yahu. Adami defe koyarlar vallahi. Bastan asagi [color=red:f66e75d2a3]Kirmizi [/color:f66e75d2a3]siyah renkli ürünler satan Struga'li bu Türk kizi ile futbol, Gençlerbirligi ve golcü ihtiyacimiz üzerine konusmanin pek fayda getirmeyecegine kanaat getirip golcü arayislarimiza Ohri'de devam etmeye karar veriyoruz. Aksit abinin cillop ile 15 dakikada Ohri'ye geliyoruz. Struga'dan daha büyük olan Ohri de göl kiyisinda kurulmus bir sehir. Dükkan ve evlerdeki Osmanli mimarisi dikkat çekici boyutta. Ohri'ye geldigimizi ispat açisindan göl kiyisinda bir kaç poz resim çektirip tarihi çarsidaki kuru kalabaliga karisiyoruz. Yaklasik 200 metre uzunlugundaki çarsi araç trafigine kapali ve karsilikli küçük dükkanlardan olusuyor. Yolun sonunda ise küçük bir meydan ve bu meydanin karsisinda ise Osmanlidan kalma tarihi cami ve türbe. Dükkanlarin önüne çikmis tezgahtarlar " gel vatandas geeel " mealinde bir seyler söylüyor ama biz orali olmuyoruz. Bize terlik, pabuç, mintan, fistan ve çintan degil golcü gerek golcü ama nerede bulacagimzi bilemiyoruz. Aksit abi ile etrafimiza dikkatli gözlerle bakip golcü ararkene Babam, annesinden halalarima miras kalan sari sim islemeli cepkenlerin bir benzerini bulabilir miyim derdinde. Derken, babam küçük bir antikacida aradigini buluyor ama islemeleri zayif diye o güzelim cepkeni almiyor. Dükkan sahibi 100 yurodan 60 yuroya kadar düstü ama nafile, babam Türkçe, simlerini islemelerini begenmedim diyor, satici kadin ise Makedonca malini övüyor hararetli bir uslupla bir seyler anlatiyor. Nasil anlasiyorlar anlamis degiliz. Tam dükkandan çikarkene satici kadin, - gel hadi gel sana 50 yuroya biraktim. diyor, babam hiç orali degil. Yahu günlerce böyle bir cepken aramadik mi baba, niye almiyorsun. - istanbul kapali çarsida daha güzelleri var, bunlari begenmedim. Eh ne diyelim, golcü olsa neyse ama biz cepkenden anlamayiz. Caminin sokagindaki kahvehaneye otoruyoruz. Garson aninda damliyor ve lafa direkt Türkçe daliyor. - Abi ne içersiniz. Haydaaaa, kardesim Türk oldugumuz anlimizda mi yaziyor. Artik sobelendik, çaresiz çay söylüyoruz, ince bellide demleme çaylarimizi içerkene önümüzden gelip geçen gençlere alici gözle bakiyoruz. I ih hiç birini gözümüz tutmuyor, galiba bu sene de golcümüz olmayacak. Devam Edecek _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

serkan_gungordu · Site Admin Kayıt: Aug 08, 2002

"ozan_guler"] Ah Fatima ah, hayallerimizi alt üst etmeye hiç hakkin yok ama ettin bir kere. Koca Makedonya'da henüz ugramadigimiz 4 sehir kaldi (Ohri, Resne, Manastir ve Tetova) Ya buralarda da aradigimiz golcüyü bulamazsak. Türkiye'ye eli bos dönülür mü yahu. Adami defe koyarlar vallahi. Bu filmin sonu kötü bitecek gibi... simdilik tek tesellimiz efsane golcümüz Polatez'in henüz bir takima kakalanamamis olmasi...

Ozgur_Dirim_Ozkan · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

"aksitozkural"]Dirim kardesim; Benim dedem Manastirli, babaannem ise Debre'ye yakin Kocacik koyunden. Acaba isin Manastir tarafindan bir akrabalik filan olabilirmi? Aksit abi, Vallahi benim için bir mahsuru yok da, akraba makraba çikarsak senin karizma alemde fena çizilir, söyleyeyim yani. :)

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

Aksit abi, Vallahi benim için bir mahsuru yok da, akraba makraba çikarsak senin karizma alemde fena çizilir, söyleyeyim yani Estagfurullah Dirim'igim,o ne demek. Olsa olsa bana onur bahsedersin. Bir daha boyle konusma agzina biber surerim. :wink:

omur_yazici · Site Admin Kayıt: Jan 12, 2005

[quote="ozan_guler"]"orcanyigit"] ... ilgini çeker mi bilmem ama seneye Balkanlara 4-5 günlük bir otobüs turu düzenleyelim diyoruz. söööle ucuz tarafindan. Te be ey gidi ey be yav. Buldunuz üc bej emseri ne güzel pilanlar yapiyonuz be. Acep balkan kökenli olmayip hatta teee öbür taraflardan kafkasya - orta asya melezi olan ben de gelmek istesem beni de götürümüsünüz ki?

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Ömür senin küçük çocugun var hatta bebek diyelim. Sen biraz otur da çocuk bak bakalim. Biz çocuklari büyüttük, gezmeyi de hak ettik. Hayde, haydeee... Gelelim hikayemize, "ince bellide demleme çaylarimizi içerkene önümüzden gelip geçen gençlere alici gözle bakiyoruz. I ih hiç birini gözümüz tutmuyor, galiba bu sene de golcümüz olmayacak." demistik. Aksit abi ile golcü muhabbetine öyle bir daliyoruz ki, babam bile pür dikkat bizi dinliyor. Abi diyorum, Mehmet Güner'in dedigine göre idris'den beri takima golcü gelmedi. Kimi görüslere göre ise son golcümüz Kona'ydi. Teknik taktigi kuvvetli bazi alkaralar ise Ümit Karan'in Gençlerbirliginde türünün son örnegi oldugunu söyler dururlar. Sen ne diyorsun Aksit abi ? diyorum. Yanlis anlamayin, burada bunlari anlatma amacim yaralari kasimak degil arkadaslar. Ben, sadece gördüklerimi, duyduklarimi sizlere aktariyorum. Her neyse, su anda takimda ne idris ne Kona, ne de Ümit Karan var. Demekki bize golcü lazim. Ama kim ? - Gezip görmedigimiz üç sehir kaldi, elimizi çabuk tutmaliyiz diyor Aksit abi. Babam bile nasil havaya girdiyse, (cepkeni unutup) içtigimiz çaylar için 30 Denar isteyen garsona - yapma ya, maç basina bu para çok degil mi ? diyerek Aksit abi ve beni hayretler içinde birakiyor. - yahu baba, daha iki gün önce sen degilmiydin " bos topun pesinden kosmayin " diye bize nasihat eden. Ne oldu, ne degisti ? Sonra hiç 30 Denara golcü alinir mi? Her neyse hesabi ödeyip kahvehaneden ayriliyoruz. istikamet pazar yeri, bizdeki semt pazarlarinin aynisi. Aksam pazari derler ya, aynen öyle, ucuz ve telasli. Tesadüf bu ya yine 30 Denar ödeyip sert, sulu ve iri cinsinden 1 kilo kiraz aliyoruz. Neyseki babam kiraz aldigimizin farkinda.30 Denar isteyen pazarciya " maç basina mi " diye sormuyor. Elimizde kiraz torbasi tekrar çarsiya daliyor, bu defa vitrinlere bakmadan, oyalanmadan hizlica sahile iniyoruz. Aksit abinin üç ay önce yemek yedigi " Dalga " restorant'i buluyor ve biraz da erken gitmenin avantajiyla en güzel masaya kuruluyoruz. Soguk biralar esliginde Aksit abi Ohri gölünden çikma baligini biz de sis kebaplarimizi yerkene canli müzik basliyor. Hava hafif serinliyor ama üsümüyoruz. ilerdeki daglarin arkasindan mehtap çikinca müzigin de etkisiyle iyice romantiklesiyoruz. Saat 22.00 sularinda insanlar nihayet sökün ediyor ve böylece etrafimizdaki bos masalar doluyor. Bize müsade deyip "Dalga" dan ayriliyoruz. Çarsinin girisindeki kafelerde dondurma yiyerek Ohri'ye veda edelim istiyoruz ama gelen dondurmanin üstündeki krema nedeniyle yeme içme faslina noktayi koyup, piyasa yapanlara bakmakla yetiniyoruz. Erkekler ne kadar spor giyiniyorsa kadinlar o kadar sik ve alimli. Adeta, dügüne gider gibi giyinip süslenmisler. Gelip geçene bakmalarin sonu yok deyip, saat 23.30 da tekrar Struga'ya dönüyor, Drim Otelin 5 inci katindaki odalarimiza çekiliyoruz. Kalk saatini babam için 09.00, Aksit abi için 10.00 olarak belirledikten sonra homini girtlak, pufini kandil, tumba yatak deyip uykuya daliyoruz. Sabah yeni bir güne uyandigimizda etrafta pazar gününün sessizligini hissediyoruz. Üsküpteki Vergina'ya oranla oldukça büyük olan Drim Otel'in kahvalti salonunda öglene kadar acikmayacak sekilde yiyoruz. Aksit abi ile saat 10.00 da lobide bulusacaktik ama gelen giden yok, cep telefonu kapali. Merak etmeye basliyoruz. Devam Edecek _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

omur_yazici · Site Admin Kayıt: Jan 12, 2005

Sevgili Ozan Abi Beycigim; Sen nasil ki babanin elinden tutmus tin tin tin gezmissin, birak da Ulas Doruk da benim elimden tutsun gezsin degil mi? Baban ve sen; Oglum ve ben iste. Bu arada o kadar güzel anlatiyorsun ki...... "Bunlarin hepsini yasadiniz mi yahu gerçekten?" diye sorasi geliyor insanin. Heveslendiren sen. Gelme diyen sen. Bu ne yaman çeliski mi, degil mi?

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Tarnsferin kapanmasina surda 20 gün kaldi ben hala buldugumuz golcünün ismini açiklayamadim. Ömür bey lütfen, sira size de gelecek, 35 yil sonra oglunuz Ulas Doruk bey ve siz kopup geldiginiz topraklari gezeceksiniz. "ozan_guler"] Sabah yeni bir güne uyandigimizda etrafta pazar gününün sessizligini hissediyoruz. Üsküpteki Vergina'ya oranla oldukça büyük olan Drim Otel'in kahvalti salonunda öglene kadar acikmayacak sekilde yiyoruz. Aksit abi ile saat 10.00 da lobide bulusacaktik ama gelen giden yok, cep telefonu kapali. Merak etmeye basliyoruz. i Saat 10.30 oldu ne gelen var ne giden. Aksit abi kahvaltiyi degil uykuyu sever biliyoruz ama söz verdigi saatte de bulusma noktasina gelir(di) Bir kosu otelin otoparkina bakiyorum, bizim cillop sögüt gölgesinde yatiyor. Demekki Aksit abi otel çevresinde bir yerlerde, ama nerede. Durumu recepciona iletiyor ve bizim için birakilmis bir not olup olmadigini soruyoruz. Kisa ve net bir yanit aliyoruz, NO. Durumu otel müdürüne anlatip son bir çare olarak kat görevlilerindeki yedek anahtar ile Aksit abinin kaldigi 503 nolu odaya daliyoruz. 8O 8O 8O Kiimse yok, iyi de Aksit abi nerede, basina bir sey mi geldi :?: Aklimiza kötü seyler getirmeyelim diyoruz ama bu kötü seyler sürekli aklimizi kurcaliyor. Saat 11.00 e kadar otelin girisinde volta atiyoruz. Bu gergin bekleyisten sikilan babam, "hayde karakola gidelim" diyor. Tam biz otel görevlisinden karakolun adresini alirkene otelin plaja açilan kapisindan içeriye nefes nefese ve üstünden sipir sipir sular akarak Aksit abi giriyor. - Abi neredesin, seni çok merak ettik. - Ah Ozancim ah, sorma basima neler geldi. - Ne oldu abi, kötü bir sey yok degil mi. - Her sey olabilirdi ama çok sükür ucuz atlattim. - Hayirdir abi, nedir bu halin anlatsana. - Sabahin yedisinde kus sesleriyle uyandim. Balkona çikip karsimda duran göl manzarasini görünce, hazir kimsecikler yokken su güzelim Ohri gölünde güzelce bir yüzeyim dedim ve 10 dakika içinde serin göl sularina kendimi biraktim. - Eeeee abi, sonra... -iste ne olduysa ondan sonra oldu. Basladim yüzmeye, 1, 2, 3, 4 derkene takmisim vitesi 5'e yüz babam yüz. Biliyorsun gölün tam ortasi sinir. Ben meger farkinda olmadan Arnavutluk sinirini geçmisim. - Abi sen ne yaptin. - Ah Ozancim ah, hiç sorma. Ben böyle tempolu bir sekilde yüzerkene kulaç atan kolum sert bir seye çarpinca irkildim. hemen suyun içinden kafami kaldirdim bir de ne göreyim. iricene bir fiber tekne. Teknedekiler bu sicakta neden böyle üniforma giymis ki diye düsünürkene, sonradan anladimki bu adamlar Arnavut sahil güvenlik ve gümrük muhafaza memurlari. O dakikaya kadar hiç zorlanmadan yüzen ben, karsimda üniformali adamlari görünce yoruldugumu anladim. Tam bu sirada babam devreye girdi. - Aksitcim, sakinles biraz, hepsini bir solukta anlatman gerekmiyor, su istey misin. - Sagol Muammer abi, kiyiya dönerken epeycene göl suyu içtim yani yuttum. - Bosver simdi su içmeyi Aksit abi, hikayenin sonunu getir. diye araya girince Aksit abi devam etti. - Uzun lafin kisasi, bende takat kalmadigini anlayinca el uzattilar ve beni teknenin içine aldilar. içlerinden biri, - Si jeni ? (nasilsin) deyince - Mirë, falemnderit. (tesekkür ederim, iyiyim) dedim ama içimden simdi ayvayi yedik diye geçirdim. istermisin adamlar siniri kaçak geçtim diye beni tutuklasinlar. Neyse ki kirmizi siyah renkli mayomun gül hatiri için korktugum basima gelmedi ve 10-15 dakika dinlendikten sonra "lamtu mirë" hosçakalin deyip suya atladim. Arkama bakmadan son sürat yüzdüm ama ben de bittim.* * Yasal Uyari: Hikayenin bu bölümünün gerçeklik payi tartismalidir. Devam Edecek _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

isin asli, Aksit abi gölde yüzmeyi planlayip uyuya kalinca saat 10.00 daki bulusmamiza biraz geç kaldi o kadar. Otel Drim ile olan iliskimizi kesip Struga'dan ayriliyoruz. istikamet Resne (Resen) Yine yesillik yine daglik yerlerden geçiyoruz. Babam arka koltukta haritayi inceliyor. Bir gün önce Ohri pazarindan aldigimiz kirazi afiyetle götürüyoruz. Yolculuga çikmadan 10 gün kadar önce sitemizin SDÜK çüsü Dirim Özkan'dan aldigim e-postanin çiktisini bel çantamdan çikartiyorum. Dirim, aynen söyle yazmis; " 4-4-2 'de Makedon futbolu hakkindaki makalemde bahsi geçen Türk takimi 'Bratsvo Resen' de oynayan Tarkan Capkun'u mutlaka arayin. Dirim'in arkadasiyiz deyin, sevinir." Resne'ye yarim saatlik yolumuz kalinca Dirim'in verdigi numaradan Tarkan'i ariyoruz. Kisaca kendimizi tanittiktan sonra, 'yoldayiz Resne'ye dogru geliyoruz' deyince, sehir merkezindeki parka gelmemizi, taksi duraginin yanina park edince tekrar aramamizi söylüyor. Ne söylendiyse yapiyoruz ve arabadan iner inmez güler yüzlü Tarkan Capkun'u karsimizda buluyoruz. Orta boylu esmer bir Türk genci olan Tarkan, biz geliyoruz diye 3-4 arkadasini daha çagirmis. Resne Belediye Konsey Üyesi Naci Tahiroglu, Muammer Zatçe ve isimlerini unuttugum bir kaç kisi daha park manzarali cafenin bahçesinde bizi bekliyorlar. Tek tek sariliyoruz, Üsküpteki sicak karsilamanin aynisini burada da yasiyoruz. Kahvelerimizi içerkene lafi önce futbola, sonra da Gençlerbirligi'ne getirip golcü aradigimizi açikliyoruz. Masada ne kadar Resne'li varsa hep bir agizdan, - Var, emde çok iyi bir golcü var. Demesinler mi. Bir anda Aksit abi ile ikimizin gözleri parliyor. - Kimdir, kimlerdendir, hangi takimda oynar ? diye sorunca, Tarkan lafi digerlerinden kapip basliyor anlatmaya. - Abi, bu Adnan 28 yasindadir, çalimi sever hatta öyle severki kaleciyi bile çalimlar öyle gol atar. su anda Prespa takiminin kaptani ve 10 numarasidir. Dedemin 1915 yilinda çekilmis komitaci fotografini elinde tutan ve konusma sirasinin kendisine gelmesini bekleyen babam bile - alalim bu çocugu demesin mi. NOT: Dirim ve Tarkan'in birlikte çekilmis fotografi için bakiniz http://www.prespa.eu/image/tati_dergi.jpg Devam Edecek _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

omur_yazici · Site Admin Kayıt: Jan 12, 2005

Alin alin !!! Alin artik yani. :(

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Babamin bu lafini fazla ciddiye alan Tarkan Capkun hemen telefona sarilip Adnan Agus'u aramasin mi. Haydaaa, ayikla pirincin tasini. Eee resmen biz kasindik o halde sonucuna katlanacagiz. - Adnan merhaba, ben Tarkan, nasilsin kardes. Bak ne diycem, Ankara'dan Gençlerbirliginden abiler geldi, buraya uygayabilir misin. Adnan, isinin oldugunu, gelemeyecegini söyleyince biraz bozulan Tarkan'i teselli etmek bize düsüyor. Tam bu sirada aklima çantamdaki kisa kollu alkaralar taraftar formasi geliyor. Bir kosu Aksit abinin arabasina kadar gidip elimde formayla geri dönüyorum. Adnan konusunda kendini sorumlu tutan Tarkan'a keçili formamizi hediye ediyorum. Nedense giymiyor, sadece tesekkür edip elinde tutuyor. Belediye Konsey üyesi Naci bey, - hayde kalkin bakalim, size, Resne'li Niyazi beyin evini ve karargah olarak kullandigi binayi gezdirelim. Diyor. Yürüme mesafesindeki karsilikli konumdaki bu iki tarihi binadan "saray" adi verilen 100 yillik karargah binasini geziyoruz. Kim bu Resne'li Niyazi diyenler için küçük bir açiklama yapmakta yarar var. 1873'te Resne'de (Bugün Makedonya sinirlari içinde kalan, Manastir'a yakin bir ilçe) dogdu. O nedenle Resneli Niyazi diye bilinir. Manastir Askeri Rüstiyesi'ni, sonra da istanbul'daki Harp Okulu'nu bitirmis ve 3'üncü Ordu'da görevlendirilmistir.Osmanli- Yunan harbine katilmis, daha sonra Balkanlar'da patlak veren milliyetçi ayaklanmalarin bastirilmasinda epey yararlilik gösterince hizla terfi etmistir. Bektasi olusunun yanisira o yillarda gizliden gizliye yeni örgütlenmeye baslayan ittihat ve Terakki Cemiyeti'nin Manastir subesi üyesiydi. Resne için ayirdigimiz süre doluyor, aradigimiz golcüye çok yaklastik ama kensiyle tanisamadan bu güzel ilçeden ayriliyoruz. istikamet Masantir (Bitola) Yarim saatlik bir yolculuktan sonra Manastir'in ortasindayiz. Hani türküsü de vardir. "Manastirin ortasinda var bir havuz" iste o havuzun önündeyiz. Açik söyleyeyim buraya gelisimizin amaci golcü bulmak degil. Manastir'a bir tek sey için geldik o daaaa Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri liseyi okudugu bu günkü müzeyi ziyaret etmek. Müzenin 2. kati Atatürk'e ayrilmis. 15 dakikalik tanitici filmi izleyip ani defterini imzaliyoruz. Devam Edecek _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Giderek hikayemizin sonuna yaklastigimizi hissediyorsunuzdur. Yolda babamin pespese anlattigi fikralara gülerkene rotayi kestirmeden Gostivar'a çeviriyoruz. Hedef geceyi Üsküp'de geçirmek ama Tetovada bizi bekleyen biri var. Neyse ki Tetova (yani Kalkandelen) Üsküp yolu üzerinde. 3 saatlik yolculugumuzun sonunda Kalkandelen'in girisindeki otoyol giselerinde Süleyman bey ile bulusuyoruz. sar daglarinin hemen eteginde kurulu bulunan Kalkandelen'de zamaninda kim kimin kalkanini delmis bilen yok. Alaca camiyi disardan gezip tam karsisindaki Türklerin gittigi kahvede soluklaniyoruz. Çayimizi içip, dondurmamizi yedikten sonra yolcu yolunda gerek deyip Süleyman bey ve Kalkandelenden ayriliyoruz. Üsküp'e hava karardiktan hemen sonra giriyoruz. Dogruca sehir merkezindeki "Köfteci Destan" a gidip köftelerimizi yiyor garson Mesut ile sohbet ediyoruz. 17 yasindaki Mesut, Üsküp'e 45 dakika mesafedeki bir dag köyünde yasiyor. Geceyi yine otel Vergina'da geçiriyoruz. Kalk saatini 06.00 olarak belirleyip, otel ücretimizi yatmadan ödüyoruz. Recepcion görevlisi yine degismis. Bu yeni görevliden aldigimiz sinek savar ise yariyor ve sivri sineklerden uzak, deliksiz bir uyku çekiyoruz. Kararlastirdigimiz gibi saat 06 da kalkip hizlica kahvaltimizi yapiyor ve 06.30 da Üsküpten ayriliyoruz. Saat 09.30 da Bulgaristan sinirindan geçip tam 11.00 de Sofyaya bati kapisindan giriyoruz. Yolda banka müdürü Sezgin beyi arayip saat 12.00 de Sofya otogarindan kalkacak olan otobüsümüzü 5 dakika bekletmesini rica ediyoruz. Haftanin ilk is günü öglen saatlerinde trafikte olagan disi bir durum oldugunu söyleyen Aksit abinin günes görmemis yakinmalarinin ardindan bes dakikalik gecikmeyle Sofya - istanbul seferini yapan Metro turizm'in neoplan otobüsüne biniyoruz. Öyle apar topar biniyoruz ki ne Aksit abi ile ne de Sezgin bey ile dogru dürüst vedalasamiyoruz. Kisi basi 45 YTL olan ücretimizi 17-18 yaslarindaki tek kelime Türkçe bilmeyen Bulgar kizina kisaca muavinimize ödüyoruz. Dokuz saatlik yolculugumuzun sonunda istanbul Esenler oto garina, servis araci ile de saat 22.00 de yolculugumuzun basladigi sisli ye ulasiyoruz. Bu yorucu yolculugu çekilir hale getiren, bizleri evinde agirlayan, büyük bir özveri ile arabasiyla bizleri istanbuldan alip 1500 kilometre yol giden sevgili Aksit abiye çok çok çok tesekkür ederiz. Bir sonraki yolculukta görüsmek üzere... BiTTi ! _______________________________________________________________________ Bayira Karsi

omur_yazici · Site Admin Kayıt: Jan 12, 2005

Sevgili Ozan Abi Beycigim; Eline, klavyene saglik. Pek bir güzel anlattin hikayeni ve de atlattin bizleri: Golcü molcü diye iyi uyuttun hani. Günde bir doz asagidaki linkten önermek zorundayim. http://www.alkaralar.com/icerikarastir.php?name=Forums&file=viewtopic&t=1654&sid=2cddedc34e38e434ce8af7f9bff0cb54 Ama gene de Aksit Abi'nin de anlatimini dört gözle bekliyorum. Süper bir macera olmus gibi gözüküyor. Aksit Abi söz verdin sen de anlatacaktin bu macerayi; bekliyoruz. Ben de kisacik bir hikaye anlatayim: (hatta masal) Ülkenin birinde çok sevilen bir spor varmis: Futbol. Ve gene bu ülkede öyle bir kulüp varmis ki, evlere senlik. Hele hele bu kulübün futbol subesini sorma gitsin. Sonra bu kulübün futbol takiminin coskulu bir taraftar kitlesi varmis: sayilari binlerle ifade edilen. Neyse bu taraftarlarin cücük ama çok kaliteli bir de grubu varmis. Bu grubun da sayilari bir elin parmagi kadar agzi laf yapan, eli kalem tutan büyükleri varmis: Yigit, dürüst, cefakar abiler. Bu abiler bir gün yollara düsmüs: "Aç adamin karni doyurulur, susuza su içirilir" gailesinden yola çikarak golcü avi için. ... Sonra ne mi olmus? Olanlari yaziyor ya Sevgili Ozan Abi Beycigim 2 haftadir. Kandirilmaya aliskin kaliteli cücük taraftar kitlesi hiç sasirmamis bu olanlara. Bünye alismis bir kere ne yapsinlar. Zaten bu cefakar abiler de bu sessizlige güvenerek istedikleri gibi at oynatabileceklerini sanmislar. Ama zipçikti bir cücügü unutmuslar: Bendenizi. Ben hesap sormaya devam edecegim. Bir de Aksit Abi anlatsin ona da bir kaç sualimiz olur elbet. :wink:

necdet_ozkazanci · Site Admin Kayıt: Apr 22, 2003

Makedonya'da golcüyü ha simdi buldular, ha simdi bulacaklar diye merakla okurkene hikaye bitiverdi. Tabii golcü molcü de yok ortada. :wink: Eline saglik babadostu. Yazdiklarini okumak çok keyifliydi. simdi sira geldi Aksit Bey Abimiz'in anlatacaklarina. Merakla bekliyoruz...

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"necdet_ozkazanci"] Eline saglik babadostu. Yazdiklarini okumak çok keyifliydi. simdi sira geldi Aksit Bey Abimiz'in anlatacaklarina. Merakla bekliyoruz... Olumlu görüslerin için tesekkür ederim gardasim; benim bu yolculukta yasadiklarimizi sizlere aktarmamin hiç bir edebi yönünün olmadigini düsünüyorum. Ben sadece gördügünü çalan bir hakem misali gördügümü yazdim. Aksit abinin yazacaklarini ben de merak ediyorum. Kendisi su anda uzuun yillardan sonra Türkiye'ye kesin dönüs yapti. Bir süre istanbul'da kalacaklarini biliyorum o kadar. Aksit abiden sonra da Dirim'in anilari baslayacak sanirim. Belki Dirimden sonra da Ömürden bir hikaye okuruz.

Ozgur_Dirim_Ozkan · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

"ozan_guler"] Adnan, isinin oldugunu, gelemeyecegini söyleyince ... O gece o kadar söylemisler, ama kalmamissiniz.Futsal turnuvasi yari final maçinda Adnan Makedon takiminin formasini giymis. Makedon takimi 1-2 yenikken, 3-2 galip bitirmis.Makedon takin gollerinin 3ünü de Adnan atmis bu arada. "ozan_guler"] Tarkan'a keçili formamizi hediye ediyorum. Nedense giymiyor, sadece tesekkür edip elinde tutuyor. Tarkan dün aksam bizim Alkaraar formasini giymis. Resne'de herkes Milan formasi sanmis :)

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"Ozgur_Dirim_Ozkan"] Makedon takin gollerinin 3ünü de Adnan atmis bu arada. Yapma beh... Desene büyük balik kaçirmisiz.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"aksitozkural"] ... ama dedim ya ic isleri bakanimiza iyi bir presantasyon yapar isek benim de gonlumdeki yer olan Angara'ya gelebiliriz. Ama her halukarda Bizans'in anadolu cenahinda 3-5 ay soluklanacagiz galiba. Aksit abi benim yazi dizisi biteli 10 gün oldu senden hala ses çikmadi. Sanirim su anda istanbuldasiniz. Hem Ankara'ya hem de siteye bekliyoruz abi.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Gezi notlarimizin (forumun bu bölümünün) 3 üncü sayfasina Drim otel'in kusbakisi fotografini yerlestirdik. Adminlerimizden Erdem Ceydilek'e bu konudaki yardimlari için tesekkür ederim.

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

Sevgili alkaralar, degerli kardeslerim. Ozan,Muammer,Aksit ileri uclüsunun Makedonya maceralarini okudunuz. Umarim begenmissinizdir. Size verdigim sözü elbette tutacagim ancak su anda Çesme'de tatildeyim ve bilgisayar ortamindan çok uzaktayim. ilk firsatta Makedonya 2007 emir ve görüslerinize sunulacaktir. Görüsmek dilegi ile.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Aksit abi sanirim izin yapmadan geçen 15 yilin acisini çikariyor. Abi Çesme dönüsü istanbul'a Angara üzerinden mi geçeceksiniz. Pazar günü Maratona bekleriz. Haa bu arada unutmadan söyleyeyim, Makedonya anilarini anlatmak için sirada Dirim var abi. Elini çabuk tut ona göre. iyi tatiller.

fatih_salman · Site Admin Kayıt: Jul 14, 2006

Sizler Makedonya'da golcü ararkene ben de Yalova'da golcü arama çalismalarindayim. Hem is hem gezi versiyonlu bu gezimde Yalovaspor hazirlik maçi var mi diye çok arastirmama ragmen henüz bir sonuca ulasamadim. Ancak aksamlari basket oynamaya çalistigim sahada bazen minyatür kale maçlari yapiliyor ve Yalovali Yasar'i kesfettim. Boy 1.45 ama bos vurusu yok. Okan indirir Yasar yazar. Oftas'in kupayi almasina da sahit olamadim. Serkan 3 gol atmis çok tebrik ederim. Stili Çakir'a benziyordu umarim sonu da ona benzer. 12 Agustos'ta görüsmek üzere,

Ozgur_Dirim_Ozkan · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

Makedonyadan selamlar....

Ozgur_Dirim_Ozkan · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

"Ozgur_Dirim_Ozkan"]Makedonyadan selamlar.... Yanlis anlasilma olmasin. Deneme mahiyetinde Tarkan kadesimiz benim sifremle giris yapmisti. Yoksa ben hala Bosna'dayim. Bazi arkadaslar memlekete yaklastigimi zannedip farkli hislere kapilmasinlar diye belirteyim dedim :)

Tarkan_Makedonya · Site Admin Kayıt: Jul 24, 2007

Makedonyadan selamlar

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Vay vay vay kimleri görüyorum 8O Karsinizda Resne'li Tarkan. Bilader, alkaralar formasi yakismis hani. Konukseverligin için tekrar tesekkür eder, Ankara'ya bekleriz.

Tarkan_Makedonya · Site Admin Kayıt: Jul 24, 2007

insallah .....

MehmetGUNER · Site Admin Kayıt: Aug 08, 2002

sevgili tarkan hosgeldin.. bisey iç bizden..

necdet_ozkazanci · Site Admin Kayıt: Apr 22, 2003

Hos geldin Tarkan.

Tarkan_Makedonya · Site Admin Kayıt: Jul 24, 2007

ne icelim abi ne var???siteniz cok guzel ....

uralnadir · Site Admin Kayıt: Dec 15, 2004

Sitede çay var ama baska birsey istersen beni bul. Hosgeldin..

Tarkan_Makedonya · Site Admin Kayıt: Jul 24, 2007

insallah bir gun hepinizle macta gorusuruz....de her sey iceriz,

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

Eh yaz geldi. Ne demistik? Makedonya'da golcu ararkenenin bir de benim versiyonumu benden dinliyecektiniz. Hatta soz bile vermistim. Sonra araya bir suru beklenmiyen unsur karismis ve ben de acikcasi Ozan beyin muhtesem uslubunun etkisi gecsin de oyle basliyayim derken isin esprisi de pek kalmamisti. Ama Allah biliyor ya soz de vermistim. Dolayisiyla verilmis sozun tutulmamasi gibi bir manevi baskiyi kaldiramiyacaktim. Bu nedenle gec te olsa konuyu yeniden ele aliyorum. Biliyorum, uslup ve yazin duzeni sevgili Ozan bey ile yarisamaz ama daha cok benim icin Makedonya denen ulkenin onemine biraz deginerek sizlerin basini agritmayi dusunuyorum. Yine de isin keyifli motifleri olmiyacak degil tabiiki. Simdi izninizle biraz ara veriyor ve tekrar devam etmek uzere soz veriyorum. DOVIJDANE.

necdet_ozkazanci · Site Admin Kayıt: Apr 22, 2003

Siz anlatmayinca bu güzel hikayenin bir ayagi eksik kalacak Aksit Abi. En kisa zamanda merakla bekliyoruz.

NuriBabic · Site Admin Kayıt: Jan 24, 2008

Tarkan hosgeldin,yazilarini ve haberlerini bekliyoruz. :)

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

, SISLI'DE YASADIGIM SOK!!!! Ozan Guler dostum da deginmisti ama yine animsatayim, biz sinirda bulusma konusunda kavillesmistik ancak, Ozan kardesim beraberinde yasli oldugunu ifade ettigi ve 80'ine merdiven dayadigini soyledigi kiymetli pederinin taaaa otobus garajina kadar gitmesine, onca yolu tepip sinira gelmesine, orada da bir yigin formalite ile bogusmasina gonlumuz razi gelmedigi icin acar soforum Bulgar Turk'u Omer Mutlu ( Ljuben Martinov )'ya bas gaza diyerek Sofya'dan Sisli'ye dogru ucarak yola ciktik. Yaklasik 5 saat sonra Sisli'de bize verilen adrese varmadan Ozan Guler ile telefonlasip son koordinatlari bir kez daha onaylatip daracik sokaktaki lojmanin onune iskele alabanda yanastik. Simdi burada isin asli su: Bana verilen bilgiler cercevesinde yasi hafif geckince bir muhterem agabeyimiz, dogup buyudugu topraklara-ki benim de baba tarafimin memleketi olan Makedonya'dir kendileri- vedaya gidiyor ( Allah uzun omurler versin Muammer Agabeyimize ). Tabi azami ozen gosterecegiz kendilerine, ( Su tesadufe bakinizki bu satirlari yazarkene TRT. deki Balkan Havasi programinda da o kivrak Makedon Turkuleri de caliyor ). Uzun sozun kisasi bastonlu, zor yuruyen, gozleri nispeten az goren bir ihtiyar figur beklerken karsimiza ZIP DIYE ZIPKIN GIBI BIRI CIKIYOR KI GORMEYE DEGER. Ben hik mik ederken o hizli adimlarla yanimiza gelip bizden tekmil aliyor, ayni zaman da yolculuk koordinasyonu geregi idareye tam anlamiyla el koyuyor. Karsimizda hafif sararmis ittihatci biyiklariyla orgutumuzun ( pardon yolculuk gurubumuzun ) dogal lideri Muammer agabey var. Bize ilk sozu su oluyor: My name is Guler, Muammer Guler. Beni o Istanbul valisi olacak adamla sakin karistirmayin yoksa kulahlari degistiririz. Aslinda Vali'de Ankara Hukuktan sinif arkadasim ve kendisini de severim ama bir kere diskuru yedik ya sessizce basustune kumandanim( pardon agabey ) diyoruz ve yola duzuluyoruz. Bu arada amacimiz ev sahipliginde kusur yapmamak ya ortaya bir zarf atiyoruz: Agabey yola duzulurken surada Eyup Sultan'in ustunde Piyer Loti kahvesi var, hem bir destur aliriz hem de yol icin selamet dileriz ne dersin diye, sert bir ifadeyle agabeyimiz olur anlaminda isareti basiyla veriyor ve Halic'e nazir Bizans manzarasinin tadina vararak sogukluklarimizi aliyoruz. bu arada aslan yurekli sofor kardesimiz Omer ise tam bir saskinlik icinde. Gorevi geregi emir komuta zincirinin bende olmasina alismis ama Muammer agabeyimiz-ki zaten eski bir komitaci ( pardon subay demek istemistim )- beni meni filan taktigi yok tavri nedeniyle akli karismis vaziyette. Goz goze geliyoruz ve ben ( patron O diye nazari atiyorum ve duruma hemen vakif oluyor ( kapi acip kaparken onun hizmetine kosuyor, biz de Ozan kardesimiz ile eh iste kendi yagimizla kavrulup gidiyoruz! Yol boyunca neseli sohbetler birbirini kovaliyor ama Muammer agabeyimiz yol ilerledikce gercek yuzunu ortaya koyuyor ve konu amiyane tabirle ( cins-i latif ) muhabetlerine kayiyor ama hem de nasil. Ozan ve ben pasif dinleyici konumunda hik mik ediyoruz o ise costukca cosuyor, anlattikca anlatiyor, bir ara is teknik-taktik konularina gelip kilitleniyor ve Muammer agabeyimiz ( ki ellerinden operim agabeyimin ) literature MG. tarzi olarak gecen o unlu BAYIRA KARSI sozunu soyluyor, en iyi tarz buymus ona gore ( bu arada yillarin alt yazisini BAYIRA KARSI olarak degistiren guzel bir dostumun kulaklarini cinlatirim ). Agabeyimiz bizi konularla ilgili olarak tenvir ettikce ben kendimden iyice supheye dusuyorum. Yahu 80 yasindaki agabeyimiz oyle seyler soyluyorki ben bir ayagi cukurda bir ihtiyar tasarlarken aklimda o bizi adeta topraga gommus te basimizda dua okuyor. Durumdan Ozan kardes te pek mutlu gorunmuyor cunki muhtemelen o da benim gibi ( getti gul gibi gencligimiz getti hic bir sey yapamadan ) in muhasebesini yapmakla mesgul, kulaklar dusmus, enseler kararmis vaziyette Edirne'ye dogru ucuyoruz. Bu arada anlatilanlari can kulagi ile dinleyen ve o yuzden had safhada konsantrasyon bozuklugu yasayan, bu nedenle de son saniyede sert manevralar yapmak zorunda kalarak ekibin canini zor kurtaran soforumuz Omer'e de gerekli ikazlar gelmiyor degil. Kendisi gulmekle aglamak arasi agabeyimize kulak olarak adeta yapismis vaziyette ve zor bela Edirne'ye vasil oluyoruz. Isi golgede 45 derece ama ekibin isisi bence kaynama noktasina gelmis vaziyette serhat sehrimize variyoruz. Alinan yerel istihbaratlar sonucu klimali kofteci Osman bulunuyor, ben haric herkes 1.5 porsiyon ile yetiniyor ( benim porsiyonlari soylemiyeyim ). Hemen yemekten sonra vukuatsiz sinira geliyoruz. Ben uzun yillardan sonra isci statusunde olmam hasebiyle oyumu kullaniyorum. Muammer agabeyimin siyasi tercihimi onaylamasi icimi biraz icimi ferahlatiyor. Sinir olagan burokratik engellerin Omer tarafindan tamamlanmasi sonucu hizla geciliyor ve artik BULGARISTAN'DAYIZ. Devam edecek.....

ercumenttuncalp · Site Admin Kayıt: Oct 05, 2004

Aksit abi en heyecanli yerinde biraktin. "simdi reklamlar" deseydin daha iyiydi. 6-7 dakika beklerdik. simdi kaç gün bekliyecegimiz belli degil. Birde siniri geçtikten sonra, Sofyaya epeycede yol var. Bak abi bir tavsiyem var. Necdet kardesimizde yardimci olsun, bu seyahatin kitabini çikart.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Ahhh ah, annesinin basina o talihsiz kaza gelmeyeydi bu seyahatta Necdet de aramizda olacakti. Aksit abi sen çok yasa, tekrar o güzel günlere götürdün beni. Ne yapip edip Balkanlara bir kez daha gitmeliyiz abi. Seneye artik.

omur_yazici · Site Admin Kayıt: Jan 12, 2005

"ozan_guler"]Ahhh ah, annesinin basina o talihsiz kaza gelmeyeydi bu seyahatta Necdet de aramizda olacakti. Aksit abi sen çok yasa, tekrar o güzel günlere götürdün beni. Ne yapip edip Balkanlara bir kez daha gitmeliyiz abi. Seneye artik. Sevgili Ozan Abi Beycigim, Söz vermis idiniz: Beni de götürecektiniz Alexandir illerine. Bir kez daha hatirlatayim.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Ömür sözümüz söz, seneye genisletilmis bir kadro ile Balkanlarda küfte yiyecegiz.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

"aksitozkural"], SISLI'DE YASADIGIM SOK!!!! . . . . . . . . . ve artik BULGARISTAN'DAYIZ. Devam edecek..... Aksit abi merakta kaldik, hadi ama bekletme bizi.

erdem_ceydilek · Site Admin Kayıt: Oct 03, 2003

atv'de yayinlanan elveda rumeli dizisini biliyorsunuzdur.. bu kadar ilgiyle takip ettigim tek yerli yapim su anda.. malum dizi makedonya'da ohrid ve bitola(manastir) çevresinde çekiliyor. bu basliga bir iki mesajiyla bize misafir olan ve benim bu yaz yaptigim gezimde görüsemesek bile yardimci olmaya çalisan makedonyali tarkan capkun, bu haftaki dizinin son sahnesinde 5 saniye de olsa ekranda gözüktü.. hem de omanli topraklarina fotografi ilk getiren Manatirli Manaki kardeslerden biri rolünde.. kendisini tebrik ediyorum buradan.. devami gelir umarim :) [img:a97a4c6369]http://www.ttbasket.net/img/tarkan1.jpg[/img:a97a4c6369] [img:a97a4c6369]http://www.ttbasket.net/img/tarkan2.jpg[/img:a97a4c6369]