Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2007-09-16 22:58:03
Mesaj konusu: Sokakla Yüzlesmek ...
|
|
|
Bir ulusun medeniyet seviyesi hayvanlarina nasil davranildigi ile ölçülür...
Mahatma Gandhi
Bir zaman önce, Bekir Çoskun sokak hayvanlarina dair insanin yüregini sizlatan bir yazi yazdi Hürriyet gazetesinde, okurken acitan. (Bekleyis – 20 Kasim 2005).
Bir hayvan barinaginda, tellerle çevrili bir bölmede. Kimbilir hangi sebepten, sicak evlerinden atilmis, dislanmis küçük köpeklerin hayata tutunmaya çalistigi izbe bir siginakta. Yasamla ölüm arasinda. Kösede eski bir koltuk. Köpekler, sirayla oturuyorlar koltuga. Biri otururken, digerleri koltugun yanibasinda sessizce siranin kendisine gelmesini bekliyor. Aslinda, mesele koltuga oturmak degil. istenmeyen köpekler, o koltuga oturunca eski mutlu günlerin geri gelecegini saniyor. Saniyorlar ki, birileri gelecek ve o koltukta sevecek onlari. Saniyorlar ki eskiden oldugu gibi yine oyunlar oynayacaklar. Saniyorlar ki, o koltuga oturunca birileri baslarini oksayacak.
Saniyorlar ki...
Ummak ve beklemek ile geçiyor zaman. Ama kimsecikler gelmiyor. Kimsecikler sevmiyor onlari. Biri inip, digeri çikiyor koltuga. Sürüp gidiyor bu yürek sizlatan oyun, onlar hep birilerini bekliyor...
Özlemle bekliyorlar, ama ne gelen oluyor, ne de baslarini oksayan...
***
Gandhi’nin müthis cümlesidir, “Bir ulusun medeniyet seviyesi hayvanlarina nasil davranildigi ile ölçülür” der, yabana atmamak gerek. istatistiklere göre, ingiletere’de her dört evden birinde, evcil bir hayvan yasar, genelde kediler, köpekler hemen her cinsten. iki senedir, benim evim de parçasi oldu o istatistigin. Jessy, iki yasinda tekir, afacan mi afacan, ama bir o kadar sevimli. Beyaz patili, kisa tüylü. Fena merakli.
Çok sey ögrendim ondan ve hala ögreniyorum. Sessizligi, huzuru, her daim kendine hayran bir canlinin özgüvenini. Temizligi. Asaleti. Asla taviz vermeyisini. Bir kedinin ne kadar inatçi ve güçlü olabilecegini. Uykunun güzelligini...
Bir de türkü meselesi var tabi, kedice söylendigi için sözlerinden hiç bir sey anlamadigim, miril miril, insana huzur veren.
Bir süredir ayri kaldim Jessy’den, özledim türkülerini. Özledim, sabahlari gelip beni uyandirmasini. Oyunlarini. Kaygisizligini. Evde, hiç bir kapinin kapali kalmasina dayanamayisini. Nerde çanta, bavul görse mutlaka içine girip oturusunu. Sevilmenin tadini çikarisini. Nedeni bilinmez müthis merakini.
***
Bir bilse ki Jessy, benim ülkemde dünyaya gelmedigi için ne kadar talihli oldugunu. Bir bilse ki ‘sokak hayvanlari’ diye bir kavramin olmadigi bir ülkede dünyaya gelmenin, ta en basindan beri sicak bir yuvaya sahip olmanin, her daim onu seven birilerinin sicakliginin, oturdugu koltukta basini oksayan birilerin var olusunun ne demek oldugunu.
Derler ki, ‘cografyalar kaderleri belirler’, hayvanlar için de geçerli. Benim ülkemde, sokak aralarinda, çöp atiklarinin yanibasinda, bir lokma için, karinlarini doyurmak için, hayatta kalmak için, umutsuz gözlerle bekleyen kedileri,köpekler, her daim. Ciliz, bakimsiz, hayata tutunmaya çalisan zavalli kediler köpekler. Ne zaman sokakla yüzlessem, hep ayni yürek acitan içler acisi manzara.
Bazen, o çöp yiginin tam ortasinda, minicik bir kedi yavrusu, bir can. Sersefil. Tüyleri kir pas içinde. Gözleri korku dolu. Sevmek istersiniz ama...
Hiç sevilmemis, insanlardan hep kötülük görmüs....
Ne zaman sokakla yüzlessem bakmaya yüregimin yetmedigi hep ayni manzara..
***
Kanayan bir yürege sahip olanlar için, zor olsa gerek, bal çaldi diye, yavru ayiyi saatlerce taslarla, soplarla döverek, iskence ederek öldürenlerin merhametsizligine taniklik etmek. Sahipsiz kedileri, köpekleri belediye ekiplerinin zehirleyek öldürdügü gaddar kentlerde yasamak. Baska bir canlinin sorumlulugunu hiç bilmemis, güçsüz olani ezmeyi siar edinmis baska bir canlinin da yasam hakki oldugunu idrak edemeyen sadist ruhlarin içinde gezinmek.
Bu ülkede, kanayan bir yürege sahip olanlar için zor olsa gerek sürekli sokaklarla yüzlesmek.
***
Bir bilse ki Jesyy, baska bir cografya da, hemcinslerinin kendisi kadar sansli olmadigini. Bir bilse ki, mama kabindan yemek yerken söyledigi türküleri, baska diyarlarda, yasamlarinda bir kez bile söyleyemeyecek olan nice beyaz patili tekir kedilerin var oldugunu. Bir bilse ki, bir koltüga oturup birilerin gelip onlari sevmesi için hep bekleyen, ama tüm yasamlarinda baslari bir kez bile oksanmamis, kisacik ömürleri beklemekle geçen kedilerin de oldugunu.
Bir bilse ki, onun hiç bilmedigi bu ülkede, sokaklarla yüzlesmenin ne kadar zor oldugunu...
Ziya Adnan
|
|