Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2007-12-09 21:37:34
Mesaj konusu: Fanus …
|
|
|
Dünyanin En Büyük Derbisine Dair…
Cumartesi. Yedi tepeli sehirden yüzlerce kilometre uzakta. Anadolu’nun nicedir kendi halinde, nicedir gözlerden irak, nicedir kaderi ile bas basa, sirin ama unutulmus bir kösesinde…
istanbul medyasinin Türk insanina dogarken armagani, Türk’ün Türk’e propagandasi, ‘Dünyanin en büyük’ derbisinin baslamasina saatler kala. Yuirdun dört bir yaninda oldugu gibi, sokaklardan el ayak çekilmis. Tika basa dolu kiraathaneler. Davullar, zurnalar, tezahüratlar. Heyecanli adamlar ekran karsisinda. Ortaya çikan fotograf stadyum tadinda, ortadan ikiye bölünmüs mekanlar. Bir tarafta bir takimin taraftarlari, digerinde öbürünün. Arada atismalar, gerginlikler, asabi tripler ve hatta…
Kimbilir, ertesi gün, kaçi düsecektir gazetelerin üçüncü sayfalarina, ‘Takimi ugruna …’ mansetlerinin altina…
Ve acaba, kaçi dünya gözü ile bir kez olsun görmüstür yedi tepeli sehri, takiminin stadini. Sorsan, ‘biz ailecek taraftariyiz…’ der demesine ama, istanbul yine de ma-aileden çok uzaklarda. Hikayenin can alici noktasi da budur kanimca. Stadini görmedigin bir takimi televizyon karsisinda desteklemek. Üstelik kimi zaman davul, zurna esliginde. Ekran karsisinda taraftarlik, tam bize dair bir kavram galiba. ‘Bu mudur taraftarlik’ diye sorasi gelir insanin, ‘Ekran karsisinda taraftarlik olur mu’ diye sorasi gelir, ‘Stadina asina olmadigin bir takimin taraftari olunur mu’ diye sorasi gelir.
‘illa kazanani, zengini, güçlüyü, hep göz önünde olani mi sevmek gerekir…’
Dünyanin en büyük derbisini izlemek için kiraathanelere kosanlar, ve tika basa dolu mekanlar, ‘Zafer avciligina’ delalet eder yurdumda. Tutacaklari takim, dogumlarindan çok önce belirlenmis teflon taraftarlar diyarinda. Sorsan, ‘biz ailecek taraftariyiz…’ der. Sorsan ‘Hiç maçina gittin mi...’ diye. Bazen sormamak daha iyidir, ‘Taraftar olmak için maça gitmek mi gerekir’ cevabini duymamak adina.
Elbette isteyen istedigi takimi tutmakta özgürdür, ama kanimca bu teflon taraftarlik durumu özgürlüklere degil, ‘çocuk gördügü ile büyür’ tezine uygun düser...
***
O maçin oynandigi saatlerde, o tika basa dolu kiraathaneye pek uzak olmayan bir yerlerde, baska bir maç oynanmaktadir. Gözlerden, gönüllerden uzak, kendi halinde, bos tribünler önünde. Kendi sehrinin takimina sirtini dönenlerin doldurdugu, televizyonlu mekanlara tas atimlik mesafede. Ekranda oynanan maça ilgi büyük haliyle, oysa ki senin sehrinin takimi hemen yanibasinda. Dogup, büyüdügün, okularina gittigin, ekmegini yedigin, atalarinin mezarlarinin bulundugu sehrinin takimi. Ama benim yurdumda kimin umurunda. Varsa yoksa, ‘zafer avciligi’ meselesi, gelismemis sehir milliyetçiligi hadisesi. Haliyle, üçlü oligarsinin esir aldigi Türk futbolu. Haliyle, kötü bir filmin esas oglanlari ve figüranlari. Haliyle dekoder satisi, rayting kavgasi. Bu yüzden silinip gitti nice köklü Anadolu kulüpleri. ilgisizilk, sahipsizlik ve parasizlikla lanetlenmis niceleri. Bir zamanlar, simdi ki adiyla UEFA kupasinda çeyrek final oynamis ilk Türk takimi Göztepe, artik amatör kümelerde. Bu yüzden, pek uzun zamandir ikinci ligde Anadolu efsanesi Eskisehirspor. Bu yüzden, adlari yalniz futbol kitaplarininin saramis solmus yapraklarinda kalmis, bir zamanlar Türk futboluna adlarini yazirmis, köklü ama sahipsiz takimlar, sekerspor, PTT, Vefa, Hacettepe...
Bu yüzden, tika basa dolarken kiraathaneler, giderek bosalan Anadolu tribünleri...
ilgisizilk ve sahipsizlik onlarin makus kaderi...
Bu yüzden, ‘Birgün herkes bizden olacak...’ teranesi...
***
Tarih 3 Kasim 2007...
Futbolun besigi olarak bilinen ve lig kuruldugundan beri 28, son 22 senede yedi degisik sampiyon görmüs ingiltere’de, dev bir maç. Kuzey Londra’nin Emirates stadinda, Arsenal dünya futbolunun devi Manchester United karsisinda. 176 ülke bu maçi naklen yayinliyor televizyon kanallarinda. Ayni saatlerde oynanan diger maçlarin istatistikleri, ne kadar da tezat bizim kursunlu süper ligimizle.
Premier ligin mütevazi takimi, bati Londra temsilcisi Fulham, Reading önünde. Tribünleri hina hinç dolu, 22, 086 taraftar izliyor bu maçi. O gün Emirates’de olup biten, Fulham’a gönül verenleri pek ilgilendirmiyor bell ki. Ayni gün Londra’da baska bir maç . Coca Cola’da (Premier ligin bir alti) QPR – hull City önünde. Tribünlerde 12,375 taraftar.
Lig One’da (üçüncü lig) Nottingham Forest, Tranmere karsisinda, 16,125 taraftar önünde...
Uzak diyarlarda hemen her taraftar, kendi sehrinin takimina sevdali...
***
Bu istatistiklere baktikça biraz daha hazin görünüyor gözüme futbolumuz. Biraz daha aci. Dünyanin en büyük derbisi!. Avrupa’nin hiçbir ülkesinde naklen yayinlanmayan. Avrupa’nin en büyük derbisi! Gerçekligine yalnizca Türk insaninin inandigi. Kendi yarattigimiz fanusumuzda, inandiriciligi Edirne ile Van arasina sikisip kalmis, sözüm ona dünyanin en büyük derbisi....
Oysa taraftarlik dedigin çok baska olabilirdi. Ta baslangiçta yani. Çocuklar, ‘Beni ne zaman maça götürcen baba?’ sorusunu sormak zorunda kalmasaydi yani. Hersey çok farkli olabilirdi, Türk spor medyasi bu kadar tarafli olmasaydi yani. Hersey çok farkli olabilirdi, her takima esit mesafede durmayi bilseydi durmasi gerekenler. Her takimin tribünleri maç günleri tika basa dolsaydi. Çocuklar, televizyon ekranlarinda izledikleri takimlarin masallari ile degil, kendi sehirlerinin takimlarinin stadlarinda büyüyebilseydi. Babalar, çocuklarinin ellerinden tutup kendi sehirlerinin statlarina kossaydi, çocuklarla renklenseydi tribünler.
Anadolu’nun her kösesinde, maç günleri kiraathaneler bos kalirken, tribünler dolsaydi. Pazar aksamlari sadece üç takima endekslenmeseydi Türk futbolu, naklen yayin kanali, her takimin maçlarini esitlik ilkesine sadik kalarak yayinlasaydi.
Çok baska olabilirdi, havuzdan gelen paranin yüzde 65 i sadece üç takima dagitilmasaydi, mazisi 1959’da dayanan bir ligde, sampiyonluk kupasi, her daim üç takiminin tekelinde olmasaydi.
Çok baska olabilirdi Türk futbolu, bir sehrin üç takimina endeksli ucube bir fanusun içine tikilip kalmasaydi...
Türk futbolunda, hersey çok baska olabilirdi...
Ziya Adnan
|
|
onurnazliaka
Site Admin
Kayıt: Non 0, 0000
|
Tarih: 2007-12-10 02:49:41
Mesaj konusu:
|
|
|
14 Mayis 2006.Gençlerbirligi-Çaykur Rizespor karsilasmasi.Tribünler dolu.su meshur kongre günü hani.Maç basliyor.UEFA adina son dönemeç.Kayseri ve Trabzon da bizimle birlikte UEFA potasinda.
Rizespor her ne kadar aslarini oynatmasa da Trabzon yöresinden gelen tesvikle hizli.Önce 1-0 yapiyorlar.Sonra Engin büyük bir sansi degerlendiremiyor.Sonra 2-0,sonra Çakir'la 2-1.O sirada Kayseri ve Trabzon maglup.Beraberlik durumunda biz UEFA'ya gidecegiz.Sonra 3-1 oluyor.Kahroluyoruz.Üzüntüm büyük.UEFA bir puanla kaçiyor.Üstelik Kayseri ve Trabzon maglup.iste tam bu sirada,tam ben kahrolurken birileri sevinç nidalari atiyor.Galatasaray Kayseri'yi 3-0 yenmis.Efendim bir de Fenerbahçe-Denizli karsilasmasi 16 dakika uzamis.Kimisi seviniyor Galatasaray yendi diye,kimisi bekliyor Denizli'den gelecek haberi.Ancak Fener maçi tamamlanmamis olmasina karsin millet tribünde çiftetelli atiyor karsilikli.Üzüntüm ikiye katlaniyor.Bagrasim geliyor,bagramiyorum.Biz yenilmisiz,orada birileri seviniyor.Herkesin elinde radyo,millet maç dinliyor.Ama biz yenilmisiz,üzüntüm büyük.Olsun,onlara ne?Onur üzülmüs,Fatih üzülmüs,Erdem üzülmüs,Anil üzülmüs,457 Alkara+diger gerçek Gençlerliler üzülmüs onlara ne?Onlar sampiyonu bekliyor.Kimisi halay çekiyor,kimisi sampiyonlugu kutlamak için tetikte.Sonra Galatasay'in sampiyonlugu kesinlesiyor.Millet sokaklarda.Her sey bitti artik.Ne 16 dakika uzatma,ne baska bir sey.Galatasaray sampiyon.Toplumun büyük çogunlugu,uyayan çogunluk sevinçli.Galatasaray sampiyon.Ya Onur,ya ben?Gençlerbirligi'm ne oldu?Kimsenin umru degil.
Otobüse biniyorum.Gözlemliyorum etrafi.Disarida kamyon üzerinde sevinenler,millet Kizilay'a akin akin.Turan Günes girisinde bir grup yolu trafige kapatiyor.Artik canima tak ediyor.Otobüsün içinde küçük de olsa bagiriyorum.Otobüs içindekiler anlayamiyor niye bagirdigi mi,anlayamazlar da zaten.Gençlerbirligi ne olmus,Onur ne olmus onlara ne.Varsa yoksa Bizans.
Bir sene sonra yine bir Çaykur Rize maçi.Sanirsam 20 Mayis 2007.Bu sefer zor ser yeniyoruz.Yine tribünde radyolar kulaklara dayanmis.Birileri Fener'in sampiyonluk haberini bekliyor.Bu sefer fazla umursamiyorum onlari.Yenmisiz sükür ki Rize'yi.Ancak yine de içime oturuyor.90. dakika golüyle kümede kalmayi kesinlestirdigimiz maçta,insanlar bizle degil Bizans'la ilgileniyor.Yazik.
2006'daki Rize maçi kötü bir hatira olarak zihnime kazinmis.Umursamazligin,Türk halkinin uyutulmasinin,3 büyük teranelerinin arasinda yasanmisligin öyküsü olarak size sunmak istedim.
Ziya Adnan'in yazisi beni bunlari yazmaya itti.Kendisine çok tesekkürler.Ziya Adnan'nin müthis yazilarina tüm hiziyla devam etmesi dilegiyle...
|
|