Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2008-05-23 01:01:39
Mesaj konusu: Teknik Direktörlük, Bir Kum Saati Telasinda…
|
|
|
inanmasi güç ama, Türkcell Süper Liginde yer alan 18 takimi, 2007-2008 sezonunda toplam 34 teknik direktör çalistirdi. Tek sezonda takim basina neredeyse iki hoca. Görünen o ki, bizim diyarlarda teknik direktörlük dedigin, bir kum saati telasinda. Küme düsmekten son anda kurtulan Cumhuriyet ile yasit Gençlerbirligi mesela. Sezona Belçika’dan transfer ettigi Fuat Çapa ile basladi. Ancak bu birliktelik yalniz bes hafta sürdü. Sonrasinda Reinhard Stumpf (4 maç), Bülent Korkmaz (10 maç) ile yollarina devam etti Ankara’nin Al - Karalari. En son görevi devr alan Mesut Bakkal, ligin 21. haftasindan bu yana takimin basinda.
Baskent’in diger köklü kulübü Ankaragücünde, ‘istifa edip etmedigi’ muammaya dönen kir saçli baskan, oniki seneyi askin süredir pek rahat koltugunda. Bu dönemde Ankaragücü, otuzun üzerinde teknik direktörle yollarini ayirdi. Futbol üzerine hiç egitim almamis, her ayrilik sonrasinda, kendini benzer sebeplerle pek hakli gören, avukat kökenli bir baskana dayanamadi futbolun ta içinden gelmis onca teknik adam. Malum, biçak kemige dayaninca. Türk futbolunda teknik direktörün kaderi, koltuklarina siki sikiya yapismis pervasiz baskanlarin dudaklarinda.
Sahi, bu sezon Avrupa’nin en büyügü Manchester United’in baskanin adini bilen var mi aranizda?
Sezonun en kisa macerasinin basrolünde Samet Aybaba. Küme düsen Çaykur Rizespor’da ancak iki hafta takimin basinda kalabildi. Sezon boyunca dört degisik teknik adamla ile çalisti Karadeniz temsilcisi. Ama hiç birinde aradigi dermani bulamadi. Kimbilir belki yola birlikte çiktigi hocasina güvenseydi, belki kaderi farkli olurdu, en azindan istikrarli gidisat adina…
sampiyon Galatasaray, büyük ümitlerle getirdigi Karl Heinz Feldkamp’la yollarini sezonun bitmesine haftalar kala ayirdi. Ancak 28 lig maçinda takimin basinda sahaya çikabildi Alman çalistirici. ‘Dere geçerken at degistirmez’ diyenleri yaniltircasina. Girtlagina kadar borç bataginda, Avrupa standartlarinda bir stadi, maddi kaynaklari, ve en önemlisi teknik direktörü olmayan bir takimin sampiyon olmasi, ligimizin ‘kalitesinin’ göstergesi kanimca,
Karadeniz’in bir zamanlar esmis gürlemis, simdilerde o yillari, ‘öz evlatlarini’ mumla arayan takimi Trabzonspor, Ziya Dogan’la basladigi sezona, 11. haftadan sonra Ersun Yanal ile devam etti. Denizlispor, Ankaragücü. Gençlerbirligi, Milli takim, Vestel Manisa derken, o simdi Trabzonspor’un basinda.
Turk futbolu, takimlar ve hocalar adina, bir yaz boz tahtasi tadinda.
***
Oysa uzaklarda;
futbolun besiginde, Ingiliz futbolunun efsane takimi Liverpool’un kurulus tarihi 1892. Yine inanmasi güç ama tüm tarihi boyunca yalnizca 18 teknik adamla çalisti ingiliz takimi. Kurulus tarihi 1907 olan Fenerbahçe’de, bu rakam 100 e yakin. Rakamlara baktikça, bu ne yaman çeliski dedirten bir durum karsimizda.
Liverpool FC, 16 Haziran 2004’den beri ispanyol teknik adam Rafael Benitez’e emanet. Premier lig sampiyonlugunu kovalamaktan nicedir uzak kaldigi için çok sik elestirilen Benitez, gelecek sezonda takiminin basinda. Zira ingiltere,de futbol istikrar adina.
Ve bu yazinin yazildigi saatlerde, Sir Alex Ferguson, 6 Kasim 1986 tarihinden bu yana 22 senedir ingiliz futbolunun devi Manchester United’in basinda, araliksiz, kesintisiz. Bu sürede sampiyonluk kupasini on kez müzesine götürdü kirmizi seytanlar. 66 yasinda ki teknik adam, 1000 maçtan fazla maça çikti takimiyla. Bes kez lig ikinciligini yasadi, bes sezonda Kral Kupasi kaldirdi. 1998 -1999 sezonunda sampiyonlar Ligini, 1990 -1991 Kupa galipleri kupasini kazandi. 1999 Süper kupa galibi. Manchester United, Münih uçak kazasinin 50. yildönümünde Avrupa’nin en büyügü.
Premier ligin diger devi Arsenal’in ekonomist hocasi Arsene Wenger, 28 Eylül 1996’dan beri kuzey Londra takiminda. Düsününce, 1996 senesinde Japonya’nin Nagoya Grampus Eight takimindan Arsenal’e degil de, bizim takimlarimizdan birinin basina gelmis olsaydi Fransiz Teknik adam, ne kadar kalici olurdu ki Türk futbolunda, Taraftar, adi sani hiç duyulmamis Fransiz hocaya ne kadar güven duyardi ki. Kimbilir, kaça bölünürdü ki yönetimler, kaç agizdan kaç degisik name çikardi. Kaç baskan bunca zaman arkasinda dururdu. Hele de tecrübesiz gencecik yetenekleri sahaya sürmeye baslayinca…
***
Bir teknik direktör tanimistim bir zaman, aylardir takimin basinda oldugu, takimi küme düsmekten kurtardigi, taraftarin sevgilisi oldugu halde, hala sehirde ev tutmamisti, bir otel odasinda yasiyordu. Bir türlü oturtamamisti düzenini, yasam otel ve kulüp binasi arasinda geçiyordu.
‘Neden bunca zamandir otelde kaliyorsunuz?” diye sordugumda,
‘Takim üst üste iki yenilgi alsa fatura bana kesilir, o yüzden ne gerek var kök salmaya, Türk futbolunda teknik direktörün bavulu her zaman hazir olmali...’ demisti.
Unutmadim...
Görünen o ki, Türk futbolunda istikrar sadece koltuklarina siki sikiya yapismis baskanlar adina. Teknik direktörler ise oradan oraya savrulan futbol gezginleri, hiç bir takimda derin bir iz birakacak kadar kalamayan, kök salamayan…
Türk futbolunda teknik direktör dedigin, bir kum saati telasinda…
Ziya Adnan
|
|