Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2008-05-30 00:51:53
Mesaj konusu: “Fethi - Nihat - Ender Filelere Gönder…”
|
|
|
Küçüktüm. Evlerimize televizyonlarin yeni yeni girmeye basladigi, simdi çok eskide kalmis siyah beyaz zamanlardi. Açik hava sinemalarinda Ayhan Isik, Sadri Alisik filmleri izler, Çamlica gazozu içer, tas plaklarda Zeki Müren sarkilari dinlerdik. Pek de güzel söylerdi ‘Gökyüzünde Yalniz Gezen Yildizlari’. Futbola o zamanlarda sevdalanmistim, mahalle maçlarinda. Dizlerimizden yaralar, duvarlarimizdan takim posterleri eksik olmazdi.
Babamin, beni maçlarina götürdügü ilk takimlardan biriydi. Hatirladigim, Ankara 19 Mayis stadina gelen en gürültücü takim olmalariydi. Onlar sahaya çikarken, yer gök inlerdi. Karnaval havasina bürünürdü o eski stad. Tüyleri diken diken eden müthis bir tezahürat yankilanirdi, tika basa dolu tribünlerde.
“Es Es Es - Ki Ki Ki - Es ki Es ki Es…
Sonra sahaya çikardi kirmizi siyahli takim. Taraftarini selamlarken, 19 Mayis stadinin hoparlörlerinde o asina anons yankilanirdi.
“Bugün oynanacak maçin …”
Takim kadrolari açiklanirken, mirildanirdim tanidik isimleri. Neredeyse bütün Ankara takimlarinin kadrolarini ezbere sayardim. O yillarda, simdi ki gibi afilli forma numaralari yoktu. Bir – iki - üç diye siralanirdi takimlar. Ankaragücü’nün, Gençlerbirligi’nin, PTT’nin kadrolari bellegime kazinmisti.
Sari Siyah PTT’nin, ‘1–Cavit, 2-Yetik, 3–Esenali…’ diye baslayan kadrosunu hiç unutmadim.
Metin Kurt’u, Elma Fikri’yi, Ertan Adatepe’yi, Zeynel Soyuer’i.
Bir de misafirlige gelen, o gürültücü takimin o çok bilindik tezahüratini;
“Fethi – Nihat - Ender – Filelere Gönder…”
***
Sonra büyüdüm, zamanla çocukluk yillarimin o firtina takiminin adi daha az duyulur oldu. Kötü yönetimler, yanlis transferler, isbilmez ellerde eriyip küçüldü Anadolu yildizi. O meshur tezahürattan eser kalmadi. Gelecek, geçmisi aratti. Kümeler düstü kirmizi simsekler. Uzun seneler, adi sani duyulmamis koy takimlarinin arasinda, eski sa-sa li günlerine dönmek için çirpindi.
Yedi tepeli kalabalik bir sehrin üç takimina endeksli, yitik, adaletsiz, bezirgan futbol düzeninde, gönüllerden olmasa da, gözlerden uzak yasadi çok zaman. Yeni nesiller onu hiç tanimadi.
Ama sevenleri onu hiç yalniz birakmadi. Öylesine bir sevda ki, üçüncü ligde oynarken bile, deplasmana 27,000 taraftarini götürerek varligini hep hatirlatti. Üç Istanbullu ve bos tribünlere oynayan köksüz belediye takimlariyla bezelenmis bezirgan Türk futbolunda, yoklugunu her daim hissetirdi.
Onca zaman, futbol kamuoyunun gözlerinden uzak, sevenlerinin gönüllerinde yasadi….
Umut yolculari onu beklemekten hiç yorulmadi.
***
Eskisehirspor;
Kurulusu 1965. Ben henüz bes yasindayken. 60’li yillarin sonlarindan, 70 yillarin ortalarina kadar Türk futbolunda nam saldi. Hiç sampiyonluk yasamamis olmasina ragmen, Türk futbolunda firtina gibi esti, kükredi.
Ligi, üç kez ikinci, iki kez üçüncü, iki kez de dördüncü bitirdi. Türkiye Kupasini, (simdi ki adiyla Fortis) Cumhurbaskanligi, ve Basbakanlik Kupalari’nin üçünü birden kazanan alti takim arasinda yerini aldi. (Fenerbahçe, Galatasaray, Besiktas, Trabzonspor, Ankaragücü, Eskisehirspor).
Avrupa kupalarinda bir ispanyol takimini eleyen ilk Türk takimi olarak tarihe geçti. ispanya’da, Sevilla’ya 1-0 maglup olan kirmizi simsekler, rövans maçinda ilk golü yemelerine ragmen, maçi ve turu Fethi’nin son on dakikada attigi 3 golle, 3 – 1 kazandi. Türkiye’den ilk uluslararasi futbol maçi naklen yayini Eskisehirden, Eskisehirspor-Dinamo Moskova maçinda gerçeklesti.
Müthis taraftari, onu hiç yalniz birakmadi.
40,000 taraftarini, 1983 yilinda Ali Sami Yen stadina, 2.lig sampiyonlugu maçina götürdü. Deplasmanda oynadigi maçlarda, arkasina onbinlerce taraftarini aldi, Türk futbolunda en çok taraftari olan takimlardan biri olarak, önümüzde ki sezon yayin ihalesinden en büyük payi alacak 5. takim olacaktir.
Amigo kavramini, Türk futboluna tanitan ilk takimdir. Amigo Orhan, dünyanin en büyük orkestrasinin sefidir. Bir el haraketi ile, onbinleri ayni anda costurup, sonrasinda susturmusluguna sahitligim vardir…
Amigo Orhan’i, en güzel sevgili Halit Kivanç anlatir…
Fethi’si, Nihat’i, Kamuran’i, ismail’i efendi futbolculardi. Kültürlü, kafali, terbiyeli insanlar takimiydi Eskisehirspor. Liglere renk getiren takimdi. Bir amigo Orhan’i vardi ki…
“Beyefendi amigo” tipinin en büyük sembolüydü… Gerçek bir orkestra sefi gibiydi. Çikardi sahanin ortasina. Bale yaparcasina zarif hareketlerle staddaki binlerce insani costururdu. Kucaginda bebesiyle maça gelirdi Eskisehirli anneler. Ak saçli nineler, ak sakalli dedeler görülürdü tribünler de… Ve amigo Orhan küfür ettirmezdi, sövdürmezdi. Tatli tatli takimini costurmanin sirrina erismisti çünkü. O Eskisehirspor bir dönemdi türk futbolunda. Futbolcusuyla, futboluyla, taraftariyla, amigosuyla, yöneticisiyle, coskusuyla ve rengiyle.
Halit Kivanç…
***
Unutulmayan siyah beyaz bir filmin, en havali, en janti, en gür sesli jönü 12 seneden sonra ligimize geri döndü. Özlemistik. simdi ne Sadri Alisik, ne Ayhan Isik ne Zeki Müren, ama Abdullah Gegiç efsanesi yeniden Türk futbolunda.
Keske tüm yitirdiklerimiz yeniden aramizda olsa. Keske, o vefakar stad da, yeniden beraber izleyebilsek maçlari, hoparlörler de o eski anons yankilansa.
Eskisehirspor, Anadolu futbolunun en afilli hikayesi…
Umarim bu dönüs kalici olur, umarim futbolumuza nicedir kaybettigimiz rekabeti ve rengi getirir kirmizi simsekler. Bildigim, önümüzde ki sezon, Eskisehir’e gidecek her takimi zor bir deplasmanin bekleyecegidir.
Hosgeldin Eskisehirspor…
Darisi Göztepe’nin, Samsunspor’un, PTT’nin, sekerspor’un, Vefa’nin, velhasil futbolumuzda feri sönmüs diger takimlarin basina…
Ziya Adnan
|
|