necdet_ozkazanci
Site Admin
Kayıt: Apr 22, 2003
|
Tarih: 2005-03-04 15:53:00
Mesaj konusu: POPÜLER FUTBOL VE FANATiZM...
|
|
|
Dr. Özgür Tanriverdi'nin 27 subat 2005 tarihli güzel bir yazisi... Hürriyetim.Com'dan kopyaladim...
"Popüler futbol ve fanatizm
Spor, bedenin ve ruhun belki de en önemli desarj yoludur... Stresli bir hayatin ve yasantinin her an üzerimize gelen gerginliklerinden, hem bedensel ve hem de ruhsal olarak kaçmamizin bir sekilde araciligini yapar spor...
Nasil yapildigi veya hangi türü oldugu önemli de degildir aslinda. Sadece, kendini iyi hissettiren, bedenen ve ruhen sana en yakin ve yetenegini gösterebilecegin bir spor dali, en hafifinden de olsa insani her yönden gelistirebilecek bir arkadastir insanlar için. Evet, ama bu sadece spor yapmakla ilgilidir, spor yapani izlemek ile degil!... Spor yapanlarin izlenmesi, profesyonellerden edinilecek yeni bir hareket, pozisyon veya ritm haricinde, izleyene farkli bir katki ve dünya da saglayabiliyorsa faydalidir. Ama, sadece izlemek ve farkli açilardan desarj olabilme gayesindeki insanlar içinse ortak bir dil ortaya çikiyor o zaman; fanatizm...
Üretmeksizin, düsünmeksizin ya da belki de izledigi spor konusundaki yetenegine yeni bir seyler eklemeksizin gerçeklestirilen zaman kaybi ve bir nevi de anlamlandirilamayan obsesyonlardandir fanatizm.... Günümüzde belki de artik en popüler spor halini alan futbol da, belki de erkek hegamonyasi altindaki bir dünyanin en son duragi olmus gibi geliyor karsimiza ve ardindan karsi bir atak ile feminist yaklasimlar, sonrasinda hayaller, "ögretmen de olup ne olacaksin", aile kuruntulari ardindan hayati kurtaracak idealler, gerçeklesmeyen hülyalar sonrasinda kendisini karsisindakinin yerine koymalar, basarisizlik, elde var sifirlar ve ardindan insan ruhunun en önemli savas mekanizmasi ve çeliski yumagi olan öfke ve siddet... Günümüz futbolu artik bu popüler zihniyet sürecinde öfkeyi ve siddeti yansitiyor. Mutlak "biz" ve "siz" sahnesinin belki de güncel en önemli boyutu futbol. Geçmisteki siyasal kutuplasmalarin, aile içi çocuk kayirmalarin, gruplastirilmanin ya da biraz kaba bir tabirle sürü zihniyetinin egemenligi altina girmis bir futbol. Oysa, gerek oyun kurulmasi ve gerek te performansa dayali aktivite özellikleri ile, bir çok spor dalindan belki de en üstün olan bir spor dali... Ama, ne cinayetin ne siddetin ne de kendini kanitlamaya çalisanlarin bir arenasi haline döndürülmeyi hak etmeyen bir spor dali... Kimin suçu?!: Medya ve spor kulüplerinin... Ve ayni hatalar zincirini hazirlayan bir senaryo ile belki de siddeti trübünlerden uzaklastiralim zihniyeti ile, yeni öfkelerle dolmus bir kitleyi kafeteryalara, kahvelere, sokaklara ve evet, aramiza tasimaya hazirlaniyorlar. Seyircisiz stadyumlara alternatif, kafeterya ve sokak kavgalari, sokak aralarinda küfürlü tezahüratlar ve ardindan kim bilir çeteler, savaslar, siddet vs.....
Egitim… Herseyden önce, asil egitim diyerek ortalarda gezen maskeli yetiskinlerimizin ve belki de hak etmedikleri bir çok makama sahip kimselerin egitimi çözüm olacaktir. Sporu ve anlamini egitmenler ile tam olarak aktaramadiktan ya da spor izleyicisinin nasil bir karekter yapisina ve psikolojisine sahip oldugunu çözümleyemedikten sonra, her sey yalan. Sporu sevdirecegimize bir bakacagiz ki, spordan uzaklasmis olacagiz. Yarin basketbol maçlarinda tribünler bosalacak, ertesi gün voleybol, bir bakmisiz daha derinden bir bastirilmis öfke ile güres musabakalarinda seyirciler mindere çikmis ve ardindan su an yapilan, belki de yillarin hatasinin bir kitleyi olmalari gereken yerden uzaklastirdiklari için itilen psikolojiyle atletizm yarismalari, jimnastik, patinaj yarismalarinda siddeti açiga çikarirken görecegiz...
Medyanin, televolelerinde sürekli gözler önüne sürülen, belki de en ufak kazada veya belirli bir yastan sonra hayatta tutunacaklari bir meslekleri bile olmayan insanlari kahramanlastirmak, onlari da sporcu olduklari gerçeginden uzaklastiriyor bir anlamda. Spor bir yetenektir ve meslek haline getirilmemelidir. Deli gibi yüksek rakamli paralarin döndügü bir piyasada insan ister istemez hem onlarin yerinde olmak istiyor ve o kisileri kahramanlastiriyor ve ardindan da o yerlerine koyduklari insanlari izlemek için gittikleri maçlarda, belki de içten içe onlar gibi olamamalariin verdigi psikolijik çöküntü ile mevcut öfke küfür olarak çikiyor, siddete dönüsüyor ve....
Spor egitimi vermek ayri bir sey... Fakat, sanki çok önemli bir olayin , siyasal ya da bilimsel bir gerçegin analizini yapiyorlarmis gibi ellerinde sopalarla yorum yapan bir sürü insanin oldugu bir medya devinin yaptigi hatalar zinciri gerçegi var bu ülkede..
Degisecek mi?... ilerleyecek mi? Bu ülkeden saniyorum adam olmaz... Çabuk etkilenen, öfkelenen, gelecege korkuyla bakan bir genç nesilin ülkesi saniyorum daha çok pembe gözlükler edinmelidir. Kendisini egitememis egitmenlerin oldugu sistemlerde, hiç bir yetisi ve uzmanaligi olmadigi halde çaresiz ve egitimsiz insanlari sömürerek hekimligi piyasalastiran bir ülkede, hala devletin en küçük statüsündeki makamlari için bile kumpas, yalan ve sümen alti olaylarinin oldugu bir ülkede, ne spor, ne edebiyat, ne sanat gelisimi artirmayacak gibi geliyor... Sporu yapmak ve izlemek... Belki de medyanin verecegi görsel egitim bu olmali bundan sonra... Gerekli egitim, spor kulüplerinin oynadiklari rakamlarin devlet tarafindan bir limitte hem de küçük bir limitte tutulmasi, stadyum girislerinde belki de rüsvet, torpil ve kayirma olaylarinin engellenmesi sporu ve futbolu temizleyecektir. Bu kadar performansa ve stratejiye dayanan bir sporu harcamaktansa, hatalar üzerinde ortak bir paydaya varip çözümler üretmek en dogrusu olacaktir. Spor sagliktir ve en önemlisi saglam bir ruh yapisidir. Fakat, spor yapmakla spor yapani izlemenin farkinda olmak en önemlisi galiba...."
--------------------------------------------------------------------------------
Dr. Özgür Tanriverdi - 27 subat 2005, Pazar
|
|