Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2008-12-11 23:30:11
Mesaj konusu: Issiz Stadlarda …
|
|
|
Uzaklardan…
Aylardan Kasim. Kasvetli bir Pazar aksami. Televizyon kanallarinda ki artik pek asina futbol programlarinin birinde, hararetli bir tartisma. Fenerbahçe’nin bu sezon neden gol atamadigina dair. Az sonra Galatasaray’in bu sezon deplasmanlarda yasadigi sikintilarin nedenleri, Skibe’nin kalip kalmayacagi. Besiktas’in oyun sistemi veya sistemsizligi. Sonra Fenerbahçe’nin sampiyonlar liginde ki hüsrani, Aragones’in eksikleri, Lucescu’nun Galatasaray’a gelip gelmeyecegi, Denizli’nin tercihleri. Haftaya oynanacak derbinin tahminleri. Bu Türk futbolunun sikça görülen yüzü, pek alisilmis, pek sikici, pek tekdüze. Gelenler, gidenler, gelecekler, gidecekler. Kocaman bir ülkenin tek sehrinde oynanan, futbol kalitesi açisindan vasat toz duman derbiler.
Hikayenin görünmeyen yüzünde çoklarini pek ilgilendirmeyen baska bir ayrinti. Ayni gün istanbul Olimpiyat stadinda oynanan Büyüksehir Belediye – Hacettepe maçinda ki tribün manzaralari. Baktikça, ingiliz yönetmen Danny Boyle’in bir virus sonrasi olusan hayalet sehir hikayesini anlattigi ‘28 Days Later’ (28 Gün Sonra) filmini hatirlatan. Baktikça, issiz tribünlere, her futbolseverin içini acitan. 80,000 kapasiteli o issiz stad da bir avuç taraftar, sayilari yüz civarinda. Bombos tribünler önünde oynanan, adinin basina ‘Süper’ eklenmis bir lig maçinda ortaya çikan hazin manzara, kimsenin üzerinde fazla durmadigi, uzun uzadiya konusamadigi.
Kimbilir, belki çoklarinin umursamadigi…
Ayni gün, uzaklarda bir yerlerde, futbolun besiginde, Premier ligin bir alti Championship’de Sheffield United – Wolves maçinda ki taraftar sayisi 27,111. Derby – Preston maçinda, 25, 534. Bir alt ligde, Lig One’da (üçüncü lig) Leicester - Crew maçinda 16,961 taraftar. En alt ligde (League Two) Bradford - Chesterfield maçinda 12,145.
***
Kisa bir zaman sonra, Avrupa ülkelerinde ki maçlarin izlenme oranlarina dair bir veri, gazetelerin spor sayfalarinda. Onca ivir zivir haberin arasina gizlenmis. önemsiz bir ayrinti misali. Almanya (40.006), ingiltere (33.734), ispanya (29.239), italya (22.566), Fransa (21.723), Hollanda (16.539), isviçre (8.521), Avusturya (8.393), Türkiye (5.179).
Ortaya çikan tablo, istanbul medyasinin Türk futbolseverine armagani. Üç takima endeksli, bol figüranli, bol acili, bol kavgali, belediye takimlari ile bezelenmis, Avrupa’nin en genç nesline sahip olmakla övünen kalabalik bir ülkenin futbola bakis açisi. Adina futbol dedigimiz güzel oyun, issiz statlar da. Kimileri bu durumu ekonomik nedenlere dayandirmak istese de topyekün palavra. Cumhuriyet ile yasit Gençlerbirligi’nin sezonluk bileti 60 YTL civarinda. Mazisi yüz yila yaklasan Ankaragücü’nün, stad disinda taraftarlarca satilan sezonluk bileti de. Bir kaç takim disinda, Anadolu takimlarinin tribünlerinde hep ayni issiz manzara.
Sorun ekonomik degil, ‘teflon taraftarlikta’. Sorun, yedi tepeli kalabalik bir sehre, o sehrin üç takimina endeksli, oligarsik düzeni asla asamamis kocaman bir yalanin arkasinda saklanmislikta. Rekabetsizlikle lanetli, dibine kadar televole kültürü ile yogrulmuþ, lümpen, popüler bir kültürü özendirme durumunda. Sadece üç takima dayali ezelden hastalikli bir sistemde, maç günleri sadece o takimlarin maçlarini yayinlayan dev ekranli kahvelerin tika basa dolmasinda. Statlar bosalirken, kahvelerin tribünlerin yerini almasidir üzerinde düsünülmesi gereken. Zira Türk futbolunda hersey daha fazla reyting, daha fazla dekoder satma ugruna. .
Adaletsizlik spor sayfalarinda, televizyon kanallarinda, yayinci kurulusta, yorumcularda, futbol programlarinda. Bu kötü filmi, filmin her daim kayrilan, kollanan esas oglanlarini ve sürekli dayak yiyen figüranlarini matah bir gösteriymis gibi her daim bize sunanlar da.
Oysa tedavi adaletli olmakta, futboldan gelen geliri esit dagitmakta, futbolu Anadolu’ya yaymakta, her takima esit yaklasmakta. Kendi liginin kalitesini yükseltemedigin sürece Avrupa arenalarinda hüsranlar yasayacagini, ilerlemenin rekabetten geçtigini anlamakta.
Ülkenin en zengin takiminin, alti kez katildigi sampiyonlar liginde yalnizca bir kez bir üst tura geçmis olmasi, bu sezon 32 takim içinde 30. sirada yer almasi kötü bir ligin mirasi.
Ve ne yazik ki Türk futbolunda ki sorun teshis de degil, tedaviyi kabul etmeyen hasta da.
***
‘Güzel ve yalniz’ ülkemde statlar giderek issiz. Ama yolunuz nereye düserse düssün, genelde koyu bir futbol sohbetinin içinde düsmekte mümkün. Takside, is yerinde, alisveris için gittiginiz dükkanda, arkadas toplantilarinda, yemeklerde. ‘Nasil oynadi bizim takim haftasonu’ diye baslayan cümlelerde. Çok küçük yaslarda, bilhassa erkek çocuklarinin beyinlerine yerlestirilmis, fazlasiyla ciddiye alinmis illet bir virüs gibidir futbol, bir kez tutulmaya görün hastaliga. Ancak futbolu bu kadar seven bir ülkenin trübünlerinin bu kadar yalniz olmasi da hikayenin acikli yüzüdür.
Ve her ne kadar futbolu çok sevdigimize inansak da, issiz statlar ülkenin futbola yazik bakisini anlatir…
Ziya Adnan
|
|