Alkaralar Dinlenme Tesisları Forum Ana Sayfası
 
Kulp Ynetimleri zerine Bir Yaz
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ziya Adnan
Site Admin

Kayıt: May 06, 2003

Mesaj Tarih: 2009-01-15 22:56:43      Mesaj konusu: Kulüp Yönetimleri Üzerine Bir Yazi… Alıntıyla Cevap Ver

Bizden ve Onlardan Yönetim Örnekleri … Forbes dergisi, Nisan 2008 sayisinda dünya futbolunun en degerli kulüplerinin listesini yayinladi, ilgilisine. Listenin ilk iki sirasinda, Manchester United ve Real Madrid. Üçüncü sirada yer alan Arsenal’in degeri 1.2 milyar Dolar. 2006–2007 sezonunda, kuzey Londra kulübünün geliri 177 milyon Sterlin. Dünya futbolunun en çok kar yapan kulüpleri siralamasinda 5. sirada. 1886 senesinde kurulan kulübün sezonluk bilet fiyati ortalama 1200 Sterlin. Bekleme sirasinda 40,000’e yakin taraftar, ortalama bekleme süresi sekiz sene. Maçlarini oynadigi Emirates stadinin kapasitesi 60,355. Yönetim kurulunda yer alan üyeler kulübün yüzde 57 hissesini ellerinde bulunduruyor. En büyük hissedarlar, elmas ticareti ile ugrasan Londra kökenli, koyu Arsenal taraftari Danny Fiszman ve Nina Bracewell-Smith. Kulübün günümüzdeki baskani, futbolun önemli isimlerinden Peter Hill Wood’un hissesi ise yüzde birin altinda. Son senelerde, zengin is adamlarinin gözdesi haline gelen ingiliz futbolunda Arsenal’in taliplileri de çok. Amerikali is adami Stan Kroenke kulübün yüzde 12’lik hissesini elinde bulunduruyor. Rus milyarderi Alisher Usmanov, yönetim kurulunda yer almamasina ragmen yüzde 24’lük hisseye sahip. Kulübün hisselerinin bir bölümü halka açik ve günümüzde Arsenal’in tek hissesine sahip olabilmenin bedeli dokuz bin Sterlin civarinda. Her hissedarin kulübün senelik genel kuruluna katilma hakki var. Ayrica kulübün mali bilançosu seffaf, kulüple ilgili bilgi edinmek isteyen herkese açik. Gelirler, giderler, transfer ücretleri, futbolculara ödenen rakamlar ortada. Kulüp bagimsiz denetim sirketi Deloitte Touche tarafindan denetleniyor. Kulübün teknik patronu 59 yasindaki Fransiz teknik adam Arsene Wenger, 1 Ekim 1996 dan beri takimin basinda. Kulüp baskani 25 subat 1936 dogumlu Peter Denis Hill-Wood kulübün saha disindaki yönetiminden sorumlu. Takimin basarisinin sirri yönetiminde. Basarinin sirri istikrarda. Kaynak yaratmada. Kulübün ürünlerini satan ‘Arsenal World of Sport” ve “The Armoury” günün her saatinde taraftarla dolup tasiyor. Arsenal’in, evinde maç basina geliri 3 milyon Sterlin civarinda. Geçtigimiz sezon Emirates stadini 1.6 milyonun üzerinde taraftar ziyaret etti. Arsenal’in Emirates stadinda. ortalama taraftar sayisi 60,070. Hakkiyla yönetilen kulüp örneklerinden biri Arsenal, örnek alinmasi gereken… *** Ve madalyonun diger yüzünde; Türk futbolunun en eski kulüplerinden Ankara’nin sari laciverdi, kurulus tarihi 1910. Avrupa futbolunda Baskentinden sampiyon çikartamamis güzel ve yalniz ülkemin köklü takimi. Baskani Cemal Azmi Aydin, kir saçli adam. Baskanlik koltugunda 13. senesi. Ayni zamanda Fenerbahçe kongre üyesi. Bir kulüp baskanin, baska bir kulübe üye olmasini anlamak ne mümkün. Koltuga oturdugu günden beri birlikte çalistigi teknik direktör sayisi 25’in üzerinde. isin hazin tarafi, kulübün üyelige açik olmamasi, üye olmanin yolunun baskanin onayindan geçmesi. Taraftarin kendi kulübüne üye olmasi neredeyse imkansiz. Yönetim kurulu baskanin belirledigi isimlerden kurulu. Bir nevi ’hamili yakinimdir’ meselesi. Neredeyse her sezon ‘aciliyetten’ olaganüstü kongre düzenlemek gelenek halinde..Her istifadan sonra geri dönmekte. Kim bilir bu kaçinci istifa. Belli ki benim ülkemde ‘istifa’ kavrami medeni ülkelerden farkli islemekte. Neredeyse her sene gerçeklesen göstermelik kongrelerde, es dost, akraba oylari ile seçilen bir baskan. Sevilmeyen, istenmeyen, yedi düvelle kavgali… Gerçek taraftarin kulübüne asla üye olamadigi. Gerçek taraftarin yüreginin her daim kanadigi. Ama kimin umurunda. Derler ki “taraftar kulübün gerçek sahibi”, benim ülkemde topyekün palavra… Her sezon kulübün kapisindan gelip geçen futbolcu sayisi belirsiz. Hatta, imza attigi halde, resmi maça çikmadan ülkesine dönen yabancilara da rastlamak mümkün. Son yillarda ki gözde kaynak Misir, ne hikmetse. Kulübün mali denetimini hangi bagimsiz sirketin yaptigi merak konusu. Her sezon kaç kombine satildigi, futbolculara, onlarin menajerlerine ödenen rakamlar da. Kulübün yegane gelir kaynagi televizyon gelirleri ve futbolcu satislari. En son örnek Gökhan Emreciksin ve Abdülkadir Kayali. Maç günleri, maç biletlerinin stat disinda elden satilmasi belki hikayenin en acikli tarafi. Kendi sehrinde ürünlerin satan tek magazasinin bile olmayisi yönetilisinin göstergesi. Velhasil bizde ki durum ortada,’ Saldim sahaya, Mevla’m kayira…’ *** Hal ve gidis ortadayken, ‘Türk takimlarinin Avrupa arenalarinda basarili olmasi mümkün müdür?” sorusu gelir aklima. Baskanlarin, kulüpleri çiftlik agasi tadinda yönettikleri, takimin maç kadrosuna bile baskanin karar verdigi, tribünlerin maç günleri issizlari oynadigi, taraftarin takimina ‘tamamen duygusal’ nedenlerle baglandigi, milyonlarca dolarla hasir nesir kulüplerin hala dernekler yasasi ile yönetildigi, taraftarin kulübün geleceginde söz sahibi olamadigi, her basarisizlikta teknik adamlarin kurban edildigi, kendi yarattigimiz ucube bir düzende futboldan söz etmek mümkün müdür? Sorarim, Bunca pespayelikte, ligimizin basina yapistirdigimiz pek egreti ‘Süper’ kelimesine takilip kalmamak mümkün müdür acaba? Ziya Adnan
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:    
Forum kilitlenmiştir Forum kilitlenmiştir