uralnadir
Site Admin
Kayıt: Dec 15, 2004
|
Tarih: 2009-04-07 16:01:42
Mesaj konusu: ODTÜ Bilinçsiz Anarsist Futbol Ligi - Tarihten -
|
|
|
Soylu kisi baskalariyla hirs yaristirmaktan kaçinir.
Konfiçyüs
Bölüm I
Giris
1990larin basinda ODTÜ, ünlü Ögrenci Dernegi geleneginin son günlerini yasiyordu. iktidar hirsi, binlerce devrimci ögrenci potansiyeli olan ODTÜde dernegi kopus noktasina getirmisti. O zamanlar postmodernizm hayatlarimizin içine girmemisti ve ortamda iki kutup vardi: Devrimciler ve karsi-devrimciler. Ama bu demek degildi ki farkli fraksiyonlarin insanlari biraraya gelsin, devrimci dayanisma doruga ulassin. Ne yazik ki devrimcilik anlayisi o zamanlarda 70lerin ünlü çatik kas teorisini dogrularcasina gülmeyi-eglenmeyi, top oynamayi ve diger fraksiyonlarin insanlariyla görüsmeyi yasakliyordu. Devrimci fraksiyonlar futbol kitlelerin afyonudur siarini benimsiyor ve özellikle futbol topu gördükleri zaman sanki farkli bir fraksiyondan birini görmüs gibi kaçiyorlardi. Devrimci dayanismaya inanan biz saf anarsistlerin ise tek amaci sol fraksiyonlarin futbolla barismasini saglamak ve futbolun izin verilse aslinda sadece futbol oldugunu görmelerini saglamakti. Bu istegimizi 1996 yilinda rektörlügün o yila kadar top oynadigimiz baraka önü toprak sahasini çimlendirmesiyle gerçeklestirebilecegimizi nereden bilebilirdik ki?
[img:ecdc459b8e]http://img150.imageshack.us/img150/1682/futbol1un2.jpg[/img:ecdc459b8e]
(Baraka önü top sahasi)
Aslinda isin komik yani, ünlü karsi devrimci rektörümüzün orayi çimlendirme nedeninin bize futbol oynatmamak oldugunu ögrenmemizdi. Tabii sahanin ortasina dikilen agaçlarin da bize engel teskil edecegini düsünmüs olmasi isin trajik tarafi. Biz kadim futbolseverler ve mahalle futbolu tutkunlari o agaçlari elbette ki dogal savunma oyunculari olarak düsünüp, futbol zekamizin gelisimine yapacagi katkilari kisa zamanda hesaplayip sayin rektöre tesekkürlerimizi çoktan sunmustuk bile.
Daha önce sözünü ettigim gibi o zamanlar hayatimizda politika vardi ve postmodernitenin oldukça uzagindaydik. Rektör sürekli görevlileri gönderiyor ve orasinin top sahasi olmadigi konusunda bizleri uyariyordu. Bizim yanitlarimiz ise bazen sert bazense ölümcüldü. Bir keresinde bizi uyarmak için sahanin ortasina gelen görevlinin: hocam çimlere basmak yasak yaklasimina, güzel bir dostumuzun verdigi hazircevap hala kulagimdadir: Peki bunu bize söyleyen sen, su anda havada mi yürüyorsun? Adamin gerçekten de çimlere bastigini farkedip utanarak çikisi ve bizim kahkalarimiz uzunca bir süre rahatsiz edilmemize neden oldu. Son gelen görevlilere de dilerse rektörü çagirabilecegini (tabii izleyici olarak) çünkü burada turnuva düzenleyecegimizi söylememiz tartismalara son noktayi koymustu. 1996 Bahar senliginde Fraksiyonlar Arasi Futbol Turnuvasini düzenlerken bir gelenegi de baslatmanin hakli gururunu yasiyor gibiydik.
1996 FAFTU
Katilim bekledigimizden de fazla oldu. Bir iki malum görüs disinda hemen hemen her görüsten takim vardi. Turnuvayi Amelo (biz) ve Yildizyumruk Spor organize etmisti. Maçlara ne yazik ki hakemler koyduk ve elenen takimdan oyuncu almayi serbest biraktik. Finali Yildizyumruk ve Sol Blok oynadi, maç 8-5 Yildizyumruk'un üstünlügüyle biterken gollerden 5'i iki takimin da birer tane almis oldugu iki Amelo oyuncusundan geldi (finalde oynanyan takimlarin oyuncularindan biri giriste göz altina alindigindan okula girememisti). Anarsitler olarak solcularin takimlarinda oynamak bizleri asla rahatsiz etmedi; çünkü devrimci dayanismaya inanan insanlardik.
1997 Tupac Amaru Futbol Turnuvasi
Bir sonraki yil turnuvayi Amelo düzenlemisti, o yil Peru'daki Japon Elçiliginin Tupac Amaru gerillalarinca isgal edilmesi gündemdeydi. Kontragerillanin yaptigi baskinda Tupac Amaru gerillalarini öldürürken gerillalarin futbol oynadigi ve o yüzden gafil avlandiklari ortaya çikmisti. Bu trajedinin anisina bütün maçlardan önce devrimciler hep birlikte: "Tupac Amaru: Presente-Tupac Amaru: Burada!" diye topluca haykiriyordu. O yil katilim daha fazlaydi ve taraftarlar takimlarini desteklemek için yerlerini aliyor ve takimlari gol atinca bagli oldugu fraksyonun ünlü sloganlarini atiyordu (Örnegin: Sol Blok: Yasasin Devrim ve Sosyalizm! derken, Yildizyumruk: Tek yol devrim!, Amelo: Amelo! Unido! Jamas sera Vencido! vs.)
Bu turnuva tüm zamanlarin belki de en güzel turnuvasiydi, hakemlerin görev almasina karsin (genelde Amelodan ve Yildizyumruktan) çogu maç neredeyse hakemsiz gibi oynanmis, maçlar tam bir centilmenlik havasinda geçmis, birbirinden hoslanmayan fraksiyonlarin insanlari bile dostça ve mertçe mücadeleler sergilemislerdir. Hatta Karapanterler-Solblok üçlü final maçinda oyuncular maçi Amelo'larin yönetmesini istemis ama saibe olabilir diyerek, tüm israrlara karsin, Amelo bunu reddetmistir. Çünkü ilk iki turu rahat geçen Amelo üçlü finalde Solbloka 4-2 yenilmisti; ama Karapanterleri 6-1 yenince, dügüm maçi olan Solblok-Karapanterler maçi sampiyonu belirleyecekti. Maç Karapanterler'in lehine 8-5 sonuçlaninca Amelo o yilin sampiyonu oluyordu, gol krali da yine 17 golle Amelodan bir oyuncusuydu. Ayrica maçlardaki seyirci potansiyelinin fazla olusu oynanan futbolun kalitesini ve aslinda futbol sadece futbol için olsa ne kadar zevk verecegini de göstermistir.
1998 Terbiyesizlik
Bir sonraki yilin turnuvasini Baraka çevresi diye tabir edilen grup yapmak istemis ama büyük bir hirsla, tam bir yildir buna hazirlanmis olan S. iktidar Partisi'nin (simdiki TKP) muhalefeti sonucu turnuva düzenleyiciligini tiksinti içinde onlara birakmislardir. S. iktidar Partisi ise her seyi hazirlamis olarak finale çikmayi bastan garantilemisti (turnuvaya önceki finalistlerden ne Amelo, ne Karapanterler, ne Solblok, ne de Yildizyumruk alinmamisti). Finalde ÇBS (bir önceki yil Amelo'dan 7 gol yiyerek elenen takim, skor 7-1di, ki bunu övünmek için degil iktidar partisinin maskesini iyice düsürmek için söylüyoruz) ile karsilasan iktidar Partisi yogun bir iktidar muhalifi bir seyirci kitlesiyle karsilasmis ve maçi da kaybetmekten kurtulamamistir (o dönemin en özgün sloganlari dillerdeydi: "iktidar sizin Kupa bizim!", Size Ancak iktidar Yakisir!). kendi elleriyle hazirladiklari güzelim(?) orak-çekiçli kupayi da kendi elleriyle teslim edince neredeyse aglama noktasina varmislardi.
Soldan Tam Anlamiyla Kopus
Bu ve bir iki yanlis davranis yeni sol kusakla is yapamayacagimizi bize ögretti ve (sol) politikaya duydugumuz nefret pekisti. Çünkü gayet saf bir sekilde devrimci dayanismayi artirmak, dostluk köprüleri kurmak için yapmaya çalistigimiz turnuva, kazanma hirsi ve propaganda aracina dönüsüyordu. En son istedigimiz seydi bu. Az daha çikis noktamizi unutuyorduk: Baraka önü sahamiza sahip çikmak! Özellikle 1997 Turnuvasi olurken bir kaç kez rektör gelip incelemelerde bulunmus ama engellemeye çalismamisti. Hatta maçlarimizi izlerken saniriz duygulanarak eski devrimcilik günleri aklina gelmis olacak 2000li yillarda görevi birakana kadar her sene sahamizi çimlendirdi. Biz de terbiyesizlik yapip çimler büyürken asla futbol oynamadik, bilakis suladik, çimlere baktik daha güzel futbol oynamak için. Yani baraka önü futbol sahasi devrimci bir mücadelenin ürünüdür ve buna sahip çikanlar Anarsistler olacaktir.
Bölüm II
Bilinçsiz Anarsist Futbol Ligi
II-a) Organizasyon Olayi
Gerçekten de bir kaç yildir çimlendirme yapilmamis, saha bakimsiz kalmisti. Tabii gelen gideni aratir lafini dogrularcasina yeni rektör sahaya abuk subuk çukurlar açtirmis ve yeni fidanlar diktirmeye çalisilmisti. Ama açilan çukurlar Amelo tarafindan çuvallar dolusu toprak tasinarak kapatildi ve Lige hazir hale getirildi. Sahada çim azalmisti ama önemli olan gelenege sahip çikmakti. Hemen hazirlik maçlari yapilmaya ve turnuvayla ilgili ilanlar ODTÜnün dört bir kösesine asilmaya baslandi. Turnuva Çarsamba günü baslayacakti. Basvurular ise en son Sali günü yapilacak, keza kuralar da Sali ögleden sonra (?) çekilecek, böylelikle fikstür belli olacakti.
[img:ecdc459b8e]http://img395.imageshack.us/img395/5300/futbol2hw7.jpg[/img:ecdc459b8e]
Ancak turnuva adina yarasir bir bilinçsizlikle sözkonusu panoya takim adlarinin yazilmasinin yanisira oynayan elemanlarin da adlarinin bir bir yazilmasiyla herkesi kahkahaya boguyordu. Bu, biraz da geçmisle aramizdaki korkunç uçurumun da bir göstergesiydi; çünkü yillar önceki turnuvalarda katilimcilarin adi Amelo arafindan titizlikle korunuyordu ve daha sonra yakilarak imha ediliyordu, aksi takdirde isimlerin jandarma ve bittabi rektörlügün eline geçme olasiligi vardi ve böyle bir ihmalkarligi
kimse kabul edemezdi. Oysa günümüzde, kitle isimlerini bu tür korkulardan uzak rahat rahat yazabiliyordu ve yazmisti da. Yasli Ameleler olarak nerden nereye? demekten alamamistik kendimizi. Derken yavas yavas takim isimleri yazildi. Basvurunun son gününe gelindiginde takim sayisi hala bildirilenin altindaydi. Telefonlar edildi, firçalar çekildi ve takim sayisi sekize getirildi. Böylelikle dörtlü iki grup lig usulunden oynayabilecek kivama geldi. Aksi takdirde yedi takimli bir lig ne gruba ayrilabilir ne de lig usulü oynayabilirdi. Tam bir kaos. içinden çikilmaz bir durum! Neyse ki sorunlar halledilmis görünüyordu, en azindan o gün öyle atlatildi.
[img:ecdc459b8e]http://img107.imageshack.us/img107/2931/futbol3vr4.jpg[/img:ecdc459b8e]
(Sakatlanan oyuncunun saglik ekibi tarfindan sedyeye yüklenmesi)
II.b) Bilinçsizlik
Çarsamba günü ODTÜde bilmemkaçinci bahar senliginin ilk günüydü. Keza kitle gala hesabina alkole abanmis, basta düzenleyenler olmak üzere eglencenin dozunu kaçirmislardi. Bu surette gerçekten sorumluluk sahibi bir iki takim belirtilen saatte orada olmus ama rakip takim olmadigi için maçlar oynanamamisti (sonradan bu takimlarin rakip takimlar maça gelemesin diye sözkonusu takimlara külli miktarda alkol yardimi yaptigi ortaya çikmisti, demek ki lig o kadar da bilinçsiz ve o kadar da dürüst degilmis:) Ancak gecenin ilerleyen saatlerinde ayilan futbolcular yaptiklari hatalari anlamis ve futbolun herseyden önce geldiginin idrakina varmisti. Bu surette topluca, bir sonraki gün 15:30dan itibaren maçlarin baslamisina karar verildi: Herkes orada olacakti!
Keza ertesi gün 12:30dan itibaren Baraka insani yavas yavas ortama gelmis ve ilgilerini belirtmislerdi. Bu gün önemli bir gündü, çünkü lig baslayacakti!
II.c) Maçlarrrrr Basliyorrrrr
Açilis maçi, sonrakiler, sahaya Savasa Hayir! diyen protestocularin girisleri, onlarin saha disina çikartilmalari, korner atislarinda yasanan gerginlikler, sahaya atilan siseler, koltuklar, sakatlanan oyunculara aninda müdahale (tabi tip ekibinin kafasinin çatidan düsen süpürge ile yarilmasi ayri bir konu), seyircilerin bazi oyunculara yogun protestosu, bilinçsizlik, seyircilerin hiçbir takimi desteklememeleri, iyi futbol, kadin futbolculara takimlarin gol attirma istegi (ve bunda en azindan bir kere basarili olunmasi), ancak hemen her takimda en az bir kadinin olmasina karsin (ve en fazla), kadinlar takiminin olmayisina karsi hissedilen eksiklik duygusunun yasanmasi....
ilk gün gerçekten bomba bir gündü. Özellikle yillardir sahamizin çimlenmemesine karsin yine rektörlügün bilinçsizce yolladigi tribün koltuklari çok makbule geçti (bilinçsizlik heryerde, hatta rektörlükte de).
[img:ecdc459b8e]http://img395.imageshack.us/img395/241/futbol4zu2.jpg[/img:ecdc459b8e]
(Bilinçsiz taraftar toplulugu)
II.d) Hersey Kazanmak Degil
Bizler, Baraka çevresi insanlari, kapitalizmin kazanma üzerine kurulu futbolundan nefret ediyoruz. Özellikle Almanyanin rakibi bezdiren ancak hiçbir atraksiyonu olmayan, rakibi baski altina alip hataya zorlayan futbolundan (ki bu Nazi iskencelerini animsatir bizlere), Kuzey Ülkerinin güce dayali ama teknigi olmayan (tek atak tek gol-aman gol yemeyeyim) -bunun mucidi ne yazik ki o kadar teknige karsin, bizim gibi Akdenizli italyanlarin Katanaçyosudur- futbolundan ve elbette ki fasist Fatih Terimin Ne yap yap maçi kazan taktiginin getirdigi, kazanmak için futbol oyununa karsi oldugumuzu bir kez daha belirtiyoruz. Bizim için futbol skora dayali bir oyun degildir. Çogumuz sahadaki mücadeleden haz aliriz. Bu yalnizca oynadigimiz futbol için degil ayni zamanda izledigimiz futbol için de geçerlidir. Oynarken aramizda skoru tutan çok az kisi vardir onlar da muhtemelen yanlis sayar (kendi lehine veya aleyhine, sorun degil). Ama kimse onlari yaptigi hata için suçlamaz. Çünkü sayan yoktur hisseden vardir ve hisseden de sayan da hata yaptiginin bilincindedir. Zaten kazanmak da gereksizdir. Eger çok zevkli bir maç bitmisse herkes birbirine sarilir, kutlar, kimse kimseye kazanma muhabbeti açmaz. Herkes evine güzel bir maç yapmanin rahatligiyla gider, kazanmanin verdigi anlamsiz sevinçle degil (gidenler utansin). Çok siki bir futbol etigimiz vardir, bilmeyen biri bizle oynarken rakip oyuncuyu sasirtmak için burdayim, pas at filan derse ve oyuncu sasirip da pas atarsa herkes oyunu birakir, çünkü sahtekarlikla atilan gol, hiçbir zaman gerçek gol degildir Bos kaleye giren bir topa birisi yanlislikla biri degse bile eliyle gerçekten golü atani isaret eder. Rakibe kazara tekme atmissa onu kaldirir, maçi barakir. Eger elemani sakatlamissa o da onunla disari çikar. sahsi oynamaz. Olur olmaz yerde elle atlamaz. Ve kadin erkek ayirmaz (kadinlara daha nazik girmek futbola ve kadinlara hakarettir).
[img:ecdc459b8e]http://img511.imageshack.us/img511/3179/futbol5mm4.jpg[/img:ecdc459b8e]
(Sahaya giren savas karsiti protestocu ve onu yakalamaya çalisan görevli)
II.e) Lig Olayi
Lig elbette ki yarida kaldi. Katilim genelde istekli insanlarin gelmesine karsin sicakligin fazla olusu ve bünyelerdeki alkol oraninin fazlaligi isteksizligi artirdi. Bu aslinda hedeflenen olaydi. Kimsenin kazanmak için oynamadiginin bir göstergesiydi. iki maç üstüste ayni kadroyla maça çikan takim yoktu. Bütün takimlar karismisti, forma aski, takim aski diye bir sey söz konusu degildi ve bu tipik Baraka önü futbolunun bir özelligidir. En az dört oyuncu biraraya geldiginde maç yapilir ve oyuna girmek isteyen elemanlara genelde hayir denmez. Böylece oyuncu sayilarinin absürd rakamlara ulastigi günlerin sayisi hiç de az degildir. Ancak en absürd oyuncu sayilarinda bile oldukça zevkli maçlarin oldugu süphesizidir.
Baraka önü Amelo futbolu uzun yillardir sürdürülen mücadelenin ürünü olarak daha pek çok kusaga çok güzel anilar yasatacak, ögrenmek isteyenlere bir çesit Anarsist futbol okulu olacak ve kitlenin gelisimini saglayacaktir. Amaç kazanmak degil mücadeleyi paylasmaktir.
Emegi geçen herkes tesekkürü hak etmistir ve lig asla bitmeyen bir sürecin sembolik bir parçasi olarak tarihteki yerini alirken, baraka önü futbolu sonsuza dek sürecektir, sürmelidir de.
Bizim için hakedilmeden, kötü oynanarak kazanilmis maç utançtir, haz vermez.
[img:ecdc459b8e]http://img395.imageshack.us/img395/8497/futbol6ny7.jpg[/img:ecdc459b8e]
Bir Bahar senligi Duyurusu
BiLiNÇSiZ ANARsiST FUTBOL LiGi
BAHAR sENLigi SÜRESiNCE BARAKA ÖNÜ 15:30DAN SONRA
• TAKIMLAR 4 VEYA 5 Kisi OLACAKTIR (KADIN-ERKEK KARIsIK OLSA DAHA iYi OLUR)
• MAHALLE FUTBOL KURALLARI GEÇERLiDiR
• MAÇLARDA HAKEM OLMAYACAKTIR
• GALiBiYETE PiRiM VEREN 3 PUAN SiSTEMi YERiNE 2 PUAN SiSTEMi UYGULANACAKTIR (BERABERLigE PiRiM-DOSTLUK KAZANSIN)
• sAMPiYON OLANA KUPA MUPA VERiLMEYECEK
• MAÇTAN SONRA FORMA DEgisTiRiLiP sARAP iÇELECEK
Ne galibiyet ne skor
Sadece futbol!
Amelo, Unido, Jamas Sera Vencido!
kaynak: [url]http://www.izinsizgosteri.net/odtu%20tarihce/anarkom_futbol_29.html
|
|