Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2009-04-20 23:53:07
Mesaj konusu: Avrupa Birligine Degil Gençlerbirligine …
|
|
|
Uzaklardan …
Geçtigimiz günlerde, hiç bitmeyecek gibi gelen soguk, kasvetli kis günlerinin ardindan, günesin hafiften içimizi isitmaya basladigi zamanlarda.
Nisan 2009, Ankara...
Sandiklarin çalindigi, oylarin yakildigi, veritabanlarinin çöktügü, toz duman Belediye Baskanligi seçimlerinden az sonra. Ne yazik ki bes sene daha Gökçek zulmüne mahkum edilmis, istanbul kökenli hirsli siyasilerin hoyrat ellerinde giderek yalnizliga itilmis, giderek unutulmus bitap sehrim. Bahari bir baska sevdali, sonbahari bir baska hüzünlü, kimilerine göre tasra, kimilerine göre bozkir, ama benim için hep sevilesi. Bir zamanlar genç ve güzelken, zaman içinde yaslanmis, yorgun düsmüs yasli bir kadin misali eski günlerini özleyen, gençligine agit yakan yüregimin Baskenti. Ankara. Kürkçü dükkanim, hüzünlü sehrim. Bir uçak penceresinden bakarken hep geride biraktigim, hep özledigim. Kendimi bildigimden beri aklimda yer etmis, hep siyah beyaz eski bir fotograf.
Ankara, sairin tanimiyla ‘iyi kalpli üvey ana’...
Ankara, tüm Avrupa’da, Baskentinden Birinci liginde sampiyon çikartamamis tek sehir...
***
iki gün üst üste, Ankara 19 Mayis stadinin günümüzde eskisi gibi dolmayan tribünlerinde buldum kendimi. O eski, vefakar futbol mabedinde. Önce küme düsmesine kesin gözüyle bakilan Hacettepe maçinda, pek vasat Trabzonspor karsisinda. Bir sonraki gün, Türk futbolunun en egitimli, en centilmen taraftar gurubu Alkaralarin yaninda. Kisa bir süre önce, teknik direktörleri Samet Aybaba'nin, futbolcusu El Saka konusunda gösterdigi irkçi tutuma, ‘Beni bir Arap’a tercih ettiler’ cümlesine, tek sesle, tavizsiz ve çok sert tepki vererek, bir kez daha Türk futbolunda akli basinda insanlarin hala var oldugunu haykiran güzel insanlar arasinda.
Maraton tribününde Tanil Bora, Necdet Özkazanci, Ali Ekber Düzgün, Bülent Atlas ve digerleri. Sagimda oturan formali taraftarin kucaginda küçük kiz çocugu, üzerinde kirmizi siyah formasi, henüz dört, bes yaslarinda. Gençlerbirligi sahaya çikarken, o da babasiyla birlikte alkisliyor takimini. Çocuklar ve kadinlarla renkleniyor tribünler, takimi tasiyan otobüsünün arkasinda ki ‘Okul Tasiti’ yazisi Gençlerbirligini pek güzel anlatiyor. Küfüre kesinlikle karsidirlar, yeri geldiginde Türk futbolunun duayen baskanlarindan ilhan Cavcav’i ‘’Padisah Cavcav’, yeri geldiginde yan hakemin yanlis kalkan bayragini ‘Yanci olmuyor’, tezahürati ile karsilarlar. Geçtigimiz yazin susuz geçen günlerinde, ‘Gökçek bizi hamama götür’ tezahüratina rakip takim taraftarlari da eslik etmistir.
Çogu yasiti gibi, zamanin hayli gerisinde kalmis Sayin Cavcav ile Gençlerbirligi taraftarinin yorgun iliskisini, ölümünden 18 sene sonra, adini Çagan Irmak’in o güzel filmiyle yeniden duyuran Ayla Dikmen sarkisi belki de en güzel anlatan,
Sevilirken bilmedin mi
ben söylerken gülmedin mi
falimizda hasret var
ayrilik var, demedim mi?
Anlamazdin anlamazdin
kadere de inanmazdin...
***
Velhasil, o güzel ilkbahar günü, dostlarin arasinda Türk futbolunun en köklü kulüplerinden birinin 85. dogum gününü kutladim. Bu yazi, geç kalinmis bir dogum günü tebrigi, uzaklardan, güzel Ankara’min Alkaralarina.
Gençlerbirligi;
Kurulus tarihi 14 Mart 1923. Ankara Erkek Lisesi (Sultani Mektebi)’nin okul takimina giremeyen ögrencileri tarafindan (Ramiz Eren, Mennan iz, Mazhar Atacanli, Sait, Kenan, Nuri, Namik Katoglu, Namik Ambarcioglu, Ridvan Kirmaci, Hafi Araç, Ruhi, Sari Ziya, Hakki) kuruldu. Sari Ziya’nin babasi Faik bey kulübün ilk baskani.
Benim onlarla ilk tanismam çok küçük yaslarda, futbola sevdalandigim zamanlarda. 60’li yillarin ortalarinda. Babamin elimden tutup, Ankara 19 Mayis stadinda maçlarina götürdügü güzel insanlarin takimi Gençlerbirligi. Sevgili babam bir baska severdi Gençler maçlarini, aslinda tüm Ankara takimlarini. Keske o güzel günlere dönmek mümkün olsaydi, çerçeveler eskisi gibi bos kalsaydi. O zamanlar Ankara futbolseveri ayrim gözetmeden tüm takimlarina sevdali, o eski stat her maçta karnaval havasinda. simdinin pespayeligini, bölünmüslügünü, rant kavgalarini, istanbul sevdalisi yöneticilerini, kendi sehrine sirtini dönen taraftarlarini gördükçe, biraz daha artiyor geçmise özlem, mazi eskiyi bilenlerin içini biraz daha acitiyor.
Endüstriyel futbolun acimasizliginda, geçmiste esmis kükremis, artik yerlerinde yeller esen nice takimlarin maçlarina sahit olmus eski staddan ayrilirken, kazanilmis maç sonunda nicedir gülmeyen yüzleri gülüyor Alkaralarin. Küçük kiz çocugu, babasiyla birlikte tribüne taraftarina gelen takimini alkisliyor.
Iyi ki dogdun Gençlerbirligi, iyi ki varsin…
Ziya Adnan
|
|