Alkaralar

irfanakalp · Site Admin Kayıt: Jul 28, 2005

BAsKAN SEÇME OYUNU BAsLIYOR Bilindigi gibi ilhan Cavcav, 30 yildir Gençlerbirligi kulübü baskanligini yürütmekte bir baska deyimle 30 yildir baskanlik koltugunda oturmaktadir. Bundan üç yil önce 14 Mayis 2006 tarihinde yapilan son yönetim kurulu ve baskanlik seçiminde zamanin yönetimi ve baskanina karsi etkili bir muhalefet olusmus ve ilk defa olarak 30 yil sonra kiyasiya çekismeli geçecek bir seçimle kulüp baskaninin degisecegi umudu belirmisti. Ancak koltugun ve iktidarin kaybedilecegi ve muhalefetin yönetime gelecegini anlayan mevcut yönetim, bilindigi gibi bir hafta içerisinde 1200 yeni yandas üyeler kaydederek ve seçim günü otobüsler ile Genel Kurul salonuna tasiyarak seçim sonuçlarinin normal-dogal seyrini degistirmis ve kendi lehine bir seçim sonucunun çikmasini saglamisti. Yine o genel kurulda her iki yilda bir yapilan seçim, muhalefetin karsi çikmasina ragmen ‘üç yilda bir yapilmasi’ seklinde degistirilmisti. O tarihe kadar bu denli etkili bir muhalefeti hiç beklemeyen ve ucuz atlatan yönetim bir daha böyle bir ‘kötü durum’ ile karsilasmamak için yeni yeni tedbirler ve önlemlerle bir sonraki seçimi kazasiz belasiz atlatmak için birer-birer yeni önlemler almaya basladi. Zira 1200 yeni üye kaydindaki acemilik onlari yargiya tasimis mahkeme yillarca sürmüs basin ve kamuoyu’nun dikkatinden kaçmamisti. iste o tarihlerde hiç gelmeyecek sanilan yeni bir seçim tekrar geldi çatti. Ancak bu üç yilda yönetim ve baskan bos durmayarak bazi ‘ilk’ lere imza attilar. Süper ligdeki Sivasspor, Kayserispor, Eskisehirspor gibi bazi kulüpler sportif alanda ilklere imza atarlarken Gençlerbirligi baskan ve yönetimi ise muhalefetten ve muhalif seslerden kurtulmak için bazi etkili önlemleri sessizce yürürlüge koydular. Amaç 2009 seçimlerini olabildigince sessiz bir sekilde geçistirmekti. Öncelikli olarak 2006 muhalefetinin etkin isimlerinden ve Gençlerbirligi’nden baska takim tutmayanlardan, bir baska deyimle yilanin basi olarak gördükleri 6–7 üyeyi kulüp üyeliginden ihraç etmekle ise basladilar. Bilmeyenler için söylemek gerekirse bir kulüp üyesi için ‘ihraç’ demek bir TC vatandasinin vatandasliktan çikarilmasi ile esdegerdedir. Bir taraftarin ömür boyu gençlerbirligi maçlarini seyretmesini birakin stadin yanina bile yaklasamamasi demektir. ikinci olarak ise Gençlerbirligi tarihinde ve geleneginde hiç olmayan bir uygulama ile aidatini geciktirenleri sorgusuz sualsiz apar-topar üyelikten ihraç ettiler. Üçüncü olarak yine gelenekleri hiçe sayarak, Genel Kurul’un yerini tarihini bildiren davetiye yi adreslere yollamayip küçük bir yerel gazetede küçük bir ilan vererek katilimin mümkün oldugu kadar düsük tutulmasini saglamaya çalistilar. su anda seçime 11 gün kaldigi halde böyle bir davetiye gönderilmemistir. Dördüncü olarak 10 Mayis 2009 tarihinde yapilacak olan bu Genel Kurul’u kulübün resmi internet sitesinde bile yayinlama geregi duymadilar. (Bu yazi yayinlanincaya kadar henüz defalarca bakmama ragmen bu ilan yoktu.) Besinci olarak uzun süre önce Gençlerbirligi üyelerine gönderilen dergiyi yayindan kaldirdilar. Bütün bunlar yetmezmis gibi son yillardaki teknik direktör, oyuncu, yönetim, transfer, kulüp yönetimi, Hacettepe faciasi gibi birçok basarisizligin sebebini aradan üç yil geçmesine ragmen muhalefete yüklediler. isin ilginç tarafida akilalmaz bir duyarsizlikla seçime 11 gün kalmasina ragmen henüz baskan adaylarinin kim oldugunu hiç kimsenin bilmemesidir. Büyük bir ihtimalle ebedi baskanimiz tekrar aday olacak gibi görülüyor. Bizler, dördüncü dönem baskanliga aday olurken bile neden tekrar aday oldugunu kendi mantigi ile açiklayan bir Büyüksehir Belediye baskani gördük. Dördüncü degil yirmidördüncü kez baskanliga aday olan bir kulüp baskaninin neden aday oldugunu ögrenemeyecek kadar ‘kul’ muyuz? Sesimi duyan varmi?

ercumenttuncalp · Site Admin Kayıt: Oct 05, 2004

Gerçek Gençlerbirligi taraftari olan kongre üyelerini silen ve seçimi yine malum 1200 kisiyle kazanmayi düsünen Galatasarayli ilhan Cavcav'i simdiden kutlayabiliriz ! Ancak unutulmamalidirki; ister dernek, ister siyasi parti, isterse spor kulübü olsun, naylon delege ile gelen baskan, saglikli bünyeden çikmadigi için 'fason baskan' sifatinada sahip olur. Ellidokuz yasindayim ve oniki yasindan beri Gençlerbirligi taraftariyim. Dogustan Gençlerbirligi taraftari olan veya 20 yillik sirketine GB adini veren yillanmis taraftarlarda kongreye giremeyecek. Sayin ilhan Cavcav; trübünleri bosaltan baskan olarak zaten tarihe geçmisti. simdide Gençlerbirligi'nin yillanmis gerçek delegelerini dislayan baskan olarak tarihe geçecektir. Küsmek yok arkadaslar. Kulübümüze niye küselimki ! Sayin ilhan Cavcavda geçicidir. Rahmetli Avni Bulduk büyügümüzün kendisini kulübe getirdigi gün Gençlerbirligi üyesi veya sempatizani degildi. Ayrildigi günde olmayacak. Bu bakimdan bir tek konuda pismanlik duyuyorum: Yönetim Kurulu Üyesi oldugum dönemde bahçemize yerlestirdigimiz Sayin Cavcav heykelinin, tekerlekli yaptirilmasini teklif etmedigime pismanim.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

[size=18:63270d1b98]Baskan seçme oyunu basladigi gibi bitti.[/size:63270d1b98] Kendin çal kendin oyna isimli 5 perdelik komediyi 3 yil önce sahneye koyanlar 10 Mayis pazar günü oynanan 2 nci perdede performanslarinin zirvesine çiktilar. Oyunun kalan 3 perdelik bölümünde neler olacak neler. Tarihe kisa bir not düselim, ilerde hafizalarimizi yoklarkene lazim olur.

mustafa_ates · Site Admin Kayıt: Apr 22, 2003

"ozan_guler"][size=18:14208af446]Baskan seçme oyunu basladigi gibi bitti.[/size:14208af446] Kendin çal kendin oyna isimli 5 perdelik komediyi 3 yil önce sahneye koyanlar 10 Mayis pazar günü oynanan 2 nci perdede performanslarinin zirvesine çiktilar. Oyunun kalan 3 perdelik bölümünde neler olacak neler. Tarihe kisa bir not düselim, ilerde hafizalarimizi yoklarkene lazim olur. Tabi burda Ozan abinin ''kendin çal kendin oyna'' olarak tarif ettigi çalgi aleti Davul ve tokmagi oluyor.. Yanlis anlasilmasin, bazen sn. Cavcav'in bile benzetme yaparken çalgi aletlerini karistirdigi oluyor da...

aksitozkural · Site Admin Kayıt: Aug 27, 2002

Ne yazikki katilamadim ( cok uzaklardayim ). Yeni yonetim kurulu bellimi? Genel kurul nasil oldu? Gidenler bir anlatirsa mutlu olacagim.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

Gençlerbirligi olagan Genel Kurulu 10 Mayis Pazar günü mü yapilacak :?: Nerede :?:

HamdiNERKIZ · Site Admin Kayıt: Aug 05, 2002

uzun bir aradan sonra selam arkadaslar gençlerbirligi genel kurulu 10.05.2009 pazar günü karayollalari genel müdürlügü toplanti salonun da saat 9.00 da yapilacak. sevgili Ozan GÜLER in merakini giderdim sanirim. yanliz baska kimselere söylemeyin çünkü devlet sirri. bu bilgileri GENÇLERBiRLigi'nin resmi sitesinde bile bulamazsiniz.

fatih_dagci · Site Admin Kayıt: May 02, 2006

Tesekkürler Sn Nergiz sonunda ögrendik eskiden elimize çagri mektubu yollardi klubümüzün degerli yöneticileri demekki kongreye kimse gelmesin isterler.Gündemide bir ögrenebilsek derim

abreg_celem · Site Admin Kayıt: Jan 03, 2005

iki gündür defalarca su basliga göndermek üzere bir sey yazmaya basladim ve bir süre sonra kendimi kaybettigimi farkedip yazdiklarimi sildim. En iyisi kisa bir paragraf kurmak. Yoksa kendi kendime sansür uygulamam gerekecek. Bu kulübe yillarini vermis insanlari üyelikten çikarip gizli gizli kongre toplayacak kadar gözünü hirs bürümüs, kendinden geçmis bu zavalli insan toplulugunun biraz sakin olmasini ve bu nankör kampanyaya bir an önce son vermesini diliyorum... Çok iktidar kavgasi gördük, ama böyle hileler ancak zavalli, aciz, korkak insanlarin elinden çikar. a|c

mehmet_galip · Site Admin Kayıt: Aug 05, 2002

bu sefer kim baskan olacak acaba :roll: :roll: :?: :wink:

fatih_salman · Site Admin Kayıt: Jul 14, 2006

"mehmet_galip"]bu sefer kim baskan olacak acaba :roll: :roll: :?: :wink: Hamdullah abi baskan Gençlerbirligim sampiyon. Kamuoyu baskisina ragmen kendisi aday olmak istemiyor. Nedeni de delikanliligin kitabini yazabilecek durumda bir kisi kendisi. Malum rakip baskan olabilmek için o kadar anti-delikanlica davraniyor ki bu platformda kendisi olmak istemiyor. Hakli mi? Ne yazik ki çok hakli.

serkan_gungordu · Site Admin Kayıt: Aug 08, 2002

Hadi Cavcav baskan olacak anladik bundan kaçis yok da, bari yönetimini dogru düzgün Gençlerbirliklilerden kursun... Onu bile yapmiyor... Atilla Aytek'in gidisi ve Cem Onuk'un gelisinden beri bu takim gün yüzü görmedi.

fatih_dagci · Site Admin Kayıt: May 02, 2006

Pazar sabah karayollarindayiz saat 9:00 lütfen herkes kongreye gelsin

HamdiNERKIZ · Site Admin Kayıt: Aug 05, 2002

PAZAR GÜNÜ GENÇLERBiRLigi GENEL KURULU iÇiN SAAT 9.00 DA KARAYOLLARI GENEL MD.LÜgÜ TOPLANTI SALONUNDA OLMALIYIZ OYLARIMIZLA GERÇEK GENÇLERBiRLiKLiLERiN KEYFi OLARAK iHRAÇ EDiLMELERiNE HAYIR DEMEK iÇiN GENÇLERBiRLigiNiN TARiHiNi YAZANLARIN GENÇLERBiRLigiNDEN iHRAÇ EDiLMELERiNE HAYIR DEMEK iÇiN GENÇLERBiRLigiNiN ASIL SAHiPLERiNiN GENÇLERBiRLigiNi YÜREKTEN VE KARsILIKSIZ SEVENLER OLDUgUNU GÖSTERMEK iÇiN DÜsÜNCEN VE OYUN NE OLURSA OLSUN GENÇLERBiRLigiNiN GELECEgiNE GERÇEK GENÇLERBiRLiKLiLER YÖN VERSiN ÜÇ YILDA BiR GÜN GELEN BU HAKKIN iÇiN HER TÜRLÜ MAZERETiNi BiR YANA KOY GENÇLERBiRLigi SEVGiNi DigER YANA O HALDE HAYDi GENEL KURULA

ercumenttuncalp · Site Admin Kayıt: Oct 05, 2004

Hatasini biliyor ! Onun için kongreyi gizliyor. Önceleri mektupla davet ederken, simdi gerçek GENÇLERLi'yi siliyor. Ama unuttugu bir sey var : GENÇLERLi'nin gönlünde kalici olamayacagini bilmiyor...

silinmis_kullanici · Site Admin Kayıt: Aug 01, 2002

Naziler önce komünistleri topladilar. Ben komünist degildim, ses çikarmadim. Sonra sendikacilari götürdüler. Ben sendikaci da degildim, sesimi çikarmadim. Daha sonra Yahudilere sira geldi. Ben Yahudi de degildim, sustum. Bir gün beni almaya geldiklerinde, artik sesini çikaracak kimse kalmamisti..” -Martin Niemoeller-

HamdiNERKIZ · Site Admin Kayıt: Aug 05, 2002

CAN DOST KONGREYE GiDENLER SALONA GiREMEDiLER 60 LiRA 2009 YILI AiDATLARINI 30 NiSANA KADAR ÖDEMEYENLER HAZiRUN CETVELiNDE ADLARINI BULAMADILAR. 60 LiRALARI ÖDENiP SALONA GiRENLER-SOKAKTA KARsILAsSALAR TANIYAMAYACAKLARI ,GENÇLERBiRLigiNiN ÇINARLARI Zeki ÜNALDI'yi, Yasar DURAK'i, Muzaffer ÖZBAYRAK'i ve Atilla AYTEK'i iHRAÇ ETTiLER. AH sU OKULLAR OLMASA MAARiFi NE GÜZEL iDARE EDERDiM ZiHNiYETiYLE MUHALEFETSiZ GENEL KURUL NE YAZIKKi YiNE FASON ÜYELERCE GERÇEKLEsTiRiLDi KONGREYE KATILAN GERÇEK GENÇLERBiRLiKLiLER iÇLERiNE SiNMEYEN BiR KONGRE YAsADIKLARINI SÖYLERKEN, BiZLERi GENÇLERBiRLiKLi YAPAN DEgERLERiN HIZLA YOKEDiLDigi GÖRÜsÜNDE BiRLEsiYORLARDI. GENEL KURULDA KiMLERiN NASIL KAÇ OYLA SEÇiLDigi DEgiLDi ÖNEMLi OLAN. GENÇLERBiRLigi'NiN NEREYE GÖTÜRÜLDÜgÜDÜR. ZAMAN GÖSTERECEK NELER OLACAgINI, DiLERiM BEN YANILIRIM AMA SAYIN CAVCAV KENDiSiNDEN SONRAKi GENÇLERBiRLigi iÇiN DIsARIDA BIRAKTIKLARINDAN DEgiL ASIL YANINDA GÖRÜNENLERDEN KORKMALI.

irfanakalp · Site Admin Kayıt: Jul 28, 2005

Sevgili arkadaslar, Dünkü genel kurulun sokunu hala üzerimden atamadigim için bu konu ile ilgili görüs, düsünce ve gözlemlerimi daha yeni- yeni yazabilecek hale geldim. Dünkü Genel Kurul’un yapildigi salon önündeki yasananlar bir kez daha göstermistir ki, artik Gençler birligi’nin yokus asagiya frenleri patlamis sekilde yuvarlanmasinin önünde hiç kimse duramayacaktir ve Gençler birliginden baska takim tutmayanlarin tamaminin üyelikleri sessiz sedasiz sona erdirilmis ve operasyon basariyla tamamlanmistir. SAAT SAAT GENEL KURUL KAPISINDA YAsANANLAR: Sabah saat 09.05 de salonun kapisina geldim. Amacim kongrede söz alarak kulüp üyeliginden atilmasi 2 yil önce kararlastirilan ve bugün üyeler tarafindan oylanmasi gereken ben ve birkaç kisinin savunmasini yapmak adina söz alip konusmakti. Ancak ortalikta çok garip ve ürkütücü bir sessizlik vardi. Ben salona yaklasirken kapidan içeri alinmayarak geri çevrilen 35 yillik tribün emekçisi Hamdi Nerkiz ve üyelikten ihraci gündemde olan Bülent Atlas ile karsilastim. içeri alinmadiklarini sebebininde 2009 yili aidatini yatirmamis olduklarini söylediler. Bana da yatirip yatirmadigimi sordular. Bende yatirdigimi makbuzun cebimde oldugunu söyledim. Onlar Bülent Atlas’in itiraz dilekçesini almak için eve kadar gidip geleceklerini söylediler. Salona dogru yaklasip kapiya geldigimde ürkütücü bir sessizlik içerisinde üç farkli kategoriden ‘güvenlik’ oldugunu gördüm. Birincisi devletin resmi polisleriydi. ikinci grup ve daha çok sayida olan ise ‘özel sektöre ait’ güvenlikti. Üçüncü ve en sakin olanlari ise gündüzleri kolay- kolay göremeyeceginiz sarkik biyikli takim elbiseli donuk bakisli, gözünü kirpmadan her türlü ‘is’i yapabileceginden kusku duyulmayacak olan ‘güvenlikçiler’ idi. Bende salon önündeki masalarda giris islemi için ve giris kartimi almak için ismimi söyledigimde listede ismimin olmadigini söylediler. Makbuzu çikarip baktigimda 2008 yilinin Kasim ayinda aidatimi yatirmis oldugumu gördüm. Kapidaki görevliler 2009 aidatini yatirmadigimdan benim içeri giremeyecegimi söylediler. Oysaki her Genel Kurul’da kapi önlerinde borcu olanlar için bir ödeme noktasi konulur ve ödeyemeyenler borcunu ödedikten sonra içeri alinirlardi. O anda borcumu temizleyebilecegimi söyledigim halde artik o uygulamanin kasitli olarak kaldirilmis oldugunu ögrendim. Bilenler bilir kafamin tasi attiginda ve hakli oldugumda feryat ederim. O kadar güvenligin içinde tek basima bagirip dururken bana önce sakin davranip daha sonrada kapidan uzaklastirmaya çalistilar. Ancak benim çirpinmalarim bosunaydi ve uzak yerden, ‘evladin hasta acele gel’ haberini alan bir baba ya da anne’nin durumuna benziyordu. Evlat çoktan ölmüs, yikanmis. Gömülmüs ve mezarinin üzerindeki çiçekler bile açmisti. iste yavas- yavas o anda anladim ki bütün bu ürkütücü sessizlik muhalefetin en son üyesine kadar yok edilmesinden, bir baska deyimle neslini devam ettiremeyecek kadar kökünün kazinmasindan ileri geliyordu. Zaten aksama dogru haberini aldigimiz seçim sonuçlari, muhalefetin ‘tek kisi dahi kalmamacasina’ imha edildiginin açik bir kanitiydi.Geçen seçimde sandiktan Cavcav’a 500’e yakin ‘ret’ çiktigi halde bu sefer hiç ret çikmamis sadece bir adet oy bos çikmis geri kalan oylarin tamami ise baskana ‘evet’ olarak verilmis. Saat: 10.00, Benden sonra Necdet Özkazanci geldi. Onu da ayni gerekçe ile içeri almadilar. Aidat borcu yüzünden içeri alinmayan ve Gençlerbirligi’nden baska takim tutmayan üyeler kapida birikirken içerisi hiç kimsenin tanimadigi yeni üyeler ile doluydu. Bunu zaman- zaman sigara içmek için disari çikan kisileri gördügümüzden söylüyorduk.2000’e yakin üye yine saf disi birakilmisti. Ancak bu defa daha planli ve daha ustaca hukuki kararla yapilmisti operasyon. Tribünlerde, maçlarda hiçbirimizin görmedigi, tanimadigi yeni- yeni bayanlar baylar bizim önümüzden yürüyerek rahatlikla gelip kartlarini alip içeri girip oy kullanabiliyorlardi. Bütün bu yasadiklarimiza inat kapiya gelen bir sahsa hiç islem yapilmadan içeriden bir ‘oy kullanma karti’ gözlerimizin önünde yönetimden ismail tarafindan sahsin boynuna takildi ve içeri alindi. Saat: 10.30 Hamdi Nerkiz ve Bülent Atlas evden ‘savunma yazisi’ ni alarak geri döndüler. içeriye girip çikan bazi arkadaslardan aldigimiz haberlere göre salon tamamen ilhan Cavcav yanlisi bir grup tarafindan isgal edilmisti. isin en aci tarafi da üyelikten atilmasi için oylama yapilacak olan 4 kisinin savunmasini yapmak üzere söz isteyen avukatlarin bu istegini divan baskani salona sormus dogal olarak salondaki çogunlugun oylari ile reddedilmis, konusmalarina bile izin verilmemis. Oysaki idama giden bir insana bile ‘son arzusu’ sorulur. Bir avukat, her mahkemede savunma yapabilirken bu genel kurulda buna dahi izin verilmedi. Üstelik avukatlar ayni zamanda kulüp üyeleriydi. Yönetimin bu konuda ne kadar iyi çalistigi ve isi ne kadar siki tuttugu ise içerideki kalkip inen parmak sayisinda görülmüs. ‘Savunmasini yapsinlar’ yönünde sadece 10–15 parmak kalkarken neredeyse salonun tamami ise ‘ret’ yönünde oy kullanmis. Salonun bu derece muhaliflerden temizlenmesi ise elbette uzun zamandir süren ve yukaridaki yazimda bahsettigim çalismalar sonucu oldu. Salon kapisi önünde sohbet ettigimiz bir kulüp görevlisi zatenkisa süre önce 2000 kadar üyenin temizlendigini ve 600 kadar yeni üyenin bu seçimden önce üye kaydedildigini söyledi ve bugün yasananlarin aslinda üç yil önceki, ‘bir haftada 1200 üye’ faciasindan kaynaklandigini belirtti. içeriden çikan eski kulüp üyelerinin neredeyse tamami ise ayni fikirde birlesiyorlardi, “Bu kulüp bitmis.” Bu kulübün bittigini ise dün sabah kapida gördügüm üç farkli surat’tan anladim. 1- Kapidaki badygard’in kendine güven dolu ürküten donuk, sakin, rahat, sinsi yüzü. 2- Kapidan içeri giremeyen Necdet Özkazancinin saskinliktan nefrete dönüsen yüz ifadesi. 3- Yine kapidan içeri sokulmayan Otuz bes senelik Gençlerli Hamdi Nerkiz’in yüzündeki saskin ifade.

onurnazliaka · Site Admin Kayıt: Non 0, 0000

Aferin size yalan söylemeyi çok güzel becerenler! --Aidat ödemek için hesap numarasi istenir,o numara bile verilmez. --Zafer Önder ipek önderliginde çok güzel yalan söylenir.Ben bu adama hafiften takmaya basladim,haberiniz olsun.Önce Adana'da bana yaptigi,sonra Trabzon'daki kepazeligi ve simdi de ögrendigim kadariyla aidat konusundaki yalani.Soranlara ''biz size aidat mektubunu göndermistik'' diyormus.E mektup elde yok.insanlarin yüzüne baka baka biz size aidat mektubunu göndermistik yalanini söylemesi çok hos. --Kulüpte üyeler temizlenmeden önce yaklasik 5000 üye vardi.Ancak bu üyeler içinde su an aramizda olmayanlar da vardi,5000 kisilik rakam listenin temizlenmemis haliydi.Gerçek üye sayimizin su 1200 kisilik bombardiman olmasa 2000 kisi olabilecegini söyleyebilirdik.Zaten bir önceki kongre de bunu gösteriyor..Ancak su anda 2000 kisi oldugunu öngördügümüz üye sayisinin % 17'sinin yani 355'inin kongreye katilimi nedir?Hele ki katilim hileyle engellenmisse! --O 1 adet geçersiz oy atan vatandasi da alnindan öpüyor ve saygiyla,sevgiyle kucakliyor, kutluyorum.Böyle usulsüz uygulamaya böyle usulünce bir cevabi kutlamak gerek.Geriye kalan 354 oy içindeyse gönlünce Cavcav diyenlere ve tek adayligin olusmasi sonucu oy verenlere bir lafim elbette yok ama Mehmet (Güner) Abi'nin belirttigi lokmacilara da bir afiyet olsun demeden geçmeyeyim.

fatih_salman · Site Admin Kayıt: Jul 14, 2006

"onurnazliaka"] --O 1 adet geçersiz oy atan vatandasi da alninda öpüyor ve saygiyla,sevgiyle kucakliyor, kutluyorum. Onur seninle ayni fikirde degilim. 1 kisiyi bile iskalamadiklarindan eminim. Tek adayli seçimde bile oy kullanmayi becerememistir o 1 kisi. Digerlerini de uzun süre çalistirdiklarini düsünüyorum.

irfanakalp · Site Admin Kayıt: Jul 28, 2005

Osmanli imparatorlugu, 620 yil gibi çok uzun süren bir ömür ile dünya tarihinde esine az rastlanir bir rekorun sahibi olmustur. Birçok kisi bu 600 yillik ömrün sirrini merak eder. Ancak yine birçok kisi ve tarihçi Osmanli’nin son iyi yüz yillik tarihini gözden kaçirir. Oysaki aslinda Osmanli imparatorlugu 600 degil 400 sene hüküm sürmüstür. Alti yüz yilin Son iki yüz yilini Osmanli imparatorlugu yatalak olarak, koma halinde hasta yataginda geçirmistir. Alti yüz yillik Osmanli imparatorlugu’nun son 200 yillik dönemini kapsayan, bir baska deyimle artik yari-sömürge durumuna geldigi dönemin en çarpici göstergesini iki sekilde görebiliriz. 1- Padisahlarin yasam standartlari, 2- insa edilen saraylarin sayisi ve niteligi, Gerek okullarimizdaki tarih kitaplarinda gerekse resmi devlet söylemlerinde Osmanli’nin son 200 yilinin yari-sömürgelesme süreci oldugunu saklamak ve görünmez kilmak için, gerileme dönemindeki padisahlar ile yükselme dönemindeki padisahlar birbirleri ile kiyaslanir-karsilastirilirlar. Adeta çöküs, gerileme, yari-sömürgelesme döneminin bütün kötülükleri bu dönemdeki padisahlara yüklenir. Yükselme dönemindeki Fatih, Kanuni, Yavuz Selim gibi padisahlari çöküs dönemindeki padisahlarla kiyaslayarak, gerileme devrindekiler, ‘çapsizlik’ , ‘basiretsizlik’, ‘ beceriksizlik’ gibi kisisel eksikliklerle degerlendirilir. Avrupa’da gelisen ve Osmanliyi da etkileyen Kapitalizm saklanmaya çalisilir. Oysaki bir Fatih, bir Kanuni 1700-1800’lü yillarda yasamis olsalardi kusku yok ki onlarda ‘çapsiz’, ‘basiretsiz’ padisahlar olarak tarihe geçeceklerdi. Gerileme döneminin padisahlari, ülkenin sartlarinin tam tersine klasik dönem padisahlarina göre çok daha lüks bir hayat sürüyorlardi. “ Zira Osmanli Devleti, en düskün yüzyili olan 19. yüzyilda çok genis bir saray yaptirma faaliyetine girismistir. Kâgir olarak yaptirilan ve Avrupa üslubunda dösenen bu saraylar, Topkapi sarayina ve o güne dek yaptirilmis saray ve kösklere göre çok lüks yerlerdir.” ( Sina Aksin, Jön Türkler ve ittihat ve Terakki, imge Yay. Ankara, s.19) Gerçektende bugün istanbul da iki sarayi yani Topkapi ve Dolmabahçe saraylarini gezdiginizde bu farki tüm çiplakligi ile görebilirsiniz. Yükselme ve zenginlik döneminin sarayi olan Topkapi Sarayi, genis bir alani kapsamakla birlikte yalin ve gösterissiz bir yapiya sahiptir. Mobilya yoktur. Minderler üzerinde oturulur. Minderlerin kenari hali yastiklarla çevrilidir. Yemekler yerde ve büyük sinilerde yenmektedir. Buna karsilik 1800’lü yillardan sonra yani çöküs ve yari-sömürgelesme dönemindeki saraylar ise alafranga olup mobilya ve çesitli süs esyalari ile doludur. Her bir saraydaki onlarca oda ve salonlarin mobilyalarinin bazilari Avrupa’dan getirtilmistir. Reaya (köylü) ise giderek daha da fakirlesmektedir. ilk büyük alafranga saray olan Dolmabahçe sarayi, Osmanli Devleti’nin ingiltere ve Fransa ile Kirim savasi’nda müttefik oldugu bir sirada, 1853’te Abdülmecit tarafindan yaptirilmistir. 1854’te Avrupa’dan ilk borçlanmanin yapilmis olmasi, halkin yoksulluk ve açlik ile bogusurken padisah ve çevresinin Emperyalizm’in yerli isbirlikçisi yani kendi halkina yabancilasmis komprador oldugunun çarpici bir göstergesidir. Safahat ve sömürü o dereceye varmistir ki bu tarihten sonra bir dizi saray yapilmistir. Abdülaziz döneminde Çiragan, Beylerbeyi, Yildiz gibi önemli saraylar yapilmistir. “ Alafranga sarayli ve mobilyali bu pahali yasama stili, alafranga aile yasamini getirebilseydi, hiç degilse o yönden bir tasarruf saglamis olurdu. Oysa alafranga bina ve mefrusatla birlikte eski harem hayati oldugu gibi sürdürülmüstür. (a.g.e) Bütün bunlari buraya aktarmaktaki amacim, her uzun yasanan ömrün mutlaka saglikli olarak yasanacagi anlamina gelmedigini aktarmak ve vurgulamak içindi. Geçenlerde ilhan Cavcav’in sarf ettigi su sözler, aslinda yukarida aktardigim Osmanli’nin son iki yüz yilinin bir baska deyimle ömrünün üçte birini yatalak ve felç olarak geçirmesi ile yakindan ilgili. Haber özetle söyle, “ Dünyada profesyonel futbol kulübü baskanligini bu kadar uzun süre kimsenin yapmadigini ifade eden Cavcav, "Belki amatör kulüplerde olabilir; ancak profesyonel olarak kulüp baskanliginda 30 yili asan yok. Bu yüzden belki Guinness Rekorlar Kitabi'na bu konuda basvuru yapabilirim. Baskan seçilmem halinde 33 yilima girecegim. Artik sampiyonluk zamani da geldi." dedi. Doktorlarin sik sik yaslilari uyardiklari bir konu vardir ve söyle derler, “Uzun yasamak önemli degildir, önemli olan sey bu uzun ömrü saglikli yasayarak yaslanmaktir.” Bu açidan otuz üç yil baskanlik yapmak önemli degildir. Önemli olan bu otuz üç yilik baskanlik ömrünün kaç yilinin saglikli ve ayakta geçirildigi kaç yilinin da yatakta, yogun bakimda koma halinde geçirildigidir. Osmanlida bu oran üçte birdi bakalim Cavcav’da bu oran kaçta kaç olacak. iste asil o zaman Guinness Rekorlar Kitabina basvurmak icap ed er ve her uzun süren kulüp baskanliginin gerçek anlamda kulüp baskanligi olmadigi anlasilir. Kaliteli bir yasam nasilki ömrün uzunluguyla ölçülemezse kaliteli bir kulüp baskanligi’ da, baskanlik koltugunu kimseye birakmamakla ölçülemez.

ozan_guler · Site Admin Kayıt: Oct 22, 2003

CAVACAV VE DEMOKRASi ilhan Cavcav’in çok yakininda bulunsaydim, geçen hafta içinde kendisine aynen sunu söylerdim. “Sayin baskan, Atilla Aytek, Zeki Ünaldi, Yasar Durak ve Muzaffer Özbayrak’in genel kurul karari ile kulüp üyeliginden ihraç edilecegini ögrendim. Bu karar, size, bize ve kulübümüze yakismaz. Önlememiz gerekir.” Cavcav beni dinlerdi ya da dinlemezdi. Hiç önemli degil Dinlese de gerekeni yapardim dinlemese de… Önemli olan kurumlara saygi degil mi ? Demokratik anlayis bunu gerektirmiyor mu ? Ne yapti adi geçen dört üye ? Sadece muhalefet… Evet sadece muhalefet. Baska ? Baskasi su: Gençlerbirliginin basarisi için ter akittilar. Önemli islere imza attilar. Her seyden önemlisi gönülden sevdiler. Yüreklerini verdiler. Gerçi bizimki de laf… Bosuna konusuyor ve yaziyoruz. Diktatörlük ve demokrasi, birbiri ile hiç bagdasmayan iki kavramdir. Diktatörlügün oldugu yerde demokrasi olmaz. Öyle degil mi sayin Cavcav ? Atilla Türker 14 Mayis 2009 Hürriyet

abreg_celem · Site Admin Kayıt: Jan 03, 2005

"ozan_guler"]CAVCAV VE DEMOKRASi ilhan Cavcav’in çok yakininda bulunsaydim, geçen hafta içinde kendisine aynen sunu söylerdim. “Sayin baskan, Atilla Aytek, Zeki Ünaldi, Yasar Durak ve Muzaffer Özbayrak’in genel kurul karari ile kulüp üyeliginden ihraç edilecegini ögrendim. Bu karar, size, bize ve kulübümüze yakismaz. Önlememiz gerekir.” Cavcav beni dinlerdi ya da dinlemezdi. Hiç önemli degil Dinlese de gerekeni yapardim dinlemese de… Önemli olan kurumlara saygi degil mi ? Demokratik anlayis bunu gerektirmiyor mu ? Ne yapti adi geçen dört üye ? Sadece muhalefet… Evet sadece muhalefet. Baska ? Baskasi su: Gençlerbirliginin basarisi için ter akittilar. Önemli islere imza attilar. Her seyden önemlisi gönülden sevdiler. Yüreklerini verdiler. Gerçi bizimki de laf… Bosuna konusuyor ve yaziyoruz. Diktatörlük ve demokrasi, birbiri ile hiç bagdasmayan iki kavramdir. Diktatörlügün oldugu yerde demokrasi olmaz. Öyle degil mi sayin Cavcav ? Atilla Türker 14 Mayis 2009 HürriyetBir haftadir Angara'da reel alemdeki yogun islerden dolayi sanal aleme vakit ayiramadim, bu yaziyi da kaçirmisim... Ozan Amirim, sagolasin, buraya aktarmissin... Bir büyük tesekkür de Atilla Türker'e... Kulübümüzdeki diktatör egilimleri çok güzel özetlemis. iktidar hirsi bir çok yöneticide vardir. Ama isin içine bir de vefasizlik girince daha da mide bulandirici oluyor. a|c