Alkaralar Dinlenme Tesisları Forum Ana Sayfası
 
nsanlar, Hayvanlar, Futbol ...
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ziya Adnan
Site Admin

Kayıt: May 06, 2003

Mesaj Tarih: 2009-06-07 16:38:38      Mesaj konusu: insanlar, Hayvanlar, Futbol ... Alıntıyla Cevap Ver

Oradaydi. O koca kentin tam ortasinda, o koca otelin giris kapisinin hemen yaninda. Kis günlerinin habercisi gri, kasvetli bir istanbul gününde, yagmurlu bir Ekim sabahinda görmüstüm onu. Aceleyle gidecekleri yerlere kosturan insan kalabaliklarinin arasinda, kirli bir paspasin üzerinde yatiyordu. Hizlanmisti yagmur, islanmamak için saçak altlarina kosan insanlarin arasinda öylece bakiyordu. Soguktu hava, kimseler ilgilenmiyordu onunla. Yakinda bastiracakti kis, sogukla, karla yüzlesmek zorunda kalacakti. O Ekim sabahinda, islerine yetisme telasinda, zamanla yarisan insanlarin arasinda yeni bir güne uyanmisti. Yanina gidip basini oksadim, sevgi vardi gözlerinde. Gözlerinin içi gülüyordu. Ben konusunca dinledi. Kivircik tüylü açik renkli, kocaman gövdesi, yaslanmis incecik bacaklari, yorgun ama huzur dolu bir yüzü vardi. Onu taniyanlar, adinin ‘Ebru’ oldugunu söylediler. Yillar önce, henüz yavruyken, otel çalisanlari tarafindan sahiplenilmisti. Safkan bir istanbul köpegiydi. Zamanla bulundugu yeri benimsemis, otelin maskotu olmustu. Otelin kirmizi üniformali kapi görevlilerinin hemen yaninda, döner kapinin yanibasindaki kirli paspasinda yasardi. Giderek kalabaliklasan, giderek duygusuzlasan, giderek sevimsiz bir tas yigini haline gelen yedi tepeli sehirde, yollari Taksim meydanina düsen ziyaretçilere 12 senedir arkadaslik ediyordu Ebru. Dünyanin önde gelen dergilerinden Times’a konu olmus, aylik tasarim dergisi ‘Wallpaper’, bir zaman önce bu sevimli köpegi derginin kapagina tasimisti. Kimseleri incitmezdi Ebru. Eziyet gören hayvanlar diyarinda, hemcinsleri gibi yasama tutunmaya çalisan sokak köpeklerinden biriydi. insanlarin verdigi kadari ile karnini doyurur, o koca meydanin bir kösesinde, sefkat, merhamet, sevgi kavramlarinin sembolü olarak bizlere zaman içinde yitirdigimiz degerleri hatirlatirdi. *** Geçtigimiz günlerde, bir bahar sabahinda Ebru köpegin dövülerek öldürüldügünü yazdi gazeteler. Uzaklarda, Ebru’nun ölüm haberini okurken içim acidi, Fransiz edebiyatçi Anatole France’nin (1844-1924), ‘Bir hayvani sevmedikçe, insan ruhunun bir parçasi uyumaya devam eder...’ cümlesi geldi aklima. sampiyonluk kutlamalarinin yasandigi günlerde, istanbul’un en kalabalik meydaninda, 29 Mayis Cuma aksami, ‘Sevdikleri futbolculari taklit etmeye çalisan bir veya birkaç kisi tarafindan saldiriya ugramisti. Defalarca tekmelenmisti Ebru. Onca kalabaligin gözleri önünde, dakikalarca sürmüstü vahset. Kanlar içinde kalan Ebru öylece bakmisti kötülügün, gaddarligin gözlerine, ‘Ben size ne yaptim’ dercesine. Onu orada kanlar içinde, hareketsiz halde bulanlar, acil bir veteriner klinigine götürmüslerdi. Durumu kritikti. Ameliyata alindi acele, yedigi tekmelerin siddetinden gögüs kafesi parçalanmis, kemikleri kirilmis, cigerleri delinmisti. Veteriner elinden geleni yapmisti, ama durumu agirdi. Bir süre sonra can verdi Ebru, her daim eziyet gören hayvanlar diyarinda. Bos kaldi o büyük otelin giris kapisinin hemen yanibasindaki kösesi. siddetin her kösede kol gezdigi, en güçlü kanunun orman kanunu sanildigi, gaddarin iktidar, mazlumun zulm etmekte geç kalmis oldugu topraklarda can verdi Ebru. *** Ebru’nun öldügü saatlerde, amblemi yirtici bir kus olan siyah beyazli takimin sampiyonlugunu kutluyordu taraftarlar. Tribünlerde bir agizdan haykirdiklari o sevimsiz tezahürat gibi, koca bir sezon, ‘Vurup, Parçalayip, Kazanmislardi’ maçi. Kendilerinden geçmislerdi, bir teneke kupanin ugruna. Kara kartal sampiyon olmustu. Yanacakti mesaleler, çalacakti davullar, kutlamalar boyunca. simdi bir yildiz daha takilacakti formalara. Ülkenin stadlarinda, ‘Ölmeye Geldik’ tezahüratlari arasinda siklikla görülen tribün manzaralari, ve hatta sampiyonluk kutlamalari ülkenin ruh halini yansitiyordu aslinda. Kimi zaman stadlarda, kimi zaman büyük sehirlerin en kalabalik meydanlarinda. Neresinden bakarsan, hüzünlü, neresinden bakarsan iç acitan, yürek yaralayan, hazin bir fotograf çikiyordu ortaya. Linç kültürü ile yogrulmus, kendinden olmayana saygisi olmayanlarin, kabile yasantisina özenenlerin, kaba kuvveti çare görenlerin, yasam hakkini inkâr edenlerin her firsatta basrole soyunduðu boydan boya kanli bir fotograf. Güçlünün güçsüzü ezdigi, yapanin yanina kâr kaldigi, siddetin her daim kol gezdigi, minicik çocuklarin ‘Kurtlar Vadisi’ efsanesi ile büyüdügü. Derler ki, bir ülkenin medeniyet seviyesi hayvanlarina nasil davranildigi ile ölçülür. Taslarla, sopalarla, tekmelerle öldürülen her canli, töre cinayetlerine kurban giden her genç kiz, sokaklarda, tribünlerde yasanan vahset görüntüleri, ülkenin giderek kanlanan yüzünü sergiliyordu aslinda. Siyah beyazli takimin taraftarlari sampiyonluklarini kutlarken, Ebru köpegin sevgi dolu gözleri geldi aklima. Kivircik tüylü açik renkli, kocaman gövdesi, yaslanmis incecik bacaklari, yorgun ama huzur dolu bir yüzü vardi. Kimseleri incitmezdi. Eziyet gören hayvanlar diyarinda, hemcinsleri gibi yasama tutunmaya çalisan köpeklerden biriydi. insanlarin verdigi kadari ile karnini doyurur, o koca meydanin bir kösesinde, o koca sehrin insanlarina bakardi. Öldü Ebru. Bu dünyanin bütün çirkinligini, gaddarligini, vahsetini bizlere birakarak göç etti. O koca otelin giris kapisinin hemen yanindaki yeri simdi bos kaldi.... Ziya Adnan
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:    
Forum kilitlenmiştir Forum kilitlenmiştir