Alkaralar Dinlenme Tesisları Forum Ana Sayfası
 
imdi Sarlp Gemie...
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ziya Adnan
Site Admin

Kayıt: May 06, 2003

Mesaj Tarih: 2009-11-12 14:45:42      Mesaj konusu: simdi Sarilip Geçmise... Alıntıyla Cevap Ver

Radyo da eski bir sarki çalar, dinlerken hiç bitmesin ister insan... Fotografta takim elbiseli genç adam, üzerinde yeni takiminin renkleri olan dogum günü pastasinin önünde. Arka fonda, belki tüm dünya futbolunda kadrosunda en çok futbolcu bulunduran asirlik bir takimin kalabalik futbolcu ordusu. Pastanin üzerinde mumlar. Genç baskaninin yaninda, her an kovulmasi beklenen ama sözlesmesinde ki agir sartlar yüzünden simdilik görevine devam eden Teknik adam. simdilik. Belki siz bu yaziyi okurken, o çoktan ... Baskan ve teknik direktör ayni karede. Biri daha önce baska bir kulüpte baskanlik yapmis, digeri daha önce bir sürü kulüpte hocalik. Geçmiste kötü biten bir birlikteligin sonrasinda, kaderin cilvesi olsa gerek, yollari bu kez asirlik çinarin gölgesinde kesismis. Fotografta ikisinin de yüzünde gülücükler, ‘çok mutluyuz’ yalaninin arkasinda ki mutsuz çiftler gibi. ‘Aman kameralar üzerimize dogrulmusken bir açik vermeyelim’ gibi. Arka fonda yarini meçhul futbolcu ordusunun kareye yansimalari. O dogum günü karesi, aslinda Ankara futbolunun hazin fotografi... Genç adam henüz 33. yasinda 100 yillik kulübün baskani sifatinda. Kaç kula nasip olur bilinmez ama hikayenin can alici noktasi, bu satafatli kutlamadan tam bir sene önce buna benzer bir kutlamayi, simdi ikinci ligde çile dolduran, cami avlusuna birakilmis bebek misali kaderine terk edilmis Ankaraspor’un velisi iken yapmis olmasi. Kimbilir, belki o kutlamayi yaparken, bir sene sonraya dair adak adamistir genç baskan, tutmustur içinden bir dilek. Kimbilir, belki paylasmistir o dilegini, Belediye Baskani babasiyla ... Bir de ‘Büyük Baskan’ hadisesi var ki, ayri bir yazi, hatta üniversitelerde tez konusu. Görünen o ki, ‘Büyük’ sifatini haketmek için, o koltuga oturuyor olmak yeterli. Daha düne kadar, 13 senelik baskanligi döneminde, en küçük basarisi olmayan kir saçli adam ‘Büyük Baskan’ olarak anilirdi. Unutmadik. Yönetmenligini Ridley Scott’un yaptigi ‘Gladyatör’ filminin Commodus’u gibi, seref tribününde oturup, arenada hayata kalmaya çalisan Maximus’u gerine gerine izleyisi pek taze hafizalarda. Ama ne oldum dememeli insan. Hele, kulübüne en küçük basariyi bile yasatamamis, kulübü girtlagina kadar batirmis bir baskan hiç dememeli. Diyorlar ki, kulübün borcu 25 milyon civarindaymis. Daha önce de yazmistim, Ankaragücü’nün geçmis senelere dair bütün evraklari ve defterleri bagimsiz bir denetim firmasi tarafindan incelenmelidir. Yeni yönetimin bu borca dair en küçük sorumlulugu olamaz. Hesap verecekler bellidir... Velhasil, simdi baskanlik sirasi genç adam da. simdi ‘Büyük Baskan’ tezahüratlari ona. Anlayacaginiz koltugu kim kaparsa. Koltuga bir kez oturanin, bir daha kalkmak istemeyisi de bu yüzden. sampiyon olmasan da, Kupalari almasan da, ‘Büyük Baskan’ olur çikarsin hikayenin ta en basinda.... Mesele icraat de degil, koltugu kapmakta... *** Belki o bilmez ama yeni baskaninin henüz okuma yazmayi sökmedigi zamanlarda Baskent’in sari laciverdi ikinci ligde mücadele verirdi. Hem de ne mücadele. Siz bakmayin yeni yetmelerin ‘Evren’in takimi yakistirmalarina. Onlar, o sezon birinci lige çikan Sakaryaspor’un, bir sezonda 17 penalti kazanarak sampiyon oldugunu bilmezler. Dünya futbolunda, bir ikinci lig takiminin ilk kez Federasyon Kupasini kazanmis oldugunu da. O zamanlar ne Güneydogu açilimlari, ne Digitürk, ne kir saçli adam, ne naklen yayin arabalari, ne de futbola ma-aile bodozlama dalmis Belediye baskanlari. Takvimler 1980 senesini gösterirken, Türkiye Kupasinda final oynamisti o takim, ordaydim. Ankara’dan Bolu’ya konvoy haline gitmisti arabalar. Maçin sonucunda kupayi alan takimin sarisin kalecisi, tribünlerde kendinden geçmis taraftarlarin üstüne atlarken çekilmis fotograf Avrupa spor basininda genis yer bulmus, yilin spor fotografi seçilmisti. Tüm ülkeye mal olmus bir slogani vardi o takimin “Gururluyuz Güçlüyüz...” diye baslayan.... Ikinci ligde oynadigi dönemlerde bile saatler öncesinden dolardi tribünleri. Ne tribün gruplari vardi, ne tribün liderleri, ne genetigi bozulmus taraftar profili, ne rant kavgalari, ne de koltuk sevdalisi baskanlar. Maç günleri, o yasli stadin disinda degil, giselerinde satilirdi o günkü maçin biletleri. Baslama vurusundan saatler önce takimlarini görebilmek için siraya girerdi taraftarlar. Sevdalar karsiliksiz yasanirdi. Maç günleri, o stadin üzerine günes henüz dogarken, bir çöpçüler, bir bekçiler, bir de taraftarlar olurdu... Maçin baslamasina yakin, Amigo Sefa’nin bir el hareketi ile canlanirdi tribünler. Dünyanin en büyük orkestrasinin unutulmaz sefiydi Amigo Sefa. Yeni nesillerin asla bilmedigi bir takim vardi orada, sampiyonluklar kazanmamis olsa da. Sonra zamana ve kötülüge yenik düstü adini sehrinden almis sevdalarin takimi. Hirsli, paragöz, arsiz adamlarin doymak bilmeyen kirli ellerinde eriyip gitti zamanla. simdi adi ve renkleri ayni olsa da, ondan geriye o takimi ve taraftarini hatirlayanlarin içini sizlatan hatiralari kaldi. Bir de o sarisin kalecinin unutulmaz fotografi... O dogum günü kutlamasina bakarken, günümüzden 10 sene kadar önce, Ankaragücü taraftar guruplarinin yayinladigi bildiriyi düsündüm. Takvimler 17 Nisan 1999’u gösteriyordu. “I. Melih Gökçek. Biz Ankaragüçlüyüz.” yaziyordu o bildiri de. Devam ediyordu; Peki ya sen! Senin ne oldugun, neci oldugun belli degil. Ankaragücü’nü bize birak. Sen bize gölge etme yeter. Biz seni biliriz. Sen Ankaragücü’nü degil, kendini düsünürsün. Ankaragücü’yle kendine güç katacaksin. i. Melih Gökçek. Sana Ankaragücü’nü vermeyecegiz. Sen kendine yakisan bir takim bul. Ankaragücü’ne yakismazsin... *** Sonra aradan on sene geçti. simdi genç adam Ankaragücü’nün baskani. Hatta ‘Büyük Baskani’. Tipki kir saçli adam gibi. Ortada kazanilmis hiçbir basari olmasa da. O fotograf. Üzerinde yeni takiminin renkleri olan dogum günü pastasinin önünde. Pastanin üzerinde mumlar. Yaninda her an kovulmasi beklenen Teknik Direktör. Diger tarafta, tipki cami avlusuna birakilmis bir bebek misali kaderine terk edilmis bir takim. Hemen yaninda, kötü yönetimler yüzünden girtlagna kadar borca batmis, huzura ve basariya hasret yüz yillik bir kulüp. O dogum günü karesi, aslinda Ankara futbolunun hazin fotografi... Daha önce de yazmistim, takimlar da insanlar gibi hasta olurlar, yenik düserler zamana. Bazen ruhu ölür takimlarin, geriye sadece renkleri ve sararmis solmus fotograflar kalir. Bazen nicedir duvarda asili çok eski bir takim posteri, bazen bir Belediye Baskaninin oglunun dogum günü kutlamasinda çekilen bir kare, bu gerçegi bir kez daha hatirlatir. Radyo da eski bir sarki çalar, dinlerken hiç bitmesin ister insan... Ziya Adnan
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
aksitozkural
Site Admin

Kayıt: Aug 27, 2002

Mesaj Tarih: 2009-11-12 17:58:01      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sevgili Ziya yine yureklerimizi dagladi. Bugun Ankaragucu'muzun kongre filmlerini izledim, icim yandi. Yokmu bu isin bir caresi?
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
necdet_ozkazanci
Site Admin

Kayıt: Apr 22, 2003

Mesaj Tarih: 2009-11-14 19:46:25      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Eline saglik Ziya. Ankaragücü'nde dalgalanan sularin önümüzdeki günlerde de durulmayacagi anlasiliyor. Sanirim önümüzdeki dönemde kulüpte büyük bir hesaplasma da yasanacak...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:    
Forum kilitlenmiştir Forum kilitlenmiştir