Alkaralar Dinlenme Tesisları Forum Ana Sayfası
 
Erol Tok le Sylei...
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ziya Adnan
Site Admin

Kayıt: May 06, 2003

Mesaj Tarih: 2010-09-12 12:43:59      Mesaj konusu: Erol Tok ile Söylesi... Alıntıyla Cevap Ver

Yakin geçmiste bu kösede, simdi çok eskide kalmis çocukluk günlerini anlatan bir yazim yayimlandi. Tipki sairin misralarinda yazdigi gibi: “Mutluluk, mavi çocuk oynardi bahçemizde...” O yazidan sonra telefonum çaldi. Arayan, mahalle takiminin kaptani Varol Tok’tu. Yaziyi okudugunu, Malaspor’u, maçlari oynadigimiz “Maladium”u ve belki de en önemlisi, mahallenin bakkali seref’i atladigimi söyledi. Hakliydi kaptan, atlamamam gerekirdi. Ben de bu vesile ile Umut Sokak’in abisi, geçtigimiz sezon Hacettepe’yi çalistiran Erol Tok’la söylesi yapmak istedigimi söyledim. Sagolsun kirmadi. Ankara’nin sicak günlerinden birinde sevgili Necdet Özkazanci’yla birlikte kendisini ziyaret ettik. Türk futbolu üzerine biz sorduk, o yanitladi. Karsinizda Erol Tok... Sayin Hocam, kisaca kendinizi tanitir misiniz? 1951 dogumluyum. Türkiye’de teknik direktörlük yapan bir arkadasinizim. Geçmiste sekiz yil profesyonel olarak futbol oynadim. Hacettepe, Beykoz, Aydinspor, sekerspor… O zamanlar Beykoz bilinen bir takimdi öyle degil mi? Evet. Zaten Beykoz kulübü yöneticileri, beni PTT Genç Takiminda oynarken, istanbul’da bir turnuvada görüp begenip transfer etti ve Kabatas Lisesi’nde okuttu. Sonra oradan Aydinspor’a ve ardindan da sekerspor’a geldim. O dönemde bir sakatlik geçirdim. Ayni zamanda Spor Akademisine devam ediyordum. Sporu seviyordum, derslerim de çok iyiydi. O arada Harp Okulunda ögretim görevlisi olarak çalismam teklifi edilince Harp Okuluna geçtim. Antrenörlük kurslarina gittim. Muhafizgücü futbol takiminda antrenörlüge basladim. Sonra da Ordu Milli Takimina teknik direktör oldum ve 1987–1999 yillari arasinda görev yaptim. 1991 yilinda Dünya ikincisi olduk. Kadromuz çok iyiydi. Örnegin Tugay Kerimoglu, Mehmet Özdilek (sifo Mehmet) gibi futbolcular takimimizdaydi. O kadroyla Lemerre’in basinda oldugu Fransa Ordu Milli Takimini yenmistik. Çalismalarinizda kulüp takimlariyla baglantiniz var miydi? Tabii. Biz A Milli Takimiyla müsterek çalisirdik. Hatta Mustafa Denizli, beni danisman olarak kamplara çagirirdi. Çünkü oyuncularimizin 6-7’si A Milli Takiminda da oynuyordu. Oyuncularimizi Pazartesi günü kampa alirdik. Cuma gününe kadar bizimle antrenmana çikarlar; Cumartesi günü kulüplerine giderler; Pazar günü de maçlarini oynayip geri dönerlerdi. Ordu Milli Takimi kapaninca ingiltere’den davet aldim; bir yil orada antrenörlük egitimi gördüm ve Türkiye’ye uluslararasi antrenörlük belgesiyle döndüm. Türkiye’ye dönünce ne yaptiniz? Çanakkale Dardanelspor baskani Niyazi Önen, teknik direktörlük teklifinde bulununca orada çalismaya basladim. Ancak Dardanelspor maddi sikintiya girince gerekli yatirimlari ve transferleri yapamadik. Ben de görevi birakmak zorunda kaldim. Sonra? Sonra Ankaraspor’a geldim. 2001 yilinda 2. ligdeki Elazigspor’a gittim. O sezon Süper Lige çiktik. Bir yil daha çalistim ve o sezonda da ligde kaldik. Arkasindan Boluspor ve Mardinspor’da teknik direktörlük yaptiktan sonra yine Elazigspor’da çalistim ve derken son olarak geçen sezon Hacettepe’de görev yaptim. Hacettepe deyince… Sizce Hacettepe’nin sikintisi neydi? Ligde kalabilir miydi? Kalabilirdi. Ancak burada belki benim de hatalarim oldu. Ben Hacettepe’ye yetistirici bir kulüp gözüyle bakiyordum. Kulüp yönetimiyle anlastigim zaman da takim genç futbolculardan olusuyordu. En büyügü 1988, en küçügü de 1994 dogumluydu. Yöneticiler takima takviye amaciyla transfer yapmak istediler. Ben ise disaridan transfer kulübün yapisina ters düsecegi için buna karsi çiktim ve elimdeki kadroyla devam etmek istedim. Fakat santrforumuz Mehmet’in ciddi bir sakatlik geçirmesi ve transferin bitmesi bizim elimizi kolumuzu bagladi. Yine de ilk yarida 13 puan alan o takimla ikinci yarida 25 puan topladik. Ama buna ragmen son maçta küme düstük. Ben inaniyordum ki, ayni kadroyu bozmadan devam etseydik yeniden lige çikabilirdik. Ancak gördüm ki kulüp, yetistirici olmaktan çikmis, bosluklari dolduran, disarida kalan futbolcularin barindigi amaçsiz bir kulüp haline gelmis. Gençlerbirligi A Takiminda kadroya giremeyen futbolculari Hacettepe’ye yolluyorlar. Çocuklarin zaten moralleri bozulmus, sevkleri kirilmis. Haliyle Hacettepe’de de basarili olmalari ve kendilerini göstermeleri pek mümkün olamiyor. Peki, burada en büyük sikinti kimde? Baskan mi, yönetim mi? Bütün agirlik Gençlerbirligi A Takimina veriliyor ve gençler yeterince önemsenmiyor. Altyapiya agirlik verilmiyor. Orada bir duraklama var. Bunu çözmeleri gerekiyor. Altyapidan A takima fazla bir geçis olmadigini geçen sezon Doll da dile getirmisti. Evet. Baskana bunu söyledim. Örnegin tesislerde tanimadigim bir futbolcuyu görüyorum. Kim oldugunu, nerede oynadigini sordugum zaman, bana Pursaklar’da oynadigini, ancak Gençlerbirligi tesislerinde kaldigini söylüyor. Bu, çok yanlis… Altyapinin böyle kullanilmamasi lazim… Bana göre altyapiyi en iyi Çanakkale Dardanelspor kullaniyor. Belli yasa geldigi halde beklenen çikisi yapamayan futbolculari diger kulüplere kiraliyor ve futbolcunun ilerleme gösterecegi ihtimalini gözeterek bonservisini elinde tutuyor. Peki, Gençlerbirligi’nde böyle oluyor mu? Böyle olsa, Gökhan Gönül, Oftas’tan Fenerbahçe’ye gitmezdi. simdi Bucaspor’da oynayan Erkan, Hacettepe’de oynayamaz diye gönderilmis. Örnegin Gençlerbirligi’nin A2 takimi Türkiye sampiyonu oldu. Bu takim, bu sezon Hacettepe olarak mücadele etse basarili olma ihtimali var miydi? Tabii. Gerçekten yetistirme amaci güdüyorsaniz böyle yapmaniz gerekir zaten. A2 Liginde sampiyon olmus Gençlerbirligi takimindan 3–4 futbolcunun A takima alinmis olmasi gerekmez miydi? Bakin, size bir örnek vereyim. Hacettepe’de Mustafa Kayabasi adli bir orta saha oyuncusu var. Bu futbolcu 1989 dogumlu ve çok yetenekli… A takimin ona ihtiyaci var. Ben A takima almalarini önerdigim zaman, son maçta kötü oynadigini söylediler. Bir maça bakarak futbolcu degerlendirilir mi? Ben bu çocugu 17 maç izledim. Takima iç sahada, dis sahada birçok maç kazandirdi. Oyuna hâkim, oyun zekâsi yüksek, disiplinli, ahlakli ve çalismayi seviyor. Al iste bu adami yukariya! Ama bir türlü denemiyorlar. Peki denenmemesinin sebebi nedir? Bir kere her gelen teknik adam önce kendini kurtarmak istiyor. Dolayisiyla da birçok seyi kisa vadeli düsünüyor. Gençlerbirligi de dâhil, birçok Süper Lig takimi sürekli kadro degistiriyor. Adeta her sezon tamamen baska bir kadroyla sahaya çikiyorlar. Bu durumu nasil degerlendiriyorsunuz? Bunu anlamakta zorlaniyorum. Bir önceki sezonu 6–7. bitirmis bir takimi bozuyorsunuz, tekrar bir takim kuruyorsunuz. Buna ne gerek var? Oysa nerede eksigin varsa oraya transfer yapman lazim… Örnegin geçen sezon ben baskana takimin santrfora ihtiyaci oldugunu söylemistim ama israrla takima birçok stoper alindi. simdi o stoperler gitti, eski stoperler duruyor, santrfor ariyorlar. Oysa senin kulübünde stoperde oynayacak birçok genç yetenek var. Örnegin Emre Balak, Ümit Milli Takiminda oynuyor ama Gençlerbirligi’nde yedek bekliyor. Ya Milli Takim yöneticileri hata yapiyor ya da kulüp yöneticileri… Bu baglamda milli takimlara futbolcu seçiminde de hatalar oluyor mu sizce? Bana bazen yakinlarina takim bulmam için gelen arkadaslarim oluyor. Bir futbolcu düsünün ki 60 defa genç milli olmus ama takim bulamiyor. 60 defa genç milli olmus bir futbolcu kendisine takim bulamiyorsa ya onu milli takima seçenlerde bir hata var ya da onu göremeyen kulüp yönetimlerinde… Örnegin istanbulspor’da görev yaparken genç takimdan A takima aldigim Yalçin ve stoper Sedat hiç genç milli olmamisti. Musa Büyük, Cem Can, Musa Kus, bunlarin hiçbirisi genç milli olmamis. simdi hepsi Süper Ligde oynuyor. Yani genç milli olamayanlar Süper Ligde oynarken, defalarca genç milli olmus futbolcular kendilerine kulüp ariyorlar. Böyle bir sey olabilir mi? Ayni durum A Milli Takim için de söz konusu degil mi? Elbette. Bugün Trabzonspor’da üst düzey performans gösteren Türkiye’nin en iyi sagbeklerinden Serkan Balci, halen Bursaspor’da oynayan Ali Tandogan ve son zamanlarda adindan çok söz ettiren Volkan sen gibi yetenekli futbolculari A Milli Takimda göremiyoruz. Edindiginiz deneyimlere göre kulüplerin yönetim yapilari ve baskanlik sistemi konusunda ne düsünüyorsunuz? Türkiye’de baskanlik bir meslek haline gelmistir. Bunun önüne geçmek lazim… Nasil meslek haline gelmistir? Kisiler, yönetimdeki üyeleri ayarlayarak ve kisitli bir mal varligiyla baskan seçiliyor. Göreve gelirken mal varligi 2 milyon lirayi geçmez, ama bir bakiyorsunuz 10 milyon liralik temlik koymus! Nereden geldi bu para? Onun için kulüp baskanlari ve yöneticilerinin temlik koyamayacaklari, kural haline getirilmeli. Baskanlarin kulüpleri kendi mallari gibi görüp borçlandirmalarinin ve sömürmelerinin önüne geçmek lazim... Alacak-verecek olmazsa, belki bu görevi gerektigi gibi yapacak kisiler baskanliga seçilebilir. Avrupa’da mali bakimdan iyi yönetilmeyen ve asiri borçlu olan kulüpler puan silme ve hatta küme düsme cezasiyla karsilasirken bizim kulüplerimiz sürekli borç batagina gömülüyor. Bunu nasil degerlendiriyorsunuz? Ülkemizde ilgili makamlarin bu konunun üzerine egilmesi ve gereken yasalarin çikarilmasi gerekiyor. Tek çikar yol baskanlarin ve yöneticilerin temlik koymalarini yasaklamaktir. Kulüplerimizin yabanci hoca tercihlerini dogru buluyor musunuz? Dogru buldugumu söyleyemem. Bence Türkiye’ye çok ünlü yabanci teknik adamlar yerine, yetistirici niteligi daha agir basan ve altyapiya önem veren hocalarin getirilmesi daha dogru olur. Peki, Ankara futbolunu nasil buluyorsunuz? Bu gidisi iyi bulmuyorum. Sayin ilhan Cavcav’in yaslanmasiyla Gençlerbirligi eski günlerinden çok uzaklasti. Ankaragücü’nde ise hala bir belirsizlik hâkim: Kulübün eski kimligini korumak isteyenler… Kulübü siyasallastirmak isteyenler… Ne oldugu, kimin ne yapmak istedigi belli degil. Sayin Hocam, çalistiginiz kulüp yönetiminin size her biri en az 10 milyon Euro’luk ünlü ve doymus futbolculardan olusan, ancak birbirini hiç tanimayan ve yeni bir araya gelmis bir takim vermesini mi tercih edersiniz, yoksa yildiz olmamakla birlikte uzun süredir bir arada oynayan, birbirini iyi taniyan genç ve basariya aç futbolculardan olusan bir takim vermesini mi? Tabii ki ikincisini tercih ederim. Örnegin Ertugrul Saglam’in basarisinda, Bursaspor’un oturmus bir kadroya sahip olmasinin rolü büyüktür. Önemli olan, fazla futbolcu transfer etmek degil, takimin eksik yerlerini tamamlayan takviyeler yapmaktir. Örnegin Besiktas’ta halen orta sahada Necip gibi genç bir yetenek varken, onun yerine yabanci futbolcu transfer arayisina devam etmenin mantigini anlayamiyorum. Bu keyifli söylesi için çok tesekkür ederiz. Ben tesekkür ederim. Ziya Adnan – Necdet Özkazanci Ankara - 01 Eylül 2010[/b]
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
necdet_ozkazanci
Site Admin

Kayıt: Apr 22, 2003

Mesaj Tarih: 2010-09-13 15:19:29      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bu da Erol Tok ile yaptigimiz söylesiden sonra çektirdigimiz fotograf... [url=http://h.imagehost.org/view/0050/erol_tok_soylesi_01092010][img:b24315e725]http://h.imagehost.org/0050/erol_tok_soylesi_01092010.jpg[/img:b24315e725][/url] Ziya çok eskilerden beri taniyormus ama ben Erol Hoca ile bu söylesi vesilesiyle tanismis oldum. Bende biraktigi izlenim, düzgün bir insan ve altyapiya önem veren deneyimli bir teknik adam... Geçen sezon Hacettepe'nin düsmüs kabul edildigi bir dönemde görev aldi ve kümede kalma sansini son maça tasidi. Ancak son maçta Mersin idmanyurdu'nu yenemeyince takimi küme düsmekten kurtaramadi. Söylediklerinde, özellikle de altyapi anlayisi ile ilgili olarak söylediklerinde çok önemli noktalar var bence. Bir de Erol Haca, Mustafa Kayabasi'ndan övgüyle söz edince ben de meraklandim. Bakalim A takima çikmayi basarabilecek mi? söyle altyapimizdan yildiz bir futbolcu çikarip hiç olmazsa birkaç yil keyifle seyretsek fena mi olur? :wink:
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
mehmet_galip
Site Admin

Kayıt: Aug 05, 2002

Mesaj Tarih: 2010-09-16 00:48:38      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

abi ellerinize saglik. bu röportajlarin artarak devam etmesini dileriz.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
seyhun_akar
Site Admin

Kayıt: Mar 16, 2003

Mesaj Tarih: 2010-09-17 14:59:41      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

keyifle okudum.. farkli bir yaklasimi oldugu kesin hocanin.. israrla altyapi vurgusu yapiyor ve bu olguyu uzun vadede sonuca döktürmeye çalisiyor.. çok mantikli.. "biz" kavraminin olusmasi adina önemli bir tespit.. yoksa diger türlüsü sadece ama sadece "ben" sonucunu doguracaktir.. bir de gençlerbirligi'nin tarihsel-kültürel birikimine bakinca bu yaklasim özellikle kulübümüz adina dogru geliyor.. bu arada elinize saglik necdet ve ziya abiler..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
MehmetGUNER
Site Admin

Kayıt: Aug 08, 2002

Mesaj Tarih: 2011-03-02 14:44:06      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

ve bu arada erol hoca, küme düsme potasinda aldigi sanluarfaspor'u üstüste kazandigi galibiyetlerden sonra ilk 4'ün içine sokmayi basardi.. tekrarlamak gerekirse küme düseceklerdi, simdi playofa kalip bank asya'ya çikma planlari var masada.. sanliurfaspor baskaninin agzindan bir kere bile "hocamiz" lafi çikmadi oda ayri bir mesele..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
Arda_Kucukahmetler
Site Admin

Kayıt: Aug 09, 2003

Mesaj Tarih: 2011-03-02 23:11:32      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Errol Tok'un oglu Umut'la lisede ayni siniftaydik. Saçlarinin arkasini futbolcu saçi gibi uzun birakip önleri kisa kestirirdi. Sari saçlari aslan yelesi gibi olurdu. :P Bir de koyu gs taraftariydi sanirim. Babasi ile ilgili haber çikinca hep kendisi geliyor aklima.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:    
Forum kilitlenmiştir Forum kilitlenmiştir