Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2011-07-11 00:11:57
Mesaj konusu: Bazen büyükler de düser...
|
|
|
“Just one more thing!” (Yalniz son bir sey daha var!)
Komiser Columbo
Ülke futbolseveri arasinda çok yaygin bir inanis var: Büyük takimlar asla küme düsmez! Hatta bazilarina göre düsmemeli de… Malum, dekoder satislari meselesi...
Bu yüzden dünya futbolunun devlerinden, kurulusu 1901 senesine dayanan, tarihinde 33 sampiyonlugu bulunan 110 senelik River Plate’in küme düsmesi büyük yanki uyandirdi ülke basininda. Gençlik günlerimin televizyon kahramani Columbo dizisinin kahramani Peter Falk’un, Alzheimer hastaliginin pençesinde 83 yasinda hayata gözlerini yumdugu günlerde, Arjantin futbolunun en üst ligine veda etti mavi-beyazli takim. Üstelik anli sanli tarihinde ilk kez! Futbolseveri sasirtarak! Tipki, o külüstür arabanin sahibi, eski pardösülü, daginik görünümlü, bir gözü iyi görmeyen pejmurde dedektifin her maceranin final sahnesinde son vurusu yaptigi o unutulmaz cümlesindeki gibi: “Just one more thing!” (Yalniz son bir sey daha var!)
Buenos Aires’te, El Monumental Stadi’nda oynanan karsilasmada River Plate kümede kalma macinda ilk maçta 2–0 yenildigi rakibi ile 1–1 berabere kalinca tarihinde ilk kez küme düstü. 65.645 kapasiteli, ülkenin en büyük stadini dolduran River Plate taraftarlari maç sonunda o tarihi futbol mabedinden baslari önlerinde ayrilirken, gelecek sezon Primera (B) Nacional’da oynayacak olmanin hayal kirikligini yasiyordu.
Oysa sampiyon olmak kadar küme düsmek de vardi takimlarin kaderinde. Bazen büyükler de düserdi. Her ne kadar güzel ve yalniz ülkem taraftari, bizim hastalikli sistemin yarattigi “üç büyügün” bu duruma asla düsmeyecegine ölümüne inanmis olsa da...
***
Futbolun besiginde, kurulusu 1919’a dayanan, tarihinde üç kez sampiyonluk yasamis (1968–69, 1973–74, 1991–92) Leeds United FC, 2003–2004 sezonunun sonunda önce Championship’e düsecek, bir sezon sonra solugu League One’da (üçüncü lig) alacakti. Ancak, hangi kümede olursa olsun 39.460 kapasiteli Elland Road Stadi’ni doldurmaya devam etti Leeds United’a gönül verenler. Geçtigimiz sezon, Championship’i 7. sirada bitiren takimin evinde oynadigi maçlardaki taraftar ortalamasi 27.299’u bulurken, bizim büyüklerden Galatasaray kötü geçen sezonun ardindan yeni stadini doldurmakta güçlük çekiyor, sattigi kombine sayisi 20 bini bulmuyordu.
Günümüzde Premier Lig’in en zengin kulübü Manchester City de bir zamanlar pek yabancisi degildi “düsmeler ve çikmalar”in. Tarihi boyunca 10 kere düsüp 11 kere dönmüs olan mavili takim, 1996 senesinde ikinci lige düsecek, iki sezon sonra da üçüncü ligde boy gösterecekti. 1998–1999 sezonunu üçüncü lig sampiyonu olarak bitirirken, bir sezon sonra yeniden Premier Lig’e dönecek, ancak 2001 senesinde bir kez daha düsecekti. Ne olursa olsun, alt liglerde oynadigi dönemlerde bile taraftarlari takimi yalniz birakmadi. Önce Maine Road, 2003 senesinden sonra da 47.726 kapasiteli City of Manchester Stadi’ndan “Blue Moon” tezahürati tribünlerden hiç eksik olmadi.
Bati Londra’nin zenginler kulübü Chelsea de, “Chelsky” olmadan önce 6 kere düsüp 7 kere dönmüstü ülke futbolunun elitlerinin arasina. Kurulusu 1905 senesine dayanan, geçtigimiz sezon Stamford Bridge Stadi’nda 41.435 taraftar ortalamasi yakalayan mavi-beyazli takim, 80’li yillarda inisleri ve çikislari ile bilinirdi. 1983–1984 sezonunda 2. lig sampiyonu olurken, 1987–1988 sezonunda bir kez daha küme düsecek, bir sonraki sezon ligi sampiyon bitirip yeniden dönecekti. 2003 senesinin Haziran ayinda Rus milyarderi Roman Abramovich’in 140 milyon Sterlin karsiliginda satin aldigi kulüp, o tarihten sonra Premier Lig’i üç kez sampiyon olarak tamamladi.
Ama belki de en sasirtici olani 5 kere düsüp 6 kere çikmis Manchester United… Premier Lig’in kurulusundan önce eski adiyla 1. ligde 7, Premier Lig’in kuruldugu 1992 senesinden sonra 12 kez sampiyon olan “Kirmizi seytanlar” 1974 senesinde 2. lige düsüyor, bir sonraki sezon yeniden 1. lige yükseliyordu.
Yalniz Ada futboluna mahsus degildi elbet nam salmis takimlarin 2. ligi boylama durumu. ispanya’da 2 defa lig sampiyonu olmus Real Sociedad 6 kez 2. lige düsüp çikmisti. 2000 yilinin sampiyonu Deportivo La Coruna bu sene 9. defa düstü La Liga’dan. italya’da Lazio bes kez inip çikarken, 1893 senesinde kurulmus italyan futbolunun “Old Lady”si Juventus adinin karistigi sike skandali nedeniyle küme düsürülmüs, eksi 30 puanda basladigi 2006–2007 sezonunu Serie B’ de geçirmisti.
2000’li yillarin basindan günümüze kadar dört kere düsüp çikan FC Köln taraftarlari için olagan hale gelmisti düsmeler-çikmalar. Tribünlerden yükselen o tezahürat düsmenin o kadar da kötü olmadigini anlatiyordu görmesini bilenlere: “Önce bir düseriz/ Sonra geri çikariz/ Sonra yine düseriz/ Sonra yine çikariz/ Böyle nesemizi buluruz/ Kafayi yemisiz çünkü biz...”
***
Velhasil, “büyük takimlar asla küme düsmez!” diye bir kural yoktu endüstriyel futbol evresinden çok önce tozlu arsalarda sevdalandigimiz o güzel oyununun dogasinda. Zaman içinde kimler düsmemisti ki! Sonu, ta basindan belli “annemizin ligi”nde, amaç her sezon daha fazla dekoder satmak ya da çogunlugun mutlu olmasini saglamak olmasaydi eger, adil bir futbol düzeninde kendi kendimize yarattigimiz, sorgulamadan dogruluguna inandigimiz “üç büyük masali”nin kahramanlari da kötü geçen sezonlarin ardindan River Plate’in akibetini yasardi belki. Mesela kim garanti verebilirdi ki, geçtigimiz sezon, tarihinin en kötü sezonunu geçiren, 2000’li yillarin basinda UEFA Kupasini kazanmis Galatasaray’in, daha adil ve rekabetin yüksek oldugu bir ligde River Plate’in akibetine ugramayacagina?
O eski pardösülü, daginik görünümlü, bir gözü iyi görmeyen pejmurde dedektifin her maceranin final sahnesinde son vurusu yaptigi o unutulmaz cümlesindeki gibi: “Just one more thing!” (Yalniz son bir sey daha var!) diyebilecek kadar sürprizlere açik, adil, her takima esit yaklastigimiz, kollanmaya degil rekabete dayali futbolumuz olsaydi eger...
Hikâyenin sonu ta basindan belli olmasaydi eger...
Belki o zaman, her firsatta milyonlarca taraftari oldugu söylenen, ancak alinan iki yenilgi sonrasi tribünleri bos kalan takimlarimizin gerçek “büyüklügü”nü anlardik...
Ziya Adnan
|
|