Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2011-10-23 11:05:13
Mesaj konusu: Ülkemden Futbol Notlari - 2...
|
|
|
Adi Tolga... Tipki babasi ve annesi gibi Ankarali... Ankara’da dogdu; Ankara’da yasiyor; sehrin iyi okullarindan birine gidiyor. 16 yasina yeni basmis bir futbol delisi… Her sabah gözlerini açtiginda gazetelerin spor sayfalarinda yalnizca üç takimin haberlerini okumaya alistirilmis, her spor programinda üç takimin ninni tadinda haberlerini dinleyen, beter düzenin futbolu degil ama renkleri seven, “üç büyükler masali”yla fena zehirlenmis çocuklarindan biri. Sitem ediyor babasina: “Söz verdin, hâlâ bir kez olsun Galatasaray’i statta izleyemedim!” diyor. Gülerek kafasini salliyor babasi. “Biliyorum, ama söz ilk firsatta bir Galatasaray maçina götürecegim seni!” diyor.
“Çok duyduk bunlari biz!” der gibi bakiyor babasina Tolga. Taraftari oldugu takimi televizyon ekranlari karsisinda izlemeyi taraftarlik sananlar diyarinda, üzerinde sari-kirmizi formasiyla kim bilir kaçinci kez ekranin karsisina kuruluyor, birazdan baslayacak maçi izleme adina. Ayni saatlerde, Ankara’nin iki tarihi ve güzide takimi 19 Mayis Stadi’nin bos tribünleri önünde derbi maçina çikiyor. O eski stat, bir maçta daha sehrinin çocuklarinin tribünleri doldurmasini bekliyor, nafile bir umutla...
***
Çok bilindik bir futbol programinda, “En Çok Taraftar Kimde?” anketinin sonuçlari açiklaniyordu. Galatasaray ve Fenerbahçe % 35 ile basi çekiyor, onlari % 20 ile Besiktas takip ediyordu. % 6 civarinda oldugu söylenen Trabzonspor’dan sonra da yalnizca % 4 ile ülke futbolunun figürani haline getirilmis diger Anadolu takimlari geliyordu. Koskoca ülkeyi sadece bir sehre ve o sehrin üç takimina endekslemis olmanin hazin fotografiydi ortaya çikan. “Ülkenin dört bir yaninda maç günleri neden statlar bos?” sorusunun yaniti o fotografta sakliydi aslinda. Tribünleri her daim bos kalan ülkemde, futbolun kaderini dekoder satislari tayin ediyordu nasilsa...
Ayni günlerde, uzaklarda, futbolun besiginde Aston Villa–Wigan Athletic maçini 30.744, Everton–Liverpool maçini 39.510, Sunderland–West Brom maçini 34.815 taraftar izliyordu. Wolves kendi evinde Newcastle karsisinda 2–1 maglup oluyor, o maçi 26.561 taraftar izliyordu. 239.400 nüfuslu (2006 sayim) o küçük kasabanin takiminin maçinda bile tika basa dolmustu tribünler.
***
Belek... Kizarttigi baliklari siradaki misafirin tabagina koyan ahçibasi koyu futbol sohbetine dalmisti. “Guti iyi futbolcu ama bizim ligi önemsemiyor!” dedi. “Bir Besiktasli olarak takima zarar verdigini düsünüyorum,” cümlesini de ekledi. Nereli oldugunu sordugum zaman, “Adanaliyim, ikinci takimim Adanaspor!” diye yanitladi.
iki, hatta üç takim tutmanin normal sayildigi cografyada, Guti’nin bizi pek sallamamasi da sasirtmamaliydi aslinda. Birkaç gün sonra, çok satan gazetelerin birinin spor sayfasinda okudum: “Besiktas bana su kadar para verirse ayrilmayi düsünürüm!” diyordu 34 yasindaki futbolcu.
Belek günlerinden kisa süre sonra, Türk futbolunun son senelerde yetistirdigi, sonrasinda Avrupa’ya ihraç ettigi yetenekli futbolcu Arda Turan’in su cümlesi spor sayfalarinin mansetlerine tasiniyordu; “Biz 50 bin dolarimizi alamazken yabancilar helikopter bakiyordu!"
Görünüse göre, feri sönmüs yildizlar için Katar’dan bir önceki durakti ülkem.
Sahi, ne verdi Guti Türk futboluna? Bilen var mi?
***
Son sezonlarda har vurup harman savuran Besiktas’in divan kurulu toplantisinda kulübün borcu 357 milyon lira olarak açiklandi. Açiklamada, Kulübün baskan Yildirim Demirören’e 86 milyon lira, yönetici Serdar Adali’ya da 9,5 milyon lira borçlu oldugu vurgulaniyordu. Görünen o ki, UEFA’nin savurgan kulüplere sürekli hatirlattigi, 2014’den itibaren yürürlüge girecek “Financial Fair Play” meselesi siyah-beyazli takimin basini fena agritacakti.
***
Televizyonda, Türk futbolunun marka degerini anlatiyordu yayinci kurulusun taninmis yorumcusu. O, bizi bu sezon heyecanli bir ligin bekledigini söyleyedursun, üç istanbul takimindan Besiktas’in bu sezon sattigi kombine bilet sayisinin bes bini geçemedigini yaziyordu gazeteler. Ayni saatlerde oynanan Bank Asya 1. Lig maçinda, Kayseri Erciyesspor-Konyaspor maçini 150 taraftar izliyor; maçin baslamasina üç saat kala satilan bilet sayisinin 13 oldugunu söylüyordu televizyonda maçi anlatan spiker. Türkiye Futbol Federasyonun resmi sitesinde maç kodunun 2011 oldugu yaziliyor ancak biletli seyirci sayisi yazilmiyordu. Herhalde futbolun marka degerinin zarar görmesinden korkmustu isi iyi bilenler!
Sahi, maçlardaki seyirci sayisi neden açiklanmaz ülke futbolunda? Bilen var mi?
***
Kocaeli... Kurulusu 1966 senesine dayanan, ülke futboluna nice futbolculari kazandirmis, 1997 ve 2002 senelerinde Türkiye Kupasini kazanmis Kocaelispor, nam-i diger “Yesil simsekler” günümüzde zor günler geçiriyor ama kimin umurunda!
ikinci Lig’in dibine demir atmis, oynadigi bes maçta sadece bir gol atip kalesinde 29 gol gören yesil-siyahli takim futbolun görünmez kösesinde parasizlik ve sahipsizlikten inim inim inlerken, sehirdeki otomotiv sektörünün devleri istanbul takimlarina sponsor olmak için siraya giriyordu.
Üstelik kisi basina düsen milli gelir siralamasinda ilk sirada yer aliyordu o sanayi kenti…
Ve o kentin en önemli takimi, parasizliktan kapanma noktasina kadar gelmisti!
***
Ankara 19 Mayis Stadi’nin Gecekondu tribününde 5 bine yakin taraftar vardi. Ama ne taraftar! Deplasman takimi Sivasspor, Ankaragücü kalesini ablukaya almis, gol ariyordu. iste o sirada basladi o garip tezahürat. Evsahibi takimin kalecisinin rakip forvetle karsi karsiya kaldigi pozisyonda, tribünler “Akdeniz Aksamlari” sarkisini söylüyordu. Forvet vurdu, kaleci çikardi. Tribünler hâlâ devam ediyordu sarkiya: “iste been, böyle bir aksamdaaa...” Anlasilan tezahüratin amacinin kendi takimina güç vermek, rakip takim ve biraz da hakem üzerinde baski kurmak, rakibi hataya zorlamak oldugunu bilmiyordu o köklü takimin taraftari... Zaten birkaç dakika sonra deplasman takimi beklenen golü yaziverdi; ev sahibi tribünler tam da öyle bir aksamda asik olmusken!
Sonra 60’li yillarin sarkisi “Samanyolu” basladi: “Bir sarkisin sen, ömür boyu sürecek, dudaklarimdan yillarca düsmeyecek!” Deplasman takimi maçin bitis düdügü ile birlikte üç puani kazanmanin sevincini yasarken, Ayten Alpman’dan “lay lay lom”lar esliginde “Memleketim” sarkisini bekledim tribünlerden!
Aslinda çok da uygun olurdu bizim fotografa...
***
Bundan birkaç yil önce Necdet Abi anlatmisti; Ankara Amatör Süper Ligi takimlarindan Polatlispor’un 25 yildir amigolugunu yapan Ogu’nun, cezali oldugu bir maçta Polatli sehir Stadi’nin duvarinin yanindaki bir vincin üzerine çikarak oradan taraftarlari costurmaya çalistigini…
iste benzer bir olay daha…
Bank Asya’da mücadele eden Tavsanli Linyitspor’un “Nester” grubundan tribün lideri Macit Yildirim'in 6 ay statlardan men cezasi almasinin ardindan stada giremeyince, stat yakinindaki bir cami minaresine çikiyor ve renklerine âsik oldugu takimin maçini oradan izliyor!
Ziya Adnan
|
|