Her yönden zor bir maçti. Bu maçin teknik yorumu olmaz ama A.Gücü takimi canla basla mücadele etti. Orta saha ve ileride oynayan oyunculari süper lig için henüz yeterli düzeyde olmadigindan top tutmakta güçlük çektiler. Yine de duran toplardan berbaberlik sansini yakalamayi basardilar.
Bizim takimda en basta Tum olmak üzere, Oktay, Soner sonradan oyuna giren Mehmet Akgün ve Zec kayipti. Dilerim bu durum bir maçlik bir motivasyon sorunudur ve Çarsamba günü devam etmez. Maçin adami bence ilk golü hazirlayan ve ikinci golü son anda kaçiran Yasin'di. Mehmet Sedef, Ramazan, Özgür ve Hursut takimin iyileriydi.
Gökçek'in plani Ankaraspor'un adini Ankaragücü A.s. olarak degistirmek gerçek Ankaragücü'nü tarihten silmek. Böyle bir zamanda açilan 100 yillik tarihi mirasa vurgu yapan "Pes Etme imalati Harbiye" pankarti için emegi geçenleri tebrik ediyorum.
"uralnadir"]"Mehmet_Doruk"]ikinci golü atamayinca kolay maçi zor yaptik ilk maç gibi. Ankaragücü asil düsmezse bir daha kendine gelemez belki birgün ismi degismis Ankaraspor olarak lige gelirler, ama takim olarak söyle hakkiyla süper lige çikmanin zevkini tatmak onlarin da hakki.
Bu hakki ellerinden ancak sezon içerisinde gelecek puan silme cezalari alabilir. Ki ben de öyle bir durumda Ankaragücü'nün yeniden ligde kalabilecegini düsünüyorum.
fenerbahçe'den bile 12 puan silmeye düsünen zihniyet mersin ve sivas'tan sizce kaç puan siler ki? arti parantez sivasin su an bile 34 puani var.
bu yüzden ilgili senaryoya göre ankaragücü'nün kümede kalmasi için ligi iyi bir puanla 16. bitirmesi gerekiyor... ki suan görünen zor...
gerçi bir de b plani varmis. ankaraspor'u süper lige almak için ugrasacaklarmis 26 ocakta. eger olursa muhtemelen isim degistirmeyi planliyorlar herhalde.
siyaset konusmaya baslayacak ileri ki günlerde... kim daha güçlüyse onun dedigi olacak gibi...
ama bir de bu isin diger bir boyutu var ki o da kulübün borçlari ve iflas muhabbeti. 100 milyon avroyu sifirlama sanslari yok gibi. bu yüzden kulüp kapatilip baska bir kulüp üstünden devam etme karari alacaklar gibi...
otobüs otobüs deplasmana otobüs! :)
Dolduralim su deplasman tribününü Pazar günü! Biletler çok uygun olacak büyük ihtimal. Esi dostu toplayip gelmek lazim.
Bu maçi da alirsak önümüzdeki Bursa Antalya Antep Kayseri serisinde, Azo ve Aykut'un da katilmasiyla birlikte çok motive ve basarili sekilde geçebiliriz.
Bu maçin hafta sonu oynanacak olmasina sevindim.
Umarim Aykut'un tedavisi biter ve Ankaragücü maçina yetisir.
Ante ile yanyana oynayan Aykut'un takima katkisi büyük olur.
Yok eger yetismezse, Ante ile Curri oynar, Özgür de onlarin önünde . . .
Al basina bir dert....
Yensek bir turluuuu ( Ankaragucu'ne kiyamiyorum cunki onu cok seviyorum ).
Yenilsek baska turluuuuuu ( Play off meselesi ).
Beraberlik ise tam bir turluuuu. Ne Isa'ya ne de Musa'ya yaramaz bir sonuc.
Bu arada dikkatimi cekti polates hala ortada yok.
Kurtlar yemis olmasin Caldagi eteklerinde?
sivas maçi sonrasi ankaragücü formundan alinti;
[quote:27256eb814]Hakan Kutlu'yu dinledim. Oyuncular ikinci yariya ilk yarida islanan formalari ile çikmis, kaloriferin üstünde kurutmaya çalismislar, lotto forma göndermiyormus anladigim kadari ile.
rakibin durumu bu. rakip çok kirgin ve çaresiz.
bu maçta galip gelirsek sevincin dozunu iyi ayarlamaliyiz. hiçbir ortamda ankaragüçlüleri üzecek davranislarda bulunmamaliyiz. ankaragüçlüler tüm diger takim taraftarina o kadar aldirmaz, "he" der geçer. ama biz az sayida bile olsak en ufak olumsuz yorumumuz onlari fazladan üzer. lütfen dikkat.
Hakan Kutlu söyle bir açiklama daha yapti.
[quote:9b6a43a5ea]Bu ayin 17sinde bu çocuklarin 3 tanesi daha fesih hakki kazaniyor. Nasil halletcekler bakicam. Gençerbirligi maçina fesih hakki elde etmis 3 tane futbolcuyla çikabiliriz ya da o çocuklar da aramizdan ayrilmis olabilirler. Sali günü, Çarsamba günü bu çocuklarin son günü. Yeni gelen yönetim bu çocuklarin parasini verir diye düsünüyordum. simdi o da olmadi. Bakcaz nasil halletcekler.
Bu 3 oyuncu ise => Ergin Keles, Aydin Toscali, Bora Körk.
Eger bu 3 oyuncu da giderse Ankaragücü nerdeyse tamamen A2 takimla sahaya çikacak.
Bu durumda atilacak gol ya da gollere sevinmek insanin vicdanini sizlatir. sahsen, gol atarsak hoplaya ziplaya sevinmeyi düsünmüyorum.
Ayni hassasiyeti bizim oyunculardan da beklerim.
her ne kadar böyle bir sey yapmamiz, Ankaragücü'nün küme düsme mücadelesi verdigi takimlari rahatsiz edecek olsa da, gencler.org'da Fatih Korhan Erdogan'in "biz de paf takimla çikalim" önerisi belki bu seneki hedeflerimize ulasmada engel olusturabilir ama bence yillar geçse de unutulmayacak, derbinin derbi gibi kalmasini saglayacak bir yol olabilir.
http://gencler.org/yorumlar.php?id=355
bir de not düseyim.. bunu ankaragücünün kümede kalmasina yardim etmek için [color=red:7825a5b3ba]DEgiL[/color:7825a5b3ba], yüzyila yakindir süren gelenegin güzelligi açisindan söylüyorum. Yoksa maçi verelim gibi bir öneri degil bu.
edit: kirmiziyla belirttigim en önemli yeri yazmayi unutmusum :)
100 yasini asmis kockoca bir çinar, yüreginde Ankara sevgisi olmayan adamlarin elinde kurudu gitti. Rumenige Sadik, Hurubes Mehmet, Bonof Nazmi, kaptan Adil, Deli ihsan, iskender, Hikmet, Haluk, Halil ibrahim'den olusan kadroyu, onlarin gönülden mücadelesini, takimlarina olan baglilik ve aidiyet duygularini çok sevdim.
A.Gücü'nün genç futbolcularinin tüm imkansizliklara ragmen göstermis olduklari onurlu mücadeleyi ve direnci takdir ediyorum. Ezeli rakibimiz ebedi dostumuz A.Gücü için Mersin taraftari bile "Böyle Ankara Gücü'me gidiyor" diye pankart açiyorsa bizim daha fazlasini yapmamiz gerektigini düsünüyorum.
A.Gücü hangi kadroyla çikarsa çiksin,bu maçin çantada keklik bir maç olmadigini da hatirlatirim. Bu takimin daha iki hafta önce çoluk çocukla Besiktas'la berabere kaldigini unutmayalim.
"erdem_ceydilek"]her ne kadar böyle bir sey yapmamiz, Ankaragücü'nün küme düsme mücadelesi verdigi takimlari rahatsiz edecek olsa da, gencler.org'da Fatih Korhan Erdogan'in "biz de paf takimla çikalim" önerisi belki bu seneki hedeflerimize ulasmada engel olusturabilir ama bence yillar geçse de unutulmayacak, derbinin derbi gibi kalmasini saglayacak bir yol olabilir.
http://gencler.org/yorumlar.php?id=355
Böyle bir hareket play-off'a kalmaktan daha anlamli olur ve yillarca konusulur. Bence malesef bu sene A.Gücü'nün kümede kalma ihtimali kalmadi. Kümede kalma mücadelesi veren diger takimlarin bundan rahatsiz olacagini sanmiyorum.
söyleyeceklerimin yanlis anlasilmasindan korktugum için çok dikkat ederek yazdigimi bilmenizi isterim.
ben ankaragücü'nü seviyorum. ankaragücü taraftari için ayni seyi söyleyemem elbette ama ankaragücü'nün gelenegini, (her ne kadar cunta'nin 1.lig'e bir armagani olsa da) süper lig'de ikinci bir ankara takiminin varligini, gençlerbirligi'ne kiyasla ankara halkinin bu takimi (iyimser bir ifadeyle) biraz daha fazla sahiplenisini çok özel ve degerli buluyorum. dolayisiyla da 100 yillik koskoca ankaragücü'nün bu halde olmasina üzülüyorum. ama sapkayi ortaya koyup etraflica düsünmek lazim. birincisi, ankaragücü'nün bu hale gelmesinin tartismasiz tek sorumlusu gökçek ekibidir. bunda ne cavcav'in ne de gençler taraftarinin zerre kadar suçu yok. tam tersine tribünü biçakla kesilmis gibi ikiye bölen ve "büyük baskan gökçek" diye avazi çikasiya bagiran ankaragücü taraftarinin suçu var. sairin dedigi gibi, "kabahat senin demeye de dilim varmiyor ama, kabahatin çogu senin canim kardesim."
ikincisi, hiçbirimizin hosuna gitmese, hiçbirimiz memnun olmasak da süperlig milyon dolarlarin günler içinde el degistirdigi ultra-profesyonel ve endüstriyel bir lig. bunun da sorumlusu ben degilim. zaten takim da gökçek sülalesinin profesyonel-endüstriyel hirslariyla bu hale geldi. bana kalsa maçlar bedava olsun, yayinci kurulus denilen gasp çetesi ortadan kalksin, uzak deplasmanlarimizi trt'den seyredelim gene falan-filan. ama bu isler böyle degil artik. adamin parasini ödemezsen adam gider. bu is bu kadar basit. takimin kaptaniymis, ayagina top degdigi andan beri ankaragücü'nde oynamis, ankaragücü'nün futbol okullarinda yetismis, ankaragücü'nde profesyonel olmus, fark etmez. bu is artik çok büyük paralarin döndügü bir pazar isi. hos, öyle olmasa bile adamin isi bu, "aaa.. takim bana parami veremiyor. ama ben ankaragücü'ne çok asigim, o yüzden gitmeyeyim, gerekirse limon satar yine geçinirim nasil olsa ben" diyecek hali yok. o yüzden de yazik, paf takimla oynuyorlar tekrarinin artik biraz acima seansina dönüstügü kanaatindeyim. takimda para yoksa, topçusuna para veremiyorsa o adam o takimda, göbegi tesislerin bahçesine gömülü olsa durmaz, gider. gitti de. takimin parasizliginin sorumlulugu ile ilgili de bizim yapabilecegimiz bir sey yok. yine birinci maddeye dönüyoruz bu durumda.
maça a2'yle çikma meselesine gelince, bence iyi niyetli, sempatik ama yersiz bir düsünce. bilmiyorum takip ediyor musunuz ama ben ediyorum, bütün ankaragücü forumlarina üyeyim hemen hemen. onun disinda da fan sayfalari, taraftar bloglari ne varsa takip ediyorum ankaragücü ile ilgili. oralarda cavcav ve gençlerbirligi ile ilgili neler yaziliyor bir bakin derim. ankaragücü bizim kardesimiz. ayni ana-babanin birbirine benzemeyen iki evladi gibiyiz. buna lafim yok. ama bunun bize has bir ezber oldugunu da hatirlatmak isterim. en son murat duruer transferinden sonra forumlarda neler yazildi bir bakin, görün. duruer transferini ayrica tartisalim, etik miydi degil miydi diye ama yine de ankaragücü taraftarlarinin bizim (hem kulüp hem taraftar özelinde) yaptigi yorumlar da hiç kardeslige sigacak cinsten seyler degil. ondan emin olabilirsiniz. tamam maça paf takimla çikalim. ne olacak? hatirlatayim, bizim a2 takimimiz en yakin rakibi olan fenerbahçe'ye 8 puan mesafede ve lider. hiç fena bir takim degil. ankaragücü'nü yenmesi kuvvetle muhtemel. yenince ne olacak? kardesligimizi göstermek için a2'yle maça çiktik diye maç çikisi bizim kadinli-erkekli taraftarimizi taciz etmeyecekler mi? yanlarindan geçerken satasmayacaklar mi? deneyimlerim bana hiç de öyle olmayacagini söylüyor. peki ya yenilirsek? ankaragücü'ne nezaket olsun diye 3 puandan mi olacagiz? play off yarisinda, son haftalardaki saçmalamalarimizi da hesaba katalim, bir adim daha mi geriye düsecegiz? ben bunu hiç istemem.
tekrar söylüyorum, ankaragücü'nün a2 takimi oyuncularina helal olsun. çok büyük bir sevgi isi yapiyorlar. büyük basari. üstelik besiktas'la beraber kalmak da hiç fena bir sonuç degil. eyvallah. hepsi kardesim, kardesimiz. ama gökçeklerin mahvettigi ankaragücü'nün bugünkü durumunun faturasi ne onlara çikarilabilir ne bize ne cavcav'a. çok üzülüyorum ankaragücü'nün haline. ama artik biraz bu isin istismara dönüstügü kanaatindeyim. gökçek hala ankaragücü'nün basina geçme, çakma ankaragücü piyasaya sürme hesaplarinda ama hakiki ankaragücü can çekisiyor, burada artik biraz ankaragücü taraftarinin inisiyatif almasi gerekiyor. kimse ankaragücü'nü bu halde görmekten yana degil elbette.
ilaveten, ufak da olsa bir stat geliri elde etmesi için tüm ankaralilarin ankaragücü tribünü olsun gençlerbirligi tribünü olsun maça gitmesinden yanayim. ankarali sporseverin maksimum katkisi bu olabilir çünkü. ankaragücü'ne sahip çikmak için herkes maça gitmeli.
Ankaragücüyle ilgili hassasiyete aynen katiliyorum. bizim için cok önemli bir sinav bu sinavin kazanci 3puandan cok daha önemli. Onun için gereken çalismayi yapmamiz gerektigini düsünerek, bir pankart yaptiriyoruz.
A2 takimiyla cikma fikri mükemmel olmus. Bu fikri klube direk ilettim. Ama nasil bir düsünce olur Nasil bir karar cikar bilemiyorum.
" SEViNÇTE' DE ÜZÜNTÜDE'DE 2 DAMLA GÖZYAsI ;
1 DAMLA KIRMIZI SiYAH
1 DAMLA SARI LACiVERT...
"MahirUnsal"]söyleyeceklerimin yanlis anlasilmasindan korktugum için çok dikkat ederek yazdigimi bilmenizi isterim.
Sevgili Mahir, kim nasil anlarsa anlasin sen dogru bildiklerini yazmaktan çekinme. Baskalarinin hakkinda ne düsünecegini fazla önemsersen kendin gibi olamazsin, sürünün bir parçasi olursun.
Fikirlene saygili olmakla beraber katilmayacagim. Yazdiklarin mantik olarak dogru. Ancak G.Birligi yandaslarinin çogu bu takimi mantiksal degil, duygusal nedenlerle seçmistir. Hayatta mutlak iyi, mutlak kötü yok, gri renkler var. Neyi görmek istersen onu görürsün. Sen A.Gücü taraftarlarinin yazdigi olumsuz yazilarindan bahsetmissin, ben sana bizzat sahit oldugum G.Birligi'ne vermis olduklari gönülden destege en az bin örnek verebilirim. Bes parmagin besi bir degil. Dikkat ettiysen yasi 40 ve üzerinde olanlarimizin A.Gücü'ne karsi daha sempatik yaklasimlari var, çünkü özellikle G.Birligi'nin 2. ligde oynadigi ve 1. lige yeni çiktigi dönemlerde yasanmis ortak anilar var. Ankaragücü'nün olmadigi Ankara futbolu öksüz kalir.
Ben play-off'u da asiri önemsemiyorum. A.Gücü'nü yenince play-off'a kalacagimiz kesin degil de, varsayalim kaldik, yillar sonra bizim de maça A2 takimla çikmamiz hatirlanir, play-off oynamamizin lafi bile edilmez.
Pankart fikri mükemmel olmus.
Pankartin yani sira Ankaragücü'nün yaninda oldugumuzu belirten tezahurat da üretilebilir.
Ancak,
A2 takimiyla çikmak en hafifinden sportmenlige ve profesyonellige aykiri bence.
Bu duruma fair-play denilemez bunun adi çok daha farkli olacaktir.
Diger düsme hattindaki takimlar nasil bileginin hakkiyla bizden puanlari kaptiysa Ankaragücü de aynisini yapmali.
A2 takimiyla çikmak kabul edilemez.
mahir çok güzel yazmissin.
yazdiklarina genelde katiliyorum.
bir konuda ekleme yapmak istiyorum.
eklemek istedigim kisim ankaragüçlülerin sanal alem ortamlari.
sanal ortamda gerçekten her takim için sikintilar var.
oysa bizim elimizde gerçekler var.
bizimle kupa maçina kayseriye gelip 3 saatte 50 kilo yagmur yemis onlarca otobüs ankaragüçlü var.
bursadaki kupa maçinda bizden önce stada düsmüs yüzlerce ankaragüçlü var.
en son sivas deplasmaninda eksi bilmem kaç derecede onca yürüme engeline karsi sapkasini atkisini takmis gelmis aramiza oturmus ankaragüçlü kardesim var.
bu insanlarin bir hatiri var.
sanal ortamda isterse 1000 kisi sallasa da, bize gelip kalpten destek veren 1 ankaragüçlü için bile saygiyi hakediyor ankaragüçlüler. o yüzden yanlis olanlara takilmadan biz dogru davranisi sergileyelim (ki sende öyle demissin zaten)
not: pazar günü stadta yine küfredeni de çikacaktir, rahatsiz edeni de. bize göre kontrol mekanizmalari olmayan büyüklükteler. kendilerinin de apaçi dedikleri bu tiplere fazla aldirmamak lazim.
"NedimCelasun"]Ankaragücüyle ilgili hassasiyete aynen katiliyorum. bizim için cok önemli bir sinav bu sinavin kazanci 3puandan cok daha önemli. Onun için gereken çalismayi yapmamiz gerektigini düsünerek, bir pankart yaptiriyoruz.
A2 takimiyla cikma fikri mükemmel olmus. Bu fikri klube direk ilettim. Ama nasil bir düsünce olur Nasil bir karar cikar bilemiyorum.
" SEViNÇTE' DE ÜZÜNTÜDE'DE 2 DAMLA GÖZYAsI ;
1 DAMLA KIRMIZI SiYAH
1 DAMLA SARI LACiVERT...
Nedim, pankartta ne yazacak abi?
Mahir Kardesimin Ankaragücünün halihazir durumunu 1 tek kisinin sorumluluguna bagliyan yorumuna asla katilmiyorum.
Mahir Kardesin geçmise dogru bu tribünlerin hangi hallerine sahit oldugunu bilmiyorum 44 yasinda ve yaklasik 35 yildir 19 Mayis müdavimi olan, Sevgili Ziya Adnan'in tabiriyle Ankara Futbolunun o siyah beyaz büyülü devirlerini gayet iyi yasamis biri olarak Cemal Azmi Aydin isimli sahsi sadece Ankaragücü'nü degil,Ankara Futbolunu ve Ankara tribünlerini mahfetmis, Ankaranin o müthis futbol kültürünü katletmis biri olarak görürüm ve asla affetmem.
Yasayanlar sunu bilirler..Ankara ve seyircisi, ne istanbula ne izmire nede Adanaya benzerdi.Ankara seyircisi öncelikle futbol sevgisiyle doluydu ve sevginin yol göstericiliginde kentinin her takimini ayni coskuyla ayrimsiz destekler ve her hafta bu emektar stad tika basa dolu olurdu(Örnegin Sn.Ziya Adnan, Rahmetli Lefteri andigi son yazisinda tiklim tiklim bir 19 Mayisi anlatirken maçin Hacettepe yada PTT maçi olabilecegini söylüyor dikkat ettiyseniz..)
.
Önce Ankara seyircisini taraftara dönüstürdü bu zat..(Ankaragücü taraftari, Gençlerbirligi taraftari, seker taraftari,Petrol taraftari..Tipki istanbul, izmir, Adana gibi..) Sonra taraftari kendi içinde böldü..Böldü ki yönetmesi ve hükmetmesi kolay olsun..
Ankarada C.A.Aydin'a kadar tribün lideri diye BiR sEY olmamistir arkadaslar...Amigolar olmustur...
Hüsnü'ye gidip sorun , sen Ankaragücü amigosu diy bilinen Hüsnü, kaç Gençler maçinda tribünleri costurdun diye..Sayisini bile hatirlamaz..
Niye Hüsnü hiç bir maçta bir tek tribünü costurmamistir da , polislerle köse kapmaca oynayarak olmadik anda bi maratondan bi gecekondudan bi kapalidan ortaya çikiverip her tribünü ayri ayri costurmaya çabalamistir acaba...Çünkü O, A tribününün , B tribününün lideri degil, stadi dolduran tüm Ankarali sporseverlerin amigosuydu da ondan.
Nazarimda Ankara futboluna, Ankara futbol kültürüne, Ankara sporseverine ve de Ankaragücüne en büyük kötülügü yapmis kisidir o kir saçli adam..Cuma günleri okuldan geldikten sonra Bahçelievler pazarinda su satip kazandigim parayi Pazar günü(Sadiklari, Nazmileri,Cemalettinleri,Vehbileri izleyebilmek için) maç parasi yapan biri olarak hakkimi asla helal etmeyecegim kisidir...
Mahir Kardesimin bahsettikleri ise bu konuda onun eline su dökmeye kalkipta, bugüne kadar bunu da becerememis olanlardir..
Gencler bir "understrength" takim cikarsa, ceza alabiliriz.
Uç sene once:
"Mick McCarthy for Wolves’ trip to Old Trafford to play Manchester United. McCarthy rested a number of players for this midweek match (which Wolves lost 3-0) ahead of a match against Burnley at the weekend. Wolves beat Burnley and finished the season in the Premier League, while Burnley were relegated. He would doubtlessly reason that the end of season league table vindicated his decision, but the Premier League apparently disagreed and handed the club a suspended £25,000 for their troubles."
McCarthy kendi'nin takim icin yapti. Gencler bu hafta sonu ayni gibi bir sey yapalicaksa, Ankaragucu icin yapacak. Belki nekadar buyuk bir ceza alabiliriz.
Kesinikle, biz en iyi 11 kisi'ile oynamak lazim.
Kötu Turkce icin lutfen affet - or you can get stuffed :)
Ben duygusalim.
A-2 ile cikalim isterim.
Ama Chris hakli.
Aslinda herkes hakli.
Bir tesbit de su: Ankaragucu bu hali ile bile bizi evire cevire yenebilir. Acik soyliyeyim pek uzulmem. Cunki Ankaragucu benim cocuklugum, gencligim, hayatimin bir parcasi.
Bugunlerde Genclerbirlikli olmak zor, Ankaraguclu olmak ondan da zor.
Cok zor be cocuklar.
Cok zor.
Bu kir sacli adam ve les kargasi el ele yok ettiler asirlik koca cinari.
Birçogumuz için duygusal açidan son yillarin en zor maçi... Arkadaslarimiz, samimi düsüncelerini çok güzel dile getirmisler ve büyük bir bölümüne katildigim güzel seyler yazmislar. Benimse bu konuda yazabilecegim fazla bir sey yok. Çünkü öyle bir durum ki, elim bir türlü yazmaya gitmiyor. Ne yazarsak yazalim, Ankaragücü'nün bugün içinde bulundugu zor durumdan çikmasi için hiçbir ise yaramayacagi gibi Ankaragücü taraftari arkadaslarimi bu duygusal anlarinda kirmak da istemem. Onun için kendi açimdan sessiz kalip yazmamak en iyisi gibi geliyor bana. Ama yine de çok üzülsem de sadece sunu kisisel bir not olarak belirtmeden geçemem: Bunu söylemek çok aci ama Ankaragücü bugün öyle bir durumda ki, bu gidisle degil ligde kalmak amatör kümeyi dahi görmesi zor... Sorumlular ise ortada piskin piskin dolasiyor ve konusuyorlar. Bazi yöneticiler ise elde kalan son futbolculari da üçe bese bakmadan satip, kendi yarattiklari sanal alacaklarini tahsil etmeye çalisiyorlar. Ancak mevcut borç yükünü ortadan kaldiracak sihirli bir formül ufukta dahi gözükmüyor. Kulüp su anda kepenkleri kapatilip kapisina kilit vurulmaya, yani yok olmaya dogru gidiyor. Zaten dernek statüsünde degil de bir sirket ya da kooperatif olsaydi simdiye kadar çoktan iflas etmis ve tasfiyesi dahi tamamlanip adi ticaret sicilinden sildirilmisti.
isin dogrusu bu maçi statta ya da televizyonda izlemeyi benim yürgim kaldirmiyor. Biri her bakimdan zorluklar içinde ve can derdinde, digeri puan pesinde iki köklü ve güzide takim. Kosullar esit degil. Oysa ben,Ankara'nin bu iki tarihi kulübünü, çogunu altyapilarindan çikardiklari genç ve tas gibi takimlarla zirve mücadelesi içinde keyifli derbiler oynarken izlemek istedim hep. Ama bu hayalim hiç gerçeklesmedi.
Ankaragücü'nün karsisina A2 takimimizla çikalim gibi öneriler yapiliyor. Teknik heyetin bu maça nasil bir kadro çikartacagina bir karar veremeyiz elbette. Sadece böyle bir temennide bulunabiliriz. Bu, çok güzel ve futbolun ruhuna uygun naif bir düsünce... Ama bence Ankaragücü'nün böyle bir jeste ihtiyaci yok ve hatta bu öneri Ankaragücü'nün bir kisim taraftari için incitici dahi olabilir. Ayrica taraftar sitelerinde ve Facebook gibi ortamlarda bazi kisilerce yazilan "bizim A2 takimimiz da çok iyi ve yener" gibi ifadeler de hiç hos degil. Rakibimizi, üstelik de zor durumdaki hemserimizi, kardesimizi küçük gören ve asagilamaya çalisan bu tür söylemlerin taraftarlik ve futbolseverlikle bagdasmadigini düsünüyorum. Ayni sekilde "bu maçtan da üç puan alirsak söyle olur, su siraya yükseliriz" gibi puan kazandikça daha çok kazanma oburlugu ve hirsi da böyle bir maçta bizim futbolsever taraftar yapimiza uygun düsmez ve yakismaz gibi geliyor bana.
Öte yandan sezon basinda oynanan TSYD Kupasi maçinda Ankaragücü A2 takimiyla sahaya çiktigi halde biz A takimla oynadik. Aslinda o maçta biz de bir jest yapip A2 takimla sahaya çikabilirdik. Ya da örnegin sadece iki takimi ilgilendiren Türkiye Kupasinda Gençlerbirligi'nin karsisina Boluspor degil de Ankaragücü çikmis olsaydi, Gençlerbirligi'nin bu maça da A2 takimla çikmasinda bir sakinca olmazdi. Sonuçta Gençlerbirligi'nin yenilip elenmesi sadece kendisinin sorunu olurdu. Ama bu maç bir lig maçi ve sadece Gençlerbirligi ile Ankaragücü'nü degil, özellikle kümede kalma mücadelesi yapan alt siralardaki birçok takimi da yakindan ilgilendiriyor. Dolayisiyla Gençlerbirligi'nin bu maça A2 takimiyla çikmasi ve yenilmesi halinde bu durum diger takimlarca bir tür "sike" olarak nitelenir. Ki böylesi bir saibeyi ne Gençlerbirligi ne de Ankaragücü camiasi kaldirabilir. Onun için bu önerinin sadece bir dost ve kardes temennisi olarak kalmasinda yarar var. Gençlerbirligi, bundan önceki maçlara hangi kadroyla çiktiysa bu maça da o kadroyla çikmali. Hangi takim yenerse yensin, sonuç dürüst oyunla sahada ortaya çikmali. Her iki takim futbolcularina düsen görev bu...
Biz taraftarlara gelince... Bu maçta ortada üç puan var. Bu üç puan ya birer puan olarak paylasilacak ya da takimlardan birine gidecek. Kendi adima, Gençlerbirligi'nin bu kosullarda oynanan bir maçta atacagi gol ya da gollere ve alacagi puanlara bir taraftar olarak sevinmem. Hatta eger bu maçta bileginin hakkiyla alacagi üç puan, bizim ilk 8'e girmemizi engellese dahi Ankaragücü'nün ayaga kalkip kurtulmasina ve kaostan çikmasina yarayacaksa, yenildigimize de üzülmem.
Kisacasi her iki takimin futbolculari da sahada islerini yapsinlar. Kardesçe ve dostça bir mücadele olsun. Bir aksilik olmazsa Çarsamba günü antrenmani izlemeye gitsek de bu maçi izlemeye yüregim dayanmadigi için ben muhtemelen tribünde olamayacagim ama tüm dilegim maça gidecek olan taraftarlarin da tribünde kendilerine düseni yapmalari; dostluk ve kardesligin bozulmamasina özen gösterecek sekilde sagduyulu hareket etmeleri...
necdet abi zaten adama zor gelen maçin esit sartlarda olmayacak olmasi.
kilitlendik kaldik. insallah ekstra bir gayret gösterirler de yener bizi bu çocuklar. kümede kalmalarindan daha önemli bir hal aldi mücadeleleri çünkü.
daha önce ligde böyle bir süreç hatirlamiyorum.
kadrosu yeterli olmadigi için düsen takimlar oldu ama kadrosunun tamami dagildigi için a2 paf vb ile devam edip düsen bir takim hatirlamiyorum.
simdi karsimizda yara almis bir rakip var, daha da üzerine yüklenmek sporun ahlakina da ters. üstelik bu takim ankaragücü, çogumuzun bir sekilde diger yarisi, gençlerli olmasak tutacagimiz takim.
"aksitozkural"]Ben duygusalim.
A-2 ile cikalim isterim.
Ama Chris hakli.
Aslinda herkes hakli.
Bir tesbit de su: Ankaragucu bu hali ile bile bizi evire cevire yenebilir. Acik soyliyeyim pek uzulmem. Cunki Ankaragucu benim cocuklugum, gencligim, hayatimin bir parcasi.
Bugunlerde Genclerbirlikli olmak zor, Ankaraguclu olmak ondan da zor.
Cok zor be cocuklar.
Cok zor.
Bu kir sacli adam ve les kargasi el ele yok ettiler asirlik koca cinari.
Yorumlara bakiyorum gönülden geçenler hep ayni.Necdet abinin de söyledigi gibi bu maçi izleyip izlememek konusunda kararsizim.Gönlüm dostlugun ve kardesligin kazanmasinda.Açikcasi maçta olursam gol atarsak sevinecegimi düsünmüyorum.
"suat_sonal"]Mahir Kardesimin Ankaragücünün halihazir durumunu 1 tek kisinin sorumluluguna bagliyan yorumuna asla katilmiyorum.
Mahir Kardesin geçmise dogru bu tribünlerin hangi hallerine sahit oldugunu bilmiyorum 44 yasinda ve yaklasik 35 yildir 19 Mayis müdavimi olan, Sevgili Ziya Adnan'in tabiriyle Ankara Futbolunun o siyah beyaz büyülü devirlerini gayet iyi yasamis biri olarak Cemal Azmi Aydin isimli sahsi sadece Ankaragücü'nü degil,Ankara Futbolunu ve Ankara tribünlerini mahfetmis, Ankaranin o müthis futbol kültürünü katletmis biri olarak görürüm ve asla affetmem.
Yasayanlar sunu bilirler..Ankara ve seyircisi, ne istanbula ne izmire nede Adanaya benzerdi.Ankara seyircisi öncelikle futbol sevgisiyle doluydu ve sevginin yol göstericiliginde kentinin her takimini ayni coskuyla ayrimsiz destekler ve her hafta bu emektar stad tika basa dolu olurdu(Örnegin Sn.Ziya Adnan, Rahmetli Lefteri andigi son yazisinda tiklim tiklim bir 19 Mayisi anlatirken maçin Hacettepe yada PTT maçi olabilecegini söylüyor dikkat ettiyseniz..)
.
Önce Ankara seyircisini taraftara dönüstürdü bu zat..(Ankaragücü taraftari, Gençlerbirligi taraftari, seker taraftari,Petrol taraftari..Tipki istanbul, izmir, Adana gibi..) Sonra taraftari kendi içinde böldü..Böldü ki yönetmesi ve hükmetmesi kolay olsun..
Ankarada C.A.Aydin'a kadar tribün lideri diye BiR sEY olmamistir arkadaslar...Amigolar olmustur...
Hüsnü'ye gidip sorun , sen Ankaragücü amigosu diy bilinen Hüsnü, kaç Gençler maçinda tribünleri costurdun diye..Sayisini bile hatirlamaz..
Niye Hüsnü hiç bir maçta bir tek tribünü costurmamistir da , polislerle köse kapmaca oynayarak olmadik anda bi maratondan bi gecekondudan bi kapalidan ortaya çikiverip her tribünü ayri ayri costurmaya çabalamistir acaba...Çünkü O, A tribününün , B tribününün lideri degil, stadi dolduran tüm Ankarali sporseverlerin amigosuydu da ondan.
Nazarimda Ankara futboluna, Ankara futbol kültürüne, Ankara sporseverine ve de Ankaragücüne en büyük kötülügü yapmis kisidir o kir saçli adam..Cuma günleri okuldan geldikten sonra Bahçelievler pazarinda su satip kazandigim parayi Pazar günü(Sadiklari, Nazmileri,Cemalettinleri,Vehbileri izleyebilmek için) maç parasi yapan biri olarak hakkimi asla helal etmeyecegim kisidir...
Mahir Kardesimin bahsettikleri ise bu konuda onun eline su dökmeye kalkipta, bugüne kadar bunu da becerememis olanlardir..
Suat Bey o yillari çok güzel anlatmissiniz.
Bu maça G.Birligi ideal onbiri ile çikacaktir. A2 takim ile çikma fikri, rakibimize kiyak geçme degil, bu anlamli derbinin esit sartlarda devam etmesini saglamak için kurulan naif bir hayaldi. sahsim adina A.Gücü derbilerimiz her ne kadar ligdeki siralamayi ilgilendirse de ezeli rekabet yönü benim için kiytirik süper lig yarisindan daha anlamli.
Ayrica Türkiye'de hiç bir takim zayif takimla çiktigi için cezalandirilmaz. 2004 yilinda ligde firtina gibi estigimiz sezonda, Bursa'nin kümede kalmak için galibiyete ihtiyaci oldugu son maçtan önce tüm yabanci oyuncularimiza izin vermis ve yedek agirlikli bir kadroyla çikmistik. Lafi bile edilmemisti.
"onur_aydogan"]"suat_sonal"]Mahir Kardesimin Ankaragücünün halihazir durumunu 1 tek kisinin sorumluluguna bagliyan yorumuna asla katilmiyorum.
Mahir Kardesin geçmise dogru bu tribünlerin hangi hallerine sahit oldugunu bilmiyorum 44 yasinda ve yaklasik 35 yildir 19 Mayis müdavimi olan, Sevgili Ziya Adnan'in tabiriyle Ankara Futbolunun o siyah beyaz büyülü devirlerini gayet iyi yasamis biri olarak Cemal Azmi Aydin isimli sahsi sadece Ankaragücü'nü degil,Ankara Futbolunu ve Ankara tribünlerini mahfetmis, Ankaranin o müthis futbol kültürünü katletmis biri olarak görürüm ve asla affetmem.
Yasayanlar sunu bilirler..Ankara ve seyircisi, ne istanbula ne izmire nede Adanaya benzerdi.Ankara seyircisi öncelikle futbol sevgisiyle doluydu ve sevginin yol göstericiliginde kentinin her takimini ayni coskuyla ayrimsiz destekler ve her hafta bu emektar stad tika basa dolu olurdu(Örnegin Sn.Ziya Adnan, Rahmetli Lefteri andigi son yazisinda tiklim tiklim bir 19 Mayisi anlatirken maçin Hacettepe yada PTT maçi olabilecegini söylüyor dikkat ettiyseniz..)
.
Önce Ankara seyircisini taraftara dönüstürdü bu zat..(Ankaragücü taraftari, Gençlerbirligi taraftari, seker taraftari,Petrol taraftari..Tipki istanbul, izmir, Adana gibi..) Sonra taraftari kendi içinde böldü..Böldü ki yönetmesi ve hükmetmesi kolay olsun..
Ankarada C.A.Aydin'a kadar tribün lideri diye BiR sEY olmamistir arkadaslar...Amigolar olmustur...
Hüsnü'ye gidip sorun , sen Ankaragücü amigosu diy bilinen Hüsnü, kaç Gençler maçinda tribünleri costurdun diye..Sayisini bile hatirlamaz..
Niye Hüsnü hiç bir maçta bir tek tribünü costurmamistir da , polislerle köse kapmaca oynayarak olmadik anda bi maratondan bi gecekondudan bi kapalidan ortaya çikiverip her tribünü ayri ayri costurmaya çabalamistir acaba...Çünkü O, A tribününün , B tribününün lideri degil, stadi dolduran tüm Ankarali sporseverlerin amigosuydu da ondan.
Nazarimda Ankara futboluna, Ankara futbol kültürüne, Ankara sporseverine ve de Ankaragücüne en büyük kötülügü yapmis kisidir o kir saçli adam..Cuma günleri okuldan geldikten sonra Bahçelievler pazarinda su satip kazandigim parayi Pazar günü(Sadiklari, Nazmileri,Cemalettinleri,Vehbileri izleyebilmek için) maç parasi yapan biri olarak hakkimi asla helal etmeyecegim kisidir...
Mahir Kardesimin bahsettikleri ise bu konuda onun eline su dökmeye kalkipta, bugüne kadar bunu da becerememis olanlardir..
Suat Bey o yillari çok güzel anlatmissiniz.
Bu maça G.Birligi ideal onbiri ile çikacaktir. A2 takim ile çikma fikri, rakibimize kiyak geçme degil, bu anlamli derbinin esit sartlarda devam etmesini saglamak için kurulan naif bir hayaldi. sahsim adina A.Gücü derbilerimiz her ne kadar ligdeki siralamayi ilgilendirse de ezeli rekabet yönü benim için kiytirik süper lig yarisindan daha anlamli.
Ayrica Türkiye'de hiç bir takim zayif takimla çiktigi için cezalandirilmaz. 2004 yilinda ligde firtina gibi estigimiz sezonda, Bursa'nin kümede kalmak için galibiyete ihtiyaci oldugu son maçtan önce tüm yabanci oyuncularimiza izin vermis ve yedek agirlikli bir kadroyla çikmistik. Lafi bile edilmemisti.
Cezalandirilmaz ama ben bir taraftar olarak o günlerin acisini ve Ersun Yanal'in etik disi bu tavrini hala yasarim ve o sene bizim yüzümüzden düsen Altay için üzülürüm.
Ayrica Ankaragücünün içinde bulundugu duruma gerçekten çok üzülüyorum,bu olaylari haketmeyen bir takim.Islak formalarla maça devam etmeleri çok üzücü bir durum.
Yalniz kendi görüsüm normal oyunu oynamamiz.Haksizliga karsi gelen Gençlerbirligi taraftari degil mi?simdi bu maçta oynamayip berabere kalsak düsmede Ankaragücü'nün rakibi olan diger takimlar için haksizlik olmaz mi?
Çikip normal oyunumuzu oynayalim saha disinda her türlü destegi verelim, stad'da sevinçleri ölçülü yapalim.Yine mümkün olabilirse Bir forma'da sen al tarzi bir destek kampanyasi yapabiliriz.
"onur_aydogan"]
Bu maça G.Birligi ideal onbiri ile çikacaktir. A2 takim ile çikma fikri, rakibimize kiyak geçme degil, bu anlamli derbinin esit sartlarda devam etmesini saglamak için kurulan naif bir hayaldi.
Kesinlikle katiliyorum. Herhangi bir acima, yol verme, kiyak geçme degil benim açimdan da bu istek. Zaten A2 takimimiz da çiksa as takim da çiksa, çikip kazanmak için oynayacaklarindan süphemiz yok. Sadece üzüntümüzü, destegimizi gösterebilmek adina bir öneriydi.
A2 olayi haber olmus.
[quote:83671bed05]Spor Toto Süper Lig'de hafta sonunda Gençlerbirligi ile Ankaragücü arasinda yapilacak baskent derbisi öncesinde, Gençlerbirligi'nin Karakizil taraftar grubu, takimlarinin sahaya A2 takimiyla çikmasini istedi.
Taraftar grubu tarafindan yapilan yazili açiklamada, ayni sehrin kardes takimlarinin derbide karsi karsiya gelecegi belirtilerek, ''Takimimizin A2 takimla sahaya çikmasini, sahada esit sartlarda mücadele verilmesini istiyoruz'' denildi.
Gençlerbirligi taraftarlari olarak hemsehrilerinin içinde bulundugu durumun farkinda olduklari ifade edilen açiklamada söyle denildi:
''Bu maç bizim için üç puandan çok daha büyük anlamlar tasiyor. Ankaragücü'nü bu hale getirenler elbette hesabini vermeli. Taraftara bu çileyi yasatanlar, futbolculari zor kosullarda yari yolda birakanlar Ankara halkina hesap vermelidir. Ankara taraftarlari sartlar ne olursa olsun, beraber güler, beraber aglar. Sevinçte de üzüntüde de akan iki damla gözyasinin birisi sari-lacivert, digeri kara kizil olur.''
Gençlerbirligi ve Ankaragücü taraftarlarinin yillarca yan yana maç izledikleri hatirlatilan açiklamada, ''Türkiye Kupasi'nda final oynarken Ankaragücülü dostlarimizla yan yana, gönül gönüleydik. Yönetimlere ragmen saha içindeki tatli rekabetimizi, taraftarlar arasindaki dostlugumuzu koruduk. Renkler farkli olsa da ayni sehrin havasini beraber soluduk, solumaya da devam ediyoruz. Bu mücadeleyi büyük bir saygiyla takip ediyoruz'' denildi.
Gençlerbirligi taraftarlari olarak bu hafta sonu oynanacak maçta takimlarinin sahaya A2 takimiyla çikmasini isteyen taraftar grubu, açiklamasini söyle tamamladi:
''Gençlerbirligi sahaya A2 takimiyla çiksin, hak eden kazansin. Ankara'da yasayan herkesin görevini yerine getirmesi, yasadigi sehrin takimlarina iyi günde, kötü günde sahip çikmasi gerekiyor. Gençlerbirligi Karakizil taraftar grubu olarak takimimizin A2 takimla sahaya çikmasini, sahada esit sartlarda mücadele verilmesini istiyoruz. Kimse unutmasin ki Ankaragücü ve Gençlerbirligi'nin sahibi Ankaralilardir. Hak eden, mücadele eden kazansin.''
http://www.ligtv.com.tr/Default.aspx?r=1&hid=105791
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/19703839.asp
"erdem_ceydilek"]"onur_aydogan"]
Bu maça G.Birligi ideal onbiri ile çikacaktir. A2 takim ile çikma fikri, rakibimize kiyak geçme degil, bu anlamli derbinin esit sartlarda devam etmesini saglamak için kurulan naif bir hayaldi.
Kesinlikle katiliyorum. Herhangi bir acima, yol verme, kiyak geçme degil benim açimdan da bu istek. Zaten A2 takimimiz da çiksa as takim da çiksa, çikip kazanmak için oynayacaklarindan süphemiz yok. Sadece üzüntümüzü, destegimizi gösterebilmek adina bir öneriydi.
ben de katiliyorum. 8)
keske "zec neden oynamiyor, çift forvet çikilmali", "aykut iyilestiyse tekrar 11'e monte edilmeli, sedef bir hafta dinlenmeli" gibi önerilerle dolu bir seyler yazilabilseydi bu maç öncesinde. ama ankaragücü öyle bir durumda ki, yazmanin gerekliligi-uygunlugu-mantiksalligi, takimin güzel gidisini rekabetin hazziyla harlamak gibi noktalar söyle dursun; insanin içinden dahi gelmiyor bunlardan bahsetmek.
a2 takimiyla çikma fikrinin etik disi herhangi bir yani oldugunu düsünmüyorum ben. çünkü bu ankaragücü'ne karsi bir asagilama ya da küçümseme ifade etmedigi gibi; böyle bir fikrin uygulanmasi halinde ligin içinde bulundugumuz haftasi itibariyle kimseyi zor durumda birakacak, ya da ankaragücü'ne açik bir iltimas anlamina gelecek bir durum söz konusu olmayacaktir. sahaya hangi takim çikarsa çiksin kazanmak için oynayacagi kesin. bu nedenle böyle bir jest bence tarihe geçecek denli naif ve göz yasartici olacak potansiyelde. hos, a2 takim da canavar gibi ayrica:)
umarim pazar aksamüstü, ikinci devrede günes batarken biz her türlü isinmis oluruz. bana bu kadari yeter.
Ankara'nin "ezeli rekabet"i ne istanbul'unkine ne de izmir'inkine benzer. istisnalar mutlaka vardir ama genele bakildiginda bu iki camiadan hiç biri digerinin zora düsmesinden, yokolusa gidisinden haz almaz. Tam tersine, bu iki camia güçlü baglarla birbirlerine bagli olduklarinin bilincindedir... simdi de çogunlugumuz ayni duygular içindeyiz.
Tabii biz ne kadar mevcut durumdan rahatsiz da olsak ates düstügü yeri yakar, dolayisiyla Ankaragücü camiasi bugünlerde çok daha hassas. Bunu göz önünde tutarak her hareketimizi, her sözümüzü tekrar düsünmeli, iyi tartmaliyiz. Böyle çok hassas dönemlerde iyi niyetle yapilan jestler bile karsi tarafta alinganlik yaratip yanlis anlasilabiliyor.
Bence bu maçta galip gelmemiz halinde gol ve galibiyet sevinçlerimizi içimizde yasamak, maçtan önce ve sonra kendi takimimiz ile birlikte Ankaragücü'nü de çagirip destek mesaji vermek gibi jestler yeterli olacaktir. Ayni sekilde ekibimiz de Murat Duruer'i bu hafta dinlendirse, abartili gol sevinçlerinden ya da fark yapma gayretlerinden uzak durursa -eger maçin gidisi lehimize olursa tabii- sik olur...
a|c
Gençler taraftari ve kulübüyle farkli. bu farki A2 ile çikarak degil de (ki bu rakibe saygisizlik olarak algilanmali diye düsünüyorum) maç içindeki tavirlarimizla ortaya koymaliyiz derim. bir pankart, sahaya çikan AG takimini ayakta alkislamak, bu taraftar sizinle gurur duyuyor demek, gollerde seviyeli sevinme ve maç sonu tribüne çagirma.
daha ne olsun. bize bu yakisir.
"bahtiyar_kurt"]Gençler taraftari ve kulübüyle farkli. bu farki A2 ile çikarak degil de (ki bu rakibe saygisizlik olarak algilanmali diye düsünüyorum) maç içindeki tavirlarimizla ortaya koymaliyiz derim. bir pankart, sahaya çikan AG takimini ayakta alkislamak, bu taraftar sizinle gurur duyuyor demek, gollerde seviyeli sevinme ve maç sonu tribüne çagirma.
Tamamiyle katiliyorum. (A2 olayi disinda) A2 olayinin ütopyadan ibaret oldugunu hepimiz biliyoruz. Güzel olan bunu dile getirmekti diye düsünüyorum.
"bahtiyar_kurt"]Gençler taraftari ve kulübüyle farkli. bu farki A2 ile çikarak degil de (ki bu rakibe saygisizlik olarak algilanmali diye düsünüyorum) maç içindeki tavirlarimizla ortaya koymaliyiz derim. bir pankart, sahaya çikan AG takimini ayakta alkislamak, bu taraftar sizinle gurur duyuyor demek, gollerde seviyeli sevinme ve maç sonu tribüne çagirma.
daha ne olsun. bize bu yakisir.
her seyin havadan civadan oldugu bir maç olacak. her halükarda maçi kazandigimiz takdirde bize "o. çocugu"nu çekecekler. bazilarimiz zaman zaman sözlü ya da fiziksel saldiraya ugrayacagiz. yapacagimiz hiçbir iltifat, sevimlilik, jest onlar için yenilmemiz kadar anlamli olmayacak...üstelik biz onlara bir ömür boyun egelim, kazandigimiz ilk maçta, açikça yaziyorum tekrar "orospu çocugu" sayilacagiz.
bu maçta üretebilecegimiz tek deger kendimize olan saygimizi pekistirmektir. bunun için de yukaridaki ritüellerin yapabildigimiz kadarini yapalim, kafi. onu da ankaragüçlüler anlar diye yapmayalim, bosa çaba, kendimize gösterdigimiz saygiyla ilgili olsun. düsenle isimiz olmaz, düsene de birden biz tekme, "ankara biziz" demedigimizi, öyle düsünmedigimizi ifade etmenin bir yolu olsun.
ben hiçbir zaman ankaragüçlüler karsisinda o kabaca dile getirilen "küçük kardes" hakaretini unutmadim. simdi de ugradigimiz hakaretler "maça yatin be kardes" naifliginde degil, hala "vereceksiniz ulan" kabaliginda. üzgünüm, böyle olsun istemezdik...
ben maça gelemeyecegim, altindag'da amatör küme maçim var yakin saatlerde. bir baska "vereceksin ulan" maçina çikacagiz; bu sefer sahadayim ayni dertten. ankaragücünün ikinci yarisina yetisirsem bu sefer "kolaysa gel de al" demeye çalisacagim; saha içinde ve disinda ugrayacagimiz tacizin ve siddetin farkinda olarak.
sunu belirmeyi unutmusum, rakibe duydugunuz saygiyi göstermenizin en güzel yolu her zaman oynadiginiz oyunu oynamaktir. ne çilginca bir hirsla saldirmaniz ne de "yatan" bir oyunla maçi idare etmeniz bir saygi isareti olabilir. ankaragücü'nün A2 takimi zaten azami direnci gösteriyor, kazanacaklarsa bu azami direncin meyvesiyle kazansinlar, biz de bu "hakli galibiyeti" kutlayalim.
"evren_isik"]"bahtiyar_kurt"]Gençler taraftari ve kulübüyle farkli. bu farki A2 ile çikarak degil de (ki bu rakibe saygisizlik olarak algilanmali diye düsünüyorum) maç içindeki tavirlarimizla ortaya koymaliyiz derim. bir pankart, sahaya çikan AG takimini ayakta alkislamak, bu taraftar sizinle gurur duyuyor demek, gollerde seviyeli sevinme ve maç sonu tribüne çagirma.
daha ne olsun. bize bu yakisir.
her seyin havadan civadan oldugu bir maç olacak. her halükarda maçi kazandigimiz takdirde bize "o. çocugu"nu çekecekler. bazilarimiz zaman zaman sözlü ya da fiziksel saldiraya ugrayacagiz. yapacagimiz hiçbir iltifat, sevimlilik, jest onlar için yenilmemiz kadar anlamli olmayacak...üstelik biz onlara bir ömür boyun egelim, kazandigimiz ilk maçta, açikça yaziyorum tekrar "orospu çocugu" sayilacagiz.
bu maçta üretebilecegimiz tek deger kendimize olan saygimizi pekistirmektir. bunun için de yukaridaki ritüellerin yapabildigimiz kadarini yapalim, kafi. onu da ankaragüçlüler anlar diye yapmayalim, bosa çaba, kendimize gösterdigimiz saygiyla ilgili olsun. düsenle isimiz olmaz, düsene de birden biz tekme, "ankara biziz" demedigimizi, öyle düsünmedigimizi ifade etmenin bir yolu olsun.
ben hiçbir zaman ankaragüçlüler karsisinda o kabaca dile getirilen "küçük kardes" hakaretini unutmadim. simdi de ugradigimiz hakaretler "maça yatin be kardes" naifliginde degil, hala "vereceksiniz ulan" kabaliginda. üzgünüm, böyle olsun istemezdik...
ben maça gelemeyecegim, altindag'da amatör küme maçim var yakin saatlerde. bir baska "vereceksin ulan" maçina çikacagiz; bu sefer sahadayim ayni dertten. ankaragücünün ikinci yarisina yetisirsem bu sefer "kolaysa gel de al" demeye çalisacagim; saha içinde ve disinda ugrayacagimiz tacizin ve siddetin farkinda olarak.
Hani su sitede imza demek adetten degil lakin, kusura bakmayin bu seferlik binlerce kira imza!!.. Ben de benzer seyler yazdim ama Evren kadar iyi ifade edemedim herhalde ki, yazdiklarim gözüme kaba saba, acimasiz geldi sildim...
Evren son noktayi koymus konuya...Onlar vereceksiniz diyecek, yine mahallenin abisi pozunu takinacak. Biz çikar oyunumuzu oynar, kendi tribün kültürümüz çerçevesinde geregi neyse ABARTMADAN yapariz...
A 2 takimla çikalim yaklasimini Ntv spor da dinledim,
sunucularin Gençlerbirligi taraftarina dair övgülemeleri ilgi çekiciydi,
Yarisi Ankaragüçlü yarisi Gençlerli bir beden,bilinç ve ruh olarak kendimde degerlendirdim bu teklifi.
Gençlerli yanim gururlandi, Ankaragüçlü yanim ise onurlandi,
Nasil ki evimizde 4 erkek kardesin ikisi Ankaragüçlü ikisi Gençlerli ise bilirim ki,
Ankara'da da kalbi futbol için atan her arkadasimin da kalbi ikiye bölünmüstür,
çogu zaman inkar etse de,ya da bazi kereler tacize, siddete ve küfüre maruz kalsada.
Kimseyi ikna etmek için yazmiyorum ama emin olun,
Yasi 40 üzeri olan Ankaragüçlülerin çogu Gençler için az yumruk sallamamislardir,
Sonradan taraftarligi para kazanmanin yegane yolu olarak görenleri zaten Ankaragüçlü olarak kabul etmedim ki terbiyesizliklerini Ankaragücüne mal edeyim !
Birkaç yil öncesiydi Ankaragüçlülerin o...... çocuklari diye bagirmalarina karsi en güzel yaniti
Sevgili Hamdi Nerkiz abim 'Hepimiz kardesiz diye baslattigi karsi tezarühat ile vermemis miydi ve biz o maçta iki kardes Ankaragücü trübününde iki kardes Gençler trübünündeydik,
Maç günü ise Stadi dolduracak Ankaragüçlü taraftarlarin çok yogun bir duygusallik seli içinde travmatik bir boyutta davranacaklarini kestirmek güç degil.
Onlar için yapilacak her türlü iyi yada kötü hareketin asiri alinganlik refleksi ile karsilanacagina da eminim, bu yüzden çok özenli olmak lazim
Sesimizin duyulma olasiligi da neredeyse yok gibi,
Ankaragücü takimina karsi sesli degil ama görsel bir ulasim yolu ile bu sürecin bizim de
canimizi yaktigini ifade edecek bir yaraticilik sergilemenin daha hatirlanir olacagini düsünüyorum.
Ama ne olabilir tikanmis durumdayim ,akliniza ve kalbinize kuvvet.
"senolakdemir"]
Maç günü ise Stadi dolduracak Ankaragüçlü taraftarlarin çok yogun bir duygusallik seli içinde travmatik bir boyutta davranacaklarini kestirmek güç degil.
Onlar için yapilacak her türlü iyi yada kötü hareketin asiri alinganlik refleksi ile karsilanacagina da eminim, bu yüzden çok özenli olmak lazim
Büyük ihtimalle yenecegimiz bir maç olmasinin yaninda 3'ten fazla fark atmamiz rakip taraftari daha da duygusal hale getirebilir. Allah korusun olusabilecek muhtemel refleksler maça gelen maça gelen taraftarlarimizin keyfini kaçirabilir. Aslinda tansiyonu yüksek bu maçi kaçirmak istemezdim maalesef o gün boyunca Konya'da bulunmaliyim. Deplasmana gidecek tüm taraftarlarimiza selam olsun, iç sahamizdaki Mersin maçinda görüsmek üzere...
"sabrican_sarak"]
Büyük ihtimalle yenecegimiz bir maç olmasinin yaninda 3'ten fazla fark atmamiz rakip taraftari daha da duygusal hale getirebilir. Allah korusun olusabilecek muhtemel refleksler maça gelen maça gelen taraftarlarimizin keyfini kaçirabilir.
Çoktandir aklimi bulandiran nokta su:
Yanimizda arkadaslarimizi getirmesek mi diye içime bir kurt düstü...
Özellikle de KadinAlkara arkdaslarimizi?
(Aslinda hayir olur mu öyle sey denmesini bekleyerek yaziyorum bunlari...)
ben ankaragücü'ne saygi duyuyorum. düstügü gün üzüleceklerden biriyim, yarin i.melih'in planlari hayata geçerse kapandiginda sahiden söylüyorum hayatimda bir sey eksilmis olacak. dedigim gibi ankaragücü'ne saygi duyuyorum, ankaragücü'ne saygi duyabilmek gerçekten beceri ve sabir isteyen bir hal... biz tribün olarak, bugüne kadar ankaragücü'ne ne kadar saygi duyulabilirse duyduk... bir güne bir gün ankaragücü için kötü bir dilekte bulunmadim ve kötü bir söz söylemedim. her gittigim maçta küfrün, dayilanmanin her türlüsünü de yakindan gördüm. ama tabi ki "ankaragücü" ismini de su anki taraftar profili ve yönetimine kurban edecek kadar saf degilim...
su anda kirlenmis bir ankaragücü var ortada... taraftarinin büyük kismi, evren'in açikladigi gibi kaba, çirkin üstelik "büyüklük" kibri tasiyan, dahasi kendi takimi üzerinden çikar saglamaktan çekinmeyen bir kitle olup çikmis, yönetiminin zaten ne oldugu belli degil... yok kir saçli adam, yok melih gökçek, sami diye garip bir bebe... takim sirayla belli çikarlar ugruna herkese pazarlanmis.. saygi duyulacak bir avuç kalmis ankaragüçlü ve ankarali futbolsever var, onlarin adina da sahiden üzülüyorum. kendimi de o kategoriye koyarim ayrica, ben de çocuklugumdan beri maçlarina gittigim ankaragücü'nün bugünkü haline çok üzülüyorum.
dedigim gibi "ankaragücü" adini mevcut tribünü ve yönetiminden ayirmamiz lazim. ankaragücü tarihi ve varolusuyla saygi duyulacak bir camia. bir isçi takimi, adiyla saniyla sehrimi temsil ediyor. ankara'nin olmazlarindan biri ankaragücü ve su anda bu 100 yili devirmis camianin yok olma, i.melih'in mali olma ihtimali var. bu ihtimale karsi gelebilecek tek güç, takimin formasini giyen a2 takimi oyunculari. geride kalan sürede de çok candan oynadilar, süphe yok ki saygiyi fazlasiyla hak ediyorlar. ben pazar günü tribünde olacagim, bu çocuklara hak ettikleri saygiyi, ankaragücü ismine hak ettigi saygiyi gösterecegim, (bugüne kadar gösterdigim gibi) ama mevcut ankaragüçlüler için yapabilecegim bir sey yok. pazar günü bence bizim adimiza da kritik.... tribündeki halimiz "saygi göstermekten" "yaranmaya" evrilmemeli... ben bunu bursa'da, önceki ankaragücü maçlarinda hep gördüm, rakibe saygi ile rakip tribünlere yaranmak arasinda bir fark var ve bizim yaptigimiz siklikla yaranmak oluyor. ayari kaçirmamak konusunda çok dikkatli olmaliyiz.umarim pazar günü sirin görünme çabasi içinde olmayiz. gerçekten çok çirkin oluyoruz. bunun yerine eger gol bulursak bu gollere sevinmemek, hatta gol atan oyuncularimizdan gollere sevinmemelerini rica etmek en dogru davranis olur. ille de sirin görünmek isteyenler de bilsinler ki, ankaragüçlüler anlayacaklarsa (ya da anlamak isterlerse) gole sevinmeme hareketinii anlarlar, anlamayacaklarsa da evren'in dedigi gibi maçi vermedigimiz sürece hiçbir seyden anlamazlar. (ki aramizda maçi verelim diyen varsa, onu allaha havale ediyorum)
öte taraftan, aslinda stresli olan taraf biziz, pazar kazara puan kaybedersek, ki bu ankaragücü direnç gösterme konusunda sahiden basarili, hayatimizin sonuna kadar dinleyecegimiz marslara konu oluruz. kimse ankaragücü'nün bu duruma gelmesiyle ilgili bir sey söylemez ama 20 yil sonra bile, bizi içinde bulunduklari bu durumda nasil yendiklerini (hatta o yenmek yerine kullanilacak fiil de bellidir) anlattiklari hikayeleri, marslari dinleriz. kisaca asla çantada keklik olarak görülmemesi gereken bir maç... üstelik yine evren'in dedigi gibi rakibe saygi göstermenin en dogru yolu, bildigin oyunu ciddiyetle son ana kadar oynamaktir. ancak bu kurali kabul eden insanlar iyi bir futbolsever olabilir. bunun disinda her türlü öneri, futbol oyunun disinda kalir.
serkan çok güzel bir yazi yazmissin.
"serkan_gungordu"]ben ankaragücü'ne saygi duyuyorum. düstügü gün üzüleceklerden biriyim, yarin i.melih'in planlari hayata geçerse kapandiginda sahiden söylüyorum hayatimda bir sey eksilmis olacak. dedigim gibi ankaragücü'ne saygi duyuyorum, ankaragücü'ne saygi duyabilmek gerçekten beceri ve sabir isteyen bir hal... biz tribün olarak, bugüne kadar ankaragücü'ne ne kadar saygi duyulabilirse duyduk... bir güne bir gün ankaragücü için kötü bir dilekte bulunmadim ve kötü bir söz söylemedim. her gittigim maçta küfrün, dayilanmanin her türlüsünü de yakindan gördüm. ama tabi ki "ankaragücü" ismini de su anki taraftar profili ve yönetimine kurban edecek kadar saf degilim...
su anda kirlenmis bir ankaragücü var ortada... taraftarinin büyük kismi, evren'in açikladigi gibi kaba, çirkin üstelik "büyüklük" kibri tasiyan, dahasi kendi takimi üzerinden çikar saglamaktan çekinmeyen bir kitle olup çikmis, yönetiminin zaten ne oldugu belli degil... yok kir saçli adam, yok melih gökçek, sami diye garip bir bebe... takim sirayla belli çikarlar ugruna herkese pazarlanmis.. saygi duyulacak bir avuç kalmis ankaragüçlü ve ankarali futbolsever var, onlarin adina da sahiden üzülüyorum. kendimi de o kategoriye koyarim ayrica, ben de çocuklugumdan beri maçlarina gittigim ankaragücü'nün bugünkü haline çok üzülüyorum.
dedigim gibi "ankaragücü" adini mevcut tribünü ve yönetiminden ayirmamiz lazim. ankaragücü tarihi ve varolusuyla saygi duyulacak bir camia. bir isçi takimi, adiyla saniyla sehrimi temsil ediyor. ankara'nin olmazlarindan biri ankaragücü ve su anda bu 100 yili devirmis camianin yok olma, i.melih'in mali olma ihtimali var. bu ihtimale karsi gelebilecek tek güç, takimin formasini giyen a2 takimi oyunculari. geride kalan sürede de çok candan oynadilar, süphe yok ki saygiyi fazlasiyla hak ediyorlar. ben pazar günü tribünde olacagim, bu çocuklara hak ettikleri saygiyi, ankaragücü ismine hak ettigi saygiyi gösterecegim, (bugüne kadar gösterdigim gibi) ama mevcut ankaragüçlüler için yapabilecegim bir sey yok. pazar günü bence bizim adimiza da kritik.... tribündeki halimiz "saygi göstermekten" "yaranmaya" evrilmemeli... ben bunu bursa'da, önceki ankaragücü maçlarinda hep gördüm, rakibe saygi ile rakip tribünlere yaranmak arasinda bir fark var ve bizim yaptigimiz siklikla yaranmak oluyor. ayari kaçirmamak konusunda çok dikkatli olmaliyiz.umarim pazar günü sirin görünme çabasi içinde olmayiz. gerçekten çok çirkin oluyoruz. bunun yerine eger gol bulursak bu gollere sevinmemek, hatta gol atan oyuncularimizdan gollere sevinmemelerini rica etmek en dogru davranis olur. ille de sirin görünmek isteyenler de bilsinler ki, ankaragüçlüler anlayacaklarsa (ya da anlamak isterlerse) gole sevinmeme hareketinii anlarlar, anlamayacaklarsa da evren'in dedigi gibi maçi vermedigimiz sürece hiçbir seyden anlamazlar. (ki aramizda maçi verelim diyen varsa, onu allaha havale ediyorum)
öte taraftan, aslinda stresli olan taraf biziz, pazar kazara puan kaybedersek, ki bu ankaragücü direnç gösterme konusunda sahiden basarili, hayatimizin sonuna kadar dinleyecegimiz marslara konu oluruz. kimse ankaragücü'nün bu duruma gelmesiyle ilgili bir sey söylemez ama 20 yil sonra bile, bizi içinde bulunduklari bu durumda nasil yendiklerini (hatta o yenmek yerine kullanilacak fiil de bellidir) anlattiklari hikayeleri, marslari dinleriz. kisaca asla çantada keklik olarak görülmemesi gereken bir maç... üstelik yine evren'in dedigi gibi rakibe saygi göstermenin en dogru yolu, bildigin oyunu ciddiyetle son ana kadar oynamaktir. ancak bu kurali kabul eden insanlar iyi bir futbolsever olabilir. bunun disinda her türlü öneri, futbol oyunun disinda kalir.
Serkan çok güzel yazmissin. Yazinin her kelimesine katiliyorum. Zaman zaman maçlarina gittigim, sesimi seslerine kattigim A.Gücü camiasi için sunu söyleyebilirim. 100 yili asmis bu çinarin en degerli kisimlari malesef bugün ya toprak altindadir ya da artik stadyuma gelmemektedir.
Takimlarini hiçbir menfaat gözetmeden gönülden destekleyen A.Güçlüleri tenzih ederek söylüyorum, bugün A.Gücü tribünlerini dolduran menfaat çetelerinin takdirini ya da öfkesini kazanmanin benim için zerre kadar önemi bulunmuyor. Ancak bu kesim buzdaginin sadece görünen kismidir. Ankaragücü adi ve Ankaragücü camiasi bu kesimlerle özdeslestirilemeyecek kadar büyüktür. Genç arkadaslar sadece onlari görüp koskoca camiayi onlardan ibaret sanmasinlar.
"Son Ankara Derbisi Olmasin" mesajiyla Fuat Çapa ve Hakan Kutlu biraraya geldi.
[img:2d871861a6]http://www.genclerbirligi.org.tr/boyut2.asp?resim=Derbi_hocalar.jpg&boyut=510[/img:2d871861a6]
ANKARAGÜCÜ GENÇLERBiRLigi BiLET FiYATLARI
Ankaragücü ile Gençlerbirligi arasinda 22 Ocak 2012 Pazar günü oynanacak baskent derbisinin bilet fiyatlari belli oldu.
Maç günü 19 Mayis Stadi giselerinde satilacak biletlerin fiyatlari söyle:
Kale Arkasi : 5
Maraton :5
Kapali : 10
"ozan_guler"]Bu maçin hafta sonu oynanacak olmasina sevindim.
Umarim Aykut'un tedavisi biter ve Ankaragücü maçina yetisir.
Ante ile yanyana oynayan Aykut'un takima katkisi büyük olur.
Yok eger yetismezse, Ante ile Curri oynar, Özgür de onlarin önünde . . .
5 gün önceki öngörümüz tutmadi, çünkü bu günkü antrenmanda Ante de sakatlanmis.
Hoca yine yanlis ilk 11 le sahaya çikti demeyin diye duyurmak istedim. :wink:
Yani Azo, Aykut ve Ante oynamiyacak diye algiliyoruz, dogrumu?
Bu arada bazi arkadaslarimizda ( rahat yeneriz ) havalari var ki ben asla katilmiyorum.
Ankaragucu sporculari macta varlarini yoklarini ortaya koyacaklar, cok ozel bir durum soz konusu. Onur kavgasi verecek sari-lacivertli cocuklar.
Bizimkiler Samsun macindaki gibi kendilerini maca vermeden oynarmis gibi yaparlarsa biz bu maci kaybederiz, benden soylemesi.
Mevcut durumda play-off katilimcisi olma sansimiz yuksek gibi gorunmekle beraber bir iki ard arda yenilgi olayin seyrini degistirebilir.
Buraya kadar bizim gercegimize degindim.
Ankaragucu'ne gelince;
Artik her mac olum-kalim maci.
Genc cocuklar adele ve ruh guclerini %200 kullanmalilar ve kullanacaktirlar. Birakin Gencler'li olmamizi, sirf bu cocuklarin bu durumuna duydugum saygi ve sevgi nedeni ile dahi yenilgiye cok fazla uzulmem gibime geliyor.
Ama inanin bu durum bile buyuk tabloya bakildiginda goreceli olarak cok onemsiz. Nihayetinde kume dusulur, cikilir, bu durum yasanmamis bir sey degil.
Ama,
Denilenler dogru ise Ankaragucu anormal bir borca sahip. Yillarca bu kulubu yoneten kir sacli adam ve yanindakilere ek olarak son 1 yil icinde bu borcu denildigine gore 10'a katlama basarisini gosteren kurtarici!!!! yonetimlerin ortak gayreti ile kentimizin medar-i iftihari Ankaragucu bu borcun altindan kalkamiyacagi icin kapanma noktasina dogru yol aliyor. Iste beni hasta eden de bu.
Nasil bir istir bu anliyamiyorum. Bu kulubu bu noktalara getirenler ellerini kollarini salliyarak disarida nasil dolasiyorlar anliyamiyorum. Haklarinda ne bir sorgu var, ne de bir sorusturma.
Yillarca yasadigim Avrupa'da boyle bir durum olmaz ama olmus olsa idi bu islerin failleri cok agir cezalara carptirilirlardi, bunlar gerine gerine disarida dolasiyorlar, ne hesap soran vaaar, ne de hesap veren. Ortada da ( denilene gore ) yuz milyonu askin borc.
Iste uzuldugum nokta da bu. Yoksa dusulur cikilir onemli degil, boyle bir durum kokleri cok derinlerde olan sanli Ankaragucu'muz icin onemli degil.
Ama anlasiliyorki 1970 li yillarin basinda gordugumuz o efsane ( bastir Ankaragucu ) yavas yavas o donulmez aksamin ufkuna dogru yaklasiyor. Birileri bu duruma mutlaka mudahale etmeli, ama KIM?
Ben boyle bir durumda yenmisim yenilmisim ne yapayim?
Yuregim delicesine aciyor.
En az 55 yildir tribunlerde izledigim ezeli rakibim-can dostum beni terk edip gidecekse ben boyle futbolun......................
Bir gun uyandigimda bir mucize gormek istiyorum. Ulkemizde 100 yili askin gecmisi olan kac tane kurum vardir ki sevgili dostlarim?
Evet biraz önce Trabzonspor'unda Karabükspor'a yenilmesi ile bu maç bizim için daha önemli oldu.insallah 3 puani aliriz ve bu haftayi 4.sirada kapatiriz.
Super oldu bu. Yarinki macin onemi cok artti, sezon sonu gelecek cezalari da dusununce, onumuzdeki haftalarda yakalayacagimiz kesintisiz bir momentum bizi hayalini bile kurmadigimiz noktalara getirebilir.
Yarin kazanmaliyiz, ama Aksit abi'nin de dedigi gibi cok zor olacak. Bizim oyuncularin nasil olsa kazaniriz psikolojisine girmesinden korkuyorum..
Türkiye’nin Süre Gelen En Eski 3. Derbisi “Ankaragücü’nün Durumu” Gölgesinde Oynanacak…
Özellikle ilk devrenin sonlarina dogru, oynamaya çalistigi takim oyununun meyvesini toplamaya baslayan ve sezon basinda koydugu hedef çitasini yükselten Gençlerbirligi, ikinci devrede oynadigi ilk iki maçta sadece bir puan çikartarak herkesi sasirtmisti. Fakat üst siralardaki en büyük rakiplerinden Eskisehirspor’u Ankara’da yenerek hem moral kazandi hem de ilerisi için umut verdi.
Play-off hesaplari yapan Kirmizi-Siyahlilar hafta sonu ezeli rakipleri Ankaragücü’ne konuk olacaklar. Normal kosullarda her zaman ilgi çekici ve sürpriz sonuçlara açik olan Türkiye’nin süre gelen en eski 3. derbisi (daha ayrintili bilgi için:http://www.mehmetalicetinkaya.com/2011/10/turkiye%E2%80%99nin-sure-gelen-en-eski-3-derbisi%E2%80%A6/ ) bu sefer eskiye oranla daha farkli bir atmosferde oynanacak.
Ankaragücü lig tarihinin en kötü sezonlarindan birini (ve belki de en kötüsünü) yasiyor. ilk yarida oynadiklari 17 maçta sadece 7 puan kazanan Sari-Lacivertliler çok kötü günler geçiriyorlar. Lig istatistiklerine göre simdiden “düstü” gözüyle bakilan ekip aslinda iki sezondur sürekli kaynayan bir kazan gibi.
Açik konusmak gerekirse disaridan bakan bir futbolsever olarak Ankaragücü’nün nasil bu hale geldigi konusunda net bir fikir sahibi degilim. Çünkü bu konuda çok fazla taraf var. Her biri her gün farkli bir suçlama ile digerini (ya da digerlerini) suçluyor. Kisacasi ortada çok büyük bir bilgi karmasasi var. Kimin ne dedigi, kimin ne yaptigi belli degil…
Sanirim bilinen en büyük gerçek, Ankaragücü’nün çok büyük bir borç bataginda oldugu. Bu yüzden aylardir para almadan oynayan futbolcular, kötü gidisatin da etkisiyle sözlesmelerini birer birer fesih edip gidiyorlar. Uzun bir süre önce sonunculuga demir atan ve borçlari nedeniyle transfer yapmasi yasaklanan ekibin tek kurtulusu “1. Lig” tecrübesi olmayan, genç futbolcularin omuzlarina yüklenmis durumda…
Bahsi geçen genç oyuncularla sahaya çiktigi için iddaa tarafindan “liste disi” edilen Ankaragücü’nün ikinci devrenin ilk maçinda Mersin’i deplasmanda 2-1 yenmesi herkesi sasirtmisti. Ardindan Ankara’da sampiyonluk mücadelesi veren Besiktas’tan alinan bir puan ile moraller iyice düzelmisti ama geçen hafta Sivas’ta oynanan ve 3-0 kaybedilen maç tekrar moralleri bozdu…
Kisacasi hafta sonu yapilacak olan Ankara’nin en büyük derbisi “Ankaragücü’nün durumu” gölgesinde oynanacak.
Gelinen noktada Gençlerbirlikli taraftarlar da bu maç konusunda garip duygular yasiyorlar. Hafta basinda Kara-Kizil’in yaptigi ve basina da yansiyan “Gençlerbirligi Ankaragücü maçina A2 takimi ile çiksin” önerisine bazi taraftarlar onay verirken diger tarafta yer alan taraftarlar bir yandan maçin Gençlerbirligi için de çok önemli oldugunu söylerken diger yandan da maç için “Ankaragücü alirsa kurtulur” gibi bir havanin yaratilmasina ve bu havanin Kirmizi-Siyahlilari baski altina almasina kiziyorlar.
Ankaragücü’nün yerine kendi takimimi koyup düsündügümde ben de Ankaragücü’nün düstügü duruma çok üzülüyorum. Hele 102 yillik bir kulübün sahipsiz kalmasina, bu düsüste basrol oynayanlarin yillardir kulübü siyasi ve kisisel çikarlarina alet etmesine çok sinirleniyorum.
Bu maç Gençlerbirligi’nin play-off hedefi için, Ankaragücü’nün ise ligde kalma hedefi için büyük önem tasiyor. Gençlerbirligi’nin daha güçsüz bir ekiple rakibinin karsisina çikmasi önerisi ise ilk bakista “futbol romantizmi için” güzel bir düsünce gibi görünse de aslinda bana göre birçok açidan “sagliksiz” görünüyor.
En basta “güçleri dengelemek için” A2 takimiyla maça çikmamiz etik açidan düsmeme mücadelesi veren diger takimlara karsi da “onlarin güçlerine göre” bir takimla saha çikmamizi gerektiriyor ki bu son derece göreceli ve mantiksiz bir durum.
Bir diger sagliksiz durum da maç sonucunun Ankaragücü’nü tüm dertlerinden kurtaracakmis gibi bir havanin yaratilmasindan kaynaklaniyor. sunun altini özellikle çizmek gerekiyor ki, bu maçta alinacak bir galibiyet Ankaragücü’ne “sadece” moral verecektir. Ama bu moralle geri kalan 13 maçin da alinip ligde kalinmasi gibi bir durumda bile Sari-Lacivertliler “tüm” dertlerinden kurtulamayacaklar. Çünkü sahada oynanan futbol ve alinan basarilar ne yazik ki yönetim zaaflarini temizlemeye yetmiyor. Yetmeyecek. Kulüp yazilip çizilene göre onlarca milyon dolar borç batagina düsmüs durumda. Saglikli bir geliri olmayan bir Anadolu takiminin bu sartlar altinda ayakta kalmasi son derece zor görünüyor.
Ankaragücü-Gençlerbirligi derbisinin en büyük özelliklerinden birinin güçsüz ve iddiasiz görünen takimin galip gelmesi ya da çelme takmasi oldugunu hepimiz biliyoruz. Biraz eski sayfalara bakarsaniz her iki takimin da son derece kötü durumlarda rakibini defalarca alt ettigini görebilirsiniz. ilk yarida oynanan ve benim gibi birçok Gençlerbirliklinin fark bekledigi maçin 1-1 bitmesi de bunun en iyi göstergelerinden biri.
Uzun sözün kisasi; yüzyillik kulüpleri bile siyasi ya da kisisel çikarlari için “yok eden” yöneticiler cezalandirilmadikça, bu batakligi yaratanlar Türk futbolundan uzaklastirilmadikça ve bu isin en tepesinde yer alan Türk Futbol Federasyonu kulüplerin transfer islerini “adam gibi” kontrol altina almayip içi bosaltildiktan sonra “kulübü cezalandirmak disinda” hiçbir sey yapmadikça biz bu senaryoyu daha çok defa izleriz.
Maça dönersek; normal kosullarda Gençlerbirligi’nin favori oldugu bir karsilasmaya çikiyoruz. Ama sonuç ne olur bunu tahmin etmek çok güç. Ankara derbisinde birkaç kere dilim yandi bir daha yansin istemiyorum. iyi olan, mücadele eden ve en önemlisi hak eden kazansin…
Dip not: Lig tarihi boyunca Ankaragücü’nün evinde oynanan 36 maçta tam bir esitlik söz konusu. Her iki takimin 12’ser galibiyeti ve 12’de beraberligi var. iki takimi ayiran tek konu atilan goller. Ankaragücü bu maçlarda 53 gol atmis ve 49 gol yemis. Kisacasi; maç öncesi Ankaragücü “evinde” oynadigi maçlarda averajla önde bulunuyor.
http://www.mehmetalicetinkaya.com/2012/01/turkiyenin-sure-gelen-en-eski-3-derbisi-ankaragucunun-durumu-golgesinde-oynanacak/
Bu arada,
Hakli mazereti olmiyan herkes bu macta tribunlerde olmali.
Olmali diyorum cunki bu mac ayni zamanda AHLAK ve VICDAN arasinda gececek bir mac olacak.
Kar yagdigini biliyorum, daha da iyi, tam eski gunlerdeki gibi.
Soguktan yerinizde zipliyacaksiniz.
Belki de icinizde cizgili pijamalariniz olacak :? tipki cocuklugumdaki gibi.
Bir Ankara derbisidir bu.....
Iki taraf ta bu olaganustu kosullarda tribunde olmali.....
Olmali ki sagduyu ve ask arasindaki gitgelli bu duruma tanik olasiniz......
Bu durum bir daha kolay kolay yasanmaz.......
Ev sahibi sari lacivertli berelerin yaninda kirmizi-siyahli sevdanin temsilcileri her zamankinden cok olmali.
Ben olsaydim mutlaka stada giderdim.
Mutlaka.
Cunki......
Bu mac ve bu durum....
Konformist tavirlari asla hakketmiyor.
Unutmadan,
Konjonktor bu maci Ankaragucu lehine gelistiriyor.
Bence artik bu macin favorisi biz degiliz.
Hislerim beni cok az aldatir.
Her ne ise,
Ben bunaliyorum bu durumdan.
Her halukarda uzuntu var dert var. :cry:
ben de aksit abi ve efe gibi bu maçtan çekinenlerden biriyim. çantada keklik olarak görülen maçlar hep puan kayiplariyla sonuçlanmistir. ankaragücü'nün durumu ne kadar kötüyse, futbolcularin motivasyonu o kadar çok olacak. karsimizda kafasi rahat, kaybedecek bir seyi olmayan bir oyuncu grubu olacak. ayrica ankaragücü'nün bu yeni takimi oynatmamayi basaran bir ekip, hava kosullari onlarin istedigi gibi... 4.lük çok yakin, üstelik sivasspor (ki muhtemelen sezon sonu ceza alacak) disinda altta bizi rahatsiz eden bir takim da yok... yani ilk 4 play-off'u bile göz kirpiyor. neden olmasin diye bagiriyor resmen...
bu arada transfer dönemi bitmeden bir savunmaci ile orta saha transfer edebilirdik. ante-aykut ikilisinin curri'den baska alternatifi olmayisi sezonun ilerleyen dönemi için düsündürüyor.
Ben maçin yalnizca 2nci yarisini tv den izleyebildim.
ilk yarida,Yasin'in pasini Hursut gole çevirmis. Baska da pozisyon olmamis.
Maçin 2 nci yarisinda Ankaragücünün sol kanat oyuncusu Serol ile buldugu çok önemli üç pozisyon var.
Serol neredeyse ayni yerden üç sut çekti (hele son saniyelerdeki kurtarilmasi mucizeydi) Ramazan üçünü de kurtardi.
Bu maçin 3 puanini Ramazan'a yazmak lazim.
Seyreden için de, oynayan için de zor maçti.
Maç öncesi hersey iyi idi. Hem AG seyiricisinin hem bizlerin iki takimi da tribüne çagirmasi güzeldi. Tribünümüzde açilan 'PES ETMEYiN' diye baslayan ikinci satirini okuyamadigim pankart yaraticiydi. Hazirlayan arkadaslari kutluyorum.
Maç ile ilgili söylenecek fazla bir sey yok. Aslinda zaman zaman kiran kirana geçen, iyi pozisyonlarin da oldugu maçti, ancak açikçasi futbolun ve skorun konusulacagi bir maç degildi. Ancak bu maçta tribünde oldugum için çok sansli oldugumu düsünüyorum. Çünkü tanik olduklarimdan bazilari kendi futbol tarihime geçebilecek nitelikte:
- Hursut'un gol attiktan sonra her ayagina top alisinda özellikle AG maraton seyircisi tarafindan isliklanmasi ve oynadigi kanatta çizgiye yaklastikça kendisine sürekli kar topu atilmasi, ama onun yilmamasi, hatta bu yapilana karsi daha da coskulu oynamasi.
- Attigimiz golden sonra ne yapacagimizi bilememiz. 'Sinirli sevinme'nin nasil bir sey oldugunu yasayarak ögrendik. Önce her zamanki gibi costuk, sonra bir anda sessizlige büründük. Bu arada Nedimler'in oradan bir genç 'beyler bu takim dördüncü, simdi bagirmayip ne zaman bagiracaksiniz' diyerek bize çikismasin mi? Açikçasi ne yapacagimizi bilemedik...
- AG seyircisinin büyük bir çogunlugunun onca soguga karsin soynmalari ve fanilalarini sahaya firlatmalari unutulmayacak bir olay. Bu son derece içten gelen hareket için kendilerine saygi duydum.
- Belki ilk kez seyircinin büyük bir çogunlugu hep birlikte AG'nü bu duruma getiren gerçek sorumlulari protesto ettiler. Umarim bu protestonun arkasi gelir, tüm sorumlular cezalarini bulur.
- Maç sonunda hemen bizim yanimizdaki AG kale arkasi seyircisinin (yalnizca bir kismi) bize, takimimiza ve kulüp baskanimiza küfretti. Buna karsilik bizim tribünün bu durumu (böyle zamanda bu kadari da olabilir diye düsünerek belki) olgunlukla savusturmasi güzeldi.
- Sonuç olarak futbol takimi, teknik ekip, tribün önemli bir sinavdan basariyla geçtigimizi düsünüyorum.
- Bu maçin böyle atlatilmasinin Bursa maçi için de olumlu olacagi kanisindayim.
Maci kuzenim ve bir arkadasim ile beraber tv. den izledim.
Mac oncesi roportajlar cok anlamli ve guzeldi, dogal olarak agirlikli olarak Ankaragucu konusuldu.
Bizim tribunler arada bir gosterildi.
PES ETME IMALAT-I HARBIYE seklinde kirmizi siyah ile yazilmis beyaz pankart cok ama cok anlamli ve guzeldi.
Bence bizimkiler macta orantili guc kullandilar ama aynen ilk yari macinda oldugu gibi az daha son saniyede golu yiyorduk. Yine de kimse bizimkilere ithamda bulunamaz, mertce mac oldu, kirmizi-siyahli evlatlarimizi icten kutlarim.
Bu arada tribunlerde gol sonrasi sadece alkis vardi. Bunun icin butun taraftarlarimizin alnindan opuyorum. Bu arada bize ayrilan yeri tamamen dolduran kirmizi-siyah sevdanin pesindekileri ayrica kutluyorum, hepinizi cok seviyorum.
IMALAT-I HARBIYE'ye gelince........
Cocuklar inancla muthis bir mucadele sergilediler, genc ve deneyimsiz olmalarina ragmen uc yuzde yuzluk pozisyonu gole ceviremediler ki Ramazan'imiz ayri bir alkisii hakkettii. Bunca oyuncu erozyonuna ragmen bu futbolu oyniyan bu cocuklarin da alnindan opuyorum, emeklerine ve formalarina buyuk saygi ve sevgi duyuyorum, iyiki varlar. Ebediyen de varolsunlar.
Taraftarlara gelince.......
Takimlarina muthis sahip cikarken nihayet protesto etmeleri gereken dogru adresleri kalayladilar, oyle ya bu asirlik cinarin kanlarini kim emdi onlar da bu isin dogrusunu bizden iyi bilirler Bizim oyuncularimiz da mevcut tablodan nasiplerini aldilar, kartopu diyemiyecegim ama sikistirilmis kar parcalarini bizimkilere firlattilar, bu kadari da normaldir diyorum. Bizim renkdaslari da ovgu ile selamliyorum, hakikaten cok iyidiler.
Bir paragraf ta teknik direktorlere; Hakan Kutlu bence Ankaragucu tarihinin gercek bir efsanesi oldu, elindeki malzeme ile harikalar yaratiyor. Fuat C. hocamiza da selam olsun, biz onu cok seviyoruz.
Mac galibiyetimizle bitti.......
Ezeli rakibimiz, ebedi dostumuzu yendik ustelik.......
Birde play-off ilk gurubu icindeyiz........
PEKIYI OYLEYSE BEN NIYE UZGUN VE YARALIYIM? :cry:
.
Hursut'a atilan kar toplarinin ve isliklarin nedeni, golden önce birkaç dakika önce çaprazdan cezasahasina girip, kendini çok kötü bir oyunculukla yere attigi ve penalti bekledigi pozisyondu diye tahmin ediyorum.Benim tribünden pozisyona dair gördügüm buydu ancak henüz özetleri izlemeden de yargilamis olmayim adamimizi.Eger burdan dogan bir tepki varsa, kar topu atmak elbette asiri olmakla beraber, islik protestosu gayet normal ve hakli bir tepki.Bu tip sahtekarliklari kendi oyuncularimizda görünce, o oyuncuya karsi antipatiklesiyor insan, Hursut olsa bile bu oyuncu.
Maç sonunda tribünün ufak bir kesminin bize ettigi küfürleri çok büyütmemek lazim.Görebildigim kadariyla küçük yas gruplarindan olusan bir topluluktu.Onun disinda Ankaragücü tribünleri benim hiç beklemedigim kadar olumlu bir tavir aldi bize karsi.Bizse maç öncesinde ve sirasinda saygi gösterme sinirinda bir tavir almis olsak da, maç bittikten sonra adamlara yaranma sinirina geçis yaptik.Tribünde hoplaya ziplaya Ankaragücü diye tezahürat yapmak nedir allahaskina?
"aksitozkural"] PES ETME IMALAT-I HARBIYE seklinde kirmizi siyah ile yazilmis beyaz pankart cok ama cok anlamli ve guzeldi.
[img:a6a9212c9e]http://www.klasspor.com/uploads/habericfoto/images/Ankaragucu/IMG_0143.JPG[/img:a6a9212c9e]
takimin ortasaha ve gerisinde top yapip vakit geçirmeye çiktigi çok belliydi. Golü de kanatlardan geldigimiz kontralardan biriyle atip isi bitirmeyi planliyorlardi büyük olasilik. öyle de oldu zaten. Topla oynama oranimizin bu kadar yüksek oldugu baska maç yoktur herhalde.
saatlide bize ayrilan yer full'e yakin doluydu. ama her kafadan bir ses çikmasi ve de ankaragücünün durumundan dolayi kimsnein tezahürat modunda olmayisi biraz suskunlastirdi. uzaktan çekilmis güzel bir fotomuz olsa ne de güzel olurdu tribüncek. :)
sanirim bir süre ankaragücü derbisi yok. bu yüzden susuyorum yoksa bugünkü ankaragücü taraftari hakkinda söyleyecek çok fazla sözüm var.
neyse önümüze bakalim, çarsamba bursadan 3 paun almaya bakalim.
hava çok soguktu, ayaklarim buz kesti...
utanç duydum, hayatimda gördügüm en kötü gençlerbirligi tribünüydü. kaç grup ayri ayri bagirmaya çalisiyor, birbirlerinin tezahuratina katilmiyorlar. berbat bir gürültü kirliligi vardi resmen, hala basim agriyor... su tribünleri yönetme sevdasindan vazgeçelim, bagiran grup yapma azmini birakalim. sonra orada rol kapma savasina dönüyor olay... bir de "elleri kaldirin lan..." diye bize dogru seslenen esmer bi bebe vardi, kulagindan tutup durdugu yere oturtmamak için kendimi zor tuttum. ayrica murat kahramaner, hala manisa maçi için özür dilemedi, yine tribünde bir yer bulmaya çalisiyor. takim iyi giderken cavcav'a istifa diye bagirttiriyor. takim kötü giderken biz bagirinca üzerimize saldirmislardi, bilmedigimiz baska hesaplar varsa çiksinlar açiklasinlar haci! kimse kisisel menfaati için tezahürat yapitirmasin, gençlerbirligi üzerinden rant elde etmeye çalismasin. ankaragücü örnegi önünüzde...
güzel bir pankart vardi, maç boyu oyuncular ve biz tahrik edecek hiçbir sey yapmadik, maç öncesi ankaragüçlü oyunculari çagirip alkisladik... hepsi tamam, ama maçlik küfrümüzü yedikten sonra "lay lay ankaragücü" demenin alemi var mi? biz de 90 yillik camiayiz, saygi gösterecegimiz yeri de biliriz. ama taraftar olarak temsil ettigimiz camiaya yakisir onurlu durusu göstermek yerine, küfürden sonra ankaragücü diye tempo tutuyoruz. oldugumuz yerden taa gecekonduya yaranmaya çalisiyoruz, yaziklar olsun! koca gençlerbirligi taraftari, 15 yas ortalamali ankaragüclülere yaranmaya çalisiyor. böyle bir sey olamaz, saygi ile yaranmak arasinda büyük fark var. biz ayari hep kaçiriyoruz, hep! rakibe saygi göstermek en büyük erdem ve biz yeterince saygi gösterdik, daha neden böyle saçma sapan tezahürat edip yaranmaya çalisiyoruz anlamiyorum. kimse gençlerbirligi camiasini bu duruma düsürmesin, ayiptir be!
ankaragücü bu haliyle, lig yeni baslamis olsa ve bu kadar geride olmasalar küme düsme adaylari arasinda olmaz. tas gibi takim... çocuklar futbol topunun pesinde azimle kosuyorlar. o topun pesinde azimle kosan adam basarisiz olmaz. bence ankaragücü örnegi güzel bir fikir veriyor. süper lig'deki bütün kulüpler borç bataginda, allah askina söyleyin, milyon dolarlik transferler yapip borç batagina bulasmis takimlardan kaç tanesi ankaragücü'nden kat kat iyi? ya da ankaragücü'nün ilk yarisindaki takim, bundan daha mi iyi? oftas örnegi var, çoluk cocukla kaç lig yükseldiler. türkiye'de futbol takimi yönetmek gerçekten kolay ama yetistirdigi en akilli futbol adamlarinin fatih terim ve hakan sükür oldugu bir memlekette bu kadar takimin borç bataginda olmasinda sasilacak bir sey yok.
yazdim yazdim maçla ilgili yazacak bir sey aklima gelmedi. fuat hoca için falciya gitti demisler ama bence falci degil büyücü bulmus bir tane: hursut meriç... bugün sahada keyif veren tek sey hursuttu... bir de ramazan'in hayati kurtarislari... gerisini hatirlamak bile istemiyorum.
agucu maclarinda taraftar olarak sayica belkide en fazla oldugumuz ama etki itibariyle belkide en kotu macimizdi saniyorum eskiden azda olsa aralarda gencleer genclerr yapardik oda bize yeterdi genel psikolojimizin karisik olmasi disinda taraftarinda bolunmesi serkan abininde dedigi gibi cok buyuk gurultu kirliligi yaratti evimizde maratonda yarattigimiz guzelim etkiden eser yoktu macta bu durum canimi sikti ama bu olayin kahramani az cok belli oyuzden ustunde durmaya gerek yok senede bir kez olan bir olaydi oda seneye olmayacak gibi zaten... o esmer bebe konusundada sinir bozucuydu evet ama yakininda oldugum icin soyleyebilirimki artniyet yoktu heyecanindan ve takima destek vermeye calismaya fazla kaptirmisti kendini, oyuzden biz sadece gulduk gectik fazla takilmamak lazim boyle extreme durumlara :)
takim cok rolantide oynadi ciddiyetle oynayip 2-3 gol atip sonra durmamizi bekliyordum ilkyaridaki oyuna gore bunu yapacak gucumuzde vardi ama yapamadik fazla zorlamadik hocanin dahiyane degisikligiylede maci veriyorduk az kalsin gucune osahada top yapan takimi hucuma tasiyan oktayi cikarip mehmet akgunu oyuna almak nedir hocam allah askina tamam oktayda pas kayiplari yapti ilk yarida ama mantaliteyi degistiriyorsun sen o deisiklikle oktayi cikarip azoyu alabiliyosan yap o degisikligi ama mehmet akgunu alma oyuna lutfen takim o degisiklile bir anda durdu bunu kac kere denedik hala deneyebiliyor olmamiz enteresan hoca eger bursa macinida kaybetmek istiyorsa derhal oktayi kadrodisi biraksin mehmet akgunle baslasin maca eger yenersek bir tepsi baklava benden fuat hocaya...:D
trabzonun birazda supriz kaybiyla 4.luk koltuguna yerlestik gecenin en guzel yani hursutun resitali ve bu durumun verdigi keyifti transferleri gectik su eksiklerimiz bir donse yetecek bize, 4.luk icin cekisecek gibi durdugumuz sivas ve trabzonla evimizde oynayacak olmamiz vede 2li averajda suanda avantajli olmamiz gercekten buyuk avantaj umarim o 4.lugu sezon sonuna kadar kovalayabiliriz...
bu psikolojisi agir mactan sonra haydi bakalim bursa macina bu sefer saatte uygun havanin soguklugumu macin 6dami olmasi denseydi 6da olsun derdim ama bakalim iddaali konumada gecmisken bu sefer nasil etkilenecek taraftar sayimiz gorelim bakalim...
Bu soguga ragmen saatliyi dolduran taraftarimiza tesekkürler.Fakat gruplasma çok olunca resmen pazar yerindeki satici bagirmalarina döndü isimiz.
Maça götürdügüm küçük oglan hasan sürekli ayaklarinin dondugunu söyledi.Maçta fazla da hoplayip ziplayamayinca hakikayen ayaklarimiz üsüdü.Gerçi adamlar çiplak izlediler bizimkinin yaninda.
Mça gelince 2-0 yapar yatariz derken korktugumuz basimiza geliyordu ki son dakikada 1-1 olmaktan ramazan kurtardi.Hursuta atilan kartopular Allahtan vücuduna isabet etmedi.isabet edip düsseydi gereksiz bir gerginlik kaçinilmazdi.
Takim böyle bir maçta ancak bu kadar oynardi.iki arada bir derede hesabi.Maç bitince sevinmediler bile.
A.Gücü gol yollarinda biraz becerikli olsa çok takimin canini yakar.Düser ama bir ara Kasimpasa gibi can yaka yaka düser.
Bursa maçi zor geçecek ama güzel bir maç bizi bekliyor.Haydi 4.lügümüzü koruyalim.
Pes Etme imalat-i Harbiye: Son Ankaragücü Deplasmani Olmasin
Öncesiyle, oyunuyla ve sonrasiyla 102 yillik Ankaragücü'nün düstügü/düsürüldügü durumun gölgesinde yasanan “bambaska” bir Ankara derbisiydi. Maçtan önce stadin çevresinde gördügün Ankaragüçlülerin çogu mutsuz görünüyordu. Ankaragücü’nün yerine Gençlerbirligi'ni koyup biraz empati kurmaya çalistim.
Sahip oldugunu bildigin ama sahipsizligi en derinden hissettigin pis bir duygu hali vardi. Sonuçta bunlar benim gücümün yetmedigi büyük islerdi. Kulüp 100 milyon Avro (1 milyon yasina kadar yasasam bile kazanamayacagim para!!!) borca batirilmisti ama bunu yapanin kim olduguna dair hiçbir isaret yoktu ortada. Ne hesap soran vardi ne de hesap veren. Sanki borç havadan gelmis kulübe yapismisti. Ben ne yaparsam yapayim birileri gelip sevdigimi alip götürüyordu ve ben hiçbir sey yapamiyordum. Elimden bir sey gelmiyordu. Gerçekten ne yapacagimi bilemedigim karisik ve pis duygular...
Bu olumsuzluga ragmen, bir yandan da stadin çevresinde bolca gördügüm bir sahne çok hosuma gitti dogrusu. Yanlarina aldiklari Ankaragücü beresi, atkisi takan çocuklari ile maça gelen orta yasli daha hali-vakti yerinde babalar. Bir sekilde is basa düsmüs ve çocuklarini alip takima sahip çikmaya gelmis gibiydiler. Kötü günde bir birliktelik de vardi yani ortada. Ve güzel bir seydi bu...
Son 9 yildir en iyi sezonunu geçiren Gençlerbirlikliler ise daha coskuluydular haliyle. Ama hepsi stada gelirken Ankaragücü'nün durumunu düsünmüs ve düsünüyor gibiydiler. Zaten maç öncesinde açilan "Pes Etme! imalat-i Harbiye" pankarti ve "ezeli rakibinin" dertlerini sahiplenen, düsmanlarini karsisina alan tezahüratlar ile hep Ankaragücü'nün yaninda yer aldilar. Ankaragücü'nü tribüne çagirdilar. Golden sonra fazla sevinmediler. Maç içinde ve sonrasinda da tezahüratlarina devam ettiler.
Çünkü biliyorlardi ki bu "bataklik" kurutulmadikça, kulüpler adam gibi idare edilmedikçe, federasyon tarafindan denetlenmedikçe, birileri sürekli cebini doldururken hesap sorulmadikça bugün Ankaragücü'nün basina gelenler yarin Gençlerbirligi'nin basina da gelebilirdi. Tarih sayfalarina bakinca 1969-70'de gelmisti de. O takim sahipsiz kalmisti ve tam 12 yil birinci ligden uzakta, sahipsiz yasamaya çalismisti...
Gençlerbirlikli futbolcular da maç içinde ve sonunda Ankaragücü'ne büyük bir saygi gösterdiler. Golden sonra abartili sevinmediler. Daha çok top çevirdiler. Maçtan sonra tribüne gelmeyip dogrudan soyunma odasina gittiler.
Maç bitti. 1-0 kazandik. 4. siraya yerlestik. Play-off için umutlandik ama... Ama kimse daha önce Ankaragücü'nü yendigimiz maçlardaki tadi almadi, sevinmedi. Çünkü "rakip" gerçekten çok güçsüzdü. Çogunun aklinda "son Ankaragücü deplasmani olmasin" düsüncesi vardi...
http://www.mehmetalicetinkaya.com/2012/01/pes-etme-imalat-i-harbiye-son-ankaragucu-deplasmani-olmasin/
ikinci golü atamayinca kolay maçi zor yaptik ilk maç gibi. Ankaragücü asil düsmezse bir daha kendine gelemez belki birgün ismi degismis Ankaraspor olarak lige gelirler, ama takim olarak söyle hakkiyla süper lige çikmanin zevkini tatmak onlarin da hakki.
"Mehmet_Doruk"]ikinci golü atamayinca kolay maçi zor yaptik ilk maç gibi. Ankaragücü asil düsmezse bir daha kendine gelemez belki birgün ismi degismis Ankaraspor olarak lige gelirler, ama takim olarak söyle hakkiyla süper lige çikmanin zevkini tatmak onlarin da hakki.
Bu hakki ellerinden ancak sezon içerisinde gelecek puan silme cezalari alabilir. Ki ben de öyle bir durumda Ankaragücü'nün yeniden ligde kalabilecegini düsünüyorum.
"Mehmet_Doruk"]ikinci golü atamayinca kolay maçi zor yaptik ilk maç gibi. Ankaragücü asil düsmezse bir daha kendine gelemez belki birgün ismi degismis Ankaraspor olarak lige gelirler, ama takim olarak söyle hakkiyla süper lige çikmanin zevkini tatmak onlarin da hakki.
mehmet abi çok acimasizsin, gerçi haksiz da sayilmazsin :)
hava muhalefeti maça gitmeme engel oldu.
sansimi zorlayadabilirdim.
ancak ankaragücünün bu sartlarda yenilmesinde hissedecegim üzüntü, galip gelmemiz durumunda yasayacagim mutluluga üstün gelecekti. maça gitmememin esas sebebi bu sanirim.
maçi yol boyu radyodan dinledim.
maçi anlatan murat çimen hursut un golü atmasina çok sinirlendi.
simdi dedim sahaya inip çakacak hursut a 2 tane :roll:
ankaragücü tribünlerini övmekten maçi anlatamadi zaten.
ankaragüçlülerin soyunmasini gözyaslari içinde anlatti(kendi tabiriyle).
hursut a kartopulardan bahsetti bolca.
bir ara "bak seref tribününden de attilar" dedi.
herhalde kendi atti diye düsündüm.
neyseki sonunda "kartopu atmalarini tasvip etmiyorum" dedi.
ama öyle bir dediki "sandalye atsalar daha iyi olacak " gibi dedi.
celal kibrizliyla anlattilar maçi.
tabii abarttim biraz, eglence olsun diye. ankaragücünün içinde bulundugu durum kanal a haber müdürlügü de yapan murat çimeni üzmüstür, her ankaraliyi yaraladigi gibi... gençlerbirliginin de içinde bulundugu ankara futbolunu her daim destekleyen birisi murat. hakkini da yememeliyim. sagolsun.
her pazar yollarda oldugumdan, radyo-1 de saat 21 de baslayan ve haftanin maçlarini degerlendiren programi da dinlerim. celal kibrizli bizim maç için "maçin adami ankaragücü taraftariydi" dedi. bu arada celal kibrizli gençlerbirligi taraftariyim da dedi ayni programda.
ankaragücü ile ilgili olarak; 102 yillik kulubün yerine tesis edilecek ankaragücü as yeni jenerasyon ankaragüçlüler için umut olabilir. hatta bu durumu ekmek kapisi olarak görmek isteyenler bile çikacaktir utanmadan.
eski tüfek ankaragüçlüler ise bu durumu zor sindirir.
çakma ankaragücü gibi bir durum olacak çünkü.
yine de hiç olmamasindan daha iyidir diye düsünenler çogunlukta olacak gibime geliyor.
ankaragücü'nün ne bankasyada ne de diger liglerde tutunma sansi görünmüyor çünkü 90 milyon borçla. zor durum.90 milyon borcu yapanlar neden kanun önünde sorgulanmiyor, yasanin bu tarafi neden açik? o da ayri konu.
son olarak; ben bu maçta en çok formamizi begendim.
lezzetsiz, buruk ve gergin bir maçti. canimizi sikan küçük bir gruptan baska genel olarak ankaragücü taraftarindan aldigimiz reaksiyon da olumlu sayilabilir. söylemek istedigim tek sey sanirim su, umarim gençlerbirligi bu maçta gerçekten "tercihen düsük yogunluklu" oynadigi için bu kadar kötüydü. çünkü bu oyunun bursa, mersin vs. karsisinda hiç sansi yok. oktay ve soner'in artik bir an önce kendilerine gelmeleri gerekiyor. durumlari ve isteksiz oyunlari can sikici olmaya basladi artik. bir de onur bayramoglu'na daha çok sans verilmesi gerektigine inaniyorum. o çocukta is var. demisti dersiniz. :D
mahir kardes, ankaragücüne karsi su saatten sonra kimse tam kapasite oynayamaz.
bu futbolun ruhuna da ihanet olur ahlakina da.
tamamiyle amatörlerden olusan bir kadro.
o kadar amatörki sivas-ankaragücü maçinda bir ankaragüçlü kardes sivasspor sag beki ugur a sert giriyor ve maçi birakip "özür dilerim ugur abi istemeden oldu" diye uguru teselli etmeye çalisiyor, her pozisyon sonrasi baska maçlarda psikolojik harbe alismis ugur da sasiriyor bu duruma... su pislig de bu temizlik...adamlar kirlenmemis daha. safça çikmis mücadele ediyorlar en temizinden.
sivas maçinda maçtan önce sivas kaptani diyor ki takimina; " arkadaslar, esesin üstüne çikmak için 3 averaj lazim, bu çocuklara 4.yü atan serefsizdir."
ankaragücü ile oynayan hiçbir takim serefsizlik yapamaz. bu maça yatmak filan degildir bence. futbolun ahlaki bunu gerektirir. bizim takim da bunu yapti. muhtemelen galatasaray da farkli birsey yapmayacak çarsamba aksami.
http://07harfli.blogspot.com/2012/01/baskent-derbisinden-izlenimler.html
Baskent Derbisinden izlenimler
21:07 | Yollayan: özgün | Kaydi Düzenle
Üniversite için geldigim Ankara'da 5. yilim dolarken en sonunda nasip oldu baskent derbisine gidebilmek... Ancak bu seferde de pek kolay oldugunu söyleyemem. Stat çevresine ulasabildigimde maç baslayali 20-25 dakika oluyordu ama o gün bugündü, kiracaktim seytanin bacagini... Çünkü o statta sadece bir futbol maçina sahit olmayacagimi biliyordum, çok daha fazlasi bekliyordu tribündekileri ve ben de onlardan biri olacaktim.
Bekledigim gibi de oldu. 90 dakikanin kaçirdigim 25-30 dakikalik kismindan geriye kalan dakikalar boyunca maçi 5 dakika anca izleyebildim. Geriye kalan sürede ya gözüm tribünlere ya da aklim düsüncelere takildi kaldi hep. Bu dogrultuda ilk önce tribünleri sonra da maç boyunca beni alikoyan düsünceleri anlatayim.
Ankaragücü taraftari takimlarinin içinde bulundugu zor duruma aldiris etmeden 80. dakikaya kadar tüm güçleriyle takimlarini desteklediler. Üstlerine çöken kara bulutlara inat bir umut isigi aradilar ama bu maçta yüzleri gülmedi. Belki sezon sonunda da tablo degismeyecek, belki yüzleri yine gülmeyecek ama son haftalarda oldugu gibi dün de gösterdilerdiler ki küme düsseler bile diz çökmeyecekler. ilk yarinin sonuna dogru maraton, ikinci yarinin basinda ise Gecekondu'nun soguga aldirmadan soyunmasi geçtigimiz haftalarda yedek forma olmadigi için ikinci yariya islak formalari ile çikan futbolcular için anlamli olmustur.
80. dakikadan sonrasi ise Ankaragücü'nü bu duruma düsürenlere ayrildi. Bu dakikaya kadar Ankaragücü taraftarina genellikle alkislariyla destek veren Gençlerbirligi taraftari bu dakikadan sonra bestelere de eslik ediyordu. Onlar için sahada ezeli rakiplerine karsi verilen mücadeleden daha çok Ankara'yi satanlara karsi tribündeki mücadele daha önemliydi bu maçta.
Maçi Gençlerbirligi taraftarinin bulundugu deplasman tribününde izledim. Benim tribüne girdigim dakikalarda durum zaten 1-0 olmustu. Ancak skor tabelasina bakmasam bunu anlamama olanak yoktu. Çünkü tribünde bir nese yoktu. Ankaragücü bu haldeyken onlar da sevinemiyordu. Hatta bir ara sonuçsuz kalan bir Ankaragücü atagindan sonra “Ah be!” diyenleri bile duyuyordum. Devre arasi geldiginde etrafimda ne Gençlerbirligi'nin ilk yaridaki oyunu ne de beklenen oyuncu degisiklikleri konusuluyordu, devre arasinda konusulan konu Ankaragücü'nün bu zor günlerden nasil kurtulacagi oluyordu. ikinci yaridaki bir pozisyonda top eline çarpmasina ragmen hakeme itiraz eden Gençlerbirligi futbolcusuna tepki gösterenlerin arasinda yine Gençlerbirligi taraftari vardi. Böyle böyle maç 1-0'lik skorla sona erdi. Gençlerbirligi kendisini ligin 4. sirasina tasiyan bir galibiyet aliyordu ama tribünde sevinçten daha çok hüzün vardi. Maçin ardindan Gençlerbirligi taraftari kendi takimlarini tribüne çagirdiktan sonra Ankaragüçlü futbolculari da tribüne çagirdi. Ancak bu hareket Sokak tarafindan bir süreligine yanlis anlasilmis olacak ki maç sonunda kisa süreli bir gerginlik yasandi. Ancak bu sorun hemen çözüldü ve karsilikli tezahüratlara kaldigi yerden devam edildi: "Ankara'yi satanlar hesap verecek..!"
Tribün isi hem bir sevda, hem de bir kavgadir. Her tribüncü farkli bir sevdaya ev sahipligi yapar yüreginde, her tribüncü farkli bir kavgaya adamistir ömrünü ama bu maçta 19 Mayis Stadi'nin tribünleri farkli sevdalarin pesinde kosanlarin omuz omuza verdigi ortak kavgaya taniklik etti. Ben de bu anin taniklarindan biri olarak büyük bir mutluluk ile bu dayanismayi izledim. itiraf etmek gerekirse biraz da kiskançlikla izledim bu dayanismayi. Kiskançligimin sebebi ise basittti. Antalyaspor maçlarinda son 5-6 yildir ayni armaya gönül vermis insanlarin -hem tribün gruplari arasindaki hem de bu gruplar içerisindeki- kavgalarini izlemekten bikmis usanmis biri olmam her seyi açikliyor sanirim.
Maçin genelinde aklimi kemiren soru ise "Yahu ne olacak bu Ankaragücü'nün hali?" idi. Evet, ben de o statta olan ya da olmayan pek çok insandan farkli bir sey düsünemedim maçta. Herkes gibi ben de bu sorunun cevabini düsünüp durdum.
102 yillik bir tarih... Kim bilir ne cefalar, ne fedakarliklar ile dolu... Kendinizi düsünün. Sevdalisi oldugunuz arma için yaptiklarinizi... Bu 102 yilda sizin gibi kaç kisinin bir hikayesi olmustur bu arma pesinde, kaç ömür tükenmistir bu arma askiyla? Ama bugün Ankaragücü'nün kaderini belirleyen sey bu hikayeler degil ne yazik ki, 2-3 kisinin(!) yaptiklari... Peki, merak ediyorum. Acaba Ankaragücü'nü bu duruma getirenler sebep herhangi bir bedel ödeyecekler mi? Yoksa bu yasananlarin bedelini ödeyecek olanlar harçligini Ankaragücü için vermekten çekinmeyen Arda gibi bu arma sevdalilari mi olacak? Arda gibi sevdalilar bedel öderken asil suçlular disaridaki hayatlarina aynen devam mi edecekler?
Bu kadar basit mi her sey? Bu kadar kolay mi 102 yilin emegini harcayabilmek? Spor kulüpleri böyle 2-3 kisinin girip, istediklerini yapip, daha sonra da elini kolunu sallayarak arkalarina bile bakmadan çekip gidebilecekleri yerler mi? Bugün her taraftar yaptiginin bedelini kendi ödemek zorundayken onlarca yillik camialari enkaza çevirenlerin bedelini kendilerinin degil de bu camialarin ödemesi normal mi?
Daha önce pek çok köklü camianin yasamaya mecbur edildigi bir savasi bugün Ankaragücü veriyor. Bizler de bu savasin sonucunu bu sorularin yanitlari ile beraber bekliyoruz. Bunlari bize zaman gösterecek ama o zaman gelene kadar Gençlerbirligi taraftarinin baskent derbisinde açtigi pankartta dedigi gibi: Pes etme imalat-i Harbiye!
Yeni bir konu açma geregi duymadim o yüzden buraya yaziyorum.
Ankaragücü taraftarinin takima destek'den çok zarari var. Klubün sikintili günlerinde daha çok sikinti ve zarar yaratan bir taraftar topllulugu. Bizim maçta yapilan hakaretler vs diger hareketlerden dolayi 60 Bin TL ve ayrica 15 Bin TL ceza ve 1 maç seyircisiz oynama cezasi geldi. Klübün bu durumlara düsmesinde'de rant içinde olan çirkef taraftarlar vardir.
Gerçek Ankaragüçlülere lafimiz yok ama Ankaragüçlü olmayip sirf maça rant için küfür için kavga için giden taraftarlar oldugu sürece Ankaragücü pek ilerleyemez...