umutkuruc
Site Admin
Kayıt: May 09, 2004
|
Tarih: 2005-07-19 16:34:10
Mesaj konusu: Futbol argosunun bereketi
|
|
|
Tanil Bora'nin bugunku Radikal'deki yazisi, ozellikle son paragrafina dikkatinizi cekerim :wink:
Futbol argosunun bereketi
Yeni sezonda tribünlerin lâf-söz üretimi bakalim nasil gelisecek? Filiz Bingölçe'nin 'Futbol Argosu Sözlügü' isimli çalismasi tezahürat alanindaki kültür birikimimizin kapsamli bir envanterini sunuyor
Geçen sezon Fransa 2. Ligi'nde oynanan Reims-Sedan maçindan bir tribün fotografi gördüm. Tribünün sag ucunda, deplasmana gelmis Sedan taraftarlari küçük bir öbek olusturuyorlar. Ev sahibi taraftarlarinin hincahinç doldurdugu bölümleri kaplayan iki kocaman bez afis açilmis. Tribünün üst katlarini neredeyse soldan saga kaplayan bezde, Sedan taraftarlarinin oturdugu yönü gösteren bir ok var. Altinda, ayni uzunlukta bir pankartta, söyle yaziyor: 'Pour trouvez les paysans, suivez la fleche', yani 'Köylüleri bulmak için, oku takip edin!' Reims de neticede civariyla birlikte 200 binlik bir yerlesim, fakat onlar da gariban Sedanlilara 'köylü' diyorlar, dalgalarini geçiyorlar iste... Kimbilir, belki kaynaginda bilmedigimiz giciklasmalar vardir; Banu 'K.' Yelkovan bizi sosyokültürel olarak aydinlatsin.
Halk mizahi
Bezle veya sözle... Rakiplere ve cümle âleme satasmalar, takilmalar, futbol folklorünün vazgeçilmez bir unsuru. Tribünler, halk mizahinin gümrah bir pinari. Halk mizahi deyince de, tabii argonun capcanli yeniden üretildigi bir alandan söz ediyoruz. Dünyanin her yerinde... Sokak agzina asinâlik kazanmak, argo lügâtini genisletmek isteyen herkes, tribüne buyurabilir. Son derece üretken ve dogurgan bir argo ve mizahtir bu. Hayatin her alanindan sözceleri uyarlar, hayatin her alanina kendi sloganlarini transfer eder; ve durmaksizin yeni egretilemeler üretir, kendi cevaplarini tahrik eder. (Türkiye'de geleneksel halk mizahinin bir yordami olan atismanin modern kosullardaki en canli mecrasi, tribünler degil mi?)
Avrupa'da son 10-15 yilin düzenlemeleriyle statta maç izlemeyi bir üstorta sinif eglencesine çevirmeye dönük 'önlemler' ve taraftarlarin müsterilestirilmesi süreci, tribünlere belirli bir sterilizasyon getiriyor elbette. Argo ve mizahla alisverisli yaratici tezahüratin hayat damarlarini daraltan bir etkisi var bu sürecin. Ama büsbütün ümit de kesilmez; futbol ortami, argonun ve mizahin güçlü bir kaynagi olmayi sürdürüyor.
Türkiye'de bu bahis, bilhassa bereketlidir. Bu bereketi ortaya seren bir kitap var elimizde: 'Kadin Argosu Sözlügü'yle (Metis, 2001) argo çalismalarina dalan Filiz Bingölçe'nin hazirladigi 'Futbol Argosu Sözlügü' (Alt-Üst Yayinlari, 2005). Futbol dünyamizdan tezahüratlar, deyimler, 'geyikler', lâkaplar, popüler tribün figürleri, medyadaki söz kaliplari (ayrica ritüeller, ugurlar) hakkinda kapsamli bir derleme. Virgül dergisinin mayis sayisinda Baris Karacasu'nun belirttigi gibi, tamire ve genisletilmeye açik bir çalisma. (Bunun için, futbolargosu@yahoo.com adresine öneriler iletilebilir.)
Ya küfür meselesi?
Tribün argomuzun hassas meselesi: küfür. Türkçe futbol argosunun yaraticiliginda, sövgünün payi bir hayli fazla. (Sövmenin sözlük anlamini Ali Püskülloglu'nun Türkçe Sözlük'ünden bakarak hatirlayalim: "Namus, onur ve kisilige yönelik, kaba, çirkin, agza alinmaz sözler söylemek.") Çok açik ki, erkek cinsiyetçiliginin de en güçlü jeneratörlerinden biri, futbol argosu. Evet, biliyoruz ki dogrudan cinsiyet konumlari kastedilmiyor bu sözler her sarf-edildiginde, bunlar mecazdirlar ve 'en erkek' sözleri agiz dolusu haykiran kadinlar görüyoruz tribünlerde... Evet, ama erkek dilinin hegemonyasinin göstergeleri olmaktan baska bir sey degil ki bunlar!
Öte yandan, 'küfür tutumlari' arasinda yapilacak ayrimlar da var. Kendi adima, lâgim gibi dakikalarca akan küfürlerden ve hakaret korolarindan cân-i gönülden tiksinirim. Bir rezillik karsisinda refleks halinde 'firlayan' münferit küfrü veya bir bahtsizlik âninda çekilen "si.tir"iyse sihhat alâmeti sayarim. Biliyorsunuz, bu memlekette o 'si.tir'i bile men etmeye dönük önlemlere basvuruldugu olmustur, Kenan Evren'in direktifiyle. Ayrica, kimi 'çirkin' sözlerin atisma içinde, tasi gedigine oturtarak kullanildigi sahiden esprili buluslar vardir ki, en 'politik dogrucu' nazarlar bile bunlarin hakkini teslim edecektir ('...teslim etmeyen s.tirsin gitsin' diyecektim az kalsin!). Örnegin, "Noter tasdikli i.. a.. s..." tezahüratini hatirlatayim, Filiz Bingölçe'nin kitabinin 174. sayfasinda var. Böylesi icatlarda da favorim, elbette Besiktas tribünleri.
Kuytuda kalmis bir yaraticilik örnegini zikrederek bitireyim. Gençlerbirligi maraton tribününde, sevgili abimiz Polatlili'nin 'Saldirin saldirin saldirin/bu taraftar için saldirin' bestesini 'sakin ol sakin ol sakin ol/ sakin ol, suurlu oyna sakin ol' güftesiyle icra edisi, geçen sezonun Oscar adaylarindandi bana kalirsa!
|
|