Alkaralar Dinlenme Tesisları Forum Ana Sayfası
 
son kez ermeni meselesine dair toplu bir yanit...
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
KAYA_AKYILDIZ
Site Admin

Kayıt: Jan 24, 2005

Mesaj Tarih: 2005-08-03 13:00:54      Mesaj konusu: son kez ermeni meselesine dair toplu bir yanit... Alıntıyla Cevap Ver

Degerli Alkaralar, Bu mesaji yazip yazmamayi bir iki gundur dusunuyordum… Dirim`in one surdugu gerekce yani burada farkli siyasal anlayislardan geldigi apacik insanlari biraraya getiren asil unsurun Genclerbirligi taraftarligi oldugu ve buna kiyasla tali kalan meselelerin ortaya getirilirken dikkatli davranilmasi talebi bana da makul gorunuyor… Dirim buyuk olcude hakli… Evet, Dirim hakli ama mezkur tartismayi da ben baslatmadim, sadece Turgut Ozturk`un alenen irkcilik yapmasina dayanamadim ve bu meseleyi nasil dusunmemiz gerektigini kendimce tartistim. O mesajdan birkac gun sonra Suleyman Bey`in yazdiklari ve devaminda diger arkadaslarin mesajlari sokun etti… Bir cevap hakkim oldugunu dusunuyorum… 1974 dogumluyum ve 2002 yilina kadar omrumu Turkiye`de gecirdim, nispeten kisa omrumde ne zaman gercekten tartismamiz gereken bir sorunla karsilassam, ne zaman hayatimizla dogrudan ilintisi bulunan bir tartisma gundeme gelse (Kurt sorunu olur bu, milliyetcilik olur, solculuk olur, Islamcilik olur, Ermeni meselesi olur, insan haklari sorunu olur vs…) hep o bildik teraneyi, o harc-i alem bahaneyi duydum etraftan: “Birlik ve beraberlige en cok ihtiyacimiz olan su gunlerde…” gerisini biliyorsunuz. Iyi de bir toplum ve onun fertleri sorunlarini tartismayi bu bahaneyle yasakliyor ve tartismayi durmadan erteliyorsa o toplumun bir tartisma ve kendi sorunlari ustune dusunme gelenegi oldugundan soz edilebilir mi? Kendi gecmisi ve bugunuyle ilgili en hayati meseleri tartisamayan bir toplum rustunu nasil ispat eder? Biz bu en temel, hani neredeyse varolussal sorunlarimizi tartismayip ustunu su ya da bu bahaneyle, ki cogunlukla “Birlik ve beraberlige en cok ihtiyac duydugumuz su gunlerde…” ya da “Henuz toplum buna hazir degil…” diye baslayan ve uzayip giden edebiyati kasdediyorum, ortersek neyi tartisacagiz? O yuzden Suleyman Kinli`nin mesaji ve bu mesaja gelen yanitlar uzerinde durmak istiyorum… Yapmayi sevdigim gibi bir anekdotla baslayayim. hem nesemizi bulalim hem de konuya yumusak bir giris yapmis olayim, gerginlik yaratmayayim: Metin Ustundag`in bir karikaturu vardir; kanimca Turkiye`de tarih egitiminin berbatligini ve karakusiligini mukemmelen yansitir, Turk`un tarihle sorunlu iliskisini, tarih algimizin ideolojisini ele verir. Karikatur su: Tipik bir ilkokul sinifindayiz, tarihten sozluye kalkmis kara onluklu bir ogrenci anlatiyor ve ogretmeni dusuncelere dalmis cocugu dinliyor sinifin geri kalani gibi. Kucuk ogrencinin konusma balonunda asagi yukari sunlar yazili: “Ortmenim, vatan dort bir yandan kusatilmisti, dusmanlarimiz olan Hoyratlar, Zirtapozlar, Gubardaklar her yandan saldiriyordu, Ridvan sagdan ortaladi, siz kafayi caktiniz gol oldu ve vatan direkman kurtuldu!” Bu sozlerin akabinde ilkokul ogretmenin aklindan gecenleri yani dusunce balonunda da sunlarin yazili oldugunu goruruz: “Zavalli cocuklar, ne anlatsam inaniyorlar, ne olacak bu isin sonu…” Sayin Suleyman Kinli da bildigim kadariyla bir egitimci, yani Egitim-Sen hakkinda anadilde ogretim istedigi icin acilan kapatilma davasi baglaminda yazdiklarindan bunu cikarmistim. Yukarida naklettigim karikaturle Suleyman Bey`in alakasina gelince… Suleyman Bey`in mesajinin icerigi ve tonu bana karikaturdeki ogretmeni hatirlatti… Bir farkla: Sanirim Suleyman Bey anlattigi seyin gercekliginden kusku duymuyor… 1980`de ilkokula basladim, seksenlerin sonunda lisedeydim… Lisemizin mudur ve mudur yardimcilari seksen sonrasinin milliyetci-muhafazakar, Turk-Islam sentezcisi kadrolarindan devsirilmisti, bu insanlar benimle asagi yukari ayni kusaktan olanlarin hayatina kabus gibi cokmuslerdir. Gercegi, devletin ve milletin sadece kendilerinin bilgisine vakif oldugu cikarlari cercevesinde yeniden kuran ve bunu ogrencilere enjekte eden bu karabasan adamlari az cok hepiniz bilirsiniz. Sac kontrolu ve etek boyu ile ugrasmaktan arta kalan zamanlarinda “komik” icraatlari da olurdu rutin endoktrinasyon calismalari cercevesinde. Bir hikaye var ki hala hatirlar hatirlar gulerim, sizle de paylasmama izin verin: Benim lisemin muduru olan zat, Ankara ayazinin iliklere isledigi bir sabah butun liseyi bahcede toplamisken ve Kurt meselesi uzerine nutuk atarken soyle sahane bir yorum yapmisti: “Bakin cocuklar TURK yazin bir yere ve sonra tersten okuyun, ne oldu: KRUT… Haaa simdi de R ve U harflerinin yerini degistirin, simdi ne oldu: KURT! Demek ki neymis? Bunlar bir ve ayni sey demekmis, demek ki Kurt bizim bir boyumuzmus, onlar da Turk canim…” Sahane degil mi? Gerci universitelerimizde ve darbeci generalimizin dilinde dagda yururken cikardiklari “kart, kurt” sesleri hasebiyle Kurt adini alan ama aslinda Turk olan bu insanlar bizim mudurun pek de universiteden ve Marmaris`teki ressamdan asagi kalmayan bu akillara zarar teorisi de “bilimsel” sayilamaz mi? Bence bu da bayagi “bilimsel”… Suleyman Bey`in mesaji soyle basliyor: “Bu topic, asilsiz Ermeni iddialari karsisinda ortaya cikan kafa ve bilgi karisikligini ortadan kaldirma amaciyla acilmistir.” Ilkin Suleyman Bey`in diline iliskin bir gozlemle baslamak isterim. Suleyman Bey`in dili devlet dairelerindeki yonergeleri ya da benzerine bir devlet kurumundan gelen herhangi bir yazili bildirimde rastlayabilecegimiz ifadeleri andiriyor. Soyle bir ornek verilebilir sanirim: Diyelim ki bilmem ne dairesindeki memurlar isten erken cikiyorlar ve bu hadisenin onune gecmek icin bir yonerge kaleme alinmis, dili asagi yukari soyle olurdu herhalde: “Bu yonerge, son gunlerde kimi calisanlarimizin mesai saatinin bitiminden once gorev mahallini terketmesinin kusur oldugunu hatirlatmak maksadiyla yayinlanmistir…” Suleyman Bey, sanirim bizleri devletin memuru saniyor, kafamizin karistigini ya da karistirildigini dusunuyor ve yuce gonulluluk gosterip bize neye inanacagimizi bir yonergeyle hatirlatiyor. Elbette Suleyman Bey`in goruslerini dile getirmesi gerekir, bu herkes gibi onun da hakkidir, Suleyman Bey`in yazdiklarini tartisiriz, ben su asamada sadece usluba ve bu uslubun yansittigi zihniyete dikkat cekiyorum, yanlis anlama olmasin, Suleyman Bey`in soz hakki herkesinki kadar kutsaldir ve bu hakki kullanmalidir. Denilebilir ki belki de birileri Suleyman Bey`e ozel olarak mesaj atti ve “Suleyman Bey benim kafam karisti yazilanlardan sonra, beni ve benim durumumdaki arkadaslari aydinlatsaniz” dedi. Belki de oldu boyle birsey… Ama yine de sormak gerekir: Suleyman Bey, kafa ve bilgi karisikligi yasadigimiza nasil karar verdiniz? Belki de soyle karar verdiniz: Turgut Ozturk`un yazdiklarini okudunuz ve Turgut Bey`in soyledikleri karsisinda dehsete kapildiniz! Zira, Turgut Bey Ermeni Tehciri`nin Kurtulus Savasi zamaninda ve Turkiye Cumhuriyeti Devleti tarafindan gerceklestirildigini saniyor!!! Bir de Misak-i Milli`nin sonradan unutulusa terkedilen Tecziye Ahidnamesi`ni okusa, Misak-i Milli`nin Ermeni Tehciri`nde rol almis kimseleri cezalandirmayi taahhud eden bir maddesi oldugunu bilse, kurulmakta olan Turkiye Cumhuriyeti Devleti`nin bu ise karisanlari yargilayip cezalandirmayi dusundugunu ogrense ya da Mustafa Kemal Pasa`nin pek cok vesileyle Ermeni Tehciri`ne katilanlari katliam yapmakla itham ettigini Nutuk`tan okusa, bu ise bulasanlari cezalandiracaklarini, Ermeniler`e karsi bir kotuluge musade etmeyeceklerini defaaten belirttigini bilse, bunu idrak edebilse kafasi karisir miydi Turgut Bey`in? Belki de normaldir bu kafa karisikligi, ogretmenler boyle olunca ogrencilerin de kafasi karisiyordur… Suleyman Bey`in iddialari ve argumanlari herhangi bir ic tutarlilik tasimiyor, bunlari birer birer gosterecegim. Ic tutarliliktan yoksun bu iddialarin gercekle karsilastirilmasina gerek dahi kalmadan cokmeleri belki bazilarinin soyledikleri uzerine yeniden dusunmesini tetikler. Ilkin su Ermeniler, Osmanlilar`in millet-i sadikasiydi, bin yil kardesce yasadilar bu topraklarda ama sonra birden bire dis guclerin kiskirtmasiyla katliama basladilar iddiasina bakalim… Sahiden ne olmusta bin yil bir sekilde yanyana yasayan bu insanlar birden bire kanli bicakli olmus? Bin yil sonra neden birden bire nankorluk etmeye karar vermisler? Ne olmus da kiskirmislar? Biz bu kiskirtma ve kiskirma edebiyatini pek severiz… Bir yerde sorun mu var? Kesin dis gucler tarafindan kiskirtiliyordur birileri, kiskirmaya cok egilimlidir bizim yonetimimiz altinda bulunmus halklar ve hatta kendi halkimiz! Bir kiskirmaya gorsunler, ah bir de o dis mihraklar yok mu? Bulgarlar mi ayaklanmis, Yunanlilar mi baskaldirmis, Ermeniler ozgurluk mu istemis, Araplar yeter artik mi demis, bizim gibi ozgur ve bagimsiz bir millet olarak mi yasamak istemisler? Nasil olur? Bunlari birileri kiskirtmistir, o yuzden ayaklanmislardir, kiskirmislardir, masadir bunlar, buyuk guclerin masasi, bunlarda haysiyet filan ne gezer, kiskiracak olsalardi onceden kiskirirlardi... Eee bizden baska hicbir milletin karakterinde ozgurluk ve bagimsiz yasama tutkusu olamaz, sadece biz boyunduruk altinda yasamaya dayanamayiz. Bulgarlara, Sirplara, Yunanlilara, Araplara ne oluyor ki? Ne guzel yasayip gidiyorlardi millet-i bilmem ne olarak… Bizden daha iyisini mi bulacaklar yonetici millet olarak? Bizden daha iyi mi biliyorlar kendilerinin neyi hakkettigini, neye mustehak olduklarini? Evet, topraklarini fethettik ama onlara medeniyet ve insanlik ogrettik, daha ne istiyorlar degil mi? Eger boyle dusunuyorsak somurgecilerin somurgelerindeki insanlari medenilestirmek icin orada bulunduklarini soylemelerine ya da simdilerde Amerika`nin orayi burayi demokratiklestirmek icin isgal etmesine ses cikarmamaliyiz, tutarlilik bakimindan tabii… Ne var yani Allah`in medeniyetsiz, demokrasi ve ozgurluk nedir bilmeyen hem de bizi arkadan vurmus Araplar`ina demokrasi ve medeniyet goturuyor adamlar, cok seviyorlar demokrasiyi ve herkeste olsun istiyorlar, isgal ve yikim gibi tatsiz sonuclari varmis… Eeee bedeli olacak tabii bazi seylerin… Gecmiste biz medeniyet ve insanlik goturduk, sonra Ingilizler goturdu, simdi sira Amerikalilar`da, herkese sira gelecek… Herneyse… Sahiden bin yil boyunca sorunsuz mu yasamis Ermeniler ve Osmanlilar? Mesela Osmanli`nin 1830`larda baslayan gocebe Kurt asiretlerini Ermeniler`in topraklarinda iskan etme politikasi sorunun kaynaklarindan biri olabilir mi? Ya da daha nesnel bir kosul olan caginin diger cok uluslu, cok dinli imparatorluklari gibi (Habsburglar mesela) yeni milliyetciliklerin ve milli devletlerin dogusuna direnememis olabilir mi Osmanli? Rus Imparatorlugu`nun parcalanmasi hala suruyorken Osmanli`nin, Habsburglar`in dagilmasindan dogal ne olabilirdi ki diyebilir miyiz? Sirplar, Bulgarlar, Yunanlilar, Araplar bir bir Osmanli boyundurugundan kurtulurken, neredeyse herkes kendi ulus devletini bir bagimsizlik savasiyla oyle ya da boyle kurarken Osmanli yoneticilerinin ve sonrasinda Ittihad ve Terakki ileri gelenlerinin vaad ettikleri ozgurlugu ve ozerkligi bir turlu Ermeniler`e vermeyisi, Ermeniler ve Ittihatcilar`in gonul baginin, birlikte yasama isteginin giderek kopmasi, Trablusgarp ve Balkan Savaslari`nda alinan yenilgileri muteakiben maglubiyetin acisini ve intikamini kismen Rumlardan ve asil olarak Ermeniler`den cikarmak, kabagin nispeten daha caresiz ve icabina bakilabilir durumda bulunan Ermeniler`in basina patlamasi soz konusu olmus olabilir mi? Unutmayalim ki Balkan Savasi`na kadar gelen otuz yilda Osmanli topraklarinin yarisina yakinini kaybetmis, boyundurugu altinda yasayan milletlere yenilmis, bunun hinciyla intikamci ve etnik temizlikci bir Turk milliyetciliginin esiri olmustur. Bir noktanin altini kalin kalin cizmek gerekiyor: Bu mesele ne zaman tartisilmaya baslansa hemen Ermeniler`in gerceklestirdigi katliamlar, oldurdukleri Turk ve Muslumanlar`in hikayeleri anlatilmaya baslaniyor, Ruslar`la isbirligi yaptiklari filan da eklenerek. Iste bu Ermeniler soyle de kesti bizimkileri boyle de katletti tadinda... Suphesiz bu anlatilanlar dogru, yani Suleyman Bey`in aktardiklari dogrudur ve daha da kotu hikayeler vardir Ermeniler`in yaptiklari katliamlara iliskin olarak. Kimse Ermeniler asla katliam yapmadi demiyor ki! Denilen su: Ermeniler ve Turkler-Musluman halklar karsilikli bicimde ceteler halinde birbirlerini oldurduler. Yani, Ermeniler bizimkileri keserken bizimkiler de bos durmayip Ermeni koylerini basip Ermeniler`den asagi kalmayacak bicimde intikam aliyorlardi. Bu saldirilar karsilikliydi. Yoksa katliamdan kacan Ermeniler`in dolusmasi sayesinde cogunluk haline geldikleri Van haric hicbir bolgede nufus olarak cogunluk olmayan Ermeniler`e Turk ve Musluman diger halklarin birsey yapmadigini, Ermeniler`in saldirilarini karsiliksiz biraktiklarini dusunmek… Aslinda bu soyle taktik bir hamleye dayaniyor: Herseyi Ermeniler baslatti diyelim, tek tarafli olarak yaptiklari katliamlari anlatalim, bizi arkadan vuruyorlardi ile baglayip tehcirden baska yol yoktu, ustelik tehcir sirasinda da onlari korumak icin elimizden geleni yaptik diyelim… Bu durumda Ermeniler`in ta 1870`lerden baslayarak terrorize edilmesi, Hamidiye Alaylari, Osmanli Ordusu`nun ise karistigi pek cok kucuk olcekli katliamlar ve en onemlisi Tehcir`i onemsizlestirmek kolay hale geliyor… Tehcir su yanlariyla benzersiz ve Ermenilerle diger halklar arasinda olup biten karsilikli, yerel ve kucuk olcekli saldirilarla kiyaslanamaz bir vakiadir: Isin icerisinde DEVLET vardir, Teskilat-i Mahsusa vardir, ordu vardir, yerel gucler vardir, tehcir kararini alan ve gerceklestiren kadro devlet gucunu ve olanaklarini kullanmis, yuzbinlerce insani sirf Ermeni olduklari icin yerinden yurdundan etmis, Suleyman Bey`in soylediginin aksine yuzbinlerce insanin katledilmesine, mallarinin, tasinir-tasinmaz mulklerinin el degistirmesine neden olmus, planli ve programli bir etnik temizliktir hareketidir. Bu baska hicbir seyle kiyaslanamaz, hele de yerel ve kucuk olcekli karsilikli oldurmelerle asla. 1915 devletin tepesindekilerin acik ve gizli, yerine gore legal ya da illegal emirleriyle yurutulmus, tek yanli, kapsamli, buyuk bir etnik temizlik harekatidir. Gelelim Suleyman Bey`in aktardigi tehcir tezkeresine… Naziler`in “deportation” siyasetine ve toplama kamplarina iliskin dokumanlari okuyan herkes, ki Nazizm`de sistematik ve uzun bir gecmisi olan anti-semitizmin etkisini unutmayalim, Naziler`in Yahudiler`i ya yasamalari “gereken” bolgeye yolladigina ya da Yahudiler`i almak isteyen memleketlere gonderebilecekleri bilgisine rastlar, kimse Yahudiler`i buyuk kitleler halinde almak istememistir ama Naziler Yahudiler`i almak isteyen memleketlere verebileceklerini yazili olarak beyan etmistir. Peki bizde ne olmustur? Amerikalilar Ittihatcilar`a basvurup Ermeniler`i gocmen olarak alabileceklerini soylemisler Ittihatcilar bunu reddetmis, asevi acma, cadir yardiminda bulunma tekliflerini geri cevirmislerdir. Amac imhadir, soruna kokten ve kesin bir cozumdur. Bu noktada bir seyi daha acmak lazim: Anadolu`nun cephe olmayan yerlerinden dahi tehcir edilen ve dusmanla isbirligi yaptigi ileri surulen Ermeniler`in rahat duracaklari Suriye ve Irak collerine gonderilmesi ne derece tutarli bir argumandir? Zira Osmanli ordusu hem Suriye, hem de Irak`ta savasin icindedir, Ingilizler ve Franzsizlar`la siddetli carpismalar yasamaktadir. Dusmanla isbirligi yaptigi icin cepheden surulenleri cok daha rahat isbirligi yapabilecekleri cepheye surmek inanilir sey midir? Gercek sudur: Osmanli Kasim 1914`te resmen savasa girdiyse de fiilen daha Agustos ayinda o zaman Rusya`da simdi buyuk cogunlugu Turkiye sinirlari icinde kalan topraklara dogru asil olarak Bahaeddin Sakir`in komutasinda seferlere girismisti ve basarili da olmustu. Daha once Ittihat ve Terakki ile secim ittifaki yapmis Tasnak Partisi 1914`te Erzurum`da topladigi kongresinde savasta Osmanli`nin yaninda yer alma ve Rus Ermenilerini de Ruslar`in yaninda savasa girmeme konusunda uyarmisti. Ancak, Osmanli`nin siyasetinin kendilerine ozgurluk getirmeyecegine inanan bir grup Ermeni Rus tarafina gecip Ruslarla birlikte savasinca, ki Ermeniler Osmanli ordusunda Ruslar`a karsi savasiyordu bu sirada ve sayica Rus Ordusu`ndaki Ermeniler`den fazlaydilar, 1914-15 kisindan itibaren savasi kaybetmeye baslayan Bahaettin Sakir komutasindaki birlikler geri cekilir, Bahaettin Sakir Istanbul`a doner ve Nisan ayinin baslarinda tehcir yururluge konur. Olayi haber alan Ingiliz, Fransiz ve Ruslar bir deklarasyon yayinlayip bu iste parmagi olanlari yargilayacaklarini bildirince Talat Pasa buyuk olcude kendini kurtarmak icin Suleyman Bey`in mesajina koydugu tezkereyi yayinlatir bakanlar kurulu karari olarak, boylece tum kabine sorumlu olacaktir, minare calinmis kilif hazirlanmistir, hikayenin dogrusu da budur… Geleyim Aksit Bey`in yazdigi ve beni bir miktar uzen ve inciten mesajina… Zira Aksit Bey`in celebi mizacli, gayet kibar bir insan oldugu apacik, bize dostluk gerektigini belirten mesaji da dogru noktaya temas ediyor. Kendisi cok degerli bir buyugumuz. Ama “Suleyman Bey Duyarli Yurttas” derken belki de istemeyerek benim gibi dusunenlerin “duyarsiz” oldugunu, belki de bu memleketi sevmedigimizi ima ediyor… Bu dogru degil, hakli bir yargi da degil… Sevgili Aksit Agabey, Ben herhalde liseye kadar bu mesele uzerine hic dusunmemistim, sonrasinda da cok ilgilenmedim, hicbir zaman bildik teze inanamadim, aklimda hep bir acaba sorusu oldu ama sonralari okuyup ogrendikce gordum ki gerceklik pek de bizim resmi tezimize uymuyor. Herkes kadar ahlak ve vicdan sahibi bir insan olarak gercek oldugunu dusundugum seyi savunuyorum. Buna bence duyarsizlik denemez, boyle dusundugum icin duyarsizlikla suclanmamam gerekir, en azindan siz yapmayin bunu… Ne kadar deger verir, ne kadar ciddiye alirsiniz bilmiyorum ama yazdiginiz o duyarli yurttas ifadesi beni incitti… Sevgili Efe Savas, Tarihi guclulerin ve egemenlerin yazdigi dogru, emperyalizmin yarattigi yikim ve tahribatta oyle ama bu dogrulari soylemek bizi yanlislarimizdan arindirmaz. Ilkin su noktada anlasalim: Bir eylem suc olarak tanimlanmissa, baskalarinin ayni sucu islemis ve cezalandirilamamis olmasi eylemin suc olma niteligini ortadan kaldirmaz. Ornekle aciklayayim: Diyelim ki birini oldurdum ve bu oldurme isi suc sinifina giren bir eylem olarak tanimlanmis. Birileri kalkip bana “bu isledigin suctur” dediginde yanit olarak “ama sen de ya da iste su kimseler de ayni sucu isledi, onlara birsey olmadi” dersem bu durum eylemimin suc olma niteligini degistirmez, aklanmis olmam. Baskalari cezalandirilamadi diye eylemimin suc niteligini yitirmesi soz konusu olamaz. Eger, baskalari da ayni sucu isledi onlar cezalandirilmadi, o zaman beni de cezalandirmayin dersem aslinda sucumu kabul etmis olurum, boyle demekle sadece digerleri gibi cezalandirilmamayi talep ettigim asikardir, bunun da ne kadar ahlaki oldugunun takdirini sana birakiyorum… Avrupa parlamentolarinin ve Amerikalilar`in soykirimi tanimalari kabul edilemez, siyasi kararlardir denebilir, aslinda bu soykirim kararlarinin alinmasini Turkiye bu memleketleri yer yer tehdit ederek onlemis, kimi zaman da bu memleketler Ermeni Soykirimi meselesini Turkiye`ye karsi kullanmislardir, “istediklerimiz yapilmazsa kabul ederiz tasarilari” diyerek. Pis bir oyundur bu: Herkes aslinda ne oldugunu bal gibi bilmektedir ama iste iktisadi ve politik cikarlara kurban edilmistir gercek… Iste burada devreye vicdan girmelidir: Biz bir suc islediysek, bunu dunyanin bize hatirlatmasina ve bir suru iktisadi/siyasi manevraya, cikara kurban etmeyerek hatamizi kabul etmeliydik, yedigimiz herzeyi temizleyebilme normalligini gosterebilmeliydik. Bilirsin Amerikali`lar, Avrupali`lar ikide bir gelip “kardesim iskence yapmayin vatandaslariniza… yakmayin, yikmayin, oldurmeyin” derler, tabii hemen milliyetci damarlari kabaracaklar cikacaktir “biz egemen devletiz, siz kendi isinize bakin, ayrica siz de iskence yapiyosunuz, pis emperyalistler” diyeceklerdir bu arkadaslar… “vatandasimsa benim vatandasim, sen ne karisiyorsun kardesim, iskence de yaparim baska sey de” demeyeceklerdir saniyorum ama Mehmet Agargil “bunlar munferit vakalardir” yavesini okuyacaklardir. Evet Amerikan Devleti`nin ve Avrupali`larin dunyanin canina okuduklari tartisma goturmez, onlar da dunyanin iligini kemigini kurutmaktadirlar, insan haklari soylemini her turlu pis islerine alet etmektedirler ama bu bizim vatandasimiza eziyet etmemizi mesrulastirir mi? Ha bir de sanirim Genclerbirligi taraftarlarinin sitesini okuyan emperyalist odaklar pek azdir, burada ne tartisildiginin hic umurlarinda oldugunu sanmiyorum, CIA merkezinde bakalim alkaralar su Ermeni meselesi hakkinda neler diyormus diye yazdiklarimizi Turkce`ye cevirip planlarimiz basariya ulasiyor diye ellerini ogusturmuyorlardir… Bu mesele bizlerin meselesi, bizler oturup konusacagiz ve tartisacagiz… Emperyalistler`in plani var diye gercegi feda etmemeliyiz ya da gercegi cikarlarimiza uygun hale sokmamaliyiz, guclenelim, ekonomik olarak bagimsiz olalim filan tamam ama guclenince nasilsa gucluyuz, kimse birsey yapamaz, bize birsey dikte edemez diye hatamizi, yanlisimizi reddetmeye kalkarsak o cok elestirdigimiz Amerikan emperyalizminden ne farkimiz kalir? Sevgili Onur Aydogan, Ilkin ne yapmamizi talep ettiginizi anlamadim, birligimize zarar verir diye tartismayalim mi? Bu soylediginizin ne kadar demokratik bir tavir oldugunu hic dusundunuz mu? Gelelim somurgecilerin istemedigi halde gerceklesen tek olayin bagimsiz TC`nin kurulusu oldugu bicimindeki iddianiza… O tarihte hegemon guc Ingiltere idi ama Almanya, Sovyetler, Fransa, Italya ve ABD`de onemli guclerdi… Almanya`yi soylemiyorum zira muttefiktik, Sovyetler`in bagimsizligimizi istedigi ve para-silah yardiminda bulundugu asikar, Fransa bir sure sonra cekilip gitti, Italyanlar dogru durust hic israr etmeden, carpismadan cekilip gitmislerdi bile, ABD hic karsi olmamisti TC`nin kurulusuna… Dogru Ingilizler karsiydi ama bizde Almanlar`in yaninda savasa girmistik, sonra Ingilizler kendilerini degil Yunanlilar`i surduler cepheye, tamam Emperyalistler`di ama isteseler isgal edemezler miydi Anadolu`yu kendi birlikleriyle? Canakkale gecilememisti ama iki yil sonra adamlar Istanbul`u isgal etmemis miydi, neredeyse her cephede yenilgiye ugratmamis miydi Osmanli ordusunu muttefikleriyke beraber? Osmanli`yi kucultmek istedikleri kadar kucultmuslerdi, yok etmelerine gerek yoktu, yeni Turk Devleti mesela Musul`u istemeye kalkinca hemen neyi yapip yapamayacagi bildirilmedi mi bir sekilde? Biz zannediyoruz ki kendi Kurtulus Savasi`miz ve kurulusumuz essiz, tertemiz bir sayfa… Oysa her millet buna inanir. Yunanlilar da mesela kendi bagimsizlik savaslarini boyle anlamaya egilimlidir, Bulgarlar da, Sirplar da, Araplar da… Onlara sorsak Osmanli boyundurugundan kurtulus ve bagimsizlik destani olarak anlatacaklardir olup biteni ve muhtemelen diyelim ki Bulgarlar terorize ettikleri, yerinden yurdundan ettikleri Turk ve Muslumanlardan, kiyici milliyteciliklerinden soz etmeyeceklerdir. Bizde de mesela kim biliyor 1922`de Rumlar`a ne oldugunu? “Gavur” Izmir`in nasil yandigini, kimin yaktigini? Daha da alasini soyleyeyim: Mesela siz Haiti Devrimi`ni biliyor musunuz? 1804`te gerceklesen ve Fransiz Emperyalizmi`ne karsi zafer kazanan tarihteki ilk basarili kole ayaklanmasiyla kurulan devleti? Ve bunu basardiklari icin hala Haitililere ne bedeller odetildigini? Merak buyurmayin bizim Kurtulus Savasi`mizdan once de pek cok seyi belki de bizden daha parlak bicimde basarmis insanlar vardi ve devrimimiz sandigimiz kadar essiz degildi… Saygilarimla,
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
aksitozkural
Site Admin

Kayıt: Aug 27, 2002

Mesaj Tarih: 2005-08-03 13:58:13      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sevgili kardesim Kaya' Aslinda bu konuyu kimsenin desmek istedigini sanmiyorum ama bana olan siteminden hareketle durumdan vazife cikariyorum. Hasbelkader genclik yillarimda hukuk servisinde calismisligim var Turk Tarih Kurumunun. Bu kurumun ilk kurucusu ve 1980 yillarina kadar baskanligini yapmis olan ve 90 kusur yasinda hayata veda eden Ulug IGDEMIR buyuk enistemdir. Ogrencilik yillarimda harcligimi cikarmak icin orada calisirken TTK. nin muhtesem kutuphanesinden yillarca yararlanma sansina eristim. Bu kutuphanede dunyada Ermeni Tehciri ile ilgili ne kadar yayin varsa toplanmis ve Turkce'ye cevrilmisti. Merak bu ya, bende yiginla bilgiye eristim. Vardigim sonucu Suleyman beye yazdigim anekdotta da aynen belirtmistim BIZE HAKSIZLIK YAPILIYOR. Ermeniler yillardir bilinen nedenlerle ve cogunun isine geldigi icin Turk'lere karsi desteklenegelmislerdir. Sizden ricam,Turkiye tarafindan onerilen ve Ermenilerin yillarca kacindigi ortak platformda tartisma fikrine neden karsi cikip durduklarinin derinligine inmeniz, JCO'nun ( Jewish Central Organization ) un yayinladigi bildiride Ermeni Soykirim iddialarina neden ( soytarilik, maskaralik ) tanimini yakistirildiginin da anlamini irdelemenizdir. Sizden bi ricam daha var: Bana inanmiyabilirsiniz anlarim ama, Hasan Izzettin Dinamo ( devrimci Turk Yazari ) nin yazdigi 17 ciltlik KUTSAL ISYAN VE KUTSAL BARIS isimli kitaplar silsilesini okuyun. Bu kitaplarda bagimsiz bir devrimci yazarin tamamen belgelerden yararlanarak yazdigi ve bu konuyu ozetleyen uzun anlatimlar bulacaksiniz. Bu arada beni celebi olarak gormenizden cok mutlu oldum ama bir de su var GERCEGI ARAMAK VE BILMEYI hep sevmisimdir, aci bile olsa. SON SOZ: Genclerbirligimizi cok severim ama vatanimi ve ulusumu ondan daha az sevdigimi asla soyliyemem. Hele ithaf edilenler abartmali ve yanli ise ve benim bekama yonelik ise sessiz durmiyacagimi da hatirlatirim.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
silinmis_kullanici
Site Admin

Kayıt: Aug 01, 2002

Mesaj Tarih: 2005-08-03 17:30:36      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bu kadar oturulup yazilan yazilari silmek istemiyorum. Ama valla kimse beni anlamak istemiyor. Buna artik emin oldum. Tesekkürler......, Kilitlendim topigi. Benzer bir topicde ne yazildigina da bakmiyacam direk silecem. Beni düsünmeyeni ben hiç düsünmem. Kusura bakmayin...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:    
Forum kilitlenmiştir Forum kilitlenmiştir