Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2005-09-28 12:13:08
Mesaj konusu: PAZAR KEYiFSiZi...
|
|
|
Yasam süremiz ne uzunlukta olursa olsun, yasamimizin ‘yedide biri’ Pazar günü sikintisiyla geçecektir…
Ve ben Pazar günlerini hiç ama hiç sevmemisimdir…
Muhtemel “Pazar keyifsizligi” çocuklugumdan gelen bir aliskanliktir , çocukken, Pazarlari, hele de aksam saatleri yaklasti mi içim sikilirdi, Pazartesi’nin gelisinin kara habercisiydi Pazar, ve yilin büyük bir bölümü için Pazar demek, okul yollarinin, ders siralarinin, bitmemis ödevlerin hesabi demekti…
Ögretmenlerin en ciddi tavirlarini takindigi günler Pazartesi’leri olurdu…
Ve mutlaka o “bitmemis ödevlerin” hesabi sorulurdu…
Sanilanin aksine, haftanin sonu günü degil, ilk günüdür Pazar ve ben Pazar günlerini hiç sevmedim……
***
Yasim ilerledikce Pazar günlerine dair sevilebilecek seyler bulmaya çalistim, eskiden TRT‘de gösterilen Pazar sinemasi gibi, ögleden sonra tenis oynamak gibi, aksamüstleri Ankara 19 Mayis stadinda ki maçlar gibi…
Özel televizyon kanallarinin evlerimize girmesi ile birlikte, Pazar günlerine renk gelir gibi olmustu, malum futbol sevdalari…
Hem artik okul yollari da yoktu, okul da, bitmemis ödevlerin hesabini soracak olan da, tamam ertesi gün is güç vardi ama o kadar kötü degildi hani…
Hani ekranlarda futbol var ya, “artik Pazarlari severim” diye düsündüm;
ama olmadi, sevdirmediler…
Ne zaman içimde Pazar keyifsizliginin gölgesinde ekran karsisina geçsem, ‘futbol programi’ adi altinda gösterilenin aslinda “istanbul Futboluna” dair görüntüler oldugunu farkettim.
Yalnizca üç takima endeksli görüntüler, her Pazar aksami “onlara” dair canli yayinlar, görüntüler, röpörtajlar, futbol ulemelari vardi, saatlerce süren, hep “onlar” i gösteren, anlatan seyler…
Geceyarilarina kadar beklemek gerekirdi kendi takimimzn bir kaç dakikalik mütevazi özet görüntüsünü yakalayabilmek için…
“Üç istanbul’lu” sevdalisi degilseniz, Pazar aksamlari ‘bizim’ ekranlarda ki futbol programlari ne yazik ki size göre degildi…
***
Geçtigimiz Pazar aksami, üç Ankara takiminin da galip geldigini duydugum zaman, oturup izlemeli diye düsündüm, malum, bu rastlanti pek siklikta olabilecek cinsten degildi…
Ankaraspor, Besiktas ile oynuyordu, ve maç canli yayinlanmaktaydi malum nedenlerle… Hani Ankara’da olsam, o maça gitmezdim, ama her ne kadar Ankaraspor’a pek sempati duymasam da, 19 Mayis stadina dair görüntülere özlemimden maçi izledim…..
Sonrasinda Galatasaray’in Samsun’da oynadigi maç canli yayinlandi, ve sonrasinda ayni maçin röpörtajlari, özet görüntüleri, yorumlari, tartismali pozisyonlari…
Bekledim, hani o haftasonu 18 takimli ‘Kursunlu Süper’ Ligimizde baska maçlar da oynanmisti, Gençlerbirligi ve Ankaragücü ligdeki ilk galibiyetlerini almislardi, Kayseri Erciyes ve Sivas ligde iyi isler yapiyordu, onlar da bu ligin takimlari idi…
Bekledim…
Sonra, bir aksam önce oynanan Fenerbahçe macinin görüntüleri yayinlandi, yine uzun uzun, yine yalniz onlara dair olanlarin göz zevkine hitaben. Fenerbahçe gol attigi zaman, maçi anlatan spiker bile seviniyordu, belli ki birileri ona maç anlatanin tarafsiz olmasi gerektigini ögretmemisti…
Muhtemelen istanbul takimlarinin taraftarlari bile sikilmisti defalarca tekrarlanan görüntülerden…
Bekledim…
Az sonra “Tele Lig” baslayacak idi, ama araya giren reklamlarin süresi uzadikça ‘az sonra’ ya dair umutlarim da azaldi…
Bizim gibi “Üç istanbullu” nun disindakiler için, kötü bir korku filmi tadindaydi adina spor programi dedikleri…
Geceyarisina az kala, ‘Tele Lig’ programi basladi, ama bizim cografya da, televizyon ile radyo arasinda fark olmadigindan, konusma ile geçti ilk yirmi dakika, beklemeye devam gerekti…
Bekledim…
Sonra geldi beklenen görüntüler, hani “özet” dedikleri cinsten, ince belli çay bardaginda içilen bir yudumluk çay kisalignda, “hani bunca beklemeye degdi mi” diye düsündürten cinsten…
‘Neden tüm takimlara ayrilmis bir futbol programini ikiye bölerler’ diye düsünmeden edemedim, neden üç istanbullu’ya ayrilan program saatler sürerken, digerleri geceyarisina az kala bir kaç dakika ile geçistirilirdi;
neden üç istanbul takiminin disinda kalanlara sevdalilarin hep beklemesi gerekti…
Hepsini birden, tek bir programda esit özetlemek, yorumlamak ve BBC’de gösterilen “Match Of The Day” tadinda sunmak daha adil ve keyifli olmaz miydi…
“Esitlik” denen kavram bize bu kadar uzak mi olmaliydi…
Kötü kivamli futbol saatlerini, rayting adina ayni sikicilikla devam ettirmek amaç mi olmaliydi…
Velhasil, bütün sikintisi ile bir Pazar daha geçti;
Ve ben Pazar günlerini hiç ama hiç sevmedim…
Ziya Adnan
|
|