mehmet_galip
Site Admin
Kayıt: Aug 05, 2002
|
Tarih: 2005-11-24 09:14:21
Mesaj konusu:
|
|
|
bu haftaki maçlarla ilgili asagidaki degerlendirmeyi iletmis deniz bey isminde bir yazar ve bence güzel bir yazi...en altta da elestirileri var...ankaragüçlüler masaAllah hiçbir yaziyi atlamiyor.ne diyim helal olsun :wink:
Futbolda ‘kesme’ diye tabir ettigimiz vuruslar
Çarsamba aksami olanlarin ardindan, gönül rahatligiyla, iç huzuruyla futbol konusmak; lig maçlarini seyretmek, yorumlamak mümkün mü? ‘Yaratici’ reklâmcilara çuval çuval para döküp, ‘Lütfen!’ kampanyalari hazirlattiran, hepimizi itidale davet eden federasyonun herhangi bir inandiriciligi kaldi mi? Saha içinde kavga eden oyunculara, hakeme ‘hirsiz’ ve ‘ahlâksiz’ diyen hocalara, rakibe çelme takan yardimci hocalara verilecek disiplin cezalarinin hukukî geçerliligi olabilir belki ama vicdanî bir geçerliligi olacak mi bundan böyle? Taraftar gruplarina ücretsiz bilet dagitan yönetimlere, hiç utanmadan yaptirim uygulayabilecek mi federasyon yetkilileri? Daha Temmuz’da bir yazi yazip, ‘artik milli takimla ilgilenmiyorum’ diye beyanda bulunmustum. simdiyse, ilgilenmemek söyle dursun, bu utanç silinmedigi ve sorumlu olanlar hesap vermedigi sürece; milli takimi desteklemiyorum da! Kimse bana, ‘hepimizin takimi’ martavalini okumasin. Hepimizin takiminin, hiç birimizi utandirmaya hakki yoktur. Yenileceksek adam gibi yenilelim, degilse hiç oynamayalim bu oyunu!
iki büyükler kayipsiz
Bütün bunlardan sonra, bana pirupak görünen ligimize dönelim simdi. “O” stadyumda bu hafta, Fenerbahçe, Manisa Zorluspor’u agirladi. Ligin en çok gol atan takiminin 75 dakika boyunca hiçbir sey yapmayip, son 15 dakikadaki bayiltici tempoyla maçi kazanmasini; futbolculara mi, hocaya mi; yoksa futbolcularin böyle diri kalmasinda büyük emegi olan yardimci hoca Koch’a mi baglamali? Bu bayiltici tempo neticesinde gelen gole de en çok Fenerbahçe baskani sevinmis olmali. Zira ligin gol-dakika orani olarak en iyi golcülerinden biri olan Semih sentürk’ün 88’de gelen kafa golü, Aziz Yildirim’i da gündem degistirecek yeni bir konu bulmaktan kurtarmis oldu. (Bu arada, Semih sentürk’e hâlâ ‘genç Semih’ dendigini isitiyoruz sagda solda; futbolcular ne zaman terfi ediyor acaba ‘genç’likten orta yasliliga futbol basini lügatinde? Sözgelimi, Emre Belözoglu’ya hâlâ ‘genç Emre’ diyebilir miyiz, Tuncay sanli’nin durumu nedir, 17’lik Nuri sahin’e, ‘yeniyetme Nuri’ mi diyecegiz?) Ersun Yanal’in takimi Kadiköy’e gelen en dirençli ekiplerden biriydi. Dogru yerde, etkili biçimde kullanilan biktirici bir presle Fenerbahçe’nin oyun kurmasini engellediler. Savunmadaki ve hücumdaki iki eski Sparta Pragli’nin (Johanna ve Meduna) yani sira, ‘çocuk’ Caner ve ‘ihtiyar’ Zafer dikkat çeken oyunculardi. Huzursuz Fenerbahçe taraftarlari ise ikinci yarida oyuna giren Deniz Baris’in dönüsünü kutladilar: Daha ilk geri pasinda onu yuhalayarak!
Laf gençlik-yaslilik bahsinden açilmisken, Çaykur Rize-Galatasaray maçini bahane edip, bu hafta yeniden 11’e dönen ve parlak oyununu bir de asiste tahvil eden Ümit Karan’in 5 yil önceki sahane bir demecini analim. Karan henüz Gençlerbirligi formasi giyen genç bir oyuncudur ve iyi oynadigi bir maçin ardindan, mikrofonu dogrultan gazeteci sorar: “Üç büyüklere gitmek için yeterince pistigini düsünüyor musun?” Muzipçe kivrilan dudaklariyla, biyik altindan gülerek yanit verir Ümit: “Pismek ne kelime yahu, altli üstlü kadayif oldum!” Geçen yil Ankaraspor’a kiralik verilerek, çifte kavrulmus kivama da getirilen Ümit Karan’in dönüs maçinda Galatasaray, aynen bir deplasman takiminin oynamasi gerektigi gibi oynadi ve rakibine dogru dürüst pozisyon bile vermeden üç golle döndü istanbul’a. Bu basarili oyun, belki de Galatasaray açisindan hayirlara vesile olacak bir soru isaretine de neden olabilir. Galatasaray Hasan sas, Marek Heinz ve genç Hakan’dan (47) yoksun bir kadroyla kazandi. Gerets’in bir hafta düsünme süresi var. Dananin kuyrugunun kopacagi maçta Hakan-Ümit-Necati-iliç dörtlüsünden hangilerini seçecegi, skor ne olursa olsun, günlerce tartisilacaktir.
Bir Hollandali, bir Fin ve sikkin bir kaptan
Bu sezon adinin hakkini verebilen Gençlerbirligi, Ersun Yanal dönemindeki agresif, dagitici, inatçi takim kimligine yeniden bürünmüs gözükmekte son haftalarda. Sezon basi süksesinden uzak olan Erciyes’i 3–0 yendikleri maçta, gollerden ikisini savunmaci Baki Mercimek atti. Bir kafa ve bir de mermi gibi sut ile. Gurbetçiler kümesinde, ‘Hollandacilar’ henüz bahse deger büyüklükte bir alt küme degil belki ama, bizim ligimizin kalitesini yükselten bu Ajax altyapidan tahsilli, Sunderland takiminda stajini tamamlamis olan gurbetçinin hakkini verelim. ingiltere görmüslerden Denizlili Ömer Kerim Ali Riza’yi ve henüz ithale yeltenmedigimiz Mustafa izzet’i de unutmamali. Everton formali Neil Osman’in ise konuyla hiçbir ilgisi yok.
13. haftada Samsun’la Denizli’nin ‘ligin dibinden kurtulma maçi’ oynayacagina ben inanmazdim sezon basinda. ikisinin altindaki takimin Malatyaspor olacagina ise; Le Guen’in Besiktas’a gelecegi dedikodulari kadar bile itibar etmezdim. Ama futbolda, beklenmedik anlarda tepetaklak gidivermenin örnekleri bitip tükenmiyor hiç. iste bu sartlar altinda, kisa futbol yazarligi tarihimde bana ‘alti puanlik maç’ klisesini kullanmak olanagi taniyan maçta Samsunspor, Denizli’yi agirladi sabirsiz taraftari önünde. Ortada geçtigi anlasilan maçta, Denizli’nin hirsi ve kalitesi ön plana çikti ikinci yarida. Kaptan Serkan’in golüne, Ömer Riza ve durup dururken golcülüge terfi eden Fin oyuncu Mikka Multaharhu ile cevap verip, üç puanla döndüler memleketlerine. Maçin olayi Serkan Aykut’un oyundan alindigi için, kaptanlik bandini yere firlatmasi ve bir hisimla soyunma odasina inmesiydi. Daha dördüncü haftada, ‘saban istifa!’ diye bagirarak, Türkiye’nin en iyi genç hocalarindan saban Yildirim’i (istanbulspor’da iki maçta 6 puan aldi) küstüren Samsunporlu taraftarlarin ise, veryansin etmeye ne kadar hakki var tartisilir.
Orta Anadolu az rüzgârli
Pazar maçlarinda, ligin az sorunlu takimlarindan Kayserispor, Malatya’yi; Konyaspor ise Ankaragücü’nü agirladi. Her iki maç da 2–0 biterken; Kayseri’de Gökhan-Rodic ikilisinin yine birer güzel golle taraftara selâm durdugunu, Ertugrul Saglam’in hak ederek alkisa boguldugunu, Ziya Dogan’in rakip oyunculari tek tek tebrik edip, son derece dengeli bir maç sonu konusmasina da imza attigini gördük. Konya’da ise, Kocaman’in takiminin yine tikir tikir çalistigini ve bir orta sira takimi için fazlaca gol kaçirdigini, Mansiz’in yoklugunun Ankaragücü’nü etkiledigini, Konya’daki taraftar sayisini kendi dönemine göre fazla bulan Susic’in ince ince sitemde bulundugunu not ettik.
83’lü, dalyan gibi bir genç sag içten sürüklüyor topu, uzun boyuna ragmen anlik bir ayak hareketiyle yere sermekte güçlük çekmiyor mavili savunmaciyi. Basip çalimini, daliyor ceza sahasina; kaleci canavar gibi üstüne üstüne gelirken, hafifçe giriveriyor topun altina ve o yakin mesafeden topu iki metre havaya kaldirip indirerek yaptigi asirtma Sivasspor’un tek golü olarak aglari buluyor 18. dakikada. Haftanin en güzel golünü atan adamin adi Gökhan Görk. Galatasaray altyapisindan yetismis, Sivasspor’a transfer olmus. iste bu golün atildigi maçta, gelecekteki Besiktas hocalarina cömertçe staj olanagi saglayan Ankara Gökçekgücü, Sivasspor’dan üç puani koparamayip yek puanla yetindi yine. Özetlerden çikardigimiz kadariyla, Ankaraspor her bakimdan maçin hâkimiydi. Lorant’in, simdiye dek sonuç alabildigi için çok takdir edilen ama benden uzak olmasini diledigim kati savunmali kontratak futbolu bir kez daha ise yaradi ve tonlarca gol kaçiran Riza Çalimbay’in yeni takimi bir baska gencin, 86 dogumlu Emre Aktas’in sonlarda gelen golüyle, bir puana fit oldu.
“Bari kümede kalin sayin baskanim”
Besiktas’tan degil, garip istatistikler sergileyen Gaziantepspor’dan söz etmeli aslinda. Kendi sahasinda henüz galibiyeti olmayan, deplasmanda ise yedi maçtan bes galibiyet (iki yenilgi Trabzon ve Fener’e karsi) çikaran Hadzibegic’in takimi; tam anlamiyla kitabî bir kontratak golüyle Besiktas’i devirenler kervanina katildi. Yetmis metre top süren Lazarov’un pas atmak için rakibin hamlesini beklemesi, bir baska genç Ahmet Burak’in muz ortasi ve o golü atabilmek için kendi ceza sahasindan çikip, Besiktas ceza sahasina kadar herkesten hizli kosacak cigeri ve istahi bünyesinde barindirabilen Erman Güraçar’in kafasi; Besiktas-Gaziantep maçindan kalan en güzel seylerdi herhalde. Gerisi; yine daginik, istahsiz, sanssiz bir Besiktas ve yaratici olamayan ama iyi savunma yapan bir Gaziantep takimi. Tigana bile isyan etmis olacak takimin etkisiz futboluna, 74’de Ailton’u çikarip, bir sürü ‘kiymetli’ yedek dururken, kimsenin adini duymadigi genç oyuncu Nail Tilbaç’i soktu oyuna. Besiktas maçlarini en iyi yorumlayanlar Besiktas taraftarlari oluyor genellikle. Biz de o zaman, Pazar günkü maçin sonlarina dönelim ve Çarsi’dan ‘dakika ve skor’ alalim: “Sezonun basinda biz söylemistik / Bu takimdan hiçbir b.k olmaz demistik / Futbolcular yav..ksa, hoca ne yapsin / Bari kümede kalin sayin baskanim!” Sezonun basinda takim maçlari kazanirken, bunu söylediklerini hatirlayan yok ama ne gam! Son dizede baskana atfedilen ‘sayin’ sifatinin gerisinde bir kinaye olup olmadigini ise zaman gösterecek.
Haftanin ilk maçini sona biraktim. Taraftarsiz sahada daha iyi oynayan Diyarbakir, cezadan ötürü bombos bir stadyumda Trabzonspor karsisindaydi. Trabzonspor bu sezon yalnizca kötü oynamiyor, ayni zamanda bahtsiz da. Diyarbakir maçinda, daha ilk yarida Jefferson ve Volkan’in sakatlanmalari, yedek kaleci Hasan Sönmez’in daha topu eline almadan, kalesinde gol görmesi, Kürsat’in ikinci yarida oyundan atilmasi. Bir seyler fena halde ters gidiyor Trabzon’da. Fatih ve Gökdeniz söyle dursun, asil simek’in dönüsü takimi biraz kendine getirebilir. Zira orta sahasiz bir futbol oynuyor Trabzonspor. Diyarbakir’da ise Nejat Biyedic’in takima damgasini vurmaya basladigini gördük. Akilli uslu, dengeli, muntazam bir hücum futbolu oynadilar. Genç oyuncu Burhan ve kaybolmanin esiginden dönen ilyas yine takimin iyileriydiler.
Basliga gelince, bu yaziyi, futbol spikerliginde kendi çizgisini yaratabilmis olan, zaman içinde beni bile o acayip anlatim tarzina isindirmayi basarabilmis olan, kiymetli spiker Ercan “atti, Ercan atti” Taner’e adiyor, kendisine saygilarimi sunuyorum.
3 müdahale var »
Sayin Deniz bey;
Yazilarinizi büyük bir zevkle okudum ve gözlemlerinizden olumlu yönde etkilendim.Bunu belirtmek istedim kendi düsüncelerim dogrultusunda.
Sizinde dediginiz gibi milyonlarca lira harcayarak “lütfen” kampanyalarini çikaran (degerli) üst düzey futbol yetkilileri,milli takim teknik kadrosu ve bütün futbolcular hem kendi emeklerini kendi elleriyle harcadilar, hemde (bana göre asiri duygusalliktan) profosyonellikten uzak son derece amatör davranis biçimi sergileyerek; zaten yerlerde gezen türk futbol kimligini, kendi ayaklari altinda bütün dünya ya traji-komik bir film seklinde sundular.bunlar gerçekten kendi emeklerini harcamayla kalmadi,onlara sevenleride derinden yaraladi.inaniyorumki maçtan sonra benim gibi milyonlarca TÜRK vatandasi, 2002 dunya kupasini gözlerinde canlandirip derin bir özlem içinde oldular…nerede o koreli kardeslerimizin ayakta alkisladigi milli takim,nerede o avrupanin brezilyasi yakistirmasi yapilan takim???evet hepsi büyük bir özlem duyacagimiz bir ani, bir güzellik vesilesi olarak hafizalarda kalacak.taa ki birileri bu güzelligi bizlere yasatana kadar…
istegim artik yakaladigiz kaliteyi bir anda silecek bilinçsiz amatör sporcu yetistirmeyelim.bizi durusuyla, oyunuzla, kisiligiyle en üst siralara tasiyacak Türk evlatlari yetistirelim.isle aski birbirine karistirmadan savasan basarili sporcular yetistirelim.
insallah bu isteklerimiz bir beyinde hayat bulur ve en kisa zamanda gerçeklesebilir.saygilarimla…
# Serkan ERTAs [ 23 Kasim 2005 Çarsamba ]
Ligimizin tüm maçlarinin özetlerini bu hafta seyretmedim ama yazinin uslubu “seyretme de gel buradan oku” dedirttiriyor .Elinize saglik
# kemal yayla [ 23 Kasim 2005 Çarsamba ]
Konyaspor - Ankaragücü 13ncü hafta maçinda saffet susiç’in taraftar sayisina sitem etti?.
Konya taraftarinin çoklugu Konyaspor’un veya Aykut Kocaminin basarisi degil, yönetimin 7000 tane bedava forma dagitmasidir…Ayrica Ankaragücü taraftari maç sonundaki olaylari saymazsaniz, 1000 kisi ile yaklasik 10.000 kisiye çekirdekçi taraftar nasil olunmazi, uygulamali gösterdi….
Sevgiler
# ankara [ 24 Kasim 2005 Persembe ]
|
|