Önceki başlık :: Sonraki başlık
|
Yazar |
Mesaj |
Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2005-12-22 20:22:47
Mesaj konusu: iLK YARIYI KAPATIRKEN...
|
|
|
Futbol sezonunun ilk yarisi biterken, geride kalan onyedi haftada futbolumuza dair aklimda kalanlari düsünüyorum…
Kursunlu Süper Ligimizde oynanan maçlarda kalite düsük, hakem hatalari daimi ön planda, kimileri kollanirken, kimileri figüran konumunda. Hemen her maçta kavgalar, gürültüler, maç öncesi, sonrasi toz duman.
Ne ararsan var, maça giderken yaninda silah tasiyan yildiz oyuncu dahil…
Ulus olarak sanki maça degil kanli bir hesaplasma saatine gidiyoruz.
Üstelik seyir zevki vermeyen maçlar, Hem sampiyonlar Liginde, hem UEFA kupasinda yokuz, Milli Takim 2006 Dünya kupasinda yok, bu sezon sampiyon olacak takimimiz gelecek sezon sampiyonlar liginde ön eleme oynamak zorunda…
Velhasil Türk futbolseveri olarak, görünmez bir el tarafindan sifa bulmayi bekleyen dermansiz hastalar gibiyiz…
Her baslayan yeni sezonun bir öncesinden daha iyi olmasini temmeni ediyor, her yeni baslangicin geçmise çekilen bir sünger olmasini diliyor, geçen her sezonun ardindan yeni beyaz bir sayfa açiyoruz…
Ya da açtigimizi zannediyoruz…
Ama o açtigimizi sandigimiz beyaz sayfa bir önceki sayfa kadar hizli kirleniyor…
Futbolu bu kadar seven bir ulusun, bu denli kandiriliyor olmasi bizi incitmiyor, haftasonlari televizyon kanallarinda saatlerce futbol konusuyor, tartisiyor, futbol ile yatip kalkiyor, ama sahada oynanan futboldan zerre kadar zevk almiyoruz…
Takimlarimiz sahaya centilmenlikten dem vuran pankartlarla çikiyor, ama o pankartlarda yazilanlara hiç birimiz inanmiyoruz, kisa cümleler bir masal temennisinden öte geçmiyor…
Futboldan çok, sike söylentilerine, saibelere, “hangimiz daha büyük” tartismalarina bulaniyor, yabanci oyuncu kisitlamasi gibi suni konulara odaklaniyor, Avrupa’nin en genç nufusuna sahip ve futbola böylesine delice asik bir ulusun gençlerinden yararlanmayi beceremiyoruz, derya içinde deryadan habersiz olma durumu,,,…
23 yasinda yedek kulübesinde oturmaktan muhtemel pek bunalmis genç bir oyuncuyu ancak bir maçta dört gol atinca hatirliyoruz, zira bizim ellerde gençlerimizin hatirlanmasi için sihirbazlik yapmalari gerekiyor…
Miyadi çoktan dolmus eloglu futbolcularina, Avrupa’da is bulamadigi için kapagi ülkemize atan Teknik direktörlere, menejer kisvesi altinda futbol simsarligi yapan paragözlere çuvallar dolusu para kaptiriyor, o paralar ile açabilecegimiz futbol akademilerinden yetistirebilecegimiz gençleri önemsemiyoruz…
Her hafta onu oynanan maçlarda, kavga görüntülerine olagan durumlarmis gibi bakiyor, birbirlerine düsmanmis gibi davranan futbolculari bas taci yapiyoruz, ‘bizim takimdan’ olduklari sürece onlara toz kondurmuyor, hatta “diskolara” davetiyeler çikariyoruz…
Cennetin annelerin ayaklari altinda olduguna inaniyor, ulusca anneler gününü bayram ilan ediyor, sonra her maçta rakip takimin taraftarina, oyuncusuna, yöneticisine ana avrat küfür ediyoruz…
Hatirlamak ve ders çikarmak yerine unutmayi, kazanani tebrik etmek yerine kötülemeyi, kaybedeni teselli etmek yerine asagilamayi, basarili olani alkislamak yerine paçasindan asagilara çekmeyi yegliyoruz…
Çitayi yükseltmekten dem vuruyor, ama geçen her sezonun ardindan çitanin biraz daha düstügünü görmezden geliyoruz…
Gerçeklerle yüzlesmeyi sevmiyoruz…
***
Avrupa kupalarinda daha ön eleme turlarinda, Avrupa’nin köy takimlarina eleniyor, kendi ligimizin tozunu atan takim sampiyonlar Liginde nal toplarken, sorunun Teknik Direktör de yattigini, o giderse bir baska eloglu ile basarili olacagimiza inaniyoruz;
ama giden geleni aratiyor, aranilan basariyi hiç bir zaman yakalayamiyoruz…
iki takimimiz arasinda oynanan maçin dünyanin en büyük derbisi olduguna inaniyor, sonra bu iki takim arasinda yapilan bir kupa finaline 15,000 taraftari çekmeyi beceremiyoruz…
Kendi yarattigimiz yalan bir masalin üç kahramanina inaniyor, masalin ve yalanin bittigi yerde tepetaklak oluyoruz…
Basariyi yakaladigimizi zannetigimiz anda bile gördügümüz rüya kisa sürüyor, yeniden biraktigimiz yerde ki kisir döngümüze dönüyoruz…
Elli seneden sonra katildigimiz Dünya kupasinda üçüncü olma basarisini gösteriyor, bir daha ki Dünya kupasina katilamadigimiz gibi, üstüne bir de mahkemelik oluyor, bize verilecek cezayi endise ile bekliyoruz…
Her Avrupa yenilgisi sonrasi “dis mihraklar” aliskanligi ile yabanci hakemleri elestiriyor, ama hiçbir hakemimize uluslararasi müsabakalar da görev verilmiyor olmasini sorgulamiyoruz, içeride bulamadigimiz adaleti disarida ariyoruz…,
Sporcu’nun zeki, çevik ve ahlakli olmasi gerektigini her firsatta yineliyor, ama sike yapan futbolcunun bir an önce af edilmesini istiyoruz,
Bir takimimiz Avrupa kupalarindan elenince bir digeri bayram yapiyor, sonra o da elenince öteki, bir baskasinin basarisini asla hazm edemiyoruz.
Milli takim bazinda bile ayrimcilik, kulüpcülük yapiyor ve takim renklerimizin Mili takim renklerinin önüne geçmesini engelleyemiyoruz. Rakip takim oyuncusu Milli takim formasi giyiyorsa bunu kabullenemiyor, her firsatta ayagini kaydirmaya çalisiyoruz…
Sonuç Milli takim adina hüsran oluyor…
Mahkum oldugumuz hoyrat ve tek bir sehire endeksli, rekabetten uzak düzenden kurtulmak, Avrupa’da hatiri sayilir takimlarla temsil edilmek istiyoruz, ama isteklerimiz hiçbir zaman temmeniden öteye geçmiyor…
Futbolumuzda devrim yapacak bir kurtarici bekliyoruz…
Bizi içinde bulundugumuz karanliktan çikaracak, yolumuzu aydinlatacak, bize yön verecek gerçek iderler ariyoruz…
Tarafsizlik adina, yalnizca gördügünü yazan seviyeli spor yazarlari, kulüplerin çigirtkani olmamis, objektif gözle elestirmeyi bilen yorumcular, formaya göre düdük çalmayan hakemler, yalnizca bir sehrin kuklasi olmaktan çikarilmis, her takima hak ettigi ilgiyi gösteren tarafsiz spor basini, rekabet etmenin sinirlarini bilen ve spor ahlaki içinde mücadele eden sporcular, birbirlerine saygili taraftarlar diliyoruz…
Tüm kulüplere esit uzaklikta, otoritesi ve adaleti uluorta tartisilmayan futbol federasyonu ve yöneticiler diliyoruz…
Ama olmuyor…
sifasini kurtaricisinin ellerinden bulacak, feri sönmüs umut yolculari gibi her daim bekliyoruz…
Ama gelmiyor…
Bir yalan düzende kandiriliyoruz...
Ziya Adnan
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
fatih_salman
Site Admin
Kayıt: Jul 14, 2006
|
Tarih: 2007-11-19 18:03:40
Mesaj konusu:
|
|
|
Süper Lig'de 13, 14, 15, 16 ve 17. haftalarin programi belli oldu
Süper Lig'de 13, 14, 15, 16 ve 17. haftalarin programi belli oldu.
iste program;
13. hafta:
24 Kasim Cumartesi:
14.00 istanbul Büyüksehir Belediyespor-Denizlispor (Atatürk Olimpiyat)
15.30 Gençlerbirligi OFTAs Spor-Besiktas (Ankara 19 Mayis)
19.00 Fenerbahçe-Ankaraspor (Fenerbahçe sükrü Saracoglu)
25 Kasim Pazar:
14.00 Bursaspor-Konyaspor (Bursa Atatürk)
14.00 Ankaragücü-Vestel Manisaspor (Ankara 19 Mayis)
14.00 Çaykur Rizespor-Kasimpasa (Rize Atatürk)
14.00 Gaziantepspor-Gençlerbirligi (Kamil Ocak)
15.30 Sivasspor-Kayserispor (4 Eylül)
19.00 Trabzonspor-Galatasaray (Hüseyin Avni Aker)
14. hafta:
30 Kasim Cuma:
20.00 Gençlerbirligi-Trabzonspor (Ankara 19 Mayis)
1 Aralik Cumartesi:
14.00 Konyaspor-Ankaragücü (Konya Büyüksehir Belediyesi Atatürk)
14.00 Kasimpasa-Bursaspor (Atatürk Olimpiyat)
19.00 Denizlispor-Fenerbahçe (Denizli Atatürk)
2 Aralik Pazar:
14.00 Vestel Manisaspor-Gaziantepspor (Manisa 19 Mayis)
14.00 Kayserispor-Gençlerbirligi OFTAs Spor (Kayseri Büyüksehir Belediyesi Atatürk)
14.00 Ankaraspor-Sivasspor (Yenikent ASAs)
15.30 Galatasaray-istanbul Büyüksehir Belediyespor (Ali Sami Yen)
19.00 Besiktas-Çaykur Rizespor (BJK inönü)
15. hafta:
7 Aralik Cuma:
20.00 Bursaspor-Besiktas (Bursa Atatürk)
8 Aralik Cumartesi:
14.00 Çaykur Rizespor-Kayserispor (Rize Atatürk)
14.00 Ankaragücü-Kasimpasa (Ankara 19 Mayis)
19.00 Fenerbahçe-Galatasaray (Fenerbahçe sükrü Saracoglu)
9 Aralik Pazar:
14.00 Konyaspor-Vestel Manisaspor (Konya Büyüksehir Belediyesi Atatürk)
14.00 istanbul Büyüksehir Belediyespor-Gençlerbirligi (Atatürk Olimpiyat)
14.00 Gençlerbirligi OFTAs Spor-Ankaraspor (Ankara 19 Mayis)
15.30 Sivasspor-Denizlispor (4 Eylül)
19.00 Trabzonspor-Gaziantepspor (Hüseyin Avni Aker)
16. hafta:
14 Aralik Cuma:
20.00 Galatasaray-Sivasspor (Ali Sami Yen)
15 Aralik Cumartesi:
14.00 Gaziantepspor-Konyaspor (Kamil Ocak)
14.00 Ankaraspor-Çaykur Rizespor (Yenikent ASAs)
19.00 Trabzonspor-istanbul Büyüksehir Belediyespor (Hüseyin Avni Aker)
16 Aralik Pazar:
14.00 Denizlispor-Gençlerbirligi OFTAs Spor (Denizli Atatürk)
14.00 Kayserispor-Bursaspor (Kayseri Büyüksehir Belediyesi Atatürk)
14.00 Kasimpasa-Vestel Manisaspor (Atatürk Olimpiyat)
15.30 Gençlerbirligi-Fenerbahçe (Ankara 19 Mayis)
19.00 Besiktas-Ankaragücü (BJK inönü)
17. hafta:
21 Aralik Cuma:
20.00 Vestel Manisaspor-Besiktas (Manisa 19 Mayis)
22 Aralik Cumartesi:
14.00 Konyaspor-Kasimpasa (Konya Büyüksehir Belediyesi Atatürk)
14.00 Ankaragücü-Kayserispor (Ankara 19 Mayis)
19.00 Fenerbahçe-Trabzonspor (Fenerbahçe sükrü Saracoglu)
23 Aralik Pazar:
14.00 Çaykur Rizespor-Denizlispor (Rize Atatürk)
14.00 istanbul Büyüksehir Belediyespor-Gaziantepspor (Atatürk Olimpiyat)
14.00 Bursaspor-Ankaraspor (Bursa Atatürk)
15.30 Sivasspor-Gençlerbirligi (4 Eylül)
19.00 Gençlerbirligi OFTAs Spor-Galatasaray (Ankara 19 Mayis)
Kaynak : www.gencler.org
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
MehmetGUNER
Site Admin
Kayıt: Aug 08, 2002
|
Tarih: 2008-01-03 12:54:16
Mesaj konusu:
|
|
|
günden güne laçkalasan, seyir zevki bir yana durmak kaydiyla, izlenmesi ve uygulanmasi iskence haline gelen paçoz ama kursunlu süper ligimizi uçlarda yasayan iki ekibi;
oyunda vaktinin büyük bölümünü rakip ceza sahasi civarinda geçiren ersun yanal ile;
neredeyse oyun süresinin tamamini kendine ayrilan alanda geçiren sivasspor'u bir kenara birakirsak:
elindeki sinirsiz imkanlara ve potansiyele sahip gençlerbirligi, anlamsiz akip giden sezonlarda, hakettigi ve futbol biliminin kendisini isaret ettigi o yere hiçbir zaman layik olamadi..
kurumsal yapilanmanin kaçinilmazligini göremeyisi, dahada acisi inatla reddedisi ankaranin bu güzide ve cumhuriyetle yasit, hirçin gençlerine pahaliya malolacak.. malolacak çünkü onlar hep inkar ettiler.. kendisinden nice zaman sonra bu ise kalkisanlar az zamanda çok ve uzun yollar katetti, bunlarda görüldü.. görülmemesine imkan yoktu çünkü hep arkadan bakan bizdik ama genede inkar ettik..
bu bir sekilde ödenecek..
ödenmemesi bilimin inkari demek olur ki; herseyi inkar ederiz onu edemeyiz iste..
bu ödenecek de; nasil ödenecek?.. arkadaslarimin ortada dönen oyunu bir tarafa birakip, artik bu gibi stad disina tasan olaylara odaklanmasi hepimizin hayrina olacaktir..
adinin hecelenerek ezberlenmesi gündemdeyken, su anda düsme mücadelesi verecek hale gelecegimiz;
kurumsallasmayi inkar eden yönetimin, hiç degilse yeniden yapilanmayi önerisinide inkari üzerine;
çok zaman ve çok para kaybedeceginin israrla hatirlatilmasini iplemeyerek geldik bu güne..
bu gün ise hala konunun vahametine varamamis, atacagi küçücük bir adimi bile sezonlar geçtikten sonra atmaya kalkan bir yönetimin anlayisinin zamanlama hatasini tüm camiaya çektirecegi güne gelmis durumdayiz..
hatalar israrla ve kör bir inatla ve kör kütük cahillikle hala baska yerlerde araniyor..
sadece yetenekli ve ayagi topa yatkin ama çok önemli mevkilerde eksikleri bulunan, dengesiz olusturulmus kadro yapisi ve onun basina getirilen, gittigi hedefsiz takimlarda bile 2 aydan fazla çekilemeyen basiretsiz, bilgisiz hocalar suçlanarak esas sorunun üstü örtülüyor..
6 sezondur mesajlarimiz su sekilde basliyor:
"son santrofor idris'ten beri" veya "ümit karan'dan sonra bir golcünün alinmayisi" vs, vd, vb..
ve yine ayni körlük, ayni sapma, ayni terane.. çözüm olarak atilan adim, önerilen hamlede ayni:
takimdan gönderilen inatçi keçiler, haksiz yere günah keçileri ilan edilmis..
gönderilen 8 oyuncunun 7si defans, biride hiç gönderilmemesi gereken tek olumlu transfer..
inanmasi zor ama oluyor böyle seyler..
hemde ligin tepesindeki takimlarda en az 3 veya 4 santroforun oldugu görüldügü halde..
hemde bu takimlarin hala forvet degil, direk santrofor pesinde kostugu görüldügü halde oluyor..
hatta ve hatta bu bag bozumunu andiran yapilanmaya, aciz bahçivanin bag budamasina benzeyen yapilanmaya; körkütük defans yapan, evinde bile kontratak oynayan sivasspor'un defansif oyunu örnek gösteriliyorda; esas puanlari koparan m. yildiz, balili, m. ali forvet üçlüsü bir türlü zikredilemiyor..
adamlar 80 lerin boluspor'u gibi oynuyorlar.. ama onlarin hocalari neagu essahtan yetenekti..
ridvan-sercan-halil ibo gitmis, balili-m. yildiz-m. ali gelmis.. çokda degisik birsey olmamis..
oyun ayni oyun.. degisik olan o garip garip laflar eden, garip hocalari.. renkleri bile ayni..
alinmasi gündeme gelen oyunculardan egemen'in takima kazandirilmasi ile defanstaki bütün dertlerin bitecegi gün gibi ortadayken..
üstüne üstlük maç kazanmamiz ve acilen puan almamiz gereken bu dönemde;
kazanmak ve almak denince, bunu yapacak tek mevkinin aklimiza gelmemesi hepsinden daha vahimdir..
en yukarida isaret edilen nispetsiz ve kuralsiz düsüsün nedenini;
daha sonra islemek üzere bir kenara biraktigimiz, ersun yanal döneminide kapsayan ayni sürelerde santroforsuz ve forvetsiz geçirdigimizi inkar etmemiz..
bütün veriler forvetleri yada forvetsizligi isaret ederken golleri yiyenleri veya iska geçenleri budarcasina cezalandirmamizi futbol bilimi affetmeyecek..
artik bu hataylada yasayamayacak kadar güçsüz ve aciz durumdayiz..
çok daha fazla zaman kaybetmek istemiyorsak, çok daha fazla para kaybederek pahali forvet oyunculari ve daha pahali santroforlarla hatalarimizi telafi edecegimiz 17 maçlik kisa sürecek bogusmaya hazirlaniyoruz..
ya alti senedir yaptigimiz hatalari artik yapmayacagimiz;
yada bundan böyle yapacagimiz bir hatanin bile kalmayacagi bir dönem bizi bekliyor..
bundan 4-5 sene önce biri çikip bunlari söyleseydi; ki söyledi..
kimse inanmazdi.. hele o zamanlarda zip zip ziplayan taraftar kitlesi olurmu öyle sey derdi; ki dedi..
[size=18:2054e82a24]olmazdi ama oldu iste..[/size:2054e82a24]
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
Arda_Kucukahmetler
Site Admin
Kayıt: Aug 09, 2003
|
Tarih: 2008-01-03 13:06:24
Mesaj konusu:
|
|
|
Mehmet abi yazinin son paragrafina gözüm ilistide. Aklima geldi...
Geçen toplantida aramizdan birisi konusurken söyle bir sey dedi.
Bizim kulüpte görev alan ama geçtigimiz dönemde kulüpten ayrilan birisini görmüs geçen gün yolda.
Ve o gören kisi demiski.
Sizin Alkaralar sitesinde herkes müneccim gibi. Takimla ilgili hangi öngörüde bulunduysaniz hepsi çikti diye.
Sonrada bizi hain taraftar ilan ediyorlar. su siteyi kulüp biraz kendine kriter olarak alsaydi bugün zaten bu duruma düsmezdi.
En basidinden Ayman'in Trabzona gidecegini bile 6 ay öncesinden yazdik buraya.
Ki bu aklima gelen ilk örnek.
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
erdem_ceydilek
Site Admin
Kayıt: Oct 03, 2003
|
Tarih: 2008-01-03 13:13:35
Mesaj konusu:
|
|
|
"MehmetGUNER"] kurumsal yapilanmanin kaçinilmazligini göremeyisi, dahada acisi inatla reddedisi ankaranin bu güzide ve cumhuriyetle yasit, hirçin gençlerine pahaliya malolacak..
Gençlerbirligi Tarihi-Ankara Rüzgari kitabinin sunus yazisinda ilhan Cavcav söyle buyurmus:
"Çok sükür bu çabamizda bir noktaya eristik. Kulübümüz kurumlasti, bütün Gençlerbirliklilerin gurur duyacagi tesislere ve imkanlara kavustu. Artik Gençlerbirligi'ni büyük hedeflere, kupalara tasimanin hesaplarini yapar hale geldik"(2003)
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
MehmetGUNER
Site Admin
Kayıt: Aug 08, 2002
|
Tarih: 2008-01-03 15:21:44
Mesaj konusu:
|
|
|
sevgili arda ve sevgili erdem, biseyler için..
arkadaslar bunlar olacak seylerdir.. yada kaçinilmaz diyelim..
bu sikintiyi bütün büyümekte olan müesseseler yasamistir.. bizde yasayacagiz.. bu kadar basit..
yani bunlari tahmin etmek için müneccim olmaya veya müneccimle yakin iliskiye girmeye gerek yok..
ama bu kadar zorlu zamanlari asip, onca sikintiyi çektikten sonra atilacak ufacik bir adimi atma cesaretini gösteremeyenler, elleriyle büyüttügü yavrunun bogazini sikmakta oldugunu görmeliler artik.. bu kadar çeliskiyi artik biz bile kaldiramiyoruz..
hatirlarsiniz: "öyle bir noktaya geldik ki; top atsalar yikilmayiz" derdik..
artik o noktada uzun süre kalmamiz sonucu, top atmaya gerek kalmadi 2 gol atsalar düsecegiz..
kurumsal yapilanma degilde, kakalama zihniyetinin bizi eninde sonunda getirdigi nokta bu..
haa transfer komiteleri, ekonomik birimler, halkla iliskiler, lojistik daireler olusturup onlarida kendine baglamayi "kurumsallasma" zannediyorlarsa bilemem.. sonrada "yaptik ama niye olmuyor" diye düsünmesinler.. çünkü 21 üyenin hayir dedigi bir seye baskanin evet demesiyle oluyorsa.. nasil oluyor.. dimi?..
bakin simdi, valencia'dan dönen takimimiz için birsey söylemistik..
"bu ersun'un oynadigi oyun degil, çin ordusu hücumda yapiyor bu.. skoko olmasa hepten tozutacak, o yüzden biz kupayi elimizden alani.. valencia'nin santroforu mista'yi alalim; artik bu ligi falanda düsünmeyelim" e benzer biseydi.. mista'nin da ettigi edecegi 3, bilemedin 4 milyon dolardi.. sen de 5.. hepsi bu..
tabi birde takimi bir arada tutmanin giderleri ve pirimler falan.. içinde masraf var ya, sataniste gelmedi bunlar..
dedik tamam.. olabilir.. sataniste görede çözüm var:
"yeniden yapilanalim" dedik.. "arkadaslarim sabirli olsun, az bisey geri çekilip, özgençlerbirliginin yetismesini bekleyelim" dedik.. sanki dedik ki: "onlarida süper lige çikar iki takimim var ben bu isi bu kadar biliyorum diye övün."
tabi bu kadar alakasiz, top mop oynanmayan bir ligde, çocuklarimizin bir anda kendilerini süper ligde bulmalarida var, isin içinde..
ama öyle ama böyle süper ligde 2 takimimiz var..
simdide kalkmis "yeniden yapilanacagiz" diyorlar..
geç bunlari anam babam, geç bunlari.. çünkü o devirlerde geçti..
süper lide 2 takimimiz var, hangisini yapilandiracagiz?.. neyle?. ve nereden?..
ikisinden bir takim yapmayi düsünen varsa vazgeçsin.. o akil degil..
üstelik bu sezon birbirini tamamlayacak sekilde iki takimimiz olmasina ragmen, genede o iyi bir akil degil..
40 - 50 milyon degerindeki süper lig isim hakkina degmez bile.. vurusarak düseriz ondan iyi..
yani gene yanlis isler pesindeyiz.. oftas'a dokunanin veya bir oyuncusunu satanin üzerine taraftarin laneti binsin..
simdi baska bir önerimiz var: -tabiki çözüm her zaman vardir da; deger mi?-
zamaninda harcamadigimiz, kiyamadigimiz küçük meblaglarin çok ama çok daha fazlasini harcayip; hem daha fazla zaman kaybetmeyi önlemek, hemde süper ligden takim düsürmenin utancini üzerimizden atmak için çok pahali forvet oyunculariyla takviye edip ikinci yariya baslamaliyiz.. haa birde o egemen mutlaka alinmali.. yoksa giray'i trabzona satacak, ilhan'i da bize alacak bay baskan..
diger sekilde belki olur.. denemeye deger, en azindan..
çünkü o mevkide açigimiz vardi, hala var..
o mevkiyi o zamanda çok parayla kapatacaktik, simdi çok daha fazla parayla kapatacagiz..
bunu yapacagiz.. baska yolu yok..
bunu yapacagiz ve takimi 30 sene önce aldigimiz gibi tam takir, kuru bakir birakacagiz..
bu zaman kaybida bize yeter..
[size=18:4148c0791f]temel'in dedigi gibi: ha bu baa ders olsun...[/size:4148c0791f]
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
MehmetGUNER
Site Admin
Kayıt: Aug 08, 2002
|
Tarih: 2008-01-04 09:46:06
Mesaj konusu:
|
|
|
iki uzun mesajin kisasi:
zamaninda az bir miktarini harcayarak su ligde sampiyonluklar yakalayacagimiz kasadaki paranin, simdi tamamini harcadigimiz halde ligde kalip kalmayacagimiz belli olmayacak durumdayiz.. ama her ikisinde de harcama oldugu için bay baskan ikisinede sicak bakmamis olabilir..
buda kendisine göre bir çözüm:
sudan bir sebep bul.. özhan canaydin'a cephe al.. hatta "bundan böyle en siki ulusoycu benim" de.. de bunu.. ligde kal..
bak para bile harcatmadan ligde kaldik.. nassiiiii...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
|