Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2006-01-19 13:35:20
Mesaj konusu: O ÇOCUKLAR DA FUTBOLU SEViYORDUR MUHTEMEL…
|
|
|
Geçenlerde çok bilindik gazetelerin birinde gözüme çarpti haber, “Kus gribine ilginç önlemler” basligi atilmisti, Anadolu’nun iki sehrinde kus gribine karsi alinan önlemler anlatiliyordu mizahsever bir üslupla…
Bir belde de "kus kovucu" adi verilen, ve büyükçe bir alana ses dalgalari yayarak, kuslarin oradan uzaklasmasini saglayan cihazlar alinmisti ve caddelerde ki agaçlara yerlestirilmisti. Önce bu cihazlar, yörede ki kuslari rahatsiz etmis. ancak bir süre sonra kuslar, "kus kovucu"lara alismisti.
Bu yöntemin sonuç vermedigini gören belediye yetkilileri, kuslari kent merkezinden uzaklastirmak için agaçlarin üzerine yüksek isik yayan projektörler koymaya karar vermisti…
Bir baska belde de, agaçlara konan kuslarin uzaklastirilmasi amaciyla meydanlarda havai fisek patlatilacagi haberi yaziyordu.
Kus gribi virüsü tasidiklarindan endise ettikleri kuslarin, kent merkezinden uzaklastirilmasi için sehrin ana meydani’nda havai fisek patlatacaklarini böbürlenerek anlatiyordu bir belediyenin baskani…
.
Amac, "kuslarin kent merkezindeki agaçlardan uzaklasmasini saglamak” diyordu…
Bu önlemler ile birlikte, hükümet gibi büyük adamlarin, kendilerinden çok emin tavirlarla “Merak edilecek birsey yok, her türlü tedbir alinmistir…” diye demeç verdigi saatlerde, televizyon kanallarinda bizim çocuklarimizin ölüm haberleri yankilaniyordu…
Hani kardan kapali köy yollarinda çiplak ayak, okullarina, evlerine ulasma derdinde, bir tek böyle felaket zamanlarinda hatirlanan, hekimsiz, ilgisiz geri birakilmis yörelerde bir acimasiz yasam kavgasinda unutulmus, ellerinde ki bir parça kuru ekmege siki sikiya sarilan, binbir insafsiz hastaligin pençesinde hayata tutunmaya çalisan soluk benizli çocuklarimizin…
Hani geleceksizikle lanetlenmis, hayat savasina ta en basinda yenik baslayan, bahti kara kavruk çocuklarimizin ölüm haberleri…
Bir cehalat diyarinda, geri kalmislikla yazgilanmis ebeveyinlerin gözleri önünde, muhtemel cebinde bir ekmek parasi bile olmayan gözü yasli babasinin kucaginda, her daim telef olan hiç yasamamis çocuklarimizin…
Dikkatimi çekmisti, ne düsünmüs ise anasi, babasi, kus gribinden ölen çocugun ismi ünlü bir film yildizimizin adinindan alintiydi, çocuga onun ismini koymuslardi. Hani belki de o da büyüyünce yildiz olur diye, bahti açik olur diye, onun da bu yasamda yüzü güler diye…
Hani belki onun da hülyasi bir gün gerçek olur diye…
Ama o minik kizi ölüm erken yakaladi degil mi…
Ama bu kadar büyütülmemeli degil mi, nasilsa bütün önlemler alindi degil mi, bu da geçer degil mi, zaten bu topraklardan neler geçmedi ki…
Nasilsa bütün önlemler alinmadi mi, öyle söylemedi mi takim elbiseli büyük adamlar…
O çocuklar zaten öleceklerdi, degil mi, alin yazisina inanmak gerek öyle mi…
***
Kuslarin katil, katillerin kahraman, çocuklarin kurban ilan edildigi. yoksulluk illetinin pençesinde can veren çocuklarimizin içimizi acittigi günlerde, gündemi mesgul eden en önemli konu ise çocuklar degil , futbol federasyonu baskanligi seçimi...
Gazetelerde, artik pek asina isimlerin büyük puntolarla yazildigi zamanlar, herkesin birbirine sordugu “Acaba futbolumuza kim baskan olacak ?” sorusu…
Ölü çocuklar diyarinda, ki muhtemel çoklarini kus gribinden daha fazla ilgilendiriyordur olmayan futbolumuza kimin baskan olacagi, kimin adini futbol sayesinde duyuracagi…
Malum, pasta kocaman, o pastada trilyonlar, ve hersey o pastadan daha büyük pay kapabilmek adina. Topraga gömülü baltalar çoktan çikartilmis, simdi savas boyalari zamanlari… Tabi isin içine siyasette bulasmis bir kere, zaten siyaset yasamin her alaninda…
Belediye baskanlari bile islerini güçlerini birakmislar, gözler pastada. Hani birileri üçe kadar sayip ‘kapis kapis’ dese atlayacaklar. Büyük adamlarin açliklari da, hirslari da büyük oluyor, hep bu yüzden pastadan en büyük pay kapma savasi…
Pek muhtemel çok yakinda seçilir birileri, zaten az sonra toz duman içinde biraktigimiz futbol liglerimizin ikinci yarisi baslayacak, kaldigimiz yerden devam edecegiz teranemize, Yine baltalar elimizde, Yeniden, bilmem kaçinci kere “Siz mi büyük biz mi “ kavgasina bulanacagiz. Yine dünyanin en büyük derbisi bizde oynanacak, yine Pazar aksamlari hemen her televizyon kanalinda uzun uzun birkaç takimimizi tartisacagiz, yine birileri ileri, geri alacak, ve yine az sonra baska maçlar baslayacak…
Yine baskanlar, yönetenler, agzi olan konusacak, yine pankartlar olacak ellerimizde maçlardan önce…
Sonra, bir vakit yine, kadersiz, unutulmus yerlerden çocuklarin ölüm haberleri gelecek, bizim cocuklarimizin vakitsiz ölüm haberleri. Ya kus gribinin pençesinde, ya kardan kapanan bir köy yolunun donduran sogunda, veya töre kanunlarinda, göcük altinda, binbir atesli hastaligin pençesinde, velhasil yoksulluk bataginda yitip giden çocuklarimizin…
Ama önce futbol federasyonu baskanligi seçimi var degil mi, simdi kus gribinin sirasi degil, zaten bütün önlemler alindi, degil mi…
Kaderin önüne geçilmez degil mi…
Ziya Adnan
|
|