Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2006-03-07 19:32:05
Mesaj konusu: YORUMCU ARANIYOR...
|
|
|
Çok zaman önce bir maç dönüsü karsilasmistik onunla...
Bir Avrupa maçi dönüsü kesismisti yollarimiz, yolculuk boyunca futbol üzerine sohbet etmistik. Keyifli sohbetler. Mütevazi ve bilgili idi. 70 ve 80’li yillarin efsane Liverpool takiminda 14 sezon forma giymisti, yedi sampiyonluk kupasi ve üç Avrupa sampiyonlugu, dile kolay. ingiltere futbol tarihinin en basarili oyuncularindan biriyidi, talihsiz bir sakatlik yüzünden 1991 yilinda sahalara veda etmisti, 621 maçta Liverpool formasi giymis, 1985 – 1991 yillari arasinda takimin kaptanligini yapmisti…
simdilerde BBC’de futbol yorumculugu yapmaktaydi, tarafsiz yorumlari, yerinde tesbitleri ile hemen tüm takim taraftarlarinin saygisini kazanmisti. Her takima esit uzakliktan bakardi. Bunca sevilmesi bosuna degildi. iskoç aksani bile kulaga hos gelirdi…
Sordum “Maçlari yorumlarken nasil bu kadar tarafsiz olabiliyorsunuz…” diye,. hani onca zaman bir takimin kaptanligini yaptiktan sonra, o takimin maçlarini yorumlarken bu kadar tarafsiz kalabilmek, objektif olabilmek zor olsa gerek…
Ders gibiydi verdigi cevap, bizim yorumcularin duymasini isterdim;
“iyi yorumcu olmak icin önce tarafsiz olmak gerekir, benim görevim maçi, sahada olanlari, gördüklerimi tarafsiz yorumlamak, zira ben o stüdyo da bir takimin temsilcisi olarak bulunmuyorum, ben iki takimi da yorumlamak için ordayim” demisti…
“Taraf olan asla iyi futbol yorumcusu olamaz, olsa olsa o takimin basin sözcüsü olur…” diye eklemisti…
“Üzerimden formami çikarali çok oldu…” demisti efsane kaptan…
Unutmadim…
***
Bir arkadasim var, belki en iyi degil ama en eski arkadasim, çok küçük yaslarda kesisti yollarimiz, daha ilkokul caglarinda Ankara’nin tozlu arsalarinda top oynadik, okulda ayni siralari paylastik. Yan apartmanda oturdurdu. Sonra büyüdük, hepimiz ayri sehirlere, hatta ayri ülkelere dagildik, o istanbul’da, ben daha uzak diyarlarda…
Sonra o bir televizyon kanalinda futbol yorumculugu yapmaya basladi, yaninda ünlü bir ressam, diger yaninda yine kendi gibi baska bir yoldas. Aslinda yaptiklarina yorumculuk da denmez, ‘modern amigoluk’ daha dogru bir deyim. Eh, kendi futbol takiminin kanali olunca, yorumculuk da ancak o kadar oluyor, eyvallahsiz olmak güç…
Haydi onu geçelim, zira o bir futbol takiminin özel kanalinda, ama digerlerine ne demeli. Ulusal televizyon kanallarinda, yasini basini almis, futbolu bilgini, iyi giyimli, çok bilmis tavirli, ulema adamlar., futbol bilginleri. Her televizyon kanalinda, her futbol programinda, tuttuklari takimlar uzun cümlelerinde yatan, siyah beyaz, sari kirmizi, sari lacivert adamlar, üzerlerinde ki formalar ile maçlari yorumlayanlar…
Televizyon kanallarinda her hafta onlar, bikmadan usanmadan, kendi takimlarina dair söylemler, takimlarini her daim göklere çikaranlar, diger takimlari yok sayanlar. Gazetelerde onlarin maç yorumlari, “En büyük biziz” temali, en taraflisindan, rakibi hep yok sayarken kendi takimini hep yücelten.
Gördüklerini degil, görmek istediklerini, sahadan geçenleri degil, yüreginden geçenleri anlatan fanatikler…
Bizim yorumcularimiz iste…
Sadece üç takimin temsilcileri bizim futbol programlarinda, sadece üç takimi yazanlar, yorumlayanlar. Digerlerinin sesini duyuracak birileri hiç olmamistir. Aslinda onlarin da sözcüsü yok mudur hep merak ederim, onlari da anlatacak, tartisacak, yazacak azinlik renklere sevdali birileri ...
Samsunspor’lu. Malatya’li, Gençler’li yorumcular nerdedir, neden duyulmaz onlarin sesleri ve neden hep ayni bilindik simalar…
Bir istanbul takimi o hafta Gençlerbirligi ile oynuyor, maçi yorumlayan, çok bilindik Istanbul takiminin hasta taraftari, yine fularini takmis, haliyle yorumlari da o yönde, taraftarlik haliyle yorumculuga agir basiyor. Gençlerbirligi galip gelse bilse konu dönüp dolasip istanbul takiminda kilitleniyor, yani yenseler de, yenilseler de söz hep onlara dair.
Saz da onlara ait, söz de…
Çalan da onlar oynayan da…
Peki ya Gençlerbirligi, Ankara’nin Cumhuriyet ile yasit kirmizi siyahli takimini tartisacak, yorumlayacak birileri yok mudur, onlarin da seslerini duyuracak birileri…
Sonra Malatya’yi, Samsunspor’u, Ankaragücü’nü yorumlayacaklar..
Madem tarafsizlik ilkesi islemiyor bizim cografya da,. tarafli olan bal gibi de yorumcu olabiliyor, o zaman azinligi da anlatan birileri olmali, simdiye kadar hiç konusmamislari da dinlemek gerek…
Cogunluk ulemalarinin karsisinda azinligin seside duyulmali, bu kadar tek düze olmamak gerek…
“Taraf olan asla iyi futbol yorumcusu olamaz, olsa olsa o takimin basin sözcüsü olur…” demisti Alan Hanson…
Unutmadim…
Ziya Adnan
|
|