Alkaralar Dinlenme Tesisları Forum Ana Sayfası
 
Stad...
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ziya Adnan
Site Admin

Kayıt: May 06, 2003

Mesaj Tarih: 2006-03-15 22:15:12      Mesaj konusu: Stad... Alıntıyla Cevap Ver

Her sehrin orta yerlerinde bir yerinde bir futbol mabedi vardir mutlaka, kimileri büyük, kimileri küçük, kimileri gicir, pek görkemli, pek fiyakali, kimileri ise unutulmus, terk edilmis, nicedir kendi halinde; kimileri ancak senede bir kez hatirlanan… Maç günleri dolar tasar çoklari, hayat olur, bayram yeri gibi, ve o futbol mabedlerinin müdavimleri iple çekerler maç günlerini, sonra isportacilar, köfteciler, tezgah saticilari. Maçin baslamasina az kala, akar, formali, atkili, rengarenk çocuklar. Babalarinin elinden tutmus, hemen her maçta o stadin yolunu tutan, maç günlerini dört gözle bekleyen, ve çoklukla babalarinin izlerinden yürüyen sevdali çocuklar. Tribün çocuklari. Çocuklar da zamanla sevdalanir stadlara, babalar gibi. Ben bilirim… Küçük yaslarda o mabedin havasini solumus, ve o yollari babalarinin yanibasinda yürümüs çocuklar bir zaman sonra fark ederler ki, o stad ikinci evleri olmustur, uzak kaldiklari zamanlar özlerler mabedlerini, ben o özlemi iyi bilirim… Sonra büyür o çocuklar, tabi sevdalar da, onlar da zamanlar bir çocugun elinden tutup o stadin yolunu tutarlar, tipki geçmiste oldugu gibi, tipki eskide oldugu gibi. Ancak, bir zaman sonra, onlarin çok eskiden ellerini tutanlar artik yoktur yanibaslarinda, bos çerçeveler yavas yavas dolarken geriye yalnizca sevdalar kalmistir, düsününce acitir insanin içini, ama yolcular degisse de, yollar hep aynidir, mabedler hep aynidir, sevdalar hep aynidir… Stad yollarina asina olanlar hep yürümek isterler o yollari, yürürken hep babalarini yani baslarinda isterler, sevdalar geçer nesilden nesile, ben bilirim… *** Sonra maç bitip bosalinca tribünler, sessizlige bürünür stad, son müdavimler de ayrilirken yavas yavas, isiklar bir bir sönerken, el ayak çekilir, öylece kalir yapayalniz, ta bir daha ki maç gününe kadar… Gün içersinde insanlar geçer o stadin önünden, çoklukla o sehrin insanlari, genci, yaslisi. Muhtemel baslarini kaldirip o yöne dogru bakmazlar bile, orada yasanmis nice güzel zamanlari bilmemek ile ilgili. Bilmedigi seyler insani üzmez zaten, bir de uzaklara sevdali olmak var tabi, kendi sehrine yabanci olmak, o yollari babanizin yaninda hiç yürümemis olmak… Sonra, maç günleri o stadin önünden kosar adimlarla geçip, bir kahve kösesinde, ya da evlerinin oturma odasinda ki ekranin karsisina bir an önce kapagi atabilmek, baska sehirlerin takimlarina methiyeler düzmek, baskalarinin zaferlerini alkislamak için sabirsizlananlar vardir, salon taraftarlari, kendi sehirlerinin stadlari yerine baska stadlara kapagi atanlar, ekranlarin tam karsisinda… *** Neden mi yazdim bütün bunlari; bu haftasonu Ankara’da Fenerbahçe maçi var degil mi. Ankara’da dogmus, büyümüs, yasamlari boyunca Ankara’nin okullarinda okumus, muhtemel Ankara’da aile olmus, Ankara’da calisan, ve kendi sehrinin stadini ancak senede bir kez, o da deplasman takimi tribününde izleyenlerle dolup tasacaktir o stad süphesiz. Bugün onlarin günüdür... O gün, o stadin varligini hatirlayanlar, müze ziyaret eder gibi kendi sehirlerinin stadlarini senede bir kez ziyaret edenler, kendi sehirlerine çok uzak bir sehrin takimini desteklemek için dolduracaktir tribünleri. Deplasman takimi tribünlerini. Ellerinde baska bir sehrin takiminin flamalari, yüreklerinde bir baska sehrin sevdasi. Aslinda garip bir durumdur. O sehirde yasayip, deplasman takimi tribününde oturmak. insanin, kendi evine misafirlige gitmesi gibi... Sonra deplasman takimi taraftarlari, maç esnasinda kendi sehirlerine küfür edeceklerdir muhtemel, attiklari gollere pek sevineceklerdir, kendileri gibi olanlar ile kucaklasacaklar, istanbul sarkilari söyleceklerdir, zafer avciligi bir kez daha sehir sevdasini bir çirpida silip süpürecektir... Maçtan sonra, deplasman takimi taraftarlari arabalarina binip o stada çok da uzak olmayan bir yerlerde ki evlerine gideceklerdir. içlerinde iki, belki üç kusak Ankara’li olanlar, 06 plakali arabalilar… Formalar, atkilar, flamalar bir daha ki Ankara maçina kadar sandiklara kalkacaktir, nasilsa televizyon kanallari, oturma odalari, kahveler, canli maç yayinlari… *** Maçtan sonra o stadin isiklari yine sönecektir, bosalacaktir yavas yavas tribünler, canli yayin arabalari ayrilirken stadtan, geriye yalnizca taze yasanmis bir ihanet daha kalacaktir... Sonra, o eski stad, bir daha ki maça kadar, gerçek sahiplerini, tribün çocuklarini, sevdalilarini sabirla bekleyecektir... Ve çok eskiden, her haftasonu çocuklarini ellerinden tutup kendisine getiren, artik aramizda olmayan nice kendi sehrine sevdali babalari çok ama çok özleyecektir; ben bilirim... Ziya Adnan
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
olcayay
Site Admin

Kayıt: Aug 28, 2005

Mesaj Tarih: 2006-03-15 23:49:10      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hocam ellerine saglik yasayarak anlatmissin... :cry: :cry: :cry:
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
mehmet_galip
Site Admin

Kayıt: Aug 05, 2002

Mesaj Tarih: 2006-03-16 09:26:51      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

ben ankaragücü'nün bir istanbul takimiyla yaptigi maç sonucunda ankara takimlarina gönül vermistim. o maçta istanbullular(!) çogunluktaydi ve hersey onlardan yanaydi.. ankaragüçlülerin en çok yaptigi tezahurat ise -bu ihanetin adamin içini yakmasindan olsa gerek- "burasi ankara bu i...ler yalaka" diye bagirmakti...yasim ufakti ve acayip etkilenmistim. o tezahurat benim tribün hayatimin dönüm noktasidir. o zamandan beri 19 mayis artik benim evim oldu... dili olsa da konussa...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
onur_aydogan
Site Admin

Kayıt: Dec 13, 2002

Mesaj Tarih: 2006-03-16 09:49:19      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

19 Mayis stadinin aydinlatma direklerinin üzerinde hava araçlarini ikaz etmek için yanip sönen isaret lambalari vardi. Ankarada yasadigim yillarda uzagindan geçerken bile o lambalarin yanip sönüsünü seyretmekten mutluluk duyardim. "Yaniyor mu yesil köskün lambasi" isimli besteyi güftesini biraz degistirerek "Yaniyor bak stadimin lambasi" seklinde mirildanirdim. insan bazan en güzel mekanlarda en sevdikleri ile birlikteyken bile "baska yerde olmak" ister ya, ben 19 Mayis stadindayken maç günlerinde hiçbir zaman baska yerde olmak istemedim.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
mehmet_galip
Site Admin

Kayıt: Aug 05, 2002

Mesaj Tarih: 2006-03-16 09:53:52      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

"onur_aydogan"]insan bazan en güzel mekanlarda en sevdikleri ile birlikteyken bile "baska yerde olmak" ister ya, ben 19 Mayis stadindayken maç günlerinde hiçbir zaman baska yerde olmak istemedim. bir duygu ancak bu kadar güzel ifade edilebilir herhalde....
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
aksitozkural
Site Admin

Kayıt: Aug 27, 2002

Mesaj Tarih: 2006-03-16 13:32:46      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Ziya kardesimiz artik cok alistigimiz ve cok sevdigimiz anlatimlari ile bizlere buyuk guzellikler yasatiyor, aslinda bu enfes yazisinin sonunda ( ben bilirim ) diye tanimladigi ama soyluca icine attigi cok sevdigi biricik babasini yakin bir zamanda kaybindan dolayi bir katmerli ozlemini de kimseye farketmeden dile getirmis. Ziya kardesim ne mutlu ki muhterem babasina, ona yerel saygi ve bilinci asilayan o degerli insana yazdigi ( CUNKI BIZ ANKARAGUCLUYUZ ) adli yapitini gosterme sansini buldu. Aslinda okuyanlar bilir bu kitap sevgili babaya minnetle edilmis bir ithaf idi. Ziya'cigim, seni cok seviyor ve uzuntunu tum Ankara sevdalilari adina paylasiyorum. NOT: Durumu elverisli olan herkesi bu hafta ANKARAGUCU'MUZU aktif bir sekilde desteklemeye cagiriyorum. BASTIR ANKARAGUCU.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
seyhun_akar
Site Admin

Kayıt: Mar 16, 2003

Mesaj Tarih: 2006-03-16 15:53:19      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

mâbet... ah bi de elinden siki siki tutulsa... ama yok iste millet istanbul köpegi olmus gitmis.. yazik.. "bilmem ne yapilmis ankara" diye bagirirlarken istanbulun itleri için kendilerine küfür ettiklerinin belki de farkinda bile degiller.. halbuki istanbullular mactan sonra istanbullarina geri döndüklerinde ankaraya saydiran ankaralilar ankarada kaliyor.. üzülmüyorlar mi acaba hiç? bastigin topraga, yedigin ekmege, içtigin suya bundan iyi ihanet edilir mi..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
koral_orhan
Site Admin

Kayıt: Feb 18, 2003

Mesaj Tarih: 2006-03-16 17:48:09      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bence 19 Mayis Gençlerbirligi'ne ait bir yer degil. Ankaraya ait bir yer. Oysa bizim ihtiyacimiz olan Gençlerbirligi'ne ait bir mabed. istanbullu'larin ikisinin gerçeklestirdigi, digerinin baskan adaylarinin en büyük kozu olan stad projeleri neden bize bu kadar uzak anlamiyorum.Oysa sehirle takimi çok özdeslestirmemek lazim. Her birimiz yarin öbür gün sadece Türkiye'nin degil dünyanin herhangi bir yerinde yasamak zorunda kalabiliriz. Bu durumda o yerin takimini mi tutacagiz? Ben sahsen tutmam.. Oturdugum sehrin diger takimlarini da tutmadigim gibi.. Kisacasi ben 19 Mayis stadini hiçbir zaman mabed olarak görmedim. ikici lige düsmüs olsak maç yapacagimiz yer Cebeci inönü Stadi. O zaman mabedimizi oraya tasimis olacagiz.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
necdet_ozkazanci
Site Admin

Kayıt: Apr 22, 2003

Mesaj Tarih: 2006-03-17 17:56:33      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sevgili Ziya, o müthis kalemiyle yine hepimizin derdi olan çok önemli bir konuyu islemis. Eline saglik. simdi bu yaziyi ya da benzer yazilari okuyan istanbul takimlarinin Ankara veya baska kentlerdeki taraftarlarinin cevaplarina baktigimizda söyle cevaplar verdiklerini görmekteyiz: "Bu bir gönül isidir. Gönlümüzü Besiktas'a, Fenerbahçe'ye, Galatasaray'a vermisiz bir kere. Bu islere mantikla, sehir milliyetçiligiyle bakmamak lazimdir. Dogdugumuz, yasadigimiz kentin takimini tutmak zorunda degiliz. istedigimiz takimi tutariz. Üç istanbul takimi tüm Türkiye'ye mal olmustur. Ziya'nin yazdiklari mikro milliyetçiliktir..." vesaire vesaire... Acaba gerçek bu mudur? Sporda ve özellikle de futbolda rekabet bu kadar basit midir ki herkes istedigi takimi tutacak; Fenerliyim dediginde Fenerli, Galatasarayliyim dediginde Galatasarayli olacak. Bu kadar basit midir hersey? Futbolda rekabeti anlayabilmek için öncelikle bu rekabetin kaynagini, nereden çiktigini bulmaya çalismak gerekir. Nedir bu rekabetin kaynagi? Çocuklugumuzdan ele alirsak, oturdugumuz sokakta ve mahallede arkadaslarimiz vardir. Genellikle onlarla oynariz. Zaman zaman da öteki sokagin ve mahallenin çocuklariyla maç alir mahalle maçi yapariz. Maçta oynayanlar sahada kan ter içinde tüm kozlarini paylasirken, onlari izleyenler de kendi sokaklarinin, mahallelerinin takiminin tarafini tutup, onlari destekleyerek güç vermeye çalisirlar. Zaman geçtikçe ve çocuklar büyüyüp daha genis mekanlara yayildikça futboldaki bu rekabet bir kasabada mahallelerarasi, bir ilçede köyler mahalleler ve kasabalararasi, bir ilde ilçeler ve semtlerarasi rekabete dönüsür. Bu rekabeti kurallara uygun bir sekilde devam ettirebilmek için de amatör ligler kurulur. Polatlilisi, Baglumlusu, Elmadaglisi, Cebecilisi, Altindaglisi, Yenimahallelisi, Batikentlisi vs. hepsi özü itibariyle Ankaralidir ama futbolun yerelliginden dolayi hep rekabet içindedir. Sonra milli ligler dedigimiz kavram ülke düzeyinde bir rekabeti getirir gündeme, ki bu da esas itibariyle kentlerin rekabetidir. Her kentin kendi futbol gücünü, potansiyelini ortaya koyacagi birer platformdur milli ligler. Stadlar, kentli insanlarin ülke düzeyindeki bu rekabeti milli lig adi altinda izlemeleri için insa edilmistir. O kentin insanlari, kendi kentlerinin takiminin baska bir kentin takimiyla yapacagi maçi izlemeye gitmeyecekse o stadin orada ne isi var? Bu, dünyanin her yerinde böyledir. Onun için Madrid kentinin ezici bir çogunlugu Real Madrid ya da Atletico Madrid, Barcelona kentinin ezici çogunlugu da FC Barcelona ya da Espanol, Manchester kentinin ezici çogunlugu da Manchester United ya da Manchester City gibi takimlarin taraftaridir. Bunda bir mantik aramaya da gerek yoktur. Çünkü dogal olan budur. Bu kentlerde de çesitli nedenlerle baska kentlerin takimlarini tutan insanlara rastlanabilir, ancak bunlar istisna diyebilecegimiz çok küçük azinliklardir ve sözünü etmeye bile degmez. Kisacasi insanlari futbola ilgi duymaya, maç izlemeye iten rekabet bütün dünyada böyledir de ülkemizdeki durum neden farklidir? Neden Ankarali vatandaslarimiz, komsularimizin büyük çogunlugu paranin gücüyle hep sampiyonluga oynayan istanbul takimlarini tutarlar; kendi kentlerinin ayni ligdeki temsilcilerinin staddaki maçlarina gitmeyip, Digitürk salonlarinda televizyona karsi tezahürat yaparak bu istanbul takimlarini desteklerler? Madem insan istedigi takimi tutabilir, neden bu kardeslerimiz istanbul'daki baska bir takimi örnegin istanbulspor'u, Karagümrük'ü, Kasimpasa'yi tutmazlar. Bunun kisa bir yaniti var: Bu davranisin adi istedigi, gönül verdigi takimi tutmak degil, zafer avciligi, basariya, güce tapinmadir. Çünkü biz çogunluk olarak maalesef hep zengin, güçlü olanin yaninda oluruz. Bu genel ve yerel seçimlere baktigimiz zaman da böyledir. Seçimden bir gün önce cadde ve sokaklarda hangi partinin arabalardan olusan konvoyu kalabaliksa o partinin oradaki seçimi kazanacagini anlarsiniz. Evine ekmek götürmekte zorlanan, hayatta devamli tekme yiyip örselenen issiz bir vatandas, tuttugu takima gelince agzini yaya yaya Fenerbahçeli, Besiktasli ya da Galatasarayli oldugunu söyler. Ayni issiz vatandas, sapkadan tavsan çikaracagini ve kendisine is bulacagini söyleyen, konvoyu uzun, güçlü ve zengin partiye verir oyunu. Bu hep böyledir. Dolayisiyla bu sorun bir yerlesik kültür sorunudur, bir gelir, bir ekonomik bagimsizlik sorunudur ve insanlar kendi güçlerinin farkina vardiklarinda, güçlü olana, zengin olana tapinma ihtiyaçlari kalmadiginda, zafer avciligi yapma geregi duymadiklarinda, kentlerini sevmeye basladiklarinda ortadan kalkacaktir. iste o zaman, bir kentin insanlari, o kentin takimi hangi ligde olursa olsun stadyumu her maçta tiklim tiklim doldurarak keyifle kendi kentlerinin takimini ya da takimlarini destekleyeceklerdir.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
alperakdemir
Site Admin

Kayıt: Feb 23, 2006

Mesaj Tarih: 2006-03-17 18:46:56      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

bu stadi sevmenin bir diger göstergesi de yeni çekilmis sapasaglam 20 yas disinin agrisina ragmen kentinin takiminin maçina gitmek olsa gerek
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:    
Forum kilitlenmiştir Forum kilitlenmiştir