Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2006-04-05 14:47:40
Mesaj konusu: Kendimize Sarilmak...
|
|
|
Baharin ufaktan yüzünü göstermeye basladigi futbol dolu günlerde, UEFA Kupasinda ayakta kalan takimlara bir göz atiyorum...
Basel, Middlesbrough, Sevilla, Zenit, Levski, Schalke, Rapid Bucuresti, Steaua…
ingiltere, Bulgaristan, Romanya, ispanya, Rusya, isviçre, Almanya liginden takimlar.
O pek önemsenmeyen, çoklarinin ilgisini çekmeyen Romanya liginden iki takim.
Dönüyorum sampiyonlar Ligine…
Benfica, Barcelona, Arsenal, Juventus, Internazionale, Villarreal, Lyon, Milan…
Yine ingiltere, ispanya, italya, Fransa, Portekiz liginden takimlar.
italyan ligi “Serie A” dan üç takim.
Önemli bir ayrintinin altini çizmek gerek, bu takimlarin hepsi kendi liglerinde zirveye oynamiyor, Arsenal, Premier Ligde besinci sirada, ayni konumda ispanya liginde Sevilla.
Villareal sekizinci sirada.
Premier ligde Middlesborough alt siralarda, ama lig lideri Chelsea’ye fark attiklari maç hiçbir takimin hafife alinmamasi gerektiginin göstergesi.
Geçen sene Premier ligi besinci sirada bitiren Liverpool, sampiyonlar Ligi kupasini kaldirmisti, o maç hala hafizalarda.
Haydi diyelim, ingiltere futbolun besigi, ya digerleri, peki onlara ne demeli.
Futbolumuza dair bunca teranenin içinde, aslinda kendimize sormamiz gereken “Futbolun kalbinde biz neden yokuz” sorusu degil mi…
***
Tabi bir de su var unutulmamasi gereken, o ülkelerin hemen hepsi az zaman sonra baslayacak 2006 Dünya kupasinda temsil edilecekler, hemen hepsinin takimlari, taraftarlari, sevdalilari, bayraklari, renkleri olacak. Misafirlikleri ne kadar kisa sürerse sürsün, mutlaka kendilerinden bir iz birakacaklar. Ülkelerinde, milyonlar olacak ekranlar karsisinda, takimlar için atacak kalpler, rengarenk olacak Almanya’nin futbol mabetleri, o futbol zamanlarinda, o topraklarda dünyanin dört bir lisani konusulacak, yeni bir futbol festivaline sahit olacagiz hep beraber.
Ama ne yazik ki o festivalde biz olmayacagiz…
Ve gözler bizi aramayacak, arayanlar ise mutlaka bizden olacak, hem zaten ellidört senede topu topu bir kere boy göstermis olani neden arasinlar ki…
Yoklari oynayacagiz dört milyona yakin Türk’ün yasadigi, en fazla konusulan ikinci dilin anadilimiz oldugu diyarlarda…
Bizim için futbol sezonu Haziran ayi gelmeden bitecek, karpuz kabugu denize düsmeden, hani dünyanin en büyük derbisinden bir kaç hafta sonra !
Köprülerimizde, balkonlarimizda takimlarimiza dair flamalarimiz olacak, böbürlenecegiz sampiyonumuzla; gazetelerimiz boy boy posterler verecek, ama gel gör ki Edirne’den ötede biz yine olmayacagiz.
Tipki, Akdeniz sahillerini yaz aylarinda dolduran Avrupa’li turistlerin ülkelerine döndükleri aylarda, baslamadan biten Avrupa maceralarimiz gibi. Bizim köyümüze dönüsümüz, yaz beldelerinin yavas yavas bosalmaya basladigi zamanlara denk gelmisti, hatirladiniz mi…
Birkaç gün yas tutmus, sonra yine kendimize sarilmistik, her daim yaptigimiz gibi. Beter düzenin çocuklari. Yalnizca kendimize ait flamalar, bayraklar, sampiyonluk sarkilari, kendini çok önemseyen, ama baskalarinin hiç görmedigi, bilmedigi.
Bizim için ne UEFA, ne sampiyonlar Ligi, ne Dünya kupasi…
Bizden geriye hiç birsey kalmayacak…
Agzimizda buruk bir tat gibi kalan 2002 Dünya Kupasi üçüncülügü ve simdilerde çok eskilerde kalan hükmü ancak bir sezon sürmüs bir UEFA kupasi. Hani hemen her Türk evladi gurur duymustu ya, her ne kadar simdi mazinin sararmis solmus fotograflarinda kaldiysa da.
Sonrasinda gelen büyük sessizlik, tipki öncesinde oldugu gibi...
***
Futbolu bunca seven bir ulusun aslinda bunca kandiriliyor olmasi, bunca ‘Futbol yoksulu’ olmasi ne kadar hazin aslinda…
Çözüm üretmesi gerekenlerin, ellerini ogusturarak bu köhne manzaraya baka kalmalari, Türk spor medyasinin tarafli tutumu, ve futbolun yalnizca bir kaç takimdan ibaret oldugunu sanan “Büyük” teraneleri ile kandirilmis nesillerin bitmek bilmeyen sandalci kavgalari. Rekabete asla izin vermeyen berbat bir sistem.
Ve bu beter sistemin kaymagini yiyenler…
Televizyon kanallarinda Pazar aksamlarinin pek asina amigolari, bir kaç takimin çigirtkanlari, eski bir Türk filmi tadinda, esas oglanlar ve figüranlar. simdi iki takim var ya zirvede, bizim için bundan daha iyi rekabet olur mu, avunmanin tam zamani, futbolumuz ne kadar da heyecanli…
Kimbilir, belki de fazlasi ile alismisiz biz bu kendimize sarilma adetine, kimbilir belki bununla yetinmek gerekir, ne kimseler gelsin, ne birseyler görsün, ses etmesinler, kalabalik etmesinler, biz kendi kendimize kalalim, kendi sarkilarimiz sarsin bizi, kendi bayraklarimiz, renklerimiz, sadece bizden olanlar anlar, Türk’ü Türk’den baskasi anlamaz avuntusu…
Bir köy dügünü tadinda futbolumuz, ve dügünde yer alan herkes bizden. Dügünün pek zengin sahipleri donatmislar masalarini, agalar ve marabalar. Siklikla silahlar patlar, halay çeker, davul çalariz, mutlu mesut, en görkemli, en eglenceli, en satafatli dügünün bizimki olduguna inanarak.
Kendimize sarilmak dedikleri, devekusu tadinda yasamak iste, bir baskadir bizim futbolumuz degil mi…
Kapilir gideriz bahtimizin rüzgarina, ne dünya kupasinda, ne UEFA, ne de sampiyonlar Liginde olmamak üzmez bizi;
Köyümüzün yagmurlari gibisi yoktur ki…
Ziya Adnan
|
|