Önceki başlık :: Sonraki başlık
|
Yazar |
Mesaj |
haydar_gerlevik
Site Admin
Kayıt: Apr 03, 2003
|
Tarih: 2006-10-14 15:32:24
Mesaj konusu: Esenboga 250 milyon Euro’ya Anatolia oldu
|
|
|
Esenboga 250 milyon Euro’ya Anatolia
oldu Tolga ÖZBEK
Ankara’nin
havayolu yolcu kapasitesini yillik 2 milyon kisiden 10 milyon kisiye çikartacak
olan Esenboga Anatolia Havalimani iç ve Dis Hatlar Terminali’nin açilisi dün
Basbakan Recep Tayyip Erdogan’in da katildigi törenle yapildi. TAV tarafindan
yapilan ve isletilecek olan terminal, taahhüt edilen süresinden 1 yil 1 gün önce
tamamlandi..</P>
Yeter artik çekin gidin havalanina bile ingilizce ad
koymuslar.. Anadolu demek zorunuza mi gidiyor
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
KAYA_AKYILDIZ
Site Admin
Kayıt: Jan 24, 2005
|
Tarih: 2006-10-14 23:05:57
Mesaj konusu:
|
|
|
...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
haydar_gerlevik
Site Admin
Kayıt: Apr 03, 2003
|
Tarih: 2006-10-14 23:39:48
Mesaj konusu:
|
|
|
Sizin ordaki havaalanian Anadolu adini verirlerse sakincasi yok
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
KAYA_AKYILDIZ
Site Admin
Kayıt: Jan 24, 2005
|
Tarih: 2006-10-15 00:54:44
Mesaj konusu:
|
|
|
...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
necdet_ozkazanci
Site Admin
Kayıt: Apr 22, 2003
|
Tarih: 2006-10-15 01:03:00
Mesaj konusu:
|
|
|
<FONT size=1>Haydar'a yaptigin elestirinin yerinde olmadigini düsünüyorum Kaya. Bence Haydar'in aktardigi haberden sonra yaptigi yorumda fasizan bir ifade yok. Ülkemizde her geçen gün Türkçe sözcükler yerine yabanci sözcüklerin kullanilmasi,&Türkçe sözcüklerin sürekli olarak dislanmasi yozlasmanin,&kendimize karsi da yabancilasmamizin artmasi anlamina geliyor. Ben, Türkçe sözcükleri ingilizce yazmak için egip bükmeye&kadar varan bu yabancilasmayi kentlerimizdeki isyerlerinin tabelalarinda artik daha sik görmeye basladim.&Geçenlerde Gençlerbirligi Taraftarlar Dernegi baskani, dernegin internet sitesinde Vestel Manisaspor maçindan sonraki olaylar hakkindaki görüslerini açiklarden&"Olayin bekraunduna (ya da back rounduna gibi bir&sey) baktigimizda" diye bir ifade kullanmisti. Bu bekraund mudur, back round mudur, back raund mudur, her neyse bunun Türkçe karsiligi yok mudur? Türkçe karsiligini kullansak ölür müyüz? Ya da bu sözcügü kullanmazsak çok mu havasiz bir cümle kurmus oluruz. Yabanci bilimsel sözcüklerin Türkçe karsiliklari bulunup yerlestirilemedigi sürece kullanilmasina&ise karsi degilim. Örnegin bilgisayar sözcügü, ülkemizde bilgisayar&iyice yayginlastiktan sonra bulunmus olsaydi, biz su anda bu sözcük yerine kompitür sözcügünü kullaniyor olacaktik ve ben de bilgisayar yerine kompitür diyor olacaktim&büyük bir olasilikla; tipki yabanci kökenli birçok sözcükte oldugu gibi. Bence bir ülkede insanlarin ortak degerlerinden en önemlisi dildir. Bütün uluslar ve bütün diller saygindir; saygi görmeye layiktir. Birbirimizle anlasabilmemizi, tartisabilmemizi saglayan ve &kendimizi en iyi biçimde ifade etmeye yarayan dilimizi korumak ve gelistirmek, onu&iyi kullanmaya çalismak, yabanci dillerin istilasindan mümkün oldugunca korumak&hepimizin görevidir. Bunun fasizmle&bir ilgisi yok bence. Dolayisiyla&Anadolu gibi güzel bir Türkçe sözcük dururken Anatolia gibi bir sözcügü kullanarak ya da kullanmaya çalisarak yozlasmayi&körükleyenleri &elestiririm. Çünkü bunu bir ulusun bireylerinin kendine karsi yabancilasmasi, yabancilastirilmaya çalisilmasi olarak görüyorum. &&&&&</FONT>
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
KAYA_AKYILDIZ
Site Admin
Kayıt: Jan 24, 2005
|
Tarih: 2006-10-15 01:37:11
Mesaj konusu:
|
|
|
...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
fatih_salman
Site Admin
Kayıt: Jul 14, 2006
|
Tarih: 2006-10-15 01:50:37
Mesaj konusu:
|
|
|
<P>bence de olayi absorbe ederken bekrounda bakip resetledikten sonra argumanlara bakip adaptasyon sürecinde konsültasyon yapmali hatta installamali...bu arada yeni emplementasyonlara basladik...</P>
<P>&marketing ve human resources'i olusturduktan sonra& development ve stratejiyi olustururuz. ben de siyiyoyu olusturucam....</P>
<P>bu arada arkadasta o kadar strong bi presence var ki etkilenmemek elde degil...</P>
<P>&</P>
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
KAYA_AKYILDIZ
Site Admin
Kayıt: Jan 24, 2005
|
Tarih: 2006-10-15 02:22:26
Mesaj konusu:
|
|
|
...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
necdet_ozkazanci
Site Admin
Kayıt: Apr 22, 2003
|
Tarih: 2006-10-15 02:42:53
Mesaj konusu:
|
|
|
Sevgili Kaya.
Her seyden önce bazi yanlis anlasilmalari gidermeye yönelik mesajin iyi oldu. Bunun için sana tesekkür ediyorum.
Öte yandan senin söylediklerini tabii ki yadsimiyorum. Aslinda farkli düsünmüyoruz. Benim dil ve bazi konularda üzerinde durdugu olay, dilimiz de dahil olmak üzere yasamimizin tüm alanlarini kusatmis ve bizi nefes alamaz hale getirmis olan yozlasma. Uluslar da diller de zaman içinde degisirler ve birbirlerinden etkilenirler. Bu son derece dogal. Ayrica bilimde, sanatta, sporda, endüstride ve diger alanlarda üretken olamayan bir ulusun yasamini sömürge olmadan sürdürmesi ve kendi dilini korumasi da çok zor. Çünkü bir seyin adini, onu bulan koyuyor. Bu da dogal.
Kendi yasam deneyimlerimden yola çikarak ulastigim görüs kisaca su:Yoksullugun gözü kör olsun.
Yeri midir ve yanlis mi düsünüyorum bilmiyorum ama uzun yillar önce yasadiklarim ile Jack London'un "Dogu Yakasi" adli ani-romaninda okudugum ve beni çok etkiledigi için sonra yine defalarca okudugum "GETTO" adli su siir, çok genç yasimda tüm dünya görüsümü etkiledi ve bende milliyetçilik, dil gibi konulardaki tartismalardan daha önemli evrensel sorunlarin oldugu; bunlarin en basinda da yoksullugun geldigi düsüncesini olusturdu.
Yakisir mi,
zamani yenerken,
bilim ve endüstri,
kent çocuklarinin
izbelerde ruhlarinin kararmasi.
O tasali sokaklara da inmelidir,
ilerlemenin adimlari.
Suç, açlik,
binlerce bakire kusar,
sokaklara.
Yorgunlukta bile
cimrilik vardir orada.
Bitkin bir terzi kadinin
günlük ekmegi orada.
Orada…
Pis bir tavan arasinda,
yasam-ölüm yan yana.
Çiplak dösemelerden
sürünerek yükselen
humma atesi orada.
Zinanin kalabalik dösegi,
fakirin üreme yeri,
Orada…
Ülkemiz, ulusal geliri yüksek ya da en azindan yeterli ve hakça paylasilan, insanlari iyi ve mutlu yasayan bir ülke olsaydi irkçiliga kadar varan bagnaz milliyetçiligin toplum üzerindeki etkisi bence o kadar fazla olmazdi. Irkçiliga kadar varan bagnaz milliyetçilik ifadesini Türk, Kürt, Ermeni, vs. tüm bagnaz milliyetçilikler için kullaniyorum.
Zaman zaman katliamlara da neden olan irkçilik bence insanliga en büyük zarari veren çok tehlikeli bir ideoloji. Ancak Türkiye'de siradan insanlarin çok büyük bir çogunlugunda irkçi bir düsünce ve anlayisin çok yaygin olmadigini düsünüyorum. Bununla birlikte ülkemizde irkçilik yoktur, biz irkçi bir millet degiliz de demiyorum. Elbette ki her ülkede oldugu kadar ülkemizde de irkçi hareketler var ve olacaktir. Bugün birçok komsu ülke ve Arap ülkeleri halklarinin bir kisminin Türkleri sevmedikleri ve ayni irkçi yaklasimi Türkler için dile getirdikleri yadsinamaz. Hatta Avrupa ülkelerinde bile sik rastlanilan bir durumdur Türkler hakkinda irkçi yakistirmalar. Bugüne kadar yasadigim deneyimlerden, tanidigim Kürt arkadaslarimin çok büyük bir bölümünün Kürt irkçisi oldugunu biliyorum. Örnegin simdilerde bir siyasi partinin genel baskani olan serafettin Elçi'nin 70'li yillarin sonlarindaki Bayindirlik Bakanligi döneminde Bakanliga ise alinanlarin çok büyük bir bölümünün özenle Kürtler arasindan seçildigini ve Bakanlikta birçok kisinin Kürt milliyetçiligi yapmak ve Bakanliktaki "Türkler"e meydan okumak adina kendi arasinda göstere göstere Kürtçe konustugunu biliyoruz. PKK ve onun siyasi destekçisi olan partiler de bence tam anlamiyla asiri bir Kürt milliyetçiligi, Kürt irkçiligi düsüncesinin ortaya çikardigi örgütlerdir ve hiçbir dönemlerinde sinif kaygisi gütmemislerdir. Öte yandan bizim gençlik dönemlerimizde de kendilerini sosyalist olarak tanimlayan bazi örgütler "milli mesele" adini verdikleri bir sorunu sinif mücadelesinin önüne geçirmislerdir. Alevi arkadaslarim yanlis anlamasinlar ve darilmasinlar ama Aleviler arasinda da Aleviligi irkçilik boyutuna tasiyanlar vardir. Birçok sünni insanin da Aleviligin ne olup ne olmadigini bilmeden Alevilige karsi önyargili yaklasmakta oldugu dogrudur. Ama bu insanlarin sünniligin de ne oldugunu bildikleri kuskuludur. Bununla birlikte Aleviler arasinda da benzeri bagnaz düsüncelere sahip olan kisiler bulunmaktadir. Eski Adalet Bakanlarindan Mehmet Mogultay, kendi döneminde Bakanliga memur alinirken Alevilere öncelik verildigini ve bunun normal oldugunu gögsünü gere gere açiklamistir. Kendi izlenimlerimden biliyorum, bir dönem memuriyette yükselmek için Alevi olmak olumlu bir referans olarak kabul edilebilmistir; tipki simdi bir cemaate bagli olmanin olumlu bir referans olarak kabul edildigi gibi. Gençlik dönemimizde hep sosyalist bir cumhuriyetler birligi oldugunu düsündügümüz SSCB ülkelerinde hakim olan konusma ve yazma dilinin Rusça olmasi da bence bir rastlanti degildir. Bu da bir irkçilik örnegidir ve irkçiliga en çok karsi olmasi gereken sosyalistlerin bile Rus milliyetçiliginin, Rus irkçiliginin etkisi altinda olduklarini göstermektedir. Hatta en agir örnek de 80'li yillarda Jivkov döneminin sonlarinda Bulgaristan'da Türklerin isimlerinin zorla degistirilmesi ve binlerce Türk'ün evlerinden, yurtlarindan göç etmeye zorlanmasidir. Geçenlerde NTV'de izledigim Pamir Kirgizlarinin yerlerinden, yurtlarindan olma öyküsünün sebepleri de bu insanlarin karsi karsiya kaldiklari irkçiliktir. Günümüzde yasanmakta olan birçok göç hareketinin kaynaginda da irkçi uygulamalar vardir. insanlarin gururlarini oksayan, onlara en büyük sensin diyen ve onlari baska ülkelerin insanlarina karsi kiskirtan irkçilik, insanlar tarafindan her zaman en kolay ve zahmetsiz bir sekilde kabul edilen bir ideoloji olmustur.
Örnekler tabii ki uzar gider. Dünya'nin her yerinde masum insanlarin irkçiliktan çektikleri saymakla bitmez. Kisacasi irkçilik, yalnizca ülkemizde degil insanlarin ortalama 70 yil yasayabildigi su yalan dünyada düsündügümüzden çok daha fazla yaygindir. Ve çogu zaman da yoksulluklarin, esitsizliklerin, haksizliklarin üzerini örtmek, konusulmamasini saglamak amaciyla kullanilir. Ve su da bir gerçektir ki olanlar her zaman masum, yoksul insanlara olmaktadir.
Ama isin güzel yani ben sahsen, çogunu tanidigim Alkaralar forumlarindaki arkadaslarimin hiçbirinin irkçi ve fasizan düsüncelere sahip olmadigi görüsündeyim.
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
fatih_salman
Site Admin
Kayıt: Jul 14, 2006
|
Tarih: 2006-10-15 04:29:39
Mesaj konusu:
|
|
|
"fatih_salman"]
<P>bence de olayi absorbe ederken bekrounda bakip resetledikten sonra argumanlara bakip adaptasyon sürecinde konsültasyon yapmali hatta installamali...bu arada yeni emplementasyonlara basladik...</P>
<P>&marketing ve human resources'i olusturduktan sonra& development ve stratejiyi olustururuz. ben de siyiyoyu olusturucam....</P>
<P>bu arada arkadasta o kadar strong bi presence var ki etkilenmemek elde degil...</P>
<P>&</P> sevgili kaya arkadasim sadece türkçeye gereksiz giren bazi yabanci kelimelerden hoslanmadigim için böyle bisey yazdim...strong precense tabirini de eksi sözlükte gördüm seninle bi alakasi olmadigini bilmeni isterim...hiç bir dilin saf bir halde kalamayacagina ben de katiliyorum...dil kültürün aynasidir bence...anadoludaki tüm etnik halkin dilinin türkçeye etkileri olacaktir....ittirgeçli götürgeç gibi zoraki türkçeye ben de karsiyim...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
haydar_gerlevik
Site Admin
Kayıt: Apr 03, 2003
|
Tarih: 2006-10-15 10:51:58
Mesaj konusu:
|
|
|
<P>"KAYA_AKYILDIZ"]"haydar_gerlevik"]Sizin ordaki havaalanina Anadolu adini verirlerse sakincasi yok Hocam bizim oralarin Turkce adi Tunceli, Kurtce adi Dersim, Dersim'in Turkce karsiligi gumus kapi, babamin koyunun Kurtce adi Dirban ama tabii o da Kizilkale diye degistirilmis, benim Kurtce bir adim var, yani aile cevresinde bilenen adim o da soyle yaziliyor: Qiya... Tabii bu adla benim dogdugum zamanda nufus dairesine gidip ismimin bu sekilde kaydettirilmemesi mumkun olmadigi icin (niyeyse artik...) en yakin anlamli Turk ismi olarak Kaya diye kaydediyorlar adim... Bu arada memleketim Tunceli'de havaalani yok... Bizim oralar diye Amerika'yi kastediyorsan sunu soyleyebilirim: Amerika kizilderilileri yok etti, ortadan kaldirdilar ancak Kizilderili adlarini degistirmediler: Otsinengo Parki, Onondoga Golu, Cayuga Dagi vs. dolu etraf... Tekrarlayayim Amerikan Devleti ve politikasi rezalettir, bunu soyleyeyim de... Amerikan ajanligi suclamasi ne zaman gelecek onu bekliyorum artik... </P>
<P>Sizin oralar derken Amerikayi kasdetmistim orda yasiyorsun ya..</P>
<P>Ya anlatmak istedigimi anlamammissin ya da baska bir sey var..</P>
<P>Benim anlatmak istedigim her yerin her degerin her adin bir para karsiligi satilmasi ya da AB yalakaligiydi.Sanki her yerin adini ingilizce yapinca AB "OO tamam bunlar da bizden diyecek" ve hemen AB ye alacaklar..</P>
<P>Benim karsi çiktigim isim degil had safhaya ulasan yabanci yalakaligi ve dejenerasyon..</P>
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
chris_wade
Site Admin
Kayıt: May 12, 2006
|
Tarih: 2006-10-15 12:26:04
Mesaj konusu:
|
|
|
Normally I have no problem with the use of English in names of shops, bars etc, but I would have thought Anadolu would have been better than Anatolia. After all it isn't that difficult even for me to pronounce, or understand
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
mehmet_galip
Site Admin
Kayıt: Aug 05, 2002
|
Tarih: 2006-10-16 00:08:02
Mesaj konusu:
|
|
|
<P>sevgili kaya, hayatinin daha önceki dönemlerinde karsilastigin durumlar sende fazlaca hassasiyete ve kirilganliga yol açmis olabilir diye düsünüyorum yaklasimlarini okurken.</P>
<P>ülkemiz degerlerini ön plana çikartan hemen her fikri milliyetçilik diye algilamamamiz lazim diye düsünüyorum.</P>
<P>koç gibi "anadolu" varken "anatolia" kullanilmasi bencede b.k yemenin ingilizcesi ama bunu elestirmek asla milliyetçilik degil. öyle bile algilansa bu kadar da milliyetçi olmayalim mi? hepimiz kökenimizin degil ama ülkemizin degerlerine simsiki sarilmaliyiz diye düsünüyorum ve senin de aslinda bu degerlere icraat babinda taaa uzak diyarlarda maksimum sarilarak ülkemizi en güzel sekilde&temsil ettigini tahmin ediyorum...harbi düsüncem bu yönde.</P>
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
asumangoksel
Site Admin
Kayıt: Non 0, 0000
|
Tarih: 2006-10-16 01:50:11
Mesaj konusu:
|
|
|
Genel tartismayi derinlemesine okuyamadigimi da belirterek dikkat çekmek istedigim bir mesele var. Aslinda basligi görünce vurgunun bu söyleyecegim konuda olacagini zannederek yazilanlara bir göz atmistim, ama tartismanin baska bir yönde gelistigini gördüm.
Internette göz attigim çesitli gazete haberlerine göre havaalani insaatini 'Tepe-Akfen-Anatolia (TAV*)' yapmis, ve isletmesini de bu ortaklik almis. Dolayisiyla çok emin olamadim ama zannediyorum ki alanin adina yapilan ekleme bu ortakliga isaret ediyor. Dolayisiyla parayi veren düdügü çalar durumu söz konusu. Eger ortaklardan biri olan bir sirketin adi Anatolia ise, dogal olarak Anadolu degil de Anatolia olarak bir ekleme yapilmis. Tipki Türkiye Kupasinin adinin 'Fortis Türkiye Kupasi' olmasi gibi.
Yani bana sorarsaniz bu meselede elestirilmesi gereken Türkçe elden gidiyor meselesi degil de sermayenin düdügü çalmasi. Dolayisiyla ben sahsen insaati ihlas veya Koç Holding yapsaydi ve havaalaninin adi 'Esenboga ihlas Havalimani' veya 'Esenboga Koç Havalimani' olsaydi da böyle bir degisiklikten hosnutsuz olurdum.
Haa ingilizce kelimelerin Türkçe'de kullanilmasi konusuyla ilgili de görüslerim var tabii. Ama en az onun kadar önemli olan bir mesele de en azindan mevcut haliyle Türkçe'nin kullanilis biçimi. Kimse üzerine alinmasin ama daha 'de'yi 'da'yi, 'mi'yi, 'mi'yi ayri yazmayi sindirememis (ya da belki hiç ögrenmemis) büyük bir kitleyle (maalesef de çogunlugunu gençlerin olusturdugu bir kitle bu) karsi karsiyayken, benim kisisel önceligim biraz farkli sekillenmis durumda. Malum sitede de yazarak anlasiyoruz. :wink:
* TAV ise Eksi Sözlüge göre "tepe insaat, akfen insaat-akfen mühendislik ve vienna airport international konsorsiyumu" demekmis.
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
KAYA_AKYILDIZ
Site Admin
Kayıt: Jan 24, 2005
|
Tarih: 2006-10-16 04:19:33
Mesaj konusu:
|
|
|
...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
Serhan_Mersin
Site Admin
Kayıt: Mar 05, 2005
|
Tarih: 2006-10-16 23:52:13
Mesaj konusu:
|
|
|
Ben "sayin muhbir vatandas" olarak bu topic'in de kitlenmesini istiyorum. Bakin Kaya Akyildiz'in burada da yazisi var. Yoksa içimizden zeka fiskiran (!)i birileri küfür edip sonra :) gülme efekti koyarak kendini komik zannedebilir.
Konunun tartisilmasinin bu seiklde kesilmesinden rahatsizim. En azindan Kaya'nin rahatsiz oldugu (sonradan silinen) Deniz Orhan adindaki sahsin yazisina karsi ne gibi yaptirim olacak merak ediyorum. Yoksa hosumuza gitmeyen her yazidan sonra küfür etme özgürlügümüz mü var bu sitede?
|
|
Başa dön
|
|
|
|
Yazar |
Mesaj |
uralnadir
Site Admin
Kayıt: Dec 15, 2004
|
Tarih: 2006-10-17 17:31:36
Mesaj konusu:
|
|
|
Can Dündar'dan. Konu ile ilgili;
Geçen hafta Kenan Pasa, bir sahil eglencesi sirasinda anlatilan bir Laz fikrasina pek gülmüs. Fikrayi çogunuz duymussunuzdur: Temel'le Dursun ingiltere'ye gitmisler. Acikinca bir hamburgerciye dalip, menüye gözatmislar. Sosisli sandviç anlamina gelen "Hot Dog" yazisini görünce "Bu da ne ola ki" diye sözlüklerine davranmislar. Temel, "Hot dog, 'Kizgin köpek' demekmis. Yiyelim bakalim. Tatmis oluruz" demis. Az sonra ikisinin de sosisli sandviçleri gelmis. Temel önüne konan parçaya bir gözattiktan sonra Dursun'un kulagina egilip sormus;
"- Ula Dursun sana neresi geldigi köpegin..?"
* * *
Bu türden bir nahos hadise için ingiltere'lere gitmeye gerek kalmadigini ben geçen hafta Türkiye'de yasadigim ilginç bir macerada anladim. Belki inanmayacaksiniz ama anlatacaklarimin tümü bir gün içinde basima geldi.
Kisa bir tatile niyetlenip, Antalya'ya bilet aldim ve havaalanina gittim.
Havaalaninda Türk Hava Yollari, son birkaç aydir artik mutad hale getirdigi üzre rötar yapti. Ve cümbür cemaat beklemeye koyulduk.
Havaalaninin "cafe"sinde beklerken, yan masada yetiskin bir adam, yurtdisinda egitim gördügünü tahmin ettigim gençten bir kizla dertlesiyordu. Rötardan yakindiklarini duyunca kulak misafiri oldum. Adam "THY son dönemde o kadar çok rötar yapiyor ki, adina Tehirli Hava Yollari demek daha dogru" dedi.
Yanindaki kiz bos gözlerle bakip, "tehir ne demek" diye sordu.
sasirdi adam... Sonra kendince en kestirme yolu seçip, aynen söyle dedi:
"Tehir iste canim... yani delay.. delay..."
"Haaa" diye güldü kiz, "tehir"in ingilizce karsiligini duyunca...
Çok da degil, bir kusak önce babasinin konustugu dille iletisim kurabilmek için taa Atlas Okyanusu'nu dolasip gelmesi gerekmisti. Ama bu durumu hiç yadirgamadilar.
Ben, sinir oldum.
"Delay... delay..." diye söylenerek "cafe"ye dogru yürüdüm ve servis yapan karayagiz delikanliya "Bir sütlü kakao lütfen" dedim.
Ayni bos bakis ve o feci soru:
"Hot-chocolate mi?"
Nutkum tutuldu. Yutkunup, "evet" diyebildim. Adam "hot-chocolate"imi verdi. Ayaküstü bir Atlas Okyanusu turu da ben yapmis oldum.
Sessizce gidip, masama oturdum.
* * *
Bitmedi. Antalya'ya gidince arkadaslarla sahilde bir "restaurant'a oturup, ögle yemegi için beklemeye koyulduk. Pos biyikli bir garson az sonra tepemizde belirdi. Ben siparisleri verdim. Sonunda da "iki tane de patates kizartmasi" dedim. Gelen soruyu artik herhalde tahmin ediyorsunuz:
"- Pommefrite... yani... diy mi?"
Bu kez bütün bunlarin bir kamera sakasi olduguna kesinkes hükmettim ve arkadaslara hangi kameraya gülümsemem gerektigini sordum.
inatla reddettiler. Galiba hepsi gerçekti.
Kaldigimiz otelin resepsiyonunda isviçreli bir genç kiz görevliydi. Pek seker görünümlüydü, ama küçük bir kusuru vardi: Türkçe bilmiyordu. Biz üç dilde "patates kizartmasi" demeyi ögrendigimiz halde küçük hanim, çalistigi ülkenin dilinde bir "Merhaba" demeyi ögrenmeye bile üsenmisti. Kendi memleketimizde bir odaya yerlesebilmek için ingilizce meram anlatmak zorunda kaldik. Otelin havuzunda gün boyu katlanmak zorunda kaldigimiz Almanca "animasyonlar" da günün mana ve ehemmiyetine uygun düstü.
Bir sömürge topraginda tatil yaptigimi hissettim bir an...
Kapiyi bacayi kitleyip, odama çekildim ve kitap okumaya koyuldum. Ece Ayhan'in "Yort Savul"u vardi yanimda... ilk çevirdigim sayfada aynen söyle diyordu:
"Açil Dogu açil! Dogu açilsin, Dogu açilacak elbette. Ama yeni bir Akdenizli der ki, hem yeni ayana, hem yeni divanilere; Dogu'ya dogru fazla giden, cografya yüzünden, Bati'ya düser. Tersi de geçerlidir bunun..."
Yani...?
Fazla Bati'ya gidersen, geri Dogu'ya düsersin...
"Dogululuk", Bati'nin dilini kendi dilin sanmaktir. Agzini açip, Bati'ya hayran hayran bakarken, dilini yutarsin... Ya da alemin dili seni yutar...
Çünkü oralarda sana '"köpegin hep ayni yeri gelir..."
Yerken dilini isirir, dilsiz kalirsin...
|
|
Başa dön
|
|
|
|
|