Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2008-10-17 00:49:46
Mesaj konusu: Bu Sene sampiyon Anadolu’dan mi ?
|
|
|
Bunca istanbul gürültüsünde, futbola baska bir pencereden bakan Türk futbolseverinin bir süredir aklini kurcalayan bir soru var, üzerinde düsünülmesi, tartisilmasi gereken. Yazili ve görsel basinda bu sorunun nedenleri, olasi cevaplari fazla irdelenmese de, tek düzelikten, bezirgan saltanatindan kurtulma adina cevap bekleyen.
Farkli renklere, farkli seslere kulak verme zamani futbolumuzda. Artik, resmin bütününe bakma zamani…
Soru su;
Anadolu’dan sampiyon çikar mi ?
1958 senesinde kurulmus futbol ligimizde, günümüze kadar dört takim sampiyonluk kupasini kaldirmayi basarmis. Kurulus tarihi 1967 senesine dayanan Trabzonspor, Anadolu’dan çikan tek sampiyon. 1975-1976 sezonunda baslayan Karadeniz firtinasi, 80’li yillarin ortalarina kadar devam etmis. En son sampiyon olduklari sezon 1983-1984. Bu zaman diliminde, 6 kez sampiyon olmus Bordo Maviler. Yani son 24 senedir sampiyonluk istanbul takimlarinin tekelinde. Ayni süre içinde, futbolun besigi ingiltere’de sampiyonluk Kupasini kaldiran takim sayisi 7. O takimlardan Leeds United, simdilerde üçüncü ligde. Yine de 39,460 kapasiteli Elland Road’da oynadigi her maçta hala tika basa dolu tribünler önünde. isin ilginç yani, bu sezon basinda satilan sezonluk bilet sayisi Galatasaray ve Besiktas’in toplamindan daha fazla.
Trabzonspor’un o yillarda ki basarisinin altinda yatan temel neden, ‘öz kaynaklarinin’ zenginligi ve taraftari ile bütünlesmesi. senol Günes Turgay Semercioglu, Necmi Perekli, ve Ali Kemal Denizci o takimin yildizlari, evlatlari. 80’li yillarin ortalarinda, yildizlarini birer ikiser kendisinden daha zengin istanbul takimlarina satmaya basliyor Karadeniz takimi. Lakin gidenlerin yeri dolmuyor. Umutla bekliyor Trabzon halki yeniden sampyonluk kupasinin sehrine gelmesini…
Günümüze kadar bekleyis sürüyor…
***
Türk futbolunda ki ‘oligarsik’ süreç, bu yillarda ivme kazaniyor. O dönemlerde evlerimizde simdi oldugu gibi yiginla eften püften televizyon kanali olmasa da, yazili basin güzel ama talihsiz bir sehrin üç takimina, futbolun ‘esas oglanlari’ rolünü biçiyor. Neredeyse tüm varligini yedi tepeli bir sehre endekslemis bir ülkenin, futbolunu da o sehre siki sikiya baglamasi kaçinilmaz oluyor. Ülkede futbol sadece istanbul’da oynaniyor, pastanin en büyük payini üç takim bölüsürken, digerleri kalanla yetinmek zorunda. Bu hastalikli süreci yaratan ve devam ettiren Türk spor medyasinin, bu vesile ile hakkini vermek gerekiyor.
Ülkenin neresinde okunursa okunsun, gazetelerin spor sayfalarini hep onlarin haberleri süslüyor. Yenseler de yenilseler de. Edirne’den Van’a onlarin masallari ile büyüyor çocuklar, kesirleri ezberler gibi onlari ezberliyor. Yasamin geregi, gördügü ile büyüyor çocuklar. Avrupa’nin en genç nesline sahip bir ulusun çocuklari, dünyaya gözlerini açar açmaz genelde üç takimdan birinin saflarina katiliyor. Babalarinin izinde yürüyor çocuklar. Türk futbolunun en büyük trajedisine, ‘Üç Büyükler’ masalina inandiriliyor.
Zamanla özel televizyon kanallarinin, naklen yayinlarin ve ulema futbol yorumcularinin evlerimize girmesiyle daha da büyüyor esas oglanlara ayrilan süre. Film ne kadar kötü olursa olsun, esas oglanlari göz önünde tutmaya yeminli bozuk düzende, hersey rayting adina yapliyor. Daha fazla gazete satma, daha fazla dekoder okutma adinda.
‘Takiminizin maçi bu haftasonu televizyonda, ayda bilmem kaç Liraya, siz daha üye olmadiniz mi yoksa…’.
O yüzden, 18 takimli bir ligde, sadece üç takimin maçlari naklen yayinlaniyor, O yüzden maç günleri tribünler bos kalirken, kahvehaneler ‘televizyon taraflari’ ile dolup tasiyor. O yüzden sehir milliyetçiliginin yerini, zafer avcilari aliyor.
O yüzden 1958 senesinde kurulmus bir ligde, sadece 4 takim sampiyonluk yasiyor. Haksizlik ve rekabetsizlikle lanetlenmislik kader oluyor zamanla. Bir büyük yalanin içinde, Avrupa arenalarinda birbiri ardina hüsranlar yasaniyor.
***
Velhasil, bu bozuk düzende Anadolu’dan sampiyon çikmasi zor görünüyor. Zira futbolumuz, çogunlugun mutlu olmasi adina. Belki bir gün Trabzonspor yeniden, ama onun da önündeki yol hayli çetin ve engebeli. Zaten koca Anadolu’yu tek Trabzonspora’a baglamak da ne kadar dogru olur ki. Peki ya digerleri. Mazisi yüz yila yaklasan, ama Fenerbahçe kongre üyesi, yedi düvelle kavgali, istifalari ve geri dönüsleri ile namli kir saçli bir baskanin gölgesinde kalmis Ankaragücü. Hemen yaninda, Cumhuriyet ile yasit ama yine hayli yaslanmis bir baskanin hedefsizligini siar edinmis Gençlerbirligi.
Ve Bursaspor. Ve Es Es ler. Ve Sivasspor. Son dönemlerde patlama yapan Kayserispor. Ve digerleri. de Artik onlar da bu yarisin içinde yer almali. Anadolu’dan tek atimlik sampiyon çikmamali, Anadolu takimlari her sezon sampiyonlugu kovalamali.
Kümede kalmak hedef olmamali…
Amaçlarini, hedeflerini sorgulamali Anadolu takimlari. Nicedir yatirildiklari derin uykudan artik silkinip uyanmali. Baska sehirlere sevdali baskanlardan, yönetimlerden kurtulmali.
Ve spor medyamiz. Futbola bakisini sorgulamali. Üç takimin çigirtkanligindan vazgeçmeli futbol yorumculari, her takima esit yaklasmali. Televizyon kanallarinda sadece üç takim sahne almamali. Birileri, onbes’in her zaman üçten daha büyük oldugunu hatirlamali.
Velhasil futbolumuza sifirdan format atilmali…
iste belki o zaman bir devrim olur Türk futbolunda. Tribünlerin doldugu, izleyenin keyif aldigi nice maçlara sahne olur sahalarimiz.
Ve belki o zaman ‘ Bu sene sampiyon Anadolu’dan’ temennisi gerçek olur…
Ziya Adnan
|
|