Alkaralar Dinlenme Tesisları Forum Ana Sayfası
 
Ankaragc ld, Yaasn Gkekgc
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
efesavas
Site Admin

Kayıt: Dec 17, 2002

Mesaj Tarih: 2009-08-18 20:27:13      Mesaj konusu: Ankaragücü Öldü, Yasasin Gökçekgücü Alıntıyla Cevap Ver

3 lü zirvede 23 Agustos'ta yapilacak olan genel kurulda yeni yönetimin Ahmet Gökçek Baskanliginda olmasi netlik kazanirken her iki taraftan esit delegenin kabul edildigi ve yönetimin de esit olarak belirlenmesinde uzlasma saglandi. Bundan sonra yapilacak olan ortak çalismalarda delege tespiti yapilip her iki taraftan esit isimler kaydedilecek... Genel Kurul'un 23 Agustos'ta hemen bitirilmesi durumunda transfer için en az bir hafta zaman kazanilacagi için ilk toplantida seçimin tamamlanmasi benimsendi. Bu arada Ahmet Gökçek'in su anki baskan Cengiz Topel Yildirim ile birlikte çalismak istedigi, Yildirim'in önce bunu kabul ettigi ancak son anda geri adim attigi ögrenildi. iSTiFA Öte yandan birlesmeye ilk tepki, efsane kadronun sagbeki, futbol sube sorumlusu Hikmet Hancioglu'ndan geldi. Hikmet Hancioglu yönetimden istifa ettigini açikladi. Hancioglu'nun bugün 11.00'de bir basin toplantisi düzenleyecegi de ifade edildi. Kaynak: Sporyolu Ezeli rakibimizin tarihine sürülen bu lekenin ayri bir basligi hak ettigini düsündüm. Çok üzgünüm. Yüzyillik büyük bir mazinin, Ankara tarihinin en önemli parçalarindan biri olan Ankaragücü camiasinin kamu gücüyle agalik yapan bir adamin çocugunun oyuncagina dönüsmesini kabul edemiyorum. :cry: 100 yillik Ankaragücü, Gökçekgücü oldu. simdi en kral topçulari alir, kaynagi belli olmayan paralar ile. Mahdumlarinin hevesi geçene kadar iki sene takilirlar. Sonra ne olur onu da destekleyenler düsünsün.. Koskoca bir tarih bir serefli "onursal", anli sanli "tribün abileri" ve iki tane iyi topçu alinacak umuduyla onlarin peslerinden giden bir grup koyun vatandas eliyle bir daha temizlenememek üzere lekeleniyor. Ankaragüçlü degilim, ama bir Ankara'li olarak çok çok üzgünüm. Gerçek Ankaragüçlülerin yerine kendimi koydukça kendimi daha da kötü hissediyorum. Hepsinin ne kadar üzgün olabilecegini tahmin ediyorum. Bundan sonra Gençlerbirligi'nin tarihsel sorumlulugu daha da artti. Eger bu birlesme gerçeklesirse baskentin tek "helal" takimi olma konumuna gelecegiz.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
necdet_ozkazanci
Site Admin

Kayıt: Apr 22, 2003

Mesaj Tarih: 2009-08-19 00:24:35      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Mustafa askerligini bitirdikten sonra is bulamamisti. Babasiyla arasi iyi degildi. Bu yüzden hemen hemen her gece eve içerek ve mahallede naralar atarak gelirdi. Annesi söhret Hanim oglunu çok seviyordu. Her gece camda oglunu bekler, geldigi zaman ona kapiyi açar ve isik tutardi. söhret Hanim eskiden zengin ama simdi fakir bir kadindi. Yine zenginlik hayalleri kurardi. Bu hayallerini de Mustafa’yi zengin bir ailenin kiziyla evlendirerek gerçeklestirmek isterdi. Böylece zengin kizin ailesi, onlara da yardim edecek ve onlarin da üç katli bir evi olacakti. Mustafa’nin babasi Mehmet ise arkadasi Bayram’la sürekli evin parasini yemekteydi. Mustafa, babasini annesinin altinlarini bozdurup, paralari arkadasi Bayram’la yedigi için sevmez; Mehmet Efendi de ogluna, çalisip eve para getirmedigi için kizardi. Bu ailenin Mustafa’dan sonra dört çocugu daha vardi. Mustafa’dan sonra en büyükleri Ayten, sonra Nurten. ikisi de triko fabrikasinda çalismaktaydi. Ayten gözü yükseklerde olan bir kizdi. Kizlardan sonra Erol geliyordu. Erol hem okula gider, hem de gaz ocagi tamircisinin yaninda çalisirdi. Bir de en küçük Hikmet adinda bir bebek vardi. Mustafa çok yakisikliydi. Buna ragmen mahallede hiçbir kiza laf atmazdi. O, arkadaslari Sülo ve Çingene Murat’la bütün gün gezer ve aksamlari da bir yerlerde içerlerdi. Mustafa ve arkadaslarinin köfteci dükkani açma hayalleri vardi. Ama dükkani açmak için paralari yoktu. Mustafa, komsu kizi Aynur’u seviyordu; Aynur da Mustafa’yi… Fakat Mustafa, Aynur’u rahat yasatmak için parali bir isi olmadigindan, ona evlenme teklifi edemiyordu. Aynur, ona bir mektup yazdigi halde Mustafa cevap vermemisti. Mustafa’nin kardesi Erol ve arkadaslari mahalledeki bos arsada hep futbol oynarlardi. Yine futbol oynadiklari bir gün arsaya bir sürü kisi geldi. Çocuklar arsanin satildigini anladi. Arsayi Zülfikar adinda karaborsaci, zengin bir adam satin almisti. Çocuklara da bir daha burada oynamamalarini söyleyince çocuklar sinirlendi ve adama “Balina” adini taktilar. Mahalleli ise zengin oldugu için, adama saygi gösteriyordu; en çok da Mustafa’nin babasi Mehmet ve Bayram… Zülfikar arsaya ikinci gelisinde arsanin etrafini çevirdi ve Mehmet’i de arsasina bekçi olarak aldi. Zülfikar, karisi ve kizi Hülya’yi da arsayi görmeye getirdi. Hülya, çok çirkin, zayif ve roman okuyup, sinemaya gitmeyi seven bir kizdi. Hülya ve annesi insaata geldiginde, Mehmet onlari kendi evine davet etti. söhret Hanim evlerine zengin biri geldi diye sevindi ama elbiseleri eski oldugu için karsilarina çikamadi. Aynur’dan kiyafet istedi ve Aynur da en güzel kiyafetlerini verdi ve bu sayede kendisini Mustafa’nin annesine sevdirdi. Ayten ve Nurten, Hülya’yi sevmislerdi. Hülya ne de olsa zengindi. Hülya’yi agabeylerinin odasina götürdüler ve Mustafa’nin resmini gösterdiler. Hülya etkilenmisti. Mustafa tipki filmlerdeki gibi yakisikli biriydi. Tabi Aynur Mustafa’yi Hülya’dan kiskandi. Hülya, Mustafa’yi babasinin ise alabilecegini söyledi. Kizlar buna çok sevindi. Misafirler gider gitmez kizlar babalarina Hülya’nin dedigini söylediler. Babasi da Mustafa’ya söyledi ama Mustafa hiç aldirmadi bile. Aynur, mektubuna cevap vermeyen Mustafa ile yüz yüze konusmak istedi. Bunun için giyinip, süslendi ve annesine yaptigi isleri kapali çarsiya götürecegini söyledi. isleri teslim ettikten sonra bir kösede Mustafa’yi beklemeye basladi. Sonra Mustafa geldi. Biraz konustular ve bulusma tarihi ayarlayip, ayrildilar. Sonra Mustafa, arkadaslarinin yanina geldi. Karaborsacinin is teklif ettigini ve kizinin kendisinden hoslandigini anlatti. Arkadaslari, teklifi kabul etmesini söylediler. Ama Mustafa istemiyordu. Hülya ise hala Mustafa’nin is istemek için gelmedigine üzülüyordu. Çünkü Hülya, resmini görür görmez Mustafa’ya tutulmustu. Babasinin yaninda çalisirsa, onu her gün görebilecekti. Babasi, Hülya’nin üzüntüsünü görünce Mehmet’e, Mustafa’yi göndermesini söyledi. Mustafa ve Aynur, kararlastirdiklari günde bulustular. Mustafa, daha rahat olmak için Aynur’u tenha bir park kösesine götürdü. Aynur, Mustafa’ya Hülya’yla evlenip evlenmeyecegini sordu. Mustafa, böyle bir sey olmayacagini söyledi. Aksam olunca ayrildilar. Mehmet ve ailesi, Mustafa’ya isi kabul etmesi için baski yapinca Mustafa, kabul etmek zorunda kaldi ve sonunda Zülfikar Bey’in yaninda çalismaya basladi. Bu sayede Hülya da her gün Mustafa’yi görmek için babasinin is yerine gelmeye basladi. Bu arada Mustafa’nin ailesi de tamamlanan apartmana kapici olarak girdi ve apartmanin alt dairesinde oturmaya basladi. Hülya ise Mustafa’ya iyice tutulmustu. Mustafa’nin arkadaslari da Hülya ile evlenmesinin iyi olacagini ve köfteci dükkani için gerekli parayi bu sayede bulabileceklerini söyleyince, Mustafa da Hülya’yla evlenmeyi kabul etti ve hazirliklar basladi. Zülfikar Bey dügüne gerekli esyalarin alinmasi için Mustafa’nin ailesine para verdi. Sonra Hülya ile birlikte çarsiya çikilarak bütün aileye kiyafet alindi. Sonunda dügünleri oldu ve evlendiler. Hülya, kocasinin üstüne titriyordu ama Mustafa, Hülya’yi sevmiyordu. Zülfikar ise Mustafa yüzünden kizinin hastalanip öleceginden korkuyordu. Bir gün Mustafa, Aynur’u gördü ve birlikte önce bir muhallebiciye gittiler. Birbirlerini hala çok seviyorlardi. Muhallebiciden sonra bir meyhaneye gittiler. Burada Aynur sarhos oldu. Eve geç saatte Mustafa ile birlikte döndü. Daha sonra Mustafa, eve naralarla geldi. Herkes nerede kaldigini çok merak ediyordu ve Hülya hastalanmis yatiyordu. Mustafa’nin gözü kararmisti. Bütün her seyi birakarak Hülya’yi ve evi terk etti. Ama Hülya çok hastaydi ve bebegini düsürmüstü. Birkaç gün sonra Hülya’nin hastaligi iyice ilerleyince Zülfikar Bey, Mustafa’ya gitti ve son kez Hülya’yi görmeye gelmesi için ona yalvardi. Hatta ona para bile verdi. Fakat Mustafa “Bizim insanligimiz parayla degil.” diyerek parayi reddetti ve Hülya’ya gitmek için birlikte arabaya bindiler. Devlet Kusu (Özet) - Orhan Kemal’in unutulmaz romani.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
erdem_ceydilek
Site Admin

Kayıt: Oct 03, 2003

Mesaj Tarih: 2009-08-19 00:28:08      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

gerçek ankaragüçlülere geçmis olsun diyorum sadece.. gençlerbirligi böyle bir sey yapsa benim için takimi birakma sebebi olurdu hiç düsünmeden! rantin, çikarin ve basariya tapmanin girdigi her yerde oldugu gibi burada da ayni sey oluyor.. geçmis olsun tekrardan..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
erdem_ceydilek
Site Admin

Kayıt: Oct 03, 2003

Mesaj Tarih: 2009-08-19 01:03:25      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

"erdem_ceydilek"]gerçek ankaragüçlülere geçmis olsun diyorum sadece.. gençlerbirligi böyle bir sey yapsa benim için takimi birakma sebebi olurdu hiç düsünmeden! rantin, çikarin ve basariya tapmanin girdigi her yerde oldugu gibi burada da ayni sey oluyor.. geçmis olsun tekrardan.. bir ekleme.. sanirim bundan sonra asil "ankaragücüne gidecek böyle yasamak" ankaragüçlü taraftarlarin!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
serkan_gungordu
Site Admin

Kayıt: Aug 08, 2002

Mesaj Tarih: 2009-08-19 01:06:46      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Koskaca, öylesine söylemiyorum bunu "KOSKOCA" Ankaragücü bir çocugun oyuncagi mi olacakti? Ah be ah, hadi cemal Aydin'i anliyorum, hadi zerre kadar Ankaragücü umurunda olmayan, takiminin biletini kapi önünde satan kalpazanlari anliyorum da, 2 transfer yapacak diye Gökçekgillerin pesinden giden, zavalli, saf Ankaragüçlüleri anlamak çok zor. Yazik oldu, çok yazik oldu :( simdi gerçek Ankaragüçlüler, alternatif takimlarini kurarlarsa, hayata sifirdan baslarlarsa, gidip de desteklemeyen melih gökçek gibi olsun... (Bknz. Manchester örnegi) Artik baskentin tek takimi var; Gençlerbirligi... Digerleri Melih'in oyuncaklari...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
koral_orhan
Site Admin

Kayıt: Feb 18, 2003

Mesaj Tarih: 2009-08-19 02:17:29      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

ilk is Ankaraspor sömürülecektir. Tuncay sanli'ya da senelik 4,5 milyon avro teklif edilir. Yildiray kesin alinir. Ankaragücü bu badireyi atlatir. Belki bu sayede Ankaraspor'dan kurtulunur. Ben olaya bu taraftan bakiyorum.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
fatih_salman
Site Admin

Kayıt: Jul 14, 2006

Mesaj Tarih: 2009-08-19 02:46:40      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Koral'a katiliyorum Ankaraspor hadisesi sona eriyor. sükürler olsun. Ankaragücü öldü yaklasimina katilamayacagim. Senelerdir Cemal Aydin öldüremediyse Melih Gökçek hiç öldüremez. Aslinda çok üzülüyorum bu duruma ancak Ankaragücü camiasinin senelerce Cemal Aydin'a bir alternatif bulamamasi Melih Gökçek'i mecbur kilmistir. Gençlerbirlikli Alternatif yönetimimiz zenginligimizdir. Basarisiz olduklarini düsünsek de. Gökçekgücü ibaresinin kaldirilmasini talep ediyorum. 2 yil evvel Ankaraspor'a Gökçekspor yazildiginda Necdet abi bir yazi yazmisti ve her ne olursa olsun bu ibarenin kullanilmamasi gerektigini söylemisti. Ankaragücü ölmez arkadaslar. Ben sempatizan degilim anca ne var ki içinde Ankara geçen herseye zaafim var. :lol:
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
efesavas
Site Admin

Kayıt: Dec 17, 2002

Mesaj Tarih: 2009-08-19 04:20:59      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

"fatih_salman"]Koral'a katiliyorum Ankaraspor hadisesi sona eriyor. sükürler olsun. Ankaragücü öldü yaklasimina katilamayacagim. Senelerdir Cemal Aydin öldüremediyse Melih Gökçek hiç öldüremez. Aslinda çok üzülüyorum bu duruma ancak Ankaragücü camiasinin senelerce Cemal Aydin'a bir alternatif bulamamasi Melih Gökçek'i mecbur kilmistir. Gençlerbirlikli Alternatif yönetimimiz zenginligimizdir. Basarisiz olduklarini düsünsek de. Gökçekgücü ibaresinin kaldirilmasini talep ediyorum. 2 yil evvel Ankaraspor'a Gökçekspor yazildiginda Necdet abi bir yazi yazmisti ve her ne olursa olsun bu ibarenin kullanilmamasi gerektigini söylemisti. Ankaragücü ölmez arkadaslar. Ben sempatizan degilim anca ne var ki içinde Ankara geçen herseye zaafim var. :lol: Ankaragücü, kendisini Ankaragücü yapan degerlerden soyutlanirsa (ki iMG'nin gelisiyle olan tam olarak budur) ÖLÜR. Oligarsinin karsisinda bir "kimlik" olarak var olan ve kendini bir ölçüde bunun üzerinden tanimlayan bir kulüp, is tutma biçimiyle o oligarsinin gücünü aldigi "haksiz iliskiler" agini dahi mumla aratacak bir konuma (kamu parasi, siyasi etki, rant vs..) gelirse orada artik alalade bir degisimden degil, bir tür "baskalasim" dan söz etmek gerekir. Bu baskalasim bana göre en azindan "Bildigimiz anlamiyla" Ankaragücü'nün tarih olmasi, ölmesi anlamina geliyor. "Ankaraspor hadisesi sona eriyor" yaklasimini, hele hele buna "sükretmeyi" ise dogrusu hiç anlayamadim. Bizim "Ankaraspor hadisesi" dedigimiz olay neydi? Neden nefret ediyorduk bu Ankaraspor'dan?? Herhalde renkleri mavi-beyaz diye degil. Kamu imkanlarini haksiz biçimde kullandigi için, bir siyasi rant araci oldugu için, bir sahsin dalga geçercesine ogluna aldigi oyuncak oldugu için TAKIMDAN SAYMIYORDUK. Eger saydigim bu niteliklerden biri yok olsa idi, o zaman "Ankaraspor hadisesi" nin tarih oldugundan bahseder ve sükrederdik. Bugün olan ise "Ankaraspor" un yok olmasi, ancak "Ankaraspor hadisesinin" dün oldugundan daha etkin biçimde varligini sürdürmesidir. Yok olacak bir hadise varsa o da "Ankaragücü hadisesi", "Ankaraspor hadisesi" tüm ögeleri ile dimdik ayakta, yalnizca üstüne sari-lacivert renkli daha fiyakali bir elbise giyecek artik. Belkide ben futbol takimlarina israrla bir "deger" yükledigim ve onlari temsil ettikleri degerler sistemi üzerinden tanimladigim için böyle hissediyor olabilirim, kim bilir... Her ne kadar tezimde israr etsem de :) , basligin degistirilmesine karar verilirse elbette boynumuz kildan ince. :wink:
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
onurnazliaka
Site Admin

Kayıt: Non 0, 0000

Mesaj Tarih: 2009-08-19 06:42:19      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Uzun zamandir beklenen gelisme sonunda gerçeklesti. Geçen sene Eylül'de baslayan birlesme firtinasi sonunda dindi! Birlesmenin hoca adayi bile hazir. Ankara'miza hayirlim olsun. :roll: Gençlerbirligi taraftari kimligi üzerinden birlesmeyi yorumlarsak? Gerçekten de bu noktada Ankaraspor'un 2. nesli karsimiza çikacak. Ankaraspor kamu kaynaklarini yiyiyor mu? Kagit üzerinde yemiyor. Ama gel gör ki isin özü öyle mi? Degil. Hafriyat parasi da gidiyor yardim da. Hatta tahsisinizi almak için bile bagis yapmaniz gündeme geliyor. Su parasinda Ankaraspor'a katki diye bir hane olmasa bile varsayimsal olarak böyle bir hane olusturabilirsiniz. simdi nice olacak? Ayni noktaya Ankaragücü çekilecek. Ankaragücü Melih Gökçek'in bagis toplamadaki üstün çabalariyla kalkinacak. Bu açidan Ankaragücü'nün 2. nesil Ankaraspor'a dönüsecegi apaçik. Gökten para yagmayacagina göre bu paralar nereden gelecek? Yönetimin basina Ahmet Gökçek geçecekmis. Dünkü çocuk simdi yönetici oldu. Daha düne kadar Ankaragücü tribünlerine el hareketi çeken kisi simdi baskan olacak. Ne kadar uygun bir durum degil mi! :roll: Yönetime elemanlari yerlestirdikten sonra vur patlasin çal oynasin. Bu durumu sindirmek çok kolay olacak çok! Ankaragücü'nün yeni yüzüne ilk tepki de bir istifayla gelmis. Ancak bu birlesmeye taraftar içinde sert bir tepki olmayacagi açik. Çünkü taraftar yillarin basari özleminin Gökçekler'le dinecegini düsündügünden ve Cemal Aydin'in yillardir yasattigi çaresizlikten bu birlesmeye bir anlamda razi olacak, birlesmenin ilkesel yönünden çok uygulama yönünü düsünecek. Birlesmeye tepki verenlerse tipki karaborsa bilet olayina tepki veren kisi gibi bilinçli Ankaragüçlüler olacak. Kamu kaynaklarini sömüren Ankaraspor'un 2. nesli gündeme gelecek dedik ya aslinda bu durum Türkiye'nin futboldaki aci bir gerçegi. Kayserispor, Antalyaspor, Konyaspor, Ankaraspor, istanbul BB Spor ve niceleri. Düzen kara düzen olunca böyle oluyor. Ankaragücü de belediyeyle desteklenip rakipleriyle esit kosullarda mücadele etme olanagina kavusuyor, kara düzene eklenmek bu olsa gerek. :!: Ve biz. Çok sükür önümüzdeki 30 sene bu düzene eklenecegimizi sanmam. Sorumlulugumuz artmistir, Ankara'da kimseden destek almadan ayakta duran bir kulüp olarak gelecek senelere daha saglam bakabilmek, çoluk çocugun oyuncagi olmamak için dik durmak gerekmektedir. :wink:
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
mesutyildirim
Site Admin

Kayıt: Apr 27, 2008

Mesaj Tarih: 2009-08-19 08:16:46      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

sok oldum
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
haydar_gerlevik
Site Admin

Kayıt: Apr 03, 2003

Mesaj Tarih: 2009-08-19 09:20:45      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Resmen sok oldum. Ankara kaynaklari Ankaraspora gitmesine ne kadar karsiysak Ankaragücüne de ayni mesafedeyim. Belediye metro yapsin altyapi yapsin
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
erdem_ceydilek
Site Admin

Kayıt: Oct 03, 2003

Mesaj Tarih: 2009-08-19 10:40:02      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

zengin is adamlarindan olusan kisilik bir komisyon kurulacakmis da, onlardan bagislar toplanacakmis da, yani devletin cebinden ankaragücüne para girmeyecekmis de mis de mis.. o adamlar simdi ankaraspora bagis yapiyordu. karsiliginda da çesitli ihalelerde "usulsuzluk hakki" elde ediyordu. simdi ayni sey ankaragücü için olacak.. kocatepe otoparkina, belediyenin otoparkina araba biraktigimiz her arabanin parasi ankaraspora degil ankaragücüne gidecek. "abi anama küfret ama gökçege küfretme" diyen ankarasiiipor kitlesi, ankaragücü sevgisiyle degil, gökçek familyasi sevgisiyle ankaragücü tribünlerine gelmeye baslayacak. kendi açimdan düsündügümde bu isin içime sindirilecek bir yani yok! ankarasporun renklerine, logosuna karsi çikmiyorduk biz! efenin de dedigi gibi haksiz, gereksiz ve usulsuz sekilde para aktarilmasina, bunun siyasi rant ve reklam araci olarak kullanilmasina karsi çikiyorduk. ha burayi okuyan ankaragüçlüler, "kiskaniyorlar bizi" derlerse aman dyeyim.. 1 kurusunu bile istemem gökçek familyasinin ve belediyenin. hakkaten belediye otursun altyapi yapsin, metro yapsin. spor tesisleri yapilmasina ön ayak olsun. ama karsiliginda bunu siyasi ranta dönüstürmeye çalismasin..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
silinmis_kullanici
Site Admin

Kayıt: Aug 01, 2002

Mesaj Tarih: 2009-08-19 13:41:15      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Ankaragücü'nün son 5 ayki yönetim yapisi Ankaragücü kadar bizi de çok ilgilendiriyordu. Camianin içinden çikip borç batagindaki bir kulübün nasil yönetilip basarili bir hale getirilecegine dair çok güzel bir örnek olma yolundaydi. Ben birakiyorum alan yok diyen bir baskandan alinan kulübün basarili olmasi bizde kendini vazgeçilmez sanan bazi amcalara da güzel ders olucakti. Futbolda bel hareketlerinin kuvvetli oldugunu bildigim için son dakikaya kadar insallah diyerek bekleyecegim. Pazartesi günü köseme bir yazi yazmistim Klasspor'da. Konu ile alakali oldugu için buraya da yapistirayim.. Allah sabir versin !! Bir kulübü yönetmek zordur. Hele bu kulüp köklü bir camia ise durum çok daha zordur. Bir galibiyet ile omuzlarin üstünde tasinirken bir maglubiyet ile tonlarca küfür yiyen bir adam oluverirsin. Hele baskanliginin veya yöneticiliginin ilk yillarinda isen seni kim seviyor, kim sevmiyor, kim arkandan is çeviriyor anlayamayabilirsin bile… Büyük bir camiayi yönetmek zordur. Hele genelde gerilimle beslenen bir camia isen durumun sabir derecesini oldukça zorlar. Bir yandan senden önceki baskan senin yaptigin isleri kötü göstermek için ugrasir. Gizli planlar yapar, daha önce konusmadigi adamlarla pazarlik masalarina oturur. Kendi yaptigi genel kurul üyelerine imza toplatip kulübü zorla genel kurula götürür. Onursal yetkileri ile yönetim kurulunu toplar. Kendinden sonra gelenin basarili olma ihtimali eski baskanlar için kâbustur. Bunu engellemek için hastanedeki doktoru bile arayip; “Baktigin oyuncu sakat” demesini bile isteyebilir. Kendi döneminde bütün zengin is adamlarini kulübe seferber etmis gibi, kulübe her sene yildiz transfer yapmis gibi çikar yeni baskani elestirir: “Parali yönetici yok, bir tek yildiz yetmez” diye. Eski baskanlarin aslinda hesap kitaplari da çok saglamdir. Kulübün gelirleri çarçur edilmezse aslinda kendi kurumsal kimligini yaratip basaridan basariya kosacagini çok iyi bilirler. Süper Lig’de yer alan bir kulüp mevcut gelirleri ile ne zengin isadamlarina ne de zengin belediye baskan çocuklarina ihtiyaç duymadan basarili olabilir. Ama yine de o kadar iyi bilirler ki kurumsallastigin zaman yaptigin her hata gün gibi ortaya çikar. Hesap vermek zorunda kalirsin. iste eski baskanlara en büyük destek reklâm sloganlarindan gelir o zaman: “ Birakin daginik kalsin…” Büyük bir camiayi yönetmek zordur dedim ya. Gerçekten zordur. Çünkü camianin büyüklügü taraftar sayisi ile orantilidir. Taraftar sayisinin çoklugu ise siyasi bir güç de demektir. Hele o sehrin belediye baskani biraz da futbola merakli ise. Hatta ve hatta sahsina ait özel takimi bile varsa iste baskanin isi iyice zorlasir. Senin sözlesmesi devam eden kalecine yaz döneminde sözlesmeyi imzalattiriverir. sehrin belediye baskani babasinin –pardon- belediyenin parasi ile yaptirdigi tesisleri, babasinin –pardon- belediyenin kendine verdigi güç ile birlestirip inanilmaz vaatler ile her gün oglunu kulüpte bir makama yerlestirmek için ugrasir durur. Baskan gazeteyi her açtiginda bir bakar ki belediye baskaninin oglu baskan olmus, baskan yardimcisi olmus, kulübe üye olmus… Büyük camiaya baskan olmak gerçekten zordur. Hele baskani oldugun kulüp özel bir senesini yasamadan hemen önce baskanligi aldiysan ve kulübün, küme düsmeye en yakin takimlardan birisi ise vay haline… Dogru tercihler yapar, dogru hamleler yaparsan o kadar ayak oyunun içinde, o kadar borcun içinde takimi ligde birakirsan ve en önemlisi önceki baskanin devami olmadigini hissettirirsen omuzlara alinirsin. Büyük camiaya büyük baskan olmak ise ekstradan bir de sabir gerektirir. Futbol oyununun dogasinda olan nankörlük birden karsina çikmaya baslar. ilk önce geçen seneki oyunu ile kimseyi memnun etmeyen oyunculari gönderirsin. “Kör ölür badem gözlü olur” hesabi birden degere biner. Takima bir yildiz transfer yapmak istersin, gecikince millet demedigini birakmaz. Aklindan geçen oyuncunun adinin duyulmasi bile tehlikelidir bu yüzden. Olmazsa vah o baskanin haline… Büyük camiada baskan olmak adami kel bile birakir. Geçen sezon son anda gelip takimi ligde birakan hoca sanki Barcelona’daki görevini senin için birakip gelmis gibi memnuniyetsizce açiklamalari yapar. Hakli oldugu konular olsa da zor durumdan kendini kurtarmak istercesine her mikrofon gördügünde açiklamalari siralar. Sinirlenirsin, kizarsin ama ligler baslamak üzeredir.Hatta baslamistir bile. “Kapi geçince sagda” diyemezsin. Diyemezsin çünkü önceki dönemden aldigin enkazi toplamanda en büyük yardimcin o olmustur. Büyük camiaya baskan oldugun zaman hele bir de o kulübün taraftari isen asil o zaman yanarsin iste. Tribünlerde maç izleyip “Bu kulüp niye sezon açilisini kutlamaz” diye hayiflandigin günler aklina gelir. Sezon açilisi yaparsin. Açilisi haber bile yapmayacak tüm televizyonlar yasanan çirkin olaylari flas haber olarak verir. Tribünlere gidersin taraftarla birlikte sevinirsin futbol ulemasi magazin elestirmenleri sizi amigo sinifina sokup istifa etmenizi isterler. Geldigin günden beri kulübe yatirdigin paralara, ödedigin borçlara bakmayip sana “Parasiz bu baskan” diyenlere kombine bilet çikarirsin almazlar…. Çikip “ Kardesim ben ve arkadaslarim geldigimiz günden beri su kadar borç ödedik. Eski dönemden dünya kadar haciz kapida bekliyordu, personel aylardir maaslarini alamiyordu, futbolcular neredeyse sahaya çikmayacakti” diyemezsin. Dedigin anda senden önceki baskanin yillarca “Aday yok kardesim. Çiksin biri. Ben yapacagim desin, verecegim “ söylemlerini unutup kapida sanki bu zor durumda takimi alip kurtarmak isteyen yüzlerce kisi varmis gibi “Paran yoksa baskan olmasaydin” diyenlerin yazilarini internette okumaya baslarsin. Yillarca istanbul takimi tutmayan, içimizden biri baskan olsun diyen insanlar birden acimasizca elestirmeye baslarlar. Eski baskanin aksine kimseyle kavga etmeden islerini yürütmeyi denersin ama iki gün önce yanindan ayrilmayanlarin birden baskalarini isaret etmesine de üzülürsün. Neticede zor istir büyük camiaya büyük baskan olmak, basarili bir yönetim olusturmak. Yaranilamamanin dayanilmaz üzüntüsü daha üçüncü,dördüncü ayda üstünüze çöker. Denecek çok da bir sey yok aslinda. Futbolun dogasinda vardir bu begenmezlik. Ne diyelim. Allah sabir versin… Allah sabir versin… Allah sabir versin…
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
Devrim_Karaca
Site Admin

Kayıt: May 19, 2009

Mesaj Tarih: 2009-08-19 22:11:32      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

1983'den bugüne istanbul'da yasiyorum, Gençlerbirligi'ne gönül vermemde asagi yukari ayni döneme rastlar, baslarda mutlaka Ankara'ya olan özlemin bir ifadesiydi ama sonralari Futbol Oligarsisine ve gitdikçe azginlasan Endüstriyel Futbola tepkiydi GENÇLERBiRLigi taraftarligi... Baslarda henüz 8-9 yaslarindayken renklerine sempati duymustum birde F.Bahçe ile karistirilma kaygisi vardi beni ANKARAGÜCÜ'nden uzaklastirilan zira Sari-Lacivert ilk akla Fenerli oldugum önyargsini doguruyordu, oysa ben Marjinal olmayi seçmisim kendime :), sonralari özellikle okumaya, anlamaya, sormaya ve sorgulamaya basladigim yillarda karsima ANKARAGÜCÜ tarihindeki koca leke çikinca ne kadar dogru bir karar verdigimi anladim, hani herkesçe malum olan su özel yasa ile 1.lige çikarilmasi olayi, zaten kendi gücü ve imkanlari ile lige çikabilecek durumda olan Ankaragücü o dönemde toplumun her alanda yikim getiren 12 Eylül idarecileri tarafindan bir çirpida 1 lige çikarilmis ve bu pek çok kisinin antipatisini almasini sagliyordu, bu Ankaragücü'nün 100 yillik tarihinin iLK kara lekesiydi, aradan 28 yil geçti o yillarda yeni doganlar simdi 30 lu yaslari kutluyorlar ve artik bu lekeyi animsayan fazla kisi yok derken simdi de AKP-Gökçek kligine peskes çekiliyor ve iKiNCi karaleke sürülüyor 100yillik klübün alnina. Bu iki olay arasinda ki benzerlikler her ikisininde Dönemin Egemenlerinin toplumun her alaninda yikim yaratmasi ve bu yikima Ankaragücü'nü dahil etmeleri, diger bir benzerlik ise her iki olayda da sürülen kara lekenin onlarca yil unutulmayacak olmasi ve Ankaragücü'ne karsi antipati duyulmasini saglayacagidir... Yazik ki yüz yillik bir takimin alnina yüzlerce yilin kapatamayacagi bu iKiNCi büyük kara lekeyi sürdüler
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yazar Mesaj
ozan_guler
Site Admin

Kayıt: Oct 22, 2003

Mesaj Tarih: 2009-08-23 00:50:10      Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Lig TV yorumcusu Erman Toroglu Ankaragücünde yasanan son gelismeler için söyle dedi: Ankaragücünde bir gün bir Özkan Sümer çikarsa Ankaragücünü ele geçirenler korksun :!: sansal Büyüka- Ne demek istiyorsun hoca :?: Erman Toroglu- Derin bir laf ettigimi futbolu yakindan takip edenler anlar. Ben kendi adima anladigimi söyleyebilirim ama Ankaragücünü su anda yönetenler ile yönetimi devralma hayalleri ile yanip tutusanlar acaba bu cümlede ne denilmek istendigini anladilar mi ?
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:    
Forum kilitlenmiştir Forum kilitlenmiştir