MehmetGUNER
Site Admin
Kayıt: Aug 08, 2002
|
Tarih: 2011-05-07 15:12:58
Mesaj konusu: NE OLACAK GENÇLERiN HALi?.
|
|
|
NE OLACAK GENÇLERiN HALi?.
Uzunca bir süredir çesitli vesilelerle isaret ettigimiz kuralsiz ve nispetsiz, serbest düsüsümüz kaçinilmaz sona yaklasmak üzere. tabi gene muhtesem yönetimimiz kontrol etmekte oldugu gücü göremeyip bilmem kaçinci sezondur kümede kalmis olmayi büyük bir yönetim hamlesi ve basarili bir yönetisimcilik gibi sunacaktir ama biz biliyoruzki su anda siralamada ayni basamaklari paylastigimiz tiger takimlarin yönetimleri için basari olarak nitelendirilebilecek “takimi ligde tutmak” karnesi, eldeki olanaklar gözönüne alindiginda Gençlerbirligi için tartisilmasi gerekecek bir durumdur.
Pekii gerek bizler ve bizim disimizda azda olsa sorgulayan ve arastiran spor kamuoyu tarafindan hayretle ve endiseyle izlenen bu durum, varoldugu rivayet olunan “duayen” diye yüceltilen mertebeye ulasmis, tecrübeli baskanimizin gözünden kaçmasi mümkün mü?. iste tam bu noktada dehsetle irkildigimiz o kaçinilmaz sonumuzu görmenin dehsetiyle irkiliyoruz. Duayenimizde nispetsiz düsüsümüzü yada –artik adini koyalim- çöküsümüzü görüyor ama bir sey yapamiyor. Yapamazda.
Yapamayacakta, çünkü gözardi etmek istedigi ve yüzlesmekten kaçindigi gerçegi kabul etmesi gerekiyor ki; digerleri bizden daha hizli ilerliyor.
Dünya futbolundaki gelismeleri, ilerlemeleri. Dünya futbolunun içinden geçtigi evrimi iyi yorumlayan, dogru degerlendiren kulüp yönetimleri temsilini üstlendikleri camialarinin isimlerini üst siralara tasidilar.
Bu anlattiklarimizin sadece son kisminda yer alan, içinden geçmekte oldugu evrimin kurallarina bagli olarak sürekli gelisen ve degisen futbol yönetisim oyunlari ve futbol konjektörleri önceden tahmin edilemez. Bunu kabul ediyoruz ve evrensel futbolun makamlari son derece gegisken oldugu içindir ki; kriz zamanlarinda sonuçlara dair belirsizlikler yükselise geçer. Bu böyle. Kabul edemedigimiz ise, 33 yildir bu isin içinde olan birisi için hala belirsizlik diye bir seyin kalmis olmasidir.
Artik Gençlerbirligi camiasi için “kriz” kelimesini üzülsekte kullanmaya baslayabiliriz. Gözümüz aydin, bir zamanlar top atsalar yikilmayacak olan Gençlerbirligimizinde artik bir mesruiyet krizi oldu.
Yine yazilarimizi takip etme ilgisini tasiyan arkadaslarimin kolayca hatirlayacagi üzere, siklikla bahsettigimiz “idare” kavramiyla, idareciligi birbirine karistirmasi sonucu yönetimimizin sürekli durumu idare etmesiyle geldik buraya, ama artik bu krizin idare edilecek yani kalmadi. Ve yalanlar, hikayeler, göz boyamalar, spekülasyonlar yada ligin bizdende kötü yönetilen takimlarina karsi alinan hasbel kader galibiyetlere düzülen orantisiz övgülerden baska sunulacak bir sey kalmadi.
O halde ne yapmali?.
Daha fazla vakit kaybeden Gençlerbirligimiz bu krizden nasil çikacak?.
Kulübümüzün yönetim sistemini, transfer mantigini, halkla iliskilerini, taraftar politikasini tümüyle reddeden; evrensel futbol kurallarini ve yönetim alternatiflerini iyi irdeleyip yorumlayan, ülke sartlarini gözardi etmeden kulübümüzün hatiri sayilir kaynaklarini dogru kanalize edecek muhalif yönetim alternatiflerine ihtiyaç var.
Bunun bir kere denenmis olmasi, üstelikte hiç benzeri görülmemis bir biçimde son bir haftada 1200 kadar üyenin dahil edildigi bir seçimli genel kurulda kaybedilmis olmasi bir kere daha denememek için sebep olamaz.
Gençlerbirligi gibi, süphesiz bu lig için yeterli kaynaklara sahip kulüplerin her zaman krizleri asacak, onlarin verdigi zararlari en az kayiplarla atlatacak ve futbol takimlarini yeniden yarismaya katacak gücü vardir.
Mevcut yönetimin kulüp üzerindeki iktidarinin idamesini yeterince zorlayacak, kararli ve gerekirse birlesik alternatif sisteme sahip muhalefete ihtiyaç oldugu açiktir.
Kendisini kulübün sahibi sanan padisahlik yönetiminin imtiyaz kalelerine indirici darbeyi vuracak veya onlarin mukayese kabul etmez parasal iktidarini, hile ve düzenbazlikla sürdürdükleri ikditarda olmanin avantajlarini defedecek bir yolda bu gün için ortada görülmemektedir.
Bir tür muhalif kulüp yönetimine giden yollar açik olsada o yollarin nerede oldugunu veya o yollarin ne oldugunu kimse gerçekten bilmemektedir. Ama bu krizden çikis programini yerine getirmeye, yerine getirmeyi birakin sadece seslendirmeye bile muktedir bir muhalif yönetim gücünün yoklugu alternatiflerden bahsetmemek için bir sebep olamaz.
Pekii bu dediklerimiz nasil olacak?.
Ben sayimiz az olmasina ragmen isaret edecegimiz çözümler ve çikis senaryolari ile krizin göbeginde yer almayi öneriyorum.
Bir noktada nicel degisimler nitel degisikliklere önayak olur. Bizde kulübümüzün tarihinde tamda böyle kirilma aninda oldugumuz fikrini ciddiyetle ele alma durumundayiz. Buradan hareketle gelecegimizi sorgulamak, kulübümüzün tartisilabilir, kabul edilebilir bir yönetim sistemine sahip olup olmadigini sorgulamak önümüzdeki sezon öncesi tartismalarin odaginda yer almalidir.
Fakat kulübün gerçek sahibi olmasi gereken taraftarlar arasinda bile bu tür tartismaya çok az ilgi gösterilmektedir.
Bunun yerine hala transferde yapilabilecek kimsenin görmedigi yeni cevherler, nereden ve nasil artacagi bilinmeyen ama artacagi beklenen taraftar sayisi, sonunda bizi farketmis olan medyanin geç kalmis olmanin verdigi pismanlikla ön sayfalarina tasidigi ismimiz ve bir yerlerden çikip gelecek, heybesinde kupalar bulunan beyaz atli teknik direktörler sayesinde siralamada yeniden yükselecegimizi ve adimizi hakettigimiz yere tasiyacagimizi duymaktayiz.
Oysa son 10 yilimiz –Ersun Yanal dönemi hariç- mesruiyet sorunlarina kayitsiz bir padisahlik ve konsensüsün saglanmasina ilgisiz yönetisim sistemleriyle bogusmamiza sahit oldu. Bize otoriterlik parasal yozlasma, bir zamanlar ligin en zengin kulübü olmaktan yetersiz bütçeye, bilimin inkari, sorunlara kayitsizlik, alt yapinin tam anlamiyla katli, muhalefetin kontrolünün dezenfermasyonla saglandigi, bütün bunlarin yetersiz kalmasi durumunda hile ve düzenbazligin hakim oldugu bir kulüp yönetimi olarak döndü.
Krizin sisteme iliskin kaynaklarinin bulundugu fikri ana akim medyada bile –Gençlerbirligini yakindan takip eden birkaç yazar disinda- çok az ele alindi. Bunun disinda bir avuç sorgulayan, ve ögrenmeye çalisan sorumlu taraftar disinda genel egilim; tipki beceriksiz ve basiretsiz yönetimimizinde düsündügü üzere ufak tefek tadilatlarla islerin eskiden oldugu gibi bir düzene sokulmasi ve basarilarin böylece gelecek olduguna inanilmasi olarak gündemimize geldi. Mucizelere inananlar hala çogunlukta.
Tekrar söylüyorum bu fikir veya bu fikre sahip kimseler varsa onlarin durusu; finansal ve yapisal çöküsümüzü hazirlayan, son ve tek çikis noktamiz olan alt yapimizi tarumar eden basiretsiz yönetimimize destek olmaktan öte gitmez. Ve buda insanlarin “vefa” veya “sabir” duygulari içinde bulunmalari ile açiklanacak bir olay olmaktan öte bir durum halini almistir.
Artik hayallerimizden uyanip, her geçen sezon dahada kötüye giden beceriksizlik örnegi yönetilememenin, beklersek belki kendiliginden düzelecegi fikrinden kurtulup, akildisiliga son diyerek; futbol biliminin isaret ettigi biçimde, akil yoluyla, taraftarin ve futbolseverlerin beklentisi dogrultusunda, otoriterlerce kabul gören kolllektif arayisla çözümler üretecek muhalif alternatifin harekete geçirilmesi gerektigini görmemiz gerekiyor.
|
|