Ziya Adnan
Site Admin
Kayıt: May 06, 2003
|
Tarih: 2006-01-10 13:38:10
Mesaj konusu: ONLAR DA FUTBOL ÇOK FARKLI...
|
|
|
Geçtigimiz haftasonu ingiltere’de kupa maçlari heyecani vardi…
Cumartesi ögleden sonra, soguk ve gri bir Londra gününde Arsenal’in tarihi Highbury stadindayim.
Birazdan Kral kupasi üçüncü tur maçi baslayacak ve bu maça ilgi tahmin edilenden büyük. Arsenal’in bu turda rakibi coca Cola birinci lig (Premier Ligin bir alt ligi) takimlarindan Cardiff City, ve puan cetvelinde onuncu sirada. Stada girdigimde gözüme ilk çarpan kale arkasi tribünün tamaminin Cardiff City taraftarlarinca doldurulmus oldugu. Her yerde mavi beyaz formalar, flamalar, bayraklar, Orada bulunan 36, 552 seyircinin 10,000 e yakini Cardiff City taraftari ve takimlari lehine yaptiklari tezahüratlar görülmeye deger….
iste ingiltere futbolunu bu kadar gözde kilan temel neden…
Rekabet ve her takimin belli bir taraftar kitlesine sahip olusu…
Hiçbir takim ayricalikli degil ve taraftar kendi sehrinin, yöresinin takimi ile özlesmis konumda. Siradan bir birinci lig takimi bile, bir kupa deplasmanina 10,000 taraftar götürebiliyor.
Keske bu rekabet bizim liglerimizde de olsa…
Arsenal, Robert Pires’in 6. ve 18. dakikalarda attigi goller ile ilk yariyi 2 - 0 önde kapatiyor. Yenik durumda olmasina ragmen, Cardiff City taraftarlari hiç susmuyor. Hani stadin disindan geçen biri, bu tezahüratlari duysa, Cardiff galip sanir. Yanimda oturan yasli Arsenal taraftari, “Kupa maçlarini bu yüzden seviyorum, atmosfer çok farkli oluyor…” diyor.
Kimbilir, ne kupa maçlarina sahit olmustur …
Maç boyunca tribünlerde, Cardiff City taraftarlarinin karnavali sürüyor…
Arsenal zor da olsa maçi 2-1 kazanip tur atliyor, hakemin bitis düdügü ile Cardiff City’li oyuncular bu zor deplasmanda kendilerini yalniz birakmayan taraftarlarina kosuyor.
içimden “Helal olsun” diyorum…
“Yensen de yenilsen de …” dedikleri bu olsa gerek…
***
O maçin bitiminden iki saat kadar sonra, yine bir birinci lig takimi Luton Town, kendi evinde, mütevazi Kenilworth stadinda Avrupa sampiyonu Liverpool ile kupa maçina çikiyor. Mütevazi dedimse yanlis anlasilmasin, tribünlerde, 10,170 taraftar var, bos koltuk yok ve ev sahibi takim deplasman takimina yalnizca 1500 bilet ayirmis. Her yerde portakal renkler hakim. Bu kasabanin sakinleri, belli ki takimlarini pek seviyor. stad da yedibinin üzerine kombine biletli taraftar var…
Luton Town 1885’ de kurulmus ve geçen sezon ikinci ligden birinci lige çikmislar…
Steven Gerrard’in 16. dakikada attigi müthis gol ile Liverpool 1 - 0 öne geçiyor, bu Gerrard gerçekten komple futbolcu. Ama bu gol ev sahibi takimi kamçiliyor ve müthis bir baski kuruyorlar. Liverpool, Luton’un sol kanadinda oynayan Vine’ni durdurmakta zorlaniyor, ve az sonra beklenen gol onun ortasinda Howard’in ayagindan geliyor. Gol ile birlikte, ev sahibi takimin taraflarlari yeri gögü inletiyor. Bu gol, minik kasaba takimini sanki daha bir atesliyor, Liverpool ise pek süklüm püklüm, oyunu kendi alaninda kabul ediyor.
Sanki ikinci golü yemekten korkuyorlar. Ama korktuklari 43. dakika da baslarina geliyor, Robinson dönerek vurdugu topla takimini 2 -1 öne geçiriyor ve ilk yari bu skor ile kapaniyor.
Kenilworth Road’da Luton Town taraftarlarinin sarkilari yankilaniyor…
Ikinci yariya Liverpool daha atak basliyor ve henüz baslarda Cisse’nin ayagindan bir penalti kaçiriyor. Kaçan bu penalti sonrasinda, taç çizgisi kenarinda Liverpool Teknik direktörü Rafael Benitez pek kizgin görünüyor. Bu pozisyonun üç dakika sonrasinda, Liverpool defansi beklenmedik sekilde topu kaptiriyor ve ardindan kaleci Carson, Luton’lu Vine’i ceza sahasinda düsürünce hakem tereddütsüz penalti noktasini gösteriyor. Liverpool’lu Cisse’nin yapamadigini Luton’lu Nicholls basariyor ve takimini 3 –1 öne geçiriyor…
Luton Town taraftarlari zaferi kutlamaya erken basliyor…
Aklima Liverpool’un geçen Mayis ayinda oynanan sampiyonlar Ligi maçinda oyunu 3 – 0 yenik durumdan çevirisi geliyor…
Belli ki Rafael Benitez sahada oynanan oyundan, ve skordan pek hosnutsuz. Orta sahada oynanan Sissoko’yu oyundan alip yerine Sinama Pongolle’u forvete aliyor, Gerrard ise orta sahanin ortasina geçiyor. Oyuna girmesinden bir kaç dakika sonra Gerrard’in pasi ile ceza sahasina giren Pongolle sert bir sutla takiminin ikinci golünü atiyor ve maç 3 -2 ye geliyor.
Son yillarda izledigim en heyecanli maçlardan biri bu maç…
Bu dakikalarda Liverpool’un baskisi artiyor ve 69. dakika da Alonso 35 metreden attigi sutla skoru 3 –3 e getiriyor. Sonra Pongolle yeniden sahneye çikiyor ve 74. dakika da sagdan gelen ortaya attigi kafa ile Liverpool’u 4 – 3 e getiriyor. Ve maçin bitmesine saniyeler kala, Luton Town kalecisi Beresford’un korner atisi için Liverpool ceza sahasina geliyor. Atis sonrasinda topu kapan Alonso, kendi yari alanin ortalarindan bos Luton kalesine topu gonderiyor ve Liverpool’u 5-3 öne geçiriyor ve maç bu skorla bitiyor.
Belli ki, bu Liverpool takimi karsisinda oyun bitmeden sevinmemek gerekiyor…
***
Ayni gün oynanan diger bir kupa maçinda, amatör ligde oynayan Nuneaton takimi 6,000 kapasiteli stadinda, Premier lig takimlarindan Middlesborough ile 1 –1 beraber kalarak ikinci bir maç oynama hakkini yakaliyor. BBC’de Cumartesi aksamlari yaynlanan “Match Of The Day” programi ev sahibi takimin taraftarlarinin maç sonrasi sevincini uzun uzun ekranlara tasiyor…
Birinci ligin diplerinde yer alan Milwall’da ayni sekilde Premier lig takimlarindan Everton ile 1 –1 kalarak ikinci bir maç hakkini yakaliyor. Everton bu maçta beraberligi son 10 dakika da attigi gol ile sagliyor…
Ayni saatlerde yine bir birinci lig takimi Leicester City, Premier ligin güçlü takimlarindan Tottenham’i 3 – 2 yenerek kupa disi birakiyor… Tipki Leyon Orient’in Fulham’i yenmesi gibi…
Ve kupa da üçüncü turun en büyük sürprizi, Pazar günü oynanan maçta amatör küme takimlarindan Burton’un, Manchester United ile 0 –0 kalmasi ile yasaniyor. 6,191 seyircinin izledigi maç golsüz bitiyor ve minicik Burton, bir dünya devi karsisinda ikinci maç oynama hakkini yakaliyor. Nottingham Forest’in efsane Teknik Direktörü Brian Clogh’un oglu Nigel Clough, simdilerde Burton’un Teknik Direktörlügünü yapiyor ve süphesiz bu skor kariyerinde ki mihenk taslarindan biri oluyor…
***
Velhasil, geçtigimiz haftasonu oynanan Kral kupasi maçlarinda, ingiltere’nin hemen her stadinda rekabet kavrami ön plana çikiyor.
Tribünlere bakarak kimin büyük, kimin küçük oldugunu anlamak imkansiz. Küçük büyük ayrimi yapilmadan, taraftarin kendi sehrinin, veya kasabasinin takimi ile özlestigi, ve ingiliz spor medyasinin ayrim gözetmeksizin her takima gereken ilgiyi gösterdigi gerçek bir futbol söleni…
‘Zafer avciligindan’ uzak, gerçek futbol taraftarlarinin, hangi ligde oynarlarsa oynasinlar kendi yöresinin takimlarini bagrina bastiklari, her futbol arenasinda sahada yer alan iki takimin da hakki ile temsil edildikleri tadina doyulmaz maçlar…
Gördügünü çalan hakemler, spor programlarinda futbolun içinden gelen ama tarafsiz yorum yapan yorumcular, ve takimlarini son düdüge kadar destekleyen taraftarlar…
Her takima esit uzaklikta, büyük küçük ayrimina bulanmamis, olabildigince adil bir sistem…
Bizim ‘üç takima’ endeksli gariban futbolumuzdan ne kadar da farkli degil mi…
Ziya Adnan
|
|
serkan_gungordu
Site Admin
Kayıt: Aug 08, 2002
|
Tarih: 2006-01-11 15:03:07
Mesaj konusu:
|
|
|
ingilizlerin her seyden önce futbola duyduklari saygiyi ayakta alkislamak lazim. Bu ülkede her takim çikip futbolunu oynuyor, orada futbol saibeye ve komplo teorilerine çok uzak. Böyle olunca maçi izleyen, oynayan, yazan, konusan herkes büyük keyif aliyor.
Kupa sistemlerine gelince, bizim ülkemizde sürprizlere yer yok. Ya da birileri sürprizlere yer olmamasi gerektigini düsünüyor. Her sey saglama alinmali ve bütün kupalara istanbul Takimlari arasinda paylastirilmali. ingiltere'de ki kupa sisteminde Ligin en fazla kafaya oynayan takimlari dahi elemelere en bastan basliyor. Futbolun bir spor oldugu, amatör ruhla oynandigi zaman büyük sürprizlere gebe oldugunu en güzel bu maçlarda görüyorlar, dolayisiyla en fazla bu maçlarda egleniyorlar. Kupa'nin tadi tek maçlik bu mücadelelerin telafisi olmamasinda... Fakat dedigim gibi biz de sürprizlere yer yok. Bui nedenle kupa maçlarini bir zevki de yok. Konuyla Tanil Abi'nin sistem degismedne önce yazdigi yazisina bknz.
[url]http://www.alkaralar.com/icerikarastir.php?name=Kose_Yazilari&file=yazi_oku&sid=146[/url]
|
|