Alkaralar Dinlenme Tesisları Forum Ana Sayfası
 
BR YILDIZIN SN...
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ziya Adnan
Site Admin

Kayıt: May 06, 2003

Mesaj Tarih: 2006-01-10 13:40:51      Mesaj konusu: BiR YILDIZIN SÖNÜsÜ... Alıntıyla Cevap Ver

Adi Tarik Dasgün, 28 Agustos 1973 dogumlu, 32 yasinda… O, bir zamanlar Türk futbolunun yükselen yildizi idi… Doksanli yillarin ortalarinda Türk futbolunda kasirga gibi esmisti. Adi spor sayfalarinda büyük puntolar ile yazilir, o dönemlerde futbol üzerine dönen söylemlerde ismi pek siklikla geçerdi… Ankara’nin gecekondularindan bir futbol yildizi parlamisti… Sahada sarisin bir çocugu andiran afacan ama çelimsiz, güçsüz görüntüsü seyredenleri yaniltirdi, rakip takim oyuncularinin arasindan yag gibi siyrilir, enfes paslar ve goller atardi. Top teknigi, çabuklugu ve futbol zekasi ile bir Türk’ten çok Brezilya’li gibiydi Tarik, hani top ayagina yakisiyor dedikleri cinsten… Seyredenler hayran kalirdi… *** Türk futbolunun fabrikasi Genclerbirliginde yetismis ve 1993 – 1994 sezonunda gösterdigi performansla bir anda yildizi parlamisti. 1995 yilinin Mayis ayinda, liglerin bitmesine az kala “Fenerbahçe’ye kaçmis” ve sonrasinda istanbul’un sari lacivertli kulübü ile resmi sözlesme imzalamisti. Fenerbahçe, o dönemin parasi ile Gençlerbirligi kulübüne 100 milyar TL ödemis ve Gençlerbirligi kulübü bu parayi çok akilli bir yatirima dönüstürerek bugün Bestepe’de yer alan görkemli tesislerini insa etmisti. Bu rakam, dönemin parasi ile 1.5 milyon dolara yakin tutuyordu, ve Türk futbol tarihinin en büyük transferlerinden biriydi. Bu transferden en karli çikan süphesiz Ankara’nin kirmizi siyahlari oldu…. Ankara’nin Keçiören semtindeki gecekondulardan çikip, 22 yasinda büyük umutlar ile geldigi yedi tepeli sehirde umdugunu bulamadi Tarik. Zaman içersinde kayip giden nice yildizlar gibi o da istanbul’da tutunamadi. Genel de böyle olur zaten, küçük baliklar büyük sularda çabuk kaybolurlar, dibe vurmak sadece zaman meselesidir ayak uydurmakta zorlananlar için. Tebdili mekan da ferahlik yoktur böyleleri için… O da zorlandi, Ankara’nin, nispeten mütevazi yasantisindan çikip, kisa zamanda istanbul’un büyülü gece alemlerinde kayboldu. Kendinden önce ayni hazin akibete ugrayan nice yetenekli gençler gibi o da eridi gitti, düsüsü de yükselisi kadar hizli oldu… Fenerbahçe’de ki ikinci sezonunda sampiyonluk yasasa da, orada bulundugu üç sezon içinde ilk onbirde yer bulmakta zorlandi ve zamanla yedek kulübesinin alisilagelen isimlerinden biri haline geldi. 1997’de, o zamanin Fenerbahçe Teknik Direktörü Otto Bariç ile düzensiz yasantisi yüzünden ters düstü, ve gözden çikarildi… Sonra Ankara’ya., bu sefer Türk futbolunun köklü kulüplerinden Ankaragücü’ne dönüs yapti, bir sari lacivertten digerine. Ama burada da istikarli bir tablo çizemedi, kalici olmasi gerekirken futbol disi yasantisi yüzünden gidici oldu, hep yanlis nedenler ile mansetlerde yer aldi, bir kulüpten digerine… Zamanla kaçinilmaz sonunu hazirladi. Yozgatspor’da, Sakaryaspor’da, Gençlerbirligi ASAs’da, Göztepe’de, Karabükspor’da forma giydi, kisa süren bir Çin macerasi sonrasinda tekrar kürkçü dükkanina dönüs yapti. 2005-2006 sezonunun basinda Yimpas Yozgatspor’a transfer oldu… Ve bu hazin filmin sonu, 13 Kasim 2005 tarihinde, ikinci ligde Yimpas Yozgatspor’un Antalyaspor ile oynadigi maçtan sonra geldi. Doping kontrolünde idrarinda uyusturucuya rastlandi, ve vapilan tetkiklerde ,Marijuana kullandigi ve uyusturucu yolu ile doping yaptigi saptandi… *** simdi, on yil aradan sonra, yine gazetelerin spor sayfalarinin mansetlerinde Tarik Dasgün, ama bu sefer bir yükselisin degil bir düsüsün yazik hikayesi anlatiliyor cümlelerde. Kayan bir yildiz anlatiliyor. Henüz 32 yasinda, futbol hayati bitmis eski bir yetenegin dramatik hikayesi anlatiliyor… Tarik Dasgün, muhtemelen iki yil sahalardan men cezasi alacak, pek muhtemel bir daha hiçbir takimda forma giyemeyecek… Bundan on sene önce yükselen bir yildiz iken, simdi dibe vurmus ‘eski’ bir futbolcu Tarik, kaybolmus, yitirilmis, unutulmus. Yarim bile kalmamis futbol macerasi, bütün yanlis yasam kurbanlari gibi o da eriyip gitmis… Ne kadar hazin degl mi… Hani simdi zamani geri almak mümkün olsaydi eger, dönmek mümkün olsaydi Ankara 19 Mayis stadinda ki o parlak günlere, yine ayni hatalari yapar miydi, yine yanlis yollara sapar miydi bilinmez ama; keske kücük sularda kalsaydi, uzaklarda parlayan isiklara kanmasaydi diye düsünüyorum… Muhtemel, uzaklarda bir yerlerde Ahmet Kaya’nin “Olmasaydi Sonumuz Böyle” si çaliyor… Ziya Adnan
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:    
Forum kilitlenmiştir Forum kilitlenmiştir